Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1036 E. 2019/338 K. 19.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1036 Esas
KARAR NO : 2019/338

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 12/09/2014
KARAR TARİHİ : 19/03/2019
KARARIN YAZIM TARİHİ: 19/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 12/12/2013 tarihinde müteveffa ….. ‘ın arkadaşlarıyla kar topu oynarken, kar toplarından bir tanesinin ….. plaka nolu ticari taksiye isabet etmesi sonucu sürücü …’in ters istikamette aracı sevk ederek, çocukların üzerine tehlikeli şekilde sürdüğünü, panikleyen çocukların kaçışmaya başladığını, müteveffanın taksinin kovalamasından kurtulmak için E-5 kara yolunun karşıdan karşıya geçmeye çalışırken sol şeritten hızlı şekilde seyreden …’ın sevk ve idaresindeki ….. plakalı aracın çarpması sonucu öldüğünü, kaza sonucu sürücüler aleyhine Küçükçekmece ….. Asliye Ceza Mahkemesinin …. esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığını, kazanın meydana gelmesinde sürücülerin asli ve tam kusurlu, müteveffanın kusursuz olduğunu, ölüm hadisesi nedeniyle davacıların destekten yoksun kaldıkları gibi çocukları ve kardeşini kaybeden müvekkillerinin manevi elemlerinin giderilmesi için manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek, şimdilik 1.000,00’er-TL maddi tazminatın davalı … şirketleri yönünden dava tarihinden, davalılar …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkilleri … ve …’a verilmesine; davacı … için şimdilik 100.000,00-TL … için 100.000,00-TL, ….. için 70.000,00-Tl manevi tazminatın ayrı ayrı olay tarihi olan 12/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar eslime ….., … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkillerine verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ……. vekili cevabında özetle; … adına kayıtlı ….. plakalı aracın 06/07/2013 başlangıç tarihli bir yıl vadeli kara yolları ZMSS poliçesinin müvekkilince yapıldığını, ancak müvekkilinin sorumluluğunun sürücünün kusuru ve gerçek zarar ile sınırlı olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevabında özetle; müvekkilinin kaza tarihinde geçerli poliçesinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilini maliki olduğu ….. plakalı aracın 02/10/2012 tarihli sözleşme ile, ticari araç kiralama işlerinde aracılık eden ….. Otomotiv İnş. Tahh. A.Ş.’ye teslim edildiğini, anılan kişinin de 12/10/2013 tarihli sözleşme ile bir yıllığına aracı …..’a kiraya vererek teslim ettiğini, kira sözleşmesinin 5.maddesinde aracın üçüncü kişilere vereceği zararlardan kiracınını sorumlu olacağını düzenlendiğini, diğer yandan kara yolları trafik kanunu hükümleri gereğince aracın uzun süreli kiralanması nedeniyle müvekkilinin işleten sıfatının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilin ….. plaklı aracıyla seyir halindeyken aniden bir çocuğun yola fırlaması sonucu kazanın meydana geldiğini, müvekkilinin kazanın şokunu atlattıktan sonra kolluk kuvvetlerine teslim olduğunu, kazaya ilişkin davanın Bakırköy ….. Ağır Ceza Mahkemesi’nin …. Esas sayılı doyasında devam ettiğini, kazanın oluşumunda müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, müvekkilin aracı yol ve trafik durumuna uygun şekilde sevk etmesine rağmen, müteveffanın aniden yola çıkması nedeniyle kazanın meydana geldiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin yolu rutin şekilde kullandığını müteveffayı takip etmediğini, kazanın, diğer araç sürücüsünün aşırı hızından kaynaklandığını, kaza ile müvekkilinin eylemleri arasında illiyet bağı bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekilinin talebi üzerine dava kiralayana ihbar edilmiştir.
DELİLLER: Dava ve cevap dilekçeleri, bilirkişi raporları, hasar dosyası ve tüm dosya kapsamı vs.,
Davanın açıldığı Küçükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce görevsizlik kararı verilerek dosya mahkememize gönderilmiştir. Davanın zorunlu mali sorumluluk sigortasından kaynaklanması nedeniyle mahkememizce davaya bakılmıştır.
Davalı … vekili tarafından ibraz edilen 12/10/2012 tarihli bir yıl süreli plaka komisyon hizmet sözleşmesi ile ….. plakalı aracın kiraya verilmesi konusunda …. Tic. A.Ş. İle sözleşme düzenlendiği, bu kişice de 12/10/2013 tarihli bir yıl süreli, 15/10/2013 başlangıç tarihli bir yıllık plaka kiralama sözleşmesi ile ….. plakalı aracın … isimli kişiye kiralandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ekonomik ve sosyal durumlarının araştırılması için ilgili yerlere yazı yazılmış olup, manevi tazminata esas olmak üzere gelen müzekkere cevapları dosyaya konulmuştur.
Mahkememizce sigorta poliçeleri ve hasar dosyaları getirtilmiş, maddi tazminat belirlenmiştir.
Davacılar ile davalı … arasında anlaşma kapsamında, davacıların maddi tazminat ödemesini almaları nedeniyle davacılar vekili, maddi tazminat davanın konusuz kaldığnı, davaya sadece sürücüler ve işleten yönünden manevi tazminat davası olarak devam edileceği bildirmiştir. Davalı … vekili ise feragate bir diyeceğinin bulunmadığını yargılama gideri ile vekalet ücreti talebi bulunmadığını beyan etmiştir.
Ceza yargılamasının yapıldığı Bakırköy …. Ağır Ceza Mahkemesince Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 31/03/2015 tarihli bilirkişi raporunda şüphelilerden …’in asli, ölenin tali kusurlu oldukları, davalı …’ın ise kusursuz olduğu bildirilmiştir. Ceza mahkemesince raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için kara yolları trafik fen heyeti bilirkişilerinden alınan 26/11/2014 tarihli raporda ise sürücü ….. ‘ın aracı trafik durumuna uygun şekilde kullanmaması nedeniyle alt düzeyde tali kusurlu, diğer sürücü … ve müteveffanın ise asli kusurlu olduğu belirlenmiştir. Mahkemece alınan 09/04/2014 tarihli bilirkişi raporunda ise sanık …’ın tali, müteveffa ….. ‘ın tali, …’in ise asli kusurlu olduğu bildirilmiştir. Ceza mahkemesince davalı …’in eylemi bilinçli taksirle gerçekleştirdiği tespit edilerek sonuç olarak 6 yıl 3 ay, …’ın ise alt derecede tali kusurlu olarak eylemi gerçekleştirdiği kabul edilerek 1 yıl 8 ay hapis cezaı ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce hesap bilirkişisi ile birlikte atanan trafik kusur uzmanı bilirkişi ibraz ettiği 19/04/2016 tarihli raporda …’in %40 oranında, müteveffanın %40 oranında, …’ın ise %20 oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir. Maddi tazminattan feragat edilmesi üzerine mahkememizce yeniden kusur bilirkişisinden rapor alınmış 01/02/2019 tarihli rapordan önceki kusur oranları tekrar edilmiştir.
Davalı … vekili aracın müvekkiline ait olmakla birlikte, plaka komisyon sözleşmesi ile dava dışı şirkete devir edildiğini, bu kişi tarafından ise kiracı …… ‘a kiralanması nedeniyle müvekkilinin işleten sıfatının bulunmadığını savunmuştur. Davalı tarafça ibraz edilen ticari plaka komisyon sözleşmesi ile araç kiralama sözleşmeleri dosyaya konmuştur. Bu durumda 2918 Sayılı Kanunun 3.Maddesi gereğince, davalının işleten sıfatının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
İşleten tanımı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde işleten sıfatını belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçütten yararlanılmıştır. Şekli ölçüte göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüte göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüttür.
2918 sayılı KTK’nın 85. maddesi ise “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir.
Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır. Belirtilen ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında davalı … kayden malik olup işletendir. 2918 Sayılı Kanunun 85.Maddesi gereğince işletenlik sıfatı değişebilmektedir. Mahkememizce buna ilişkin araştırma yapılmış olup davalı tarafça verilen sürelere rağmen sadece, herzaman düzenlenmesi mümkün olan komisyon sözleşmesi ibraz edilmiştir. Bunun dışında sözleşme kapsamında yapılan kiraların tahsilatına ilişkin hiç bir belge, makbuz veya vergi ödemesi sunulmamıştır. Bu durumda davalının, karinenin aksini ispat edemediği ve her zaman düzenlenmesi mümkün olan belge ile işletenlik sıfatının kalktığının kabulünün mümkün olmadığı gözetilerek bu davalı da manevi tazminattan sorumlu tutulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:Dava, trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminatın tahsiline istemine ilişkindir. Davacılar ile davalı … şirketinin maddi tazminat miktarının üzerinde sulh olarak bu miktarın ödenmesi nedeniyle davacıların, konusuz kalan davanını esası ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmesinin talep ettikleri, davanın konusuz kalması nedeniyle feragat edildiğinden, esasıyla ilgili karar vermeye yer olmadığına, dava açıldığındaki haklılık durumuna göre davacılar aleyhine maddi tazminat nedeniyle yargılama giderlerine karar verilmemiş, yargılama giderlerinin davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Manevi tazminat yönünden yapılan incelemede; davacıların murisinin meydana gelen kazada %40 oranında, davalılar …’in %40 oranında, …’ın %20 oranında kusurlu olduğunu mahkememizce alınan bilirkişi raporunda anlaşıldığı, bu kusur raporunun ceza dosyasında alınan kusur raporu ile özünde çelişmediği görülmüştür. Davalıların kusuruyla davacılar …. ve …ı’ın çocukları, diğer davalının kardeşi ….. ‘ın vefat ettiği 6098 sayılı TBK.’nın 56. Maddesi gereğince bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özellikleri göz önünde tutularak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verilebileceği düzenlenmiştir. Belirtilen yasal düzenleme haksız fiilin doğurduğu sonucun ağırlığı, kazaya karışan tarafların kusur durumu ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları, manevi tazminatın zenginleşme aracı olamayacağı ilkesi dikkate alındığında, davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile davacı … için takdiren 20.000,00-TL, … için takdiren 20.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılar …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline fazlaya ilişkin talebin reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Maddi tazminat davasının ödeme nedeniyle konusuz kaldığı davalı vekilince bu nedenle feragat edildiği anlaşılmakla, konusuz kalan davanın esası ile ilgili karar vermeye yer olmadığına,
2-Davacıların Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, Davacı … için 20.000TL, … için 20.000TL, ….. için 10.000TL tazminatın, ayrı ayrı kaza tarihi olan 12/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …, …, …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine;
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 3.415,50-TL ilam harcından peşin alınan 929,02-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.486,48TL harcın davalılar …, …, …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Maddi Tazminat Yönünden; Davacı tarafından yapılan (Yargılama gideri ayrıntısı “Tevzide dava açma gideri: 28,05-TL başvurma harcı, 929,02TL peşin harç, tebligat-posta gideri: 605,00-TL, bilirkişi ücreti: 2.000,00-TL,”) 3.562,07-TL’nin davalılar …, ….. Sigorta A.Ş., …, …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
5-Manevi Tazminat Yönünden; Davacılar tarafından sarf edilen 100,00TL posta masrafından 100,00TL den kabul red oranına göre hesaplanan 18,52TL’nin davalılar …, …, …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
6-Davacılar vekili için AAÜT’ne göre belirlenen manevi tazminat yönünden 5.850,00-TL vekalet ücretinin davalılardan …, …, …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
7-Davalılar vekilleri için AAÜT’ne göre belirlenen manevi tazminat yönünden 5.850,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılar …, …, …’a verilmesine,
8-Davalılar vekilleri için AAÜT’ne göre belirlenen maddi tazminat yönünden 1.000,00-TL vekalet ücretinin davalılardan …, …. Sigorta A.Ş., …, …’dan alınarak davacılara verilmesine,
9-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,

Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/03/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.