Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1022 E. 2020/335 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1022 Esas
KARAR NO : 2020/335

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/10/2013
KARAR TARİHİ : 22/09/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkilinin Halk Otobüsü şöförlüğü yaptığını, 24/08/2013 günü çalıştığı halk otobüsünün arızası nedeni ile saat 13:30 civarında …….. Mah …….. Sitesi ……… otoya çekildiğini, bu sırada davalılardan ………’nun ruhsat sahibi olduğu ve ……… ‘ın kullanmakta olduğu …….. plaka sayılı vasıta müvekkilinin 2 metre kadar önünde olmasına rağmen tedbirsiz ve dikkatsiz davranışları nedeni ile müvekkilini altına alarak süreklediğini, bu kazada müvekkilinin yaralandığını, bu sebeple öncelikle davalı ………’nun adına kayıtlı …….. plaka sayılı vasıtanın kaydına teminatsız olarak dava sonuna kadar ihtiyati tedbir konulmasına, davalılardan sigorta firması hariç diğer davalılardan 30.000,00TL manevi tazminatın davalılardan alınarak müvekkiline verilmesine, şimdilik fazlaya dair hakkı saklı kalmak kaydıyla belirsiz dava olarak açtıkları 10.000,00TL maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ……… vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı vekilinin 24.08.2013 tarihinde müvekkili adına kayıtlı ve ……… ’ın kullandığı …….. plakalı aracın davacıya çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiğini, bu çarpma sonucunda davacının bacağında yırtılma ve ezilmenin meydana geldiğini, bu yaralanmalara ilişkin olarak daha sonradan Adli Tıp Kurumundan rapor alarak mahkemeye sunacaklarını, davacının kaza tarihinde yanında çalıştığı …….. ’den 2.000 TL ücret alarak çalıştığı ancak, kaza nedeni ile işe devam edemediği, iddiasında bulunarak bu kapsamda müvekkilimden, sürücüden ve sigortadan, 30.000-TL manevi ve 10.000-TL maddi tazminat talep etiğini, müvekkili her ne kadar ruhsat üzerinde malik olsa da, müvekkiline kusur yüklenebilmesi ve müvekkilinin talep edilen tazminattan sorumlu tutulabilmesi için yasal unsurların oluşması gerektiğini, bu kapsamda belirteceğimiz hususlar doğrultusunda müvekkiline, meydana gelen kaza nedeni ile hiçbir sorumluluk yükletilemediğini, şöyle ki; sürücü ve aynı zamanda davalı olan ……… ‘ın 24.08.2013 tarihinde ……… Polis Merkezinde vermiş olduğu ifadede “……… sitesi ……… isimli firma önünde aracı park ederek, lazım gelen bir parçayı almak için indiğini ancak aradığı parçanın olmaması üzerine tekrar aracına binerek hareket ettiğini, bu esnada biri hop diyince durduğunu ve indiğinde aracın önünde bir şahsın oturduğunu görmesi üzerine hastaneye götürdüğünü, davacının tırın ön kısmına yaslandığı için kendisini göremediğini beyan ettiğini, sürücünün ifadesine bakıldığında sürücünün davacıyı görmediğinin sabit olduğunu, davacının, bir yayanın hele ki kendisinin şoför olması da göz önüne alındığında daha çok dikkat etmesi gerekirken maalesef kusurlu şekilde, özen ve dikkat yükümlülüğüne aykırı davranarak tırın ön kısmına yaslanarak, meydana gelen trafik kazasında ağır kusurlu olduğunu belirterek meydana gelen trafik kazasında davacının ağır kusurlu olduğu sabit olduğundan müvekkiline sorumluluk yüklenemeyeceğinden esasa ve usule aykırı işbu davanın müvekkili yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …….. Sigorta vekilinin cevap dilekçesinde özetle;Davacı vekilinin kaza tarihinden itibaren faiz talebinde yasal isabet bulunmadığını, zira davacı tarafından dava tarihinden önce müvekkil sigorta şirketine yapılmış herhangi bir başvuru bulunmadığından davalı müvekkil sigorta şirketi davacıya karşı temerrüde düşmediğini, bu nedenle kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğunun dava tarihinden işleyecek yasal faiz olduğunu bu sebeple davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dosyanın görevsizlik ve yetkisizlik kararı üzerine mahkememizin işbu esasına kaydedildiği, mahkememizce yapılan yargılama sonucunda kusur, maluliyet ve zarar durumuna ilişkin raporların aldırılmış olduğu anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Söz konusu trafik kazasında; davacının yaya konumunda olduğu, davalı ……… ‘ın …….. plakalı araç sürücüsü olduğu, davalı ………’nun malik, sigorta şirketinin de bu aracın ZMSS kapsamında sigorta şirketi olduğu anlaşılmıştır.
24/08/2013 tarihinde gerçekleşen trafik kazası nedeniyle kusur durumunun incelenmesinde; mahkememizce alınan kusur raporunda davacının %25, davalı çekici sürücüsü ……… ‘ın %75 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, ceza dosyasında ATK’dan alınan raporda tarafların kusurlu olduklarının belirtildiği görülmüştür. Sürücünün park halindeki aracı hareket ettirmeden önce ön kısımlarında herhangi birinin olup olmadığını kontrol etmesi, davacının da taşıt yolu üzerinde tedbirsiz ve dikkatsiz şekilde bulunması nedeniyle trafik kurallarını ihlal ettikleri, davalı sürücünün asli kusurlu olmasına göre belirlenen kusur oranları mahkememizce kabul edilmiştir.
ATK ……. İhtisas Dairesinden maluliyete ilişkin rapor alınmış olup maluliyet oranının %19,2 olduğu, iyileşme süresinin 4 aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir. Yeniden muayene ve üst kuruldan alınan raporlarda da sonuç değişmemiştir.
Kusur ve maluliyet durumuna göre sürekli işgörmezlik zararı 95.690,24 TL olarak tespit edilmiştir.
Davacı tarafından maddi tazminata yönelik talep nedeniyle davadan feragat edilmiştir. Bu nedenle maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede;
Manevi tazminat miktarının nasıl belirleneceği konusu Yargıtay HGK.’nun 24.12.2014 tarih ve ……… E., ……. K. sayılı kararında belirtilmiştir. Gerçekten de söz konusu karara göre; “…Manevi tazminat isteminin temelinde, davalıların haksız eylemi yatmaktadır. Bilindiği üzere, haksız eylemin unsurları; zarar, fiil ile zarar arasında illiyet bağı, fiilin hukuka aykırı olmasından ibarettir. Öte yandan, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56.) maddesinde düzenlenen manevi tazminatta kusurun gerekmediği, ancak takdirde etkili olabileceği, 22.6.1966 tarih ve 1966/7 Esas 1966/7 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıkça vurgulanmıştır. Bu kararın gerekçesinde, taktir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden, hâkim bu konuda taktir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Yine BK 47 (TBK 56). maddesi hükmüne göre; hâkimin özel halleri göz önünde tutarak, manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği tutar adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı, aslında ne tazminat ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi, kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine, zarara uğrayanda bir huzur duygusu uyandırmayı, aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden, tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Manevi tazminat, duyulan elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nisbetinde iadesini amaçladığından hâkim, M.K.nun 4. maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir. Hâkim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, maluliyet oranını, beden gücü kaybı nedeniyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir.” Somut olayda davacının söz konusu olay nedeniyle maluliyetinin oluşması, kusur oranı, beden gücü kaybı ve işgörmezlik süresi, kaza nedeniyle duyduğu elem gibi hususlar dikkate alındığında manevi tazminat talebinde haklı olduğu görülmüş ve tarafların sosyal ekonomik durumu, paranın alım gücü, maluliyet oranı kapsamında hakkaniyete göre 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Maddi tazminat yönünden davadan feragat nedeniyle davanın REDDİNE,
2- Manevi tazminat yönünden davanın KISMEN KABULÜ ile 20.000,00TL manevi tazminatın davalılar ……… ve ……… ‘dan alınarak davacıya verilmesine,
Maddi Tazminat yönünden;
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılar …….. Sigorta AŞ ve ………’ya verilmesine,
Manevi tazminat yönünden;
4-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 1.366,20TL ilam harcından peşin alınan 136,25TL harcın mahsubu ile bakiye 1.229,95TL’nin davalılar ……… ve ………’dan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 1.400,00TL bilirkişi ücreti, 965,35TL posta masrafı, 24,30TL Başvuru Harcı, 136,25TL Peşin Harç, ücreti olmak üzere toplam 2.525,90TL den kabul red oranına göre hesaplanan 1.683,93TL’nin davalılar ……… ve ………’dan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00TL vekalet ücretinin davalılar ……… ve ……… ‘dan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekilini yüzüne karşı davalı tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/09/2020

Katip …….
¸e-imzalıdır

Hakim ……..
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.