Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/92 E. 2023/352 K. 11.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/92 Esas
KARAR NO : 2023/352

DAVA : Ticari Ünvanın Korunması
DAVA TARİHİ : 26/01/2023
KARAR TARİHİ : 11/04/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :22/05/2023
Davacı vekili tarafından açılan ticari unvanın korunması davasının Mahkememizde
yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Müvekkil firmanın tescilli marka olan ticari unvanına yönelik tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ile maddi ve manevi tazminat davası açma hakkımız saklı kalmak kaydıyla, davalının ticari unvanının terkinini, Mahkeme aksi kanaatte ise davalının ticari unvanından “….” ibaresinin silinmesi, davalının “….” ibaresini kullanmasının önlenmesi ve yasaklanmasına, giderleri davalıya ait olmak üzere kararın gazetede yayınlanmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine” karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket yetkilisi cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalının davacının tescilli ticaret unvanını kullanmak suretiyle markasına tecavüz ettiği ve haksız rekabette bulunduğu iddiası ile davalının bu eylemlerine son verilmesine ilişkindir.
Mahkememizce tarafların ticaret sicil kayıtları ve Türkiye Patent ve Marka Kurumu kayıtları celbedilerek incelenmiştir.
Ticaret siciline tescilli ticaret unvanı hem 6102 Sayılı TTK’nun 52. maddesi ile özel olarak, hem de haksız rekabet hükümlerince (TTK m.54 vd.) korunabilirken; usulüne uygun olarak ticaret siciline tescil edilmemiş bulunan unvan, isim, tanıtma vasıtaları, TTK uyarınca sadece haksız rekabet hükümlerine göre korunabilir. Ticaret unvanının sahibinden izin almadan ticaret unvanının aynısının veya benzerinin kullanılması yahut işletme adı ya da marka veya fikir ve sanat eserleri kanunu anlamında eser veya eserin önemli bir parçası olarak yahut internet alan adı olarak kullanılması halinde de tecavüz gerçekleşmiş olur. TTK göre tacir, tacir sıfatının kazanılması ile birlikte ticaret unvanı sicili kullanmak; ticari işletmenin açıldığı günden itibaren 15 gün içinde, seçtiği ticeret unvanını, işletme merkezinin bulunduğu yer ticaret siciline tescil ve ilan ettirmekle yükümlüdür. Ticaret ünvanı, tacirin ticari işletmesine ilişkin iş ve işlemlerinde kullandığı addır. Bu tanımdan hareketle ticaret ünvanının işlevi, taciri tanıtma ve onu diğer tacirlerden ayırt etmesidir. Ticaret unvanı, ana unsur ve ek unsur olmak üzere iki unsurdan meydana gelir. Ana unsur, ticaret unvanının zorunlu unsurudur; ek unsur ise kural olarak zorunlu değildir. Ticaret unvanı ana unsur yanında ek unsur içeriyorsa bir bütün olarak korunur. Anonim ve limited şirketlerde ana unsur, işletme konuları ile birlikte şirketin türünü gösteren “limited şirket” “anonim şirket” ibarelerinden oluşur. Ek ise, ticaret unvanının ikincil (yan) unsurudur. Zorunlu olmayıp isteğe bağlıdır. TTK 46/1. maddesi uyarınca, kullanılan eklerin yanıltıcı olmaması gerekir. Ticaret unvanları, eklerle birlikte bir bütün olarak korumaya tabidir. Olayımızda her iki tarafın unvanlarında yer alan “‘….” ibaresi, unvanın eki niteliğinde olup, unvanın korunması hükümlerine tabidir. TTK 52. maddesi uyarınca, ticaret unvanının bir başkası tarafından ticari dürüstlüğe aykırı olarak kullanılması halinde koruma talebinde bulunabilirler. Olayımızda davalının, davacıya ait unvanı dürüstlük kuralına aykırı olarak kullanıp kullanmadığının, yani davacının unvanına bir tecavüz bulunup bulunmadığının ortaya konulması gerekir.
Kanuna uygun olarak seçilmiş ve kullanılan bir ticaret unvanının kullanılması, sahibi tacir için hem bir hak hem de kanuni bir yükümlülüktür (TTK. m. 50). Gerçekten de kanuna uygun olarak seçilmiş bir ticaret unvanının, Türkiye’nin başka bir yerinde başka bir şirket tarafından seçilmesi ve kullanılması yasaktır. Nitekim, TTK. m. 52/1 bu hakkı açıkça ortaya koymuştur. Buna göre, ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde, bir başkası tarafından kullanılması halinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir, maddi tazminat olarak mahkeme, tecavüz sonucunda mütecavizin elde etmesi mümkün görülen menfaatinin karşılığına da hükmedebilir. Mahkeme, davayı kazanan tarafın istemi üzerine, giderleri aleyhine hüküm verilen kimseye ait olmak üzere, kararın gazete ile yayımlanmasına da karar verebilir.
Somut davamızda; davacı şirket 20/11/2003 tarihinde “…. Yapı İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi” unvanı ile kurularak ticaret siciline tescil edilmiş ve daha sonra 28/11/2013 tarihinde tür ve unvan değişikliğine giderek “…. Yapı İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi” unvanını almış, aynı zamanda Türkiye Patent ve Marka Kurumu’na marka tescili yaptırmıştır. Davalı şirket ise 24/03/2022 tarihinde “Karadeniz …. Yapı Gayrimenkul Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi” unvanı ile kurularak ticaret siciline tescil edilmiştir. Davalının Türkiye Patent ve Marka Kurumu’na herhangi bir marka tescili yapılmamıştır. 6120 Sayılı TTK’nun 45/1 maddesi uyarınca bir ticaret unvanına Türkiye’nin herhangi bir sicil dairesinde daha önce tescil edilmiş bulunan diğer bir unvandan ayırt edilmesi için gerekli olduğu takdirde ek yapılacağının hüküm altına alındığı, taraf şirketlerinin unvanlarındaki “….” kelimesinin ve faaliyet konularının aynı olduğu dikkate alındığında her iki şirketin aynı olduğu hususunda tüketiciler nezdinde karışıklığı ve iltibasa neden olacak nitelikte olduğu gibi 6100 Sayılı HMK’nun 55. maddesi uyarınca haksız rekabet niteliğindedir. Davacının söz konusu ticaret unvanını davalıdan önce alması ve tescil ettirmesi ve aynı zamanda marka tescili de yaptırması sebebiyle davalının dava konusu unvan ile kendisinin unvanının karıştırılmamasına yönelik tedbir almakla yükümlüdür. Bu sebeple açılan davanın kabulüne, davalının davacının unvanındaki “….” kelimesini kullanmak suretiyle haksız rekabette bulunduğunun tespitine, davalı Karadeniz …. Yapı Gayrimenkul Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin (Sicil No:…, Vergi Kimlik No:….) unvanındaki “….” kelimesinin unvanından çıkarılmasına ve ticaret sicilinden terkinine, 6102 Sayılı TTK’nu 59. maddesi uyarınca Mahkememiz kararının kesinleşmesine müteakiben gideri davalıdan karşılanmak suretiyle kararın Ticaret Sicil Gazetesinde ve yurt çapında yayın yapan tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde bir kez ilanına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KABULÜ İLE;
-Davalının davacının unvanındaki “….” kelimesini kullanmak suretiyle haksız rekabette bulunduğunun tespitine,
-Davalı Karadeniz …. Yapı Gayrimenkul Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin (Sicil No: …, Vergi Kimlik No:…) unvanındaki “….” kelimesinin unvanından çıkarılmasına ve ticaret sicilinden terkinine,
-6102 Sayılı TTK’nu 59. maddesi uyarınca Mahkememiz kararının kesinleşmesine müteakiben gideri davalıdan karşılanmak suretiyle kararın Ticaret Sicil Gazetesinde ve yurt çapında yayın yapan tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde bir kez ilanına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken maktu karar ve ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca takdir edilen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından mahkememiz dosyasına yatırılan 179,90 TL peşin harç, 179,90 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 359,80 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 163,75 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin ve davalı şirket yetkilisinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.11/04/2023

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır