Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/84 E. 2023/355 K. 11.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/84 Esas
KARAR NO : 2023/355

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 24/01/2023
KARAR TARİHİ : 11/04/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :22/05/2023
Davacı vekili tarafından açılan tazminat davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ” Davalının yanlış test metodu kullanması ve üretime onay vermesi sebebiyle müvekkilinin alıcıya özel olarak ürettiği ve ihraç ettiği …. adlı mufin kek pişirme kağıdının Almanyada yapılan analizlerde kullanıma uygun çıkmamasından dolayı toplatıldığını, müvekkilinin ürünlerin toplanmasından dolayı büyük bir maddi zarara uğradığını, davalının kusurlu ve hukuka aykırı davranışı sebebiyle müvekkilinin uğradığı zararın tazmininin gerektiğini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ” Yetki sözleşmesine aykırı davranıldığından davanın yetki yönünden reddinin gerektiğini, huzurdaki davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davanın kısmi dava olarak değerlendirilmesinin gerektiğini, davacının zararı ortaya koyacak hiçbir delili dosyaya sunmayarak somutlaştırma yükümlülüğünü ihlal ettiğini, davaya konu olayda haksız fiilin şartları gerçekleşmemiş olup müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, işbu nedenlerle kötü niyetli olarak açılan davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki davacı tarafından üretilen ürünlere ilişkin davalı tarafından test hizmeti verilmesine ilişkin sözleşmeye istinaden davalı tarafından verilen test hizmetinin ayıplı olduğu iddiası ile oluşan zararın tazminine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nun uyuşmazlıkla ilgili “Sözleşmeden doğan davalarda yetki “ başlıklı 10. maddesi “Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir” hükmünü,“yetki sözleşmesi” başlıklı 17. maddesi “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmünü ihtiva etmektedir.
6100 Sayılı HMK’nun 17. maddenin ikinci cümlesine göre, “taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır”. Bu hükme göre, yetki sözleşmesi (veya yetki şartı) yapan taraflar, aksine bir düzenleme yapmamışlarsa, dava sadece yetki sözleşmesinde kararlaştırılmış olan mahkemede açılabilir. Diğer bir deyişle, aksi belirtilmediği sürece HMK, yetki sözleşmesinde gösterilen mahkemenin münhasır yetkili mahkeme olacağını kabul etmiştir. Bu şekilde yapılmış olan yetki sözleşmesinin münhasır yetkili olacağı madde gerekçesinde de açıkça belirtilmiştir. Görüldüğü üzere, taraflar, salt bir münhasır yetki sözleşmesiyle, kanunun öngörmüş olduğu genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisini kaldırmış olmaktadırlar. Taraflar, bu sonucun ortaya çıkmasını istemiyorsa, yani genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisinin devam etmesini istiyorlarsa yetki sözleşmesinde bunu ayrıca belirtmek zorundadırlar. Buna göre, münhasır yetki sözleşmesinden kasıt, tarafların yetki sözleşmesi ile kararlaştırılan mahkemeden başka bir mahkemede dava açılamaması üzerinde anlaşmalarıdır.
Bu açıklamalar ışığında tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; tarafların tacir olduğu ve aralarında yapılan sözleşmesinin 17. maddesinde dava konusu sözleşmeden doğacak dava ve ihtilaflarda yetkili Mahkemenin Beyoğlu Mahkemeleri olduğunun kararlaştırıldığı ve maddede aksine bir hususun yer almadığı ve bu Mahkemenin artık kesin yetkili hale gediği anlaşılmakla Mahkememizin yetkisizliğine, yetkili Mahkemenin İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının yetki ilk itirazının KABULÜ ile; 6100 Sayılı HMK’nun 17/1 maddesi uyarınca mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, yetkili ve görevli Mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna,
2-6100 Sayılı HMK nun 20/1. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde taraflardan birinin müracaatı halinde dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde 6100 Sayılı HMK’nun 20/1. maddesi uyarınca resen DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLECEĞİNİN İHTARINA,
4-6100 Sayılı HMK 331/2 maddesi gereği harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti hususlarında yetkili ve görevli Mahkemece karar verilmesine, dosyanın yetkili ve görevli Mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde talep üzerine bu hususlarda Mahkememizce karar verilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize verilecek veya başka bir Mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
11/04/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır