Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/8 E. 2023/294 K. 27.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/8 Esas
KARAR NO : 2023/294

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 03/01/2023
KARAR TARİHİ : 27/03/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :26/04/2023
Davacı vekili tarafından açılan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı … Yatırım A.Ş.’ne ait ait iş yeri, davacı şirket tarafından …. no’lu Otel ve Tatil Köyü Paket Sigorta Poliçesi kapsamında 01.01.2018 başlangıç 01.01.2019 bitiş tarihli dönemler için teminat altına alındığını, 24.01.2017 tarihinde sürücü …. sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araç sigortalı oteldeki otoparktan çıkış yaptığı esnada otopark duvarının mermer kaplamalarına çarparak maddi hasarlı trafik kazasına sebebiyet verdiğini, meydana gelen trafik kazası sonrasında dava dışı sigortalı davacı sigorta şirketine aralarındaki poliçe kapsamında hasarın tazmini maksadıyla başvurduğunu, işbu başvuru sonrasında, davacı sigortacı şirket tarafından, 5684 sayılı Kanun’un 22. maddesi uyarınca bağımsız ve uzman eksper tarafından hasarın niteliğinin ve miktarının tespiti için yaptırılan ekspertiz incelemeleri gerçekleştirildiğini, ekspertiz incelemesi sonucunda sigortalı otelde meydana gelen hasarın 632,54 USD olduğu tespit edildiğini, sigortalı iş yerinde meydana gelen 632,54 USD tutarında hasar, davacı şirket ile sigortalı arasındaki poliçe kapsamında tazmin edildiğini, davacı şirketçe tazmin edilen hasarın rücuen tahsili için davalı şirkete başvurulduğunu, davalı şirket tarafından 632,54 TL hasar tutarı tahsil edildiğini, 632,54 TL tutarındaki ödeme, ödeme tarihindeki dolar kuru üzerinden USD olarak çevrildiğini, bakiye kalan 493,74 USD ise davalı şirketten rücuen tahsil edilmesi gerektiğini, davacı sigorta şirketi tarafından sigortalıya karşı poliçe kapsamında gerçekleştirilen ödemeler sonucunda davacı sigorta şirketi Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. Maddesi uyarınca sigortalısının haklarına halef olduğunu, bu nedenle zarara neden olan davalıdan bu zarar sonucunda ödenen hasar tazminatının rücuen tahsil edilmesi gerektiğini, işbu ödemenin rücuen tazmini amacıyla Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. E. sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını işbu takip açısından borca itiraz edildiğini, itiraz akabinde, Arabuluculuk Bürosu kapsamında davalı taraf ile gerçekleştirilen arabuluculuk görüşmesinin anlaşmama ile sonuçlanması nedeniyle itirazın iptali davası ikame edildiğini belirterek likit bir alacağı karşı yapılan itiraz sonucu %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini akabinde, davanın kabulü ile icra takibine yapılan haksız itirazın iptalini, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı sigorta şirketi, dava dışı sigortalıya ödediği 493,74 USD tutar bakımından bakiyeyi rücu etmek amacı ile davalı aleyhine Bakırköy .. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının, davacı alacaklı görünene borcunun bulunmaması sebebi ile icra takibine itiraz ettiğini, davalı şirket … San. Ve Tic. Aş. ile davacı alacaklı görünen …. Sigorta A.Ş arasında davaya konu borca ilişkin bir takım görüşmeler gerçekleştiğini bu görüşmeler neticesinde davacı tarafından 29.05.2018 tarihli İbraname düzenlendiğini, ibra sözleşmesinde ” ..632,54 TL maddi hasarın sigortalı firmaya ödendiği, ödenmiş olan bu bedelin 3 iş günü içerisinde sözleşmede yer alan hesaba gönderilmesi halinde iş bu ibranamenin geçerli olacağı ” ifade edildiği ve davacı vekili tarafından ıslak imzalı olarak imzalandığını, ibranamede yer alan 632,54 TL lik bedel, ahzu kabz yetkisi olan Av. ….’e ait ıban hesabına 31.05.2018 tarihinde havale edildiğini, davacı vekili tarafından düzenlenen 29.05.2018 tarihli ibra sözleşmesi uyarınca davaya konu borç ilişkisinin tamamen ortadan kalktığını, davacı tarafın davalıdan herhangi bir alacağının kalmadığını, tarafların ibraya yönelik irade beyanları açık olduğunu iş bu ibra sözleşmesi ile herhangi bir tereddüde yer vermeyecek şekilde aralarında anlaştıklarını, borçlar kanununun ilgili maddesi ve yerleşik içtihatlar ile de sabit olduğunu ibra sözleşmesi borcu sona erdiren bir sözleşme olduğunu, davaya konu ibra sözleşmesi geçerli bir sözleşme olarak hukuki varlığını koruduğunu, davacı taraf alacağına ilişkin talebini ibra sözleşmesinde açıkça belirtttiği iradesini 632,54 TL’lik bedel üzerinden ortaya koyduğunu, bu haliyle ibra sözleşmesinin içeriğine ilişkin herhangi bir yanılma söz konusu olmadığını, ibra ilişkisi kurulduktan ve taraflarına ibraya konu ödeme davacı tarafa havale edildikten sonra davalı şirket tarafından davacı tarafa 25.06.2018 tarihli yazı gönderildiğini, yazı içeriğinde, bahsi geçen ibraname ile davalının ibra edildiğini, davacı tarafa ibraname uyarınca herhangi bir alacak- borç ilişkisinin kalmadığının bildirildiğini, ancak davacı taraf 29.05.2018 tarihli ibraname ile bağlı olmadığına ilişkin herhangi bir bildirimde bulunmadığını dolayısıyla sözleşmeyi kabul ettiğini belirterek, davanın tümden reddine, davalı aleyhine açılmış olan davacının takibe konu ettiği miktarın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava haksız fiilden kaynaklı rücuen zarar talebine yönelik itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf davalı aleyhine Bakırköy … İcra Dairesinin … E. Sayılı takip dosyası ile 493,74 USD asıl alacak üzerinden takip başlattığı ,davalının borcu olmadığı savı ile süresinde takibe itirazı üzerine iş bu itirazın iptali davasının 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde ve dava değeri 493,74 USD üzerinden açıldığı anlaşılmakla ;
Dava, davacının sigortalısına ait otelde davalının otelden çıkarken otopark duvarındaki mermer kaplamalara zarar verdiği iş bu zarar sebebi ile sigortalıya ödenen bedelin rücu istemine yönelik olup,
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 4949 sayılı Kanunun 12. Maddesi ile değiştirilen 58/3. Maddesinde, alacağın veya istenen teminatın Türk parasıyla tutarı ve faizli alacaklarda faizin miktarı ile işlemeye başladığı gün, alacak veya teminat yabancı para ise alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiği ve faizinin takip talebinde gösterilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Aynı durum, İİK.nun 60/1. maddesi gereğince ödeme emri için de söz konusudur.
Anılan değişikliğin gerekçesinde, yapılan yeni düzenlemede alacaklının yabancı para alacağının Türk Parası karşılığını takip talebinde göstermesi yanında bu alacağının hangi tarihteki kur üzerinden tahsilini istiyorsa bunu da açıkça göstermesi ve yine yabancı para alacağına ilişkin faiz alacağına ilişkin talebini belirtmesi esası getirildiği ifade edilmiştir.
Takip talebinde yabancı para alacağının Türk Lirası karşılığı gösterilmemiştir. Ancak, yabancı para alacağın karşılığı Türk Lirası’nın gerek takip talepnamesinde gerekse ödeme emrinde gösterilmesi yasaca zorunlu kılınmıştır. Kamu düzeni ile ilgili bulunan bu hususun mahkemece re’sen gözönüne alınması gerekir (HGK’nun 12.05.1999 tarih ve 1999/12-271 E, 1999/301 K. sayılı kararı).
İtirazın iptali davalarında usulüne uygun bir icra takibinin bulunması dava şartıdır. Somut olayda, takip talebinde ve ödeme emrinde yabancı para alacağının Türk Lirası karşılığı gösterilmemiştir. Bu sebeple, davalılar hakkında açılan işbu dava yönünden “usulüne uygun bir icra takibinin bulunması” şeklindeki dava şartı gerçekleşmemiştir.
6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 114/2. maddesinde diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklı olduğu ve HMK’nın 115/2. Maddesinde de, mahkemece giderilmesi mümkün olmayan bir dava şartı noksanlığı tespit edilirse davanın usulden reddine karar verileceği düzenlenmiştir. Usulüne uygun bir icra takibinin bulunması kamu düzenine ilişkin dava şartlarından olup, HMK’nın 115/1. Maddesine göre ise, mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında taraflarca ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın kendiliğinden araştırır. Takip talebi ve ödeme emrinde bulunması zorunlu olan yabancı para alacağının Türk Lirası karşılığının bulunmaması nedeniyle mahkemece davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.(T.C.İSTANBULBÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 43. HUKUK DAİRESİDOSYA NO : 2021/2153 KARAR NO : 2021/1638)
Yasal mevzuat ve anılan içtihat uyarınca;İcra dosyasında takip talebi ve de ödeme emri incelendiğinde ;takibin yabancı para cinsinden yapıldığı takip talebinin TL karşılığının gösterildiği ancak ödeme emrinin TL karşılığının gösterilmediği anlaşılmakla dava şartı noksanlığı sebebi ile davanın reddi gerekmektedir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Dava şartı noksanlığı sebebi ile davanın REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT 7/2 m. uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.
27/03/2023

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.