Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/686 E. 2023/645 K. 19.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/686 Esas
KARAR NO : 2023/645

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 14/07/2023
KARAR TARİHİ : 18/07/2023
YAZIM TARİHİ : 20/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan … Otomotiv San. ve Tic. A.Ş. adına kayıtlı ve diğer davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, … tarihinde % 100 kusurlu olarak, müvekkil şirketin sigortalısı olan … adına kayıtlı … plakalı araca çarpması sonucu çift taraflı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sebebiyle sigortalı … plakalı araçta toplam 6.294,67-AVRO tutarında hasar meydana geldiğini, aracın bütün onarım masraflarının kasko sigorta poliçesini düzenleyen müvekkil şirket tarafından ödendiğini, ödeme sonrasında … plakalı aracın trafik poliçesini düzenleyen … Sigorta A.Ş.’ye müracaat yapıldığını ve yapılan bu müracaat neticesinde belirtilen şirket tarafından ZMM Trafik poliçesi teminatından bakiye kalan 1.537,94-AVRO karşılığı 33.000,00-TL’nin müvekkili şirkete ödendiğini, müvekkili şirketin ödenmeyen bakiye zararı 4.756,73-AVRO olduğunu, bu zararın tamamından davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu beyanla 4.756,73-AVRO’nun davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
TTK’nin 4. maddesine göre; ticari davaların iki grup altında incelenmesi olanaklıdır. Bunlar; tarafların sıfatına ve işin ticari işletmeyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın ticari sayılan davalar (mutlak ticari davalar) ile her iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğan davalar (nispi ticari davalar)dır.
Mutlak ticari dava; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticari nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticari dava olarak sayılan davalar olup, TTK’nin 4/1 maddesinde a ve f bentleri arasında 6 bent halinde sayılan dava türleri mutlak ticari davadır.
Nisbi ticari dava ise; her iki tarafı tacir olan ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nisbi ticari dava olarak adlandırılmaktadır.
Bunlardan ayrı olarak bir de, yasada herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davaların istisna olduğu belirtilerek, söz konusu haklara ilişkin doğan davaların da bir tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi durumunda ticari dava olduğu hüküm altına alınmıştır.
TTK’nin 1472/1 maddesi uyarınca, sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer, sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder, sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.
Dava, sigortalıya ait araçta oluşan hasar nedeniyle sigortalının ortaya çıkan zararının davacı sigortacı tarafından giderilmesi ile zarar miktarının davalılardan rücuen tazminine yönelik olup, davanın dayanağının haksız eylem olmasına göre TTK’nin 1472 maddesi hükmü göz önünde bulundurulduğunda davacı sigortacı oluşan zararı tazmin etmekle iddiaya göre haksız eylemden zarar gören sigortalısının yerine geçtiğinden, dosyamıza konu uyuşmazlığın, yasada sayılan dava türlerinden herhangi birine girmemesi nedeniyle mutlak ticari dava ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili de olmamasından dolayı nispi ticari dava olarak nitelemek olanaklı değildir. Aynı şekilde uyuşmazlık vedia, havale ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan da doğmadığından bu yönden de ticari dava niteliği bulunduğundan söz edilemeyecektir.
TTK’nin 5/1 maddesine göre, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın, Asliye Ticaret Mahkemesi, ticari davalara bakmakla görevlidir. Dava konusu uyuşmazlık mutlak veya nisbi ticari dava niteliğinde olmadığından, mahkememizin görevi içine girmemektedir. Uyuşmazlığın ticari dava olmaması nedeniyle genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi bu davanın yargılamasını yapmakta görevlidir.
HMK’nin 114/1-c maddesine göre, görev dava şartıdır. Aynı yasanın 115/1 maddesi gereği mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
Dosya kapsamına göre, dava konusu edilen uyuşmazlığın TTK’nin 4/1 maddesine göre, ticari dava olmadığı, bu nedenle de mahkememizin görev alanına girmediği, genel görevli Asliye Hukuk Mahkemelerinin bu uyuşmazlığı çözmekte görevli olduğu, davanın her aşamasında görev ile ilgili karar verilebileceği göz önüne alınarak, mahkememizin görevsizliği nedeni ile HMK’nin 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-HMK’nin 114/1-c ve 115/2 maddeleri hükmü gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın USULDEN REDDİNE,
Görevli mahkemenin BAKIRKÖY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNA,
2-Karar kesinleştikten sonra iki hafta içinde talep halinde dosyanın görevli BAKIRKÖY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ gönderilmesine,
3-Harç, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve gider avansı hususlarının görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
4-HMK’nın 20/1. maddesi gereğince süresinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmezse davanın açılmamış sayılması yönünde karar verilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yasa yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 18/07/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır