Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/392 E. 2023/619 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/392 Esas
KARAR NO : 2023/619

DAVA : Gayrimenkul Satış Sözleşmesinden Kaynaklanan Tapu İptali Ve Tescil, Mümkün Olmazsa Taşınmazın Sözleşmeye Uygun Olarak Teslimi Maliyetinin Tahsili
DAVA TARİHİ : 10/02/2023
KARAR TARİHİ : 11/07/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :27/07/2023
Davacı vekili tarafından açılan alacak davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ” Davalı şirketin ön ödemeli konut satış sözleşmeleri uyarınca konut satışı gerçekleştirmek suretiyle ticari faaliyet gösteren bir inşaat firması olduğunu, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas ve …. karar sayılı 24.11.20921 tarihli kararda davalı şirketin iflasına karar verildiğini, davalı şirketin tapuda İstanbul ili, …. ilçesi, … ada, … parselde kayıtlı arsa üzerinde inşaat edilecek … isimli proje kapsamında davacı ile 04.03.2016 tarihli Gayrimenkul Satışına İlişkin Sözleşme ve 04.03.2016 tarihli Ön Ödemeli Konut Satış Sözleşmesine Ek protokol akdedildiğini, sözleşme uyarınca davalı şirket peşin ödenecek bedel karşılığında geliştirmiş olacağı konut projesinde inşa edeceği brüt 110 m2 alanlı, 3+1 veya 2+1 daireyi müvekkillere sattığını, daireyi anahtar teslim etmeyi ve dairenin kat mülkiyetli tapusunu davacıya devretmeyi taahhüt ettiğini, protokol uyarınca satıcının dairelerin kat irtifaklı tapularını, en geç 30.12.2017 tarihinde her türlü takyidatlardan ari olarak temiz bir şekilde tapuda davacı adına devir ve tescil etmeyi taahhüt ettiğini, müvekkilin davalı şirketten tapusunu aldığını, ek protokol 8. Maddesinde taşınmazın 30.12.2017 tarihinde teknik şartnameye uygun olarak davacı alıcıya teslim edileceğinin düzenlendiğini, ancak inşaatın durması sebebiyle bu teslimin gerçekleşmediğini, davacının taşınmazının bulunduğu ABCD bloklarda yaklaşık 4 senedir hiçbir imalat yapılmadığını, inşaatın yarım bırakıldığını, ek protokolün 3.8 maddesinde, teslim tarihinden sonra gecikilen süre boyunca aylık 1.000,00-TL’den az olmamak şartıyla emsal kira bedellerinin alıcıya ödenmesinin kararlaştırıldığını, TBK m.125 hükmü ile borçlunun temerrüdü nedeniyle uğranan zararın tazmin edilebileceğinin düzenlendiğini belirterek tapuda İstanbul ili, … ilçesi, … ada, … parselde kain, C blok, 40 numaralı bağımsız bölümün anahtar teslim olarak satış sözleşmesine uygun davacıya teslimine, teslim sağlanmazsa terditli olarak taraflar arasındaki sözleşmenin taşınmazın anahtar teslim imal edilmesine ilişkin edimlerinin ifasından vazgeçerek bu edimlere ilişkin ifa yararının, dava konusu taşınmazın taraflar arasındaki sözleşme ve ekindeki teknik şartnameye uygun olarak anahtar teslim yapımı için gerekli olan inşaat maliyetinin ve belirsiz alacak kapsamında şimdilik 30.000,00-TL tazminatın davacıya ödenmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesini “talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “Davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk mahkemesi olduğunu, dava konusu sözleşmenin gayrimenkul satışı veya gayrimenkul satış vaadi ya da ön ödemeli konut satışı sözleşmelerinden biri olmadığı, yapı ortaklığı sözleşmesi olduğunu, davacının terditli talebinin HMK m.107 kapsamında belirsiz alacak olarak nitelendirebilmesi mümkün olmadığını, sözleşmenin şekil şartına uyulmaması nedeniyle geçersiz olduğunu, davadaki taleplerin zaman aşımına uğradığını, karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde alacaklının seçim hakkını kullanabilmesi için karşılıklı borç yükleyen bir sözleşme olmalı, borçlu temerrüde düşmüş olmalı, alacaklı borçluya ek bir süre vermiş olmalı ve borçlunun kusurlu olması gerektiğini, somut olayda bu koşulların hiçbirinin gerçekleşmediğini, bu nedenle davanın reddedilmesi gerektiğini” beyan etmiştir.
Bakırköy …. Tüketici Mahkemesi’nin 17/02/2023 tarih, … esas ve … karar sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilerek dosya Mahkememize gönderilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında akdedilen ön ödemeli konut satış sözleşmesi kapsamında davalı tarafından davacıya devir ve teslim edilen dava konusu taşınmazın satış sözleşmesi ve teknik şartnameye uygun olarak teslim edilmediği iddiası ile ilk olarak dava konusu taşınmazın anahtar teslim olarak satış sözleşmesi ve teknik şartnameye uygun olarak kendilerine teslimine, bunun mümkün olmaması halinde dava konusu taşınmazın anahtar teslim olarak satış sözleşmesi ve teknik şartnameye uygun olarak teslimi için gerekli inşaat maliyetinin ve uğranılan zarara ilişkin tazminatın davalıdan tahsiline ilişkindir.
Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası uyap ortamından celp edilmiş olup, incelenmesinde; davacı … tarafından davalı … Sanayi A.Ş ye karşı açılan İİK M. 177/4 maddesi hükmüne göre açılan doğrudan doğruya iflas istemine ilişkin olduğu, davanın dayanağını teşkil eden İİK’nun 177/1-4 maddesi yönünden uygulanması gereken usulü belirleyen 181.maddesinde 158.maddeye atıf yapılmadığından depo kararı yönünde hüküm kurulmadığı, bu suretle iflas koşullarının oluştuğu anlaşılmakla açılan davanın kabulüne karar verildiği görülmüştür.
İstanbul, …, … ada, …. parsel taşınmazının tapu kayıtları celp edilerek incelenmiştir.
01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5’inci maddelerinde ticari dava düzenlenmiş olup TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gereklidir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş sayılan işin, diğeri için de ticarî iş sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı ticarî iş esasına göre değil, ticarî işletme esasına göre belirlemiş olup işin ticarî nitelikte olması veya sayılması, davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli değildir.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 2. maddesi uyarınca “her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamalar” bu kanun kapsamındadır. Kanunun 73/1. maddesi uyarınca, bu kanun kapsamından doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.
6502 sayılı Kanunun 3/1-(k) maddesinde tüketici, “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden” gerçek veya tüzel kişi; tüketici işlemi ise, “mal veya hizmet piyasalarında ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına hareket eden kişilerle tüketiciler arasında kurulan her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak ve aynı Yasa’nın 3/1-(l) maddesinde Tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” olarak ve aynı Yasa’nın 3/1-h maddesinde “mal, alışverişe konu olan; taşınır eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri her türlü gayri maddi malları,” şeklinde tarif edilmiştir.
Somut davada; davacı vekili, dava dilekçesini tekrarla ve özetle, taraflar arasında dava konusu dairenin ön ödemeli konut satış sözleşmesi uyarınca davalı tarafından davacıya satımına ilişkin sözleşme akdedildiğini, davalının iflas ettiğini, dava konusu taşınmazın inşaatının tamamlanarak davacıya teslim edilmediğini, bu sebeple dava konusu taşınmazın anahtar teslim olarak müvekkiline teslimine, teslimin sağlanamaması halinde dava konusu taşınmazın taraflar arasındaki sözleşme ve ekinde teknik şartnameye uygun olarak anahtar teslim için gerekli olan inşaat maliyetinin tespit edilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmenin şekil şartlarına uygun akdedilmemesi sebebiyle geçersiz olduğunu, davacının kendi edimini yerine getirmemesi sebebiyle karşı edimi talep edemeyeceğini, davacının zarara uğradığını ispat etmesi gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Ticaret Mahkemesince iflasa karar vermesi anında borçlu hakkında iflas açılmış olur. Bundan sonra müflisin masaya giren mal ve hakları üzerindeki tasarruf yetkisi kısıntıya uğrar ve masaya geçer. Müflis masaya giren bir mal ve hak üzerinde tasarrufta bulunmuşsa bu işlem geçersizdir. İflas kararından önce müflisin temlik sözleşmelerinden doğan borçları taşınmazın tapu kaydı henüz müflis üzerinde bulunduğundan masaya geçmekle iflas nedeniyle asıl akit (satım akti) yapılamamaktadır. Kural olarak sözleşmeler taraflardan birinin iflas etmesiyle son bulmazlar. Bu halde iflas etmemiş olan taraf sözleşmenin ifasını isteyebilir. Ancak sözleşmenin ifasını talep hakkı bir iflas alacağıdır. Davaya konu temlik iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerdendir. Bu bakımdan sözleşmenin alacaklısı olan taraf iflastan önce yapılan sözleşmedeki bütün borçlarını müflise karşı yerine getirmiş ise alacağı para borcundan başka bir şey olduğundan alacağını para alacağına çevirerek masaya yazdırabilir. (2004 Sayılı İİK’nun 198). (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi’nin 2023/1367 esas ve 2023/1235 karar sayılı ilamı) Somut olayda davacının öncelikli talebi tapu iptali ve tescile yönelik olup bedelin tahsili talebi terditli taleptir. Öncelikli talep alacağın masaya kaydedilmesine yönelik olmayıp, müflis şirketin aktifinde yer alan bir hakkın masadan çıkartılarak, tapuda adına tescili istemine ilişkindir. Davacının talebi gayrimenkul satış sözleşmesi ile satın aldığını iddia ettiği bağımsız bölümün davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline ilişkin olduğundan davanın kayıt kabul davası olarak kabulü mümkün değildir. Kayıt kabul niteliğinde olmayan tapu iptali ve tescil talepleri yönünden İİK’da özel düzenleme yer almamaktadır. Ancak taşınmaz konut niteliğinde ve davacı tarafından kişisel ihtiyaçları için alındığı anlaşıldığından davacı tüketici konumunda olup iş bu davada Tüketici Mahkemesi görevlidir. Bu sebeple Mahkememizce karşı görevsizlik kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın 6100 Sayılı HMK’nun 114/1-c. ve 115/2. maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevli Mahkemenin Bakırköy …. Tüketici Mahkemesi olduğuna,
3-Mahkememizce verilen görevsizlik kararı karşı görevsizlik mahiyetinde olup, verilen kararın yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde dosyanın merci tayini için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,
4-6100 Sayılı HMK 331/2 maddesi gereği harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti hususlarında yetkili ve görevli Mahkemece karar verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.
11/07/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır