Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/278 E. 2023/582 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/278 Esas
KARAR NO : 2023/582

DAVA : Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi)
DAVA TARİHİ : 22/03/2023
KARAR TARİHİ : 21/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin, … Limited Şirketi unvanıyla 12.04.1982 tarihinde kurulduğunu, çeşitli unvan değişikliklerinin ardından nihayetinde 05.09.2012 tarihinde ….. Ticaret Limited Şirketi adını aldığını, müvekkilinin ise 05.09.2012 tarihinde davalı şirketin ortağı olduğunu,. 09.02.2017 tarihi itibariyle davalı şirketin güncel ortaklık yapısının …. %7,3, … %19,7, … %0,4, … Ticaret A.Ş %47,6, … %25 şeklinde olduğunu, her ne kadar davalı şirketin müvekkili dışındaki hisse durumunun %27,4 oranında …, … ve …; %47,6 oranında, … Ticaret A.Ş. (“… A.Ş.”) olarak gözükse de esasen … A.Ş.’nin pay durumunu gösterir son Türkiye Ticaret Sicili Gazetesine göre … A.Ş.’ye %89,64 oranında … ve …’in sahip olduğunu, bir diğer ifadeyle …, …, … ve … A.Ş.’nin davalı şirket nezdinde sahip olduğu %72,5 oranındaki payın, … ailesine ait olduğunu, bu suretle, davalı şirketin … ailesi tarafından kontrol edildiğini ve yönetildiğini, ailenin dolaylı payları da dikkate alındığında davalı şirketin ortaklık yapısının … Ailesi %72,5, … %25, diğer %3,5 şeklinde olduğunu, davalı şirketin kontrolünün “… AİLESİ” tarafından sağlandığını, … AİLESİ tarafından hâkim gücün kötüye kullanıldığını, azınlık hissedar müvekkilinin bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılmasının haksız ve sistematik şekilde engellendiğini, davalı şirkete ihtarnameler gönderdiklerini, müvekkili ile davalı şirket arasında davalar bulunduğunu, müvekkilinin bilgi alma ve inceleme hakkının, davalı şirket tarafından sistematik olarak kullandırılmadığını, özel denetçi talebinin genel kurulda reddedildiğini, davalı şirketin, şirket kaynaklarını hakim hissedarların şahsi menfaatleri doğrultusunda kullandığını, Genel Kurul’da müvekkilinin bilgi alma ve inceleme hakkının engellendiğini, Genel Kurul gündem maddesi olan bağlılık raporu hazırlanmamak suretiyle, davalı şirket ile hâkim hissedarların ve davalı şirket ile …. A.Ş. arasındaki ilişkili taraf işlemlerinin incelenmesinin ve piyasaya uygunluğunun denetlenmesinin önüne geçildiğini, bilgi alma ve inceleme hakkını talebinin değerlendirilmesi, temettü dağıtımı, bağımsız raporların incelenmesi, müdürlerin atanması gibi limited şirket ortakları bakımından hayati önem taşıyan kararların, azınlık pay sahibi müvekkili göz ardı edilerek alındığını, daha sonrasında bu konular hakkında bilgi vermekten dahi imtina edildiğini, davalı şirketin yukarıda sayılan tüm eylemleri öncelikle eşit işlem ilkesine aykırı olduğunu, davalı şirket nezdinde genel kurulların süresinde ve çağrı usulüne uyulmadan yapılmasının kanuna aykırılık taşıdığını, bu nedenle dilekçelerinin netice ve talep bölümünde detaylıca izah edilen konular hakkında Mahkemeden özel denetim yapılmasını talep ettiklerini, sonuç olarak, açıklanan nedenlerden ötürü, 2020, 2021 ve 2022 mali yıllarına ilişkin olarak davalı şirket ile hakim hissedarları ve özellikle ….A.Ş. başta olmak üzere tüm ilişkili taraf işlemlerinin incelenmesi ve bunların piyasa koşullarına uygunluğunun değerlendirilmesi konusunda özel denetim yaptırılmasını ve bu kapsamda özel denetçi atanmasını talep ettiklerini, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak üzere, 2020, 2021 ve 2022 faaliyet dönemlerindeki, aşağıdaki konular başta olmak üzere, tüm “ilişkili taraf işlemlerine” ilişkin olarak; davalı şirket tarafından hissedar müdürlere (…, …, …) ödenen ücret, huzur hakkı ve sair menfaatlerin neler olduğu, davalı şirket tarafından hissedarlara yapılan nakdi ödemelerin tespiti ile sair menfaatlerin sağlanıp sağlanmadığı ve sağlanan menfaatlerin emsallerine uygunluğu ile bu borçların geri ödenip ödenmediği, davalı şirket ile hissedarları arasında başta gemi parçaları satışı olmak üzere gerçekleştirilen ürün veya hizmet satışlarının neler olduğu ve bunların bedelinin nasıl bilgilendirdiği, emsallerine uygunluğu ve bedellerin zamanında tahsil edilip edilmediği, davalı şirketin hakim hissedarı … A.Ş. başta olmak üzere … ailesinin diğer şirketleri arasında ürün veya hizmet satışı başta olmak üzere yapılan işlemlerin bedelinin nasıl belirlendiği, diğer üçüncü kişi firmalara yapılan satışlar ve belirlenen bedeller ile karşılaştırmalı olarak incelenmesi ve emsallerine uygunluğu, davalı şirket tarafından müdürlere, hissedarlara ve diğer … ailesi şirketlerine sağlanan kredi ve teminatların tespiti ile bunların geri ödenmesinin emsallerine uygunluğu konularında bağımsız bir uzman tarafından denetim yapılabilmesi için özel denetçi atanmasına, davanın kabulüne, yargılama masrafı ile vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddialarının tek taraflı, somut olaylardan uzak ve haksız olduğunu, hukuken dayanaksız, maddi vakıalar bakımından ise asılsız olduğunu ve reddi gerektiğini, davacının Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası nezdinde ikame ettiği ve halihazırda derdest olan ortaklıktan çıkma davası nedeniyle mezkur davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle görülemeyeceği ve ne vakıa bazında ne de TTK m. 483 ve m. 439 hükümleri kapsamında özel denetim şartlarının mezkur davada mevcut olmadığını, davacı …’nun müvekkili şirketin kurulmasından 14 yıl sonra, 01.10.1996 yılında müvekkili şirketin yer aldığı şirketler grubuna intisap ettiğini, davacının rakip ortaklıkları ve haksız rekabet eylemlerinde bulunduğunu, kötü niyetli olarak ortalıktan çıkma gerekçesi yaratma maksadıyla müvekkili şirkete karşı ihtarnameler keşide etmeye başladığını, mezkur davanın açılmasında hukuki yarar olmadığını, özel denetçi atanmasına ilişkin şartların davada mevcut olmadığını, davacının TTK m.614(3) tahtındaki davayı, Mahkemedeki davadan önce ikame etmeyerek pay sahibinin bilgi alma ve/veya inceleme hakkını kullanmadığını, somut olayda özel denetimin gerekli olmadığını, davacının dilekçesinde kanunu veya esas sözleşmenin ihlal edildiğini, şirketin veya pay sahiplerinin zarara uğratıldığını ikna edici bir şekilde ortaya koyamadığını, davacının özel denetim talebinin belirli konulara ilişkin olmadığını, davacının özel denetçi atanması için ileri sürdüğü iddiaların mesnetsiz olduğunu, davacının müvekkili şirket aleyhine ikame ettiği ortaklıktan çıkma davasının bekletici mesele yapılmasını, işbu davanın haksız ve kötü niyetle açıldığını, bu sebeple davacı aleyhine HMK m.329 uyarınca kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, açıklanan ve Mahkemece re’sen göz önünde bulundurulacak hususlar kapsamında, fazlaya dair ve davacıya karşı her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, haksız ve asılsız mezkur davanın, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde davacı tarafından müvekkili şirkete karşı ikame edilen … Esas sayılı ortaklıktan çıkma talepli derdest dava dolayısıyla hukuki yarar bulunmaması sebebiyle HMK m.114(1/h) uyarınca dava şartı yokluğundan reddine, özel denetim şartlarının mezkur dava bulunmaması nedeniyle davanın esastan reddine, Mahkemece yukarıdaki talepleri kabul edilmemesi halinde, davacı tarafından müvekkili şirket aleyhine Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde ikame edilen … Esas sayılı ortaklıktan çıkma talepli davanın bekletici mesele yapılmasına, yargılama giderleri ile yasal vekalet ücretinin davacı üzerinden bırakılmasına, davanın HMK m.329 kapsamında haksız ve kötü niyetli açıldığının tespiti ve yargılama giderlerine ilaveten davacının müvekkili şirket ile vekilleri arasında kararlaştırılan akdi vekalet ücretinin tamamını ödemesine ve disipline cezasına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, özel denetçi atanması isteğine ilişkindir.
Davacının, davalı ….. Ticaret Limited Şirketi hissedarı olduğu, davalı şirketin muamele merkezinin mahkememizin yetki alanında kaldığı saptanmıştır.
Bilindiği üzere 6102 sayılı TTK’nın getirdiği yeniliklerden biri de azınlığa özel denetçi atanmasını isteme imkanı tanımasıdır. TTK 438 ve devamı maddelerde bu hakkın nasıl kullanılacağına ilişkin kurallar konulmuş bulunmaktadır. TTK düzenlemesi dikkate alındığında her pay sahibi gündemde yer almasa bile, gerekli olması ve daha önce bilgi alma hakkının kullanılmış olması halinde özel denetçi atanmasını genel kuruldan isteyebilir. Fakat bu talep şirket genel kurulu tarafından kabul edilmez ve ret edilir ise TTK 439. maddesi gereğince sermayenin en az onda birini oluşturan pay sahipleri veya payların itibari değeri toplamı en az bir milyon TL olan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atanmasını isteyebilir.
Bu bilgiler ışığında somut olaya baktığımızda, dava; 2020, 2021 ve 2022 faaliyet dönemlerindeki, bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılması, özel denetçi talebinin 26/01/2023 tarihinde gerçekleştirilen genel kurulda reddedildiği, davalı şirket tarafından hissedar müdürlere (…, …, …) ödenen ücret, huzur hakkı ve sair menfaatlerin neler olduğu, davalı şirket tarafından hissedarlara yapılan nakdi ödemelerin tespiti, sair menfaatlerin sağlanıp sağlanmadığı, sağlanan menfaatler var ise emsallerine uygunluğu ile borçların geri ödenip ödenmediği, davalı Şirket ile hissedarları arasında gemi parçaları satışı, ürün veya hizmet satışlarının neler olduğu bunların bedelinin nasıl bilgilendirdiği, emsallerine uygunluğu ve bedellerin zamanında tahsil edilip edilmediği, davalı şirket’in hakim hissedarı … A.Ş ve … ailesi’nin diğer şirketleri arasında ürün veya hizmet satışı yapılan işlemlerin bedelinin nasıl belirlendiği, diğer üçüncü kişi firmalara yapılan satışlar ve belirlenen bedeller ile karşılaştırmalı olarak incelenmesi ve emsallerine uygunluğu, davalı şirket tarafından müdürlere, hissedarlara ve diğer … ailesi şirketlerine sağlanan kredi ve teminatların tespiti ile bunların geri ödenmesinin emsallerine uygunluğu konularında bağımsız bir uzman tarafından denetim yapılabilmesi için özel denetçi atanmasını talebine ilişkindir.
Davacının şirket ortağı olarak bilgi alma hakkına sahip olduğu, bu hakkın ihlali halinde hak sahibinin hangi hakları kullanabileceğine ilişkin TTK 437. madde hükmü gözetildiğinde davacının bu nedenle bilgi alma hakkının tanıması için yetkili mahkemeden talepte bulunarak bilgi alma hakkını kullanabileceği, bilgi alma hakkının ihlaline dayanılarak özel denetçi atanmasının talep edilmesinin mümkün bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Davacı, “yöneticilerin, kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal ederek, şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıkları” iddia etmiş ise de bu hususta herhangi bir ikna edici bilgi ve belge sunulmadığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kesin olarak oybirliği ile karar verildi.21/06/2023

Başkan …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Katip …
e-imzalıdır.