Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/193 E. 2023/338 K. 10.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2023/193 Esas
KARAR NO : 2023/338

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/06/2018
KARAR TARİHİ : 10/04/2023

Davacı vekili tarafından açılan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, 04.05.2017 tarihinde davacı firkete ait olmayan hu adresin kapışma yapıştırılarak takibin usulsüz olarak kesinleştiği, davalı tarafın davacı şirketin dilekçelerinde belirtilen adresine haciz yapılması gayesiyle 28.09/2017 tarihinde geldiğinde, davacı şirket iş bu icra takibinden ancak haberdar olduğıı. davalı vekili, gelinen adresle, tebliğ adresinin farklı olduğunu vc dolayısıyla da haczin usulsüz olduğunu anlayınc 28.09.2017 tarihli haciz tutanağı düzenlendiği vc tutanakta hacze usulsüz gelindiği belirtilerek, davacı şirkete ait menkul mallar (bilgisayar, monitör, fotokopi makinesi vs.) üzerinde değer takdir edilerek hac/edildiği vc yediemin olarak şirket yetkilisi …. teslim edilerek, yasal ihtar yapıldığı, daha sonra müvekkil şirketten ayrıldıkları,personelin tedirginlik yaşadığı, işin durduğu ihracat yapılamadığı ,şirkette panik ve kaos ortamının oluştuğu ,İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesinde icra takibine gecikmiş itiraz talepli dava açmış ve yapılan yargılama neticesinde Mahkemenin … G. ve … K. numaralı ilamıyla müvekkil şirketin haklı olduğuna karar verilerek, ödeme emri ıttıla tarihinin 2H/09/2017 olarak düzeltilmesine ve 16/11/2017 tarihli icra dairesinin kararının kaldırılmasına karar verildiğ, Davalı şirket, kötü niyetli hareket etmiş olup, davacı şirketi zarara uğrattığı, davacı şirketin adresi olmayan “… Mah …. No:1/A Tuzla/İST. adresinde tebligatı almaya yetkili kimse olmadığını bildiğinden kasıtlı olarak o adrese tebligat yapmasına karşın icra dosyasında haciz talimatını davacı şirketin belirlilen gerçek adresine aldığı şimdilik 1.000 TL Maddi ta/miııaün ve 15.000.00 TL manevi tazminatın, haksız icra takibinin ve haczin öğrenildiği tarih olan 2R.09.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faı/, ile davalı şirkelten alınıp, davacı şirkete verilmesine, karar verilmesi talep edilmiştir.
CEVAP: Davalı Vekilinin Savın Mahkemeye Sunduğu 24.07,201 S Havale Tarihli Cevap Dilekçesinde, özetle;davacı şirketin İTO ya kayıtlı adresine ödeme emrinin tebliğinin istenilmesi üzerine isim benzerliği olan farklı bir adrese tebligat çıkartıldığının anlaşıldığı ,bu şekilde kesinleşen haciz sebebi ile davacı şirkete hacze gidildiğinde yanlışlığın haciz mahallinde anlaşıldığı bu sebeple icra memurunun sorumlu olduğu bu sebeple ,davanın husumet yokluğu nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine. Haksız Ve hukuka aykırı bir şekilde açılan davanın reddine, karar verilmesini talep edilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İş bu dava haksız hacizden kaynaklı maddi- manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda Mahkememizin 22/02/2021 tarih, … esas ve …. karar sayılı ilamı ile davanın kısmen kabul- kısmen reddine kabulüne karar verilmiş, Mahkememiz ilamının İstinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin 15/02/2023 tarih, … esas ve …. karar sayılı ilamı ile; “…..davacı tarafın yargılama sırasında tanık bildirdiği halde tanıkları dinlenmeden karar verildiği görülmektedir.Ne var ki; davacı taraf, tanıklarını bildirmiş, bu talebinden yargılama sırasında da vazgeçmemiştir. Manevi tazminatın miktarı bakımından, tanıkların duruşmada dinlenilerek vakıaları anlatmalarının sağlanması gerekeceğinde kuşku bulunmamaktadır. Bu sebeple, mahkemece işin esasını çözmek bakımından davacı tarafça bildirilen tüm tanıkların HMK’nın 243 ve 244. maddeleri gereğince davetiye ile çağrılmaları, davetiyeye uymadıkları takdirde aynı Kanunun 245. maddesi hükmünün göz önünde bulundurulması, beyanlar arasında çelişki oluşması durumunda çelişkinin uslünce giderilmesine çalışılması, ondan sonra iddia ve savunma çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, davacı tarafından bildirilen tanıkları dinlenmeden yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir. ….” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamından sonra yargılamaya devam olunmuştur.
DAVACI TANIĞI … beyanında; davacı şirkette 18 yıldır muhasebe departmanında sorumlu olarak çalışıyorum. Haciz memurları öğlen saatlerinde geldiler. Tebligatın bize ulaşmadığını hemen yan odada firma sahibi kendilerine iletti, ancak dinlemediler hacze başladılar, odamdan bilgisayarları ve yazıcıları haczettiler, şirket araçlarına e haciz konuldu, 2- 3 saat süren haciz işlemlerinden sonra ısrarla tebligat hususunu söyleyince yanlışlığı farkettiler, daha sonra haciz işleminden vazgeçtiler, bilgisayarları ve yazıcıları bize geri verdiler, bildiğim kadarıyla e haciz işlemleri bir – iki sonra kaldırıldı, bu süre zarfında ben sevkiyat yapamadım, bir – iki gün sonra rutin tüm işlemlerimizi devam ettirdik, e haciz konulan araçlarımızda ürün sevkiyatını sağladığından hareketsiz kaldılar. Hatırladığım kadarıyla bankamızda hesaplarımıza da blokeler konuldu. İhracat firması olmamız hasebiyle çalışan ve orada bulunan müşterilerimiz tedirgin oldular. Hoş bir durum olmadı, dedi. Davacı vekilinin talebi üzerine soruldu: bankalardaki hesaplardaki blokeler ödemelerimizi bir – iki gün geciktirmeye sebebiyet verdi. Verdiğimiz sözü gününde ödeme yapamayarak tutamamış olduk, ancak ödemede geciktirme yaşattığımız firmalar tarafından herhangi bir zarar kaybına yönelik reklamasyon faturası kesilmemiştir, dedi.
Haksız hacze dayalı manevi tazminat istemi 6098 sayılı TBK’nun 49 ve 58. Maddelerinden kaynaklanan bir sorumluluk olup, kusura dayanan bir sorumluluk türüdür.
Haciz yaptıran tarafın takipte veya haciz işleminde kötü niyetli yahut kusurlu olduğunun ispatlanması gerekir.
Haksız hacze konu icra dosyası incelendiğinde,İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası olduğu borçlu davacının adresinin “… mah. …. cad. … sok.No :17 Ataşehir/İstanbul olduğu ,tebligat yapılarak icra takibinin kesinleşmesine sebebiyet veren adresin ise davadışı şirket …. SANAYAİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ “ne ait …. Mah. …. Yolu No:1/A Tuzla adresi olduğu davacı /borçlu şirket ile ünvan benzerliği olduğunun anlaşıldığı ,
Davalının başlatmış olduğu icra takibi ve yapılan hacizde ödeme emri tebliğ edilen şirket adresinin ve de ünvanının farklı olmasının salt icra memurunun hata/ihmali savına indirgenemeyeceği zira Ticaret Sicil kayıtlarının aleni olduğu ve de davalının bu hususta özen göstermesi gerektiği , yapılan haczin yeterli araştırma yapılmadan haksız nitelikte yapıldığı, bu hususta davalı alacaklının ağır kusurunun bulunduğu, bu nedenle yapılan haksız hacizden kaynaklı davacının ticari itibarının zedelendiği ancak ;
Mahkememizce aldırılan 15/01/2020 tarihli bilirkişi heyet raporu uyarınca ;
28,02.2014 tarihi itibariyle, davacının, davalıya, 2.619,27 TL borcu bulunduğunun göründüğü ancak 28.09.2017 haciz tarihi itibariyle davacının davalıya borcunun bulunmadığı,
Davacının …. Şirketi, Davalının …. Tekstil Şirketi olduğu, İstanbul …. icra Hukuk Mahkemesinin 29.09.2019 Tarih vc …. H. … (İst .. Icra Dairesi …. )) sayılı Kurarında “Usulsüz tebligat şikayetinin kahulii ile davacıya yapılan ödeme emri tebligatına ıttıla tarihînin 28.09.2017 olarak düzeltilmesine karar verildiği, karamı istinatonayı ile kesinleştiği»
Buna göre 28.09.2017 tarihinde davalı takip alacaklısı tarafından, davacı takip borçlusu aleyhine yapılan haczin haksız vc yersiz olduğu, öte yandan. Davacı vekili müvekkiline uygulanan maddi zarar iddiasında ilgili dosyaya yeterli belge sunulmadığı manevî tazminat konusundaki değerlendirmenin münhasıran Sayın Mahkemenize ait olduğuna dair kanaat bildirildiği,
Davacının maddi zarar talebi kendi ticari defterleri ve de tanık delili ile de ispatlanamamakla reddine ;
Manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirme uyarınca;
Türk Borçlar Kanunu 58. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat, bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.( T.C.İSTANBULBÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ 2019/178 E.2021/247 K.)
Yukarıda anılan esaslar uyarınca haksız haciz sebebi ile davacının ticari itibarinin zedelendiği ve de kişilik haklarının zarar gördüğünün kabulü gerektiği ,olayın oluş ve şekli,haksız haczin farkına varılması ve de işlemin durdurulması hususları birlikte değerlendirilerek manevi tazminat talebinin kabulü ile 15.000,00 TL’nin haksız haciz tarihi (28/09/2017) itibariyle işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsil edilerek davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının maddi tazminat talebinin REDDİNE,
a)Alınması gereken 179,90 TL karar harcı peşin alındığından bu hususta başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
b)Davalı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
2-Davacının manevi tazminat talebinin KABULÜ ile; 15.000,00 TL’nin 28/09/2017 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.024,65‬ TL karar harcının davacı tarafından yatırılan peşin harçtan maddi tazminat davası yönünden alınması gereken 179,90 TL nin mahsubu ile bakiye 93,34 TL harcın mahsubu ile 931,31 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
b)Davacı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
c-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı, 273,24 TL peşin harç olmak üzere toplam 309,14‬ TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 1.945,50 TL yargılama giderinin(bilirkişi,tebligat) davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan 15,63 TL yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan yargılama gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesine müteakiben yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.
10/04/2023

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.