Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/99 E. 2022/443 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/99 Esas
KARAR NO : 2022/443

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 01/02/2022
KARAR TARİHİ : 20/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil …’nün 9620 Hissedarı ile Münferiden Şirket Müdürü olduğu İTO …. Sicil Nolu … Sanayi Ve Dış Ticaret .Ltd.Şti. inde Münferiden diğer Müdür … ve diğer ortaklar …. ile … kendi aralarında aleyhe gizli ve gayrı yasal/gayrı resmi toplantılar yaparak, çalışanlarla işbirliği içinde yetkilerini kullanmayı engelleme, çalışan personeli aleyhe yönlendirerek, onun emir ve talimatlarına uyulmamasını, artık kendilerinin şirketi yöneteceklerini, yönetimin 3 ortağın elinde olduğunu söylemelerini duyulması üzerine, müvekkilce sözlü uyarıda bulunularak, kanunsuz ve suç teşkil eden davranışlarına son vermelerini istediğini, ancak müvekkil dışındaki ortakların iptale konu genel kurul kararı aldıkları Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. esas sayılı dava dilekçesi ile öğrenildiğini, davalı şirket genel kurul yada ortaklar kurulu çağrısı olmadığı gibi, diğer ortaklar ile ihtilaflar nedeniyle şikayetli, karakolluk ve nihayet davalık olmalarına, müvekkil ve işyeri çalışanı olan eşini içeri almamak için şirketlerin merkezi olan “… Mah. …. Sok.No:…. Silivri-İSTANBUL” adresindeki işyerine girmesi engellenen (Ek- Video, Resim ve Tutanaklar) yerde toplantıya katılmış gibi gösterilerek, olmayan ve yapılmayan bir toplantı tutanağı düzenleyip karar aldıkları bu kararı da dava ikamesinde kullandıklarının anlaşıldığı, bu kararın sahte olduğunu ve lehlerine üretilmiş, müvekkilin haklarının ihlali anlamına gelen, davaya konu kararın “karar no:02 – Karar Tarihi:16.12.2021 madde genel kurul üyeleri …, …., …., …’ın toplantıya katıldığını, Madde 2- şirket iç yönetim ile ilgili gündemdeki konuları görüşmek üzere toplantının başladığını, şirket satış-pazarlama bölümü için genel kurul ortaklarından Bilal Bostancı’nın atanmasına karar verildiğini, Şirket Imalat ve ar-ge çalışmaları ve üretimle ilgili genel kurul ortaklarından …’ın atanmasına karar verildiğini, Şirket makine montaj elektrik-elektronik bölümu finans işlemleri için genel kurul ortaklarından … atanmasına karar verildiğini, şirket ortaklarından …’nün kendi ifadesi ile tüm işler ile uğraşmaktan yorulduğunu ve genel kurul kararıyla şirket işlemlerinin diğer genel kurul üyelerine devredilmesini istediğini ,şirket ortakları genel kurulda firmanın genel kurul üyelerinin eşleri şirket sınırları içinde hiçbir şekilde girmeyecekleri konusunda karar aldıklarını, genel kurul yapılan bu 5 maddelik görüşmenin genel kurulun oylamasına sunulduğunu, oylama sonucu 5 genel kurul üyesi arasında …, …, …’ın oy çokluğu ile karar aldığını, …’nün olumsuz oy kullandığı.” şeklinde karar aldıklarının görüldüğünü, bu genel kurul kararının, kanunun öngördüğü tarzda toplanmadığını ve karar almadığını, dolayısı ile buradaki hükümsüzlük hali de yokluk olduğu, şeklen bir genel kurul kararı gözükse de karar yoktur ve doğmamış sayılacağı içtihadi ve yasal hüküm olduğunu, zira müvekkile hiçbir toplantı bilgisi yada daveti yapılmadığını, böyle bir toplantı düzenlenip, karar verilmemiş olup, kurul toplantısı altında sahte belge tanzimi ile müvekkile yalan beyanlar izafe edildiğini, yetkisiz ortaklara görev dağıtımı yapıldığı ve hatta insan haklarına dahi aykırı saçma “Firmanın genel kurul üyelerinin eşleri şirket sınırları içinde hiçbir şekilde girmeyecekleri ” dair bir maddeye dahi yer verildiğinin öğrenildiğini, Sahte genel kurul tutanakları düzenleyen Tutanakta imzası olan, ve müvekkil …’ye karşı hasmane davranan, iş yeri SGK’lı çalışanı olan eşine karşı saygısızlık yapan, iş yerine girmemesi için jilet telli çit dahi çeken ortaklar ile bir araya geldiği ve kurul çalışması yaptığı şeklinde düzenleme yapılmış gösterilmesi, hiçbir yasal metne, akla mantığa ve objektif hayat şartları ile bağdaşmaz bir absürtlük olduğunu, genel kurula katılma, görüş açıklama ve oy kullanma pay sahipliğinden kaynaklanan haklardan olup bu hakkın esas sözleşmeyle dahi kısıtlanamayacağını, 6102 sayılı TTK’nın 616. maddesinde genel kurulun devredilemez yetkileri sayılmış olup, bu yetkiler şirketin sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi ve pay sahipliğinden kaynaklanan hakların kullanılabilmesi için büyük öneme sahip müdürlerin atanması ve değiştirilmesi, esas sözleşmenin değiştirilmesi, yıl sonu finansal tablolarının onaylanması, kâr payı hakkında karar verilmesi ve şirketin feshi gibi yetkiler olduğunu, gıyaptaki kararda özellikle müvekkilin iş yerinde çalışan eşinin insani ve anayasal hakkı olan İş yerine gelmesini yasaklayan bir karar alınmasıznz zaten genel ahlak ve kamu düzenine de açıkça aykırı olduğunu, bir genel kurulu kararı iptal edilse de müvekkile iş yerinde ortaklığından istenmediği, haklarının mal edinmesi çabası olduğu, danışıklı ve dayanışmalı bir hile ile yapılan sahte bir toplantının olduğunun anlaşıldığını,. genel kurul kararının batıl olduğunun tespitinin ancak eşit işlem yetkisine aykırılık, şirketin temel yapısına uymayan ve sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen, pay sahiplerinin vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden ve diğer organların devredilmez yetkilerine giren veya bu yetkilerin devrine ilişkin karar alınması halinde mümkün olacağı, genel kurul için yapılacak çağrının şekli TTK m.414’de düzenlendiğini, buna göre, toplantı çağrısı en az iki haftla önceden, esas sözleşmede gösterilen şekilde, şirketin internet sitesinde ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde, gündemle beraber ilan edilip, gündemle bağlılık prensibi ile toplanacağı buna uygunsuzluğun ise İptal Davasına konu olacağının açık olduğunu, müvekkil ile davalı şirketin diğer ortakları arasında Aralık 2021 ayı başından itibaren, pek çok tartışma ve şikayet ile davaya konu nihayeten Bakırköy …. ATM … E sayılı dosyası ile “Denetim ve Onay” kayyımı tayinine varan ihtilaflar var iken, çağrı ve davet usullerine uyulmadan gıyapta sanki bir yasal işlem yapılmış gibi karar düzenlenmiş olmasının, kararın içeriği düzenlenme süreç ve şekli dikkate alındığında cezayı müstelzim bir hukuksuzluğa işaret ettiğinden öncelikle dava konusu kararın “batıl olduğunun tespitine” terditli olarak “İptaline” karar verilmesini talep etmek gerektiğini, davalı şirketin 16.12.2021 tarihli genel kurul kararının kanunun öngördüğü tarzda, davet yapılmamış ve ilan sürelerine uyulmamış, müdür olan ortak dahi yasal usüllerle çağrılmadığı, olmayan bir toplantıda varmış gibi gösterilerek, başka zamanda hazırlanıp, giyapta tarih düzenlendiği anlaşılan kararın eşit işlem yetkisine aykırılık, pay sahiplerinin vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden ve diğer organların devredilmez yetkilerine giren veya bu yetkilerin devrine ilişkin karar alınması sonucunu doğuran ve Anayasal Hakları ihlal edici içeriği olan için hasım ortakların dayanışmalı ve suniyete dayalı, açık kanuna aykırı kararın öncelikle mutlak butlanla batıl olduğunun tesbitine, terditli olarakta açık suiniyet dayanışmalı zararlandırıcı faaliyet nedeni değerlendirilerek iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ortak tarafından müvekkil şirket aleyhine açılan haksız ve mesnetsiz davanın tüm usuli ve yasal nedenlerle reddini talep ettiklerini, dava dilekçesindeki iddiaları ve talebi kabul etmediklerini, dava dilekçesindeki iddiaların açılan dava konusu ile bir ilgisi olmadığını, davacı tarafından … ATM …. E kayden açılan diğer müdür …’ün yetkilerinin kaldırılması için dava açıldığını, ortak müdür … te davacıya karşı aynı taleplerle Bakırköy … ATM … E sayı ile dava açıldığını ve davaların birleştirildiğini, öncelikle konusuz davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, zira ortada iptali istenebilecek bir genel kurul kararının bulunmadığını, bu nedenle davacının dava sebebinin olmadığını, çünki diğer davalarda davacı şirkete ve ortaklara karşı yasal prosedürler ve bilemediğimiz diğer nedenlerle 10 Aralık 2021 tarihinden itibaren bilgi vermeksizin gelmemeye başladığını, diğer müdür ve ortaklar yokmuşçasına telefon ve mail mesajları ile gayrı yasal çıkış-emirler vermeye başladığını, davacının şifahen toplantı yapılması isteği üzerine şirkete geldiği 16.12.2021 tarihinde tüm ortaklar sorunları ve müdürlük konusunun görüşülmesi isteği ile toplandıklarını, TTK da mevcut çağrısız genel kurul oluşturulduğunu, ancak davacı müdürlük konusunda görüşmeyi kabul etmediğini, eşinin işyerine gelmemesi gerektiği kendisine bildirince kabul etmediğini, toplantıyı terk ettiğini, bir daha da işyerine gelmediğini, şirket ticari üretimi ve ticareti ortakların ve müdürlerin uyuşmazlıklarından zarar görmemesi gerektiğini bu nedenle şirketin üretiminin iç işleyişine ilişkin kararların iptal konusu olmadığını, İlgili kararda imzası bulunan ortaklarda fabrikada üretimin ve ticari ilişkilerin aksamaması için zorunlu olarak böyle bir karar aldıklarını, bu kararın genel kurul kararı olmadığı niteliği itibarıyla açık olduğunu ve karar ile şirketin sicil kaydında bir değişiklik yaratan durum olmadığını, sicile tescil gerektiren bir kararın bulunmadığını, şirketin ticari üretimin iç yönerge niteliğinde bir metin olduğunu, Bu nedenle genel kurul kararı olarak adlandırılamayacağını, diğer davada genel kurul kararı diye adlandırılmasının kararın genel kurul kararı olduğu sonucunu doğurmayacağını, ilgili toplantıda müdürlük konusu görüşülemediği ve karar altına alınamadığı için, yani dava konusu karar genel kurul kararı olamadığı için … ATM …. E kayden davacı …’nün müdürlük görev ve yetkilerinin sonlandırılması talebi ile ortaklar tarafından dava açıldığını, davacıda aynı şekilde diğer müdürün görevinin sonlandırılması için … ATM …. E kayden dava açıldığını, 16.12.2021 günü ortakların bir araya gelip müdürlük konusun görüştüklerinin göstergesi ilgili toplantıda karar GK kararı oluşturulamadığı için davanın açılmış olduğunu, şirket ortakları şirkette ve fabrikada her daim bedenen ve beynen çalıştıkları için gerektiği her zaman çağrısız toplandıklarını, ancak ortaklar arasında belirtilen dosyalar nezdinde anlatılan uyuşmazlıklar nedeni ile çağrısız toplanma ihtimali kalmadığından ortak ….tarafından TTK hükümleri gereğince müdürlere ihtar çekilerek (Silivri …. Noterliği 10.02.2022 tarih, … yeymiye sayılı ) olağan ve ihtarnamede yazılı hususların görüşülmesi için GK un toplantıya çağrılması talebinde bulunulduğunu, davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine, masraf ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, Limited şirket genel kurul kararının iptali davası olup; Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davalı şirketin 16.12.2021 tarihli toplantısınının genel kurul toplantısı olup olmadığı, bu toplantıda alınan kararların mutlak butlanla batıl olduğunun tespiti, olmazsa genel kurul kararlarının iptali şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Davacı taraf genel olarak, dava konusu karara ilişkin toplantının, Kanunun öngördüğü tarzda, davet, ilan süreleri ve usullerine uyularak yapılmadığını, müvekkilinin olmadığı bir toplantıda varmış gibi gösterilerek, eşit işlem yetkisine aykırı, pay sahipliğinden kaynaklanan devredilemez haklarının ihlaline yol açtığını, kararın içeriğinin de kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, kararın öncelikle mutlak butlanla batıl olduğunun tesbitine, terditli olarakta açık suiniyet dayanışmalı zararlandırıcı faaliyet nedeni değerlendirilerek iptaline karar verilmesini talep etmiş, davalı taraf ise genel olarak; Davacının şifahen toplantı yapılması isteği üzerine şirkete geldiği 16.12.2021 tarihinde tüm ortakların sorunları ve müdürlük konusunun görüşülmesi isteği ile toplandıklarını, TTK da mevcut çağrısız genel kurul oluşturulduğunu, ancak davacı müdürlük konusunda görüşmeyi kabul etmediğini, eşinin işyerine gelmemesi gerektiği kendisine bildirince kabul etmediğini, toplantıyı terk ettiğini, bir daha da işyerine gelmediğini, ilgili kararda imzası bulunan ortakların fabrikada üretimin ve ticari ilişkilerin aksamaması için zorunlu olarak böyle bir karar aldıklarını, bu kararın niteliği itibariyle Genel Kurul kararın olmadığını, karar ile şirketin sicil kaydında bir değişiklik yaratan durum olmadığını, sicile tescil gerektiren bir karar olmadığını, şirketin ticari üretimin iç yönerge niteliğinde bir metin olduğunu, Genel Kurul kararı diye adlandırılması kararın genel kurul kararı olduğu sonucunu doğurmayacağını savunmuştur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Limited Şirketlere ilişkin 617/1.
maddesine göre; (1)Genel kurul müdürler tarafından toplantıya çağrılır. Olağan genel kurul
toplantısı, her yıl hesap döneminin sona ermesinden itibaren üç ay içinde yapılır. Şirket
sözleşmesi uyarınca ve gerektikçe genel kurul olağanüstü toplantıya çağrılır. “
(2) Genel kurul, toplantı gününden en az onbeş gün önce toplantıya çağrılır. Şirket
sözleşmesi bu süreyi uzatabilir veya on güne kadar kısaltabilir.
(3) Toplantıya çağrı, azlığın çağrı ve öneri hakkı, gündem, öneriler, çağrısız genel kurul,
hazırlık önlemleri, tutanak, yetkisiz katılma konularında anonim şirketlere ilişkin
hükümler, Bakanlık temsilcisine ilişkin olanlar hariç, kıyas yoluyla uygulanır. Her ortak
kendisini genel kurulda ortak olan veya olmayan bir kişi aracılığıyla temsil ettirebilir.
(4) Herhangi bir ortak sözlü görüşme isteminde bulunmadıkça, genel kurul kararları,
ortaklardan birinin gündem maddesi ile ilgili önerisine diğer ortakların yazılı onayları
alınmak suretiyle de verilebilir. Aynı önerinin tüm ortakların onayına sunulması kararın
geçerliliği için şarttır.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Anonim Şirketlere ilişkin “Çağrısız genel kurul” başlıklı 416. Maddesine göre; (1) Bütün payların sahipleri veya temsilcileri, aralarından biri itirazda bulunmadığı takdirde, genel kurula katılmaya ve genel kurul toplantılarının yapılmasına ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla, çağrıya ilişkin usule uyulmaksızın, genel kurul olarak toplanabilir ve bu toplantı nisabı varolduğu sürece karar alabilirler.

(2) Çağrısız toplanan genel kurulda, gündeme oybirliği ile madde eklenebilir; aksine esas sözleşme hükmü geçersizdir.

Dava konusu 16.12.2021 tarihli genel kurul toplantısının çağrısız olarak yapıldığı ihtilafsızdır. Davalı taraf toplantının genel kurul toplantısı niteliğinde olmadığı ileri sürmüşse de, alınan kararların niteliği, karar içeriğinden genel kurul oylamasından bahsedilmiş olması, kararın alınış biçimi nazara alındığında genel kurul kararı olarak alındığı hususu açıktır. Bu durumda somut olay bakımından genel kurul toplantısının Türk Ticaret Kanununun 617/3. maddesi delaletiyle aynı yasanın 416. maddesi uyarınca çağrısız toplantı niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. Bu yasal düzenlemeye göre, çağrısız genel kuruldan söz edilebilmesi için iki unsurun gerçekleşmesi gerekir. Bunlardan bir tanesi bütün pay sahiplerinin veya temsilcilerinin hazır bulunması, diğeri ise pay sahiplerinin toplantıya ve karara itiraz etmemiş bulunmalarıdır. Dava konusu kararda davacının imzasının bulunmadığı gibi davacı böyle bir toplantıya katılmadığını beyan etmektedir, bu durumda Bütün payların sahipleri veya temsilcilerinin katıldığı bir toplantıdan bahsetmek mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle usulüne göre çağrı yapılarak toplanan bir genel söz konusu olmadığı gibi, tüm pay sahipleri veya temsilcilerinin itirazsız katıldıkları bir çağrısız toplantı da bulunmadığından, iptal edilebilirliği ilişkin şartların incelenmesine gerek olmadan; davacının talebi gibi davalı şirketin 16.12.2021 tarihli genel kurulunda alınan kararların mutlak butlanla batıl olduğunun tespitine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile, Davalı şirketin 16.12.2021 tarihli genel kurulunda alınan kararların mutlak butlanla batıl olduğunun tespitine,
2-Alınması gereken 80,70 TL karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70-TL başvurma harcı ile 80,70-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 46,10 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,

6-Kullanılmayan yargılama gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/04/2022

Başkan …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Katip …
e-imzalıdır.