Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/951 E. 2023/437 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/951 Esas
KARAR NO : 2023/437

DAVA : Araç Mülkiyetinin Tespiti, Tescili
DAVA TARİHİ : 02/11/2022
KARAR TARİHİ : 17/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Mülkiyet (Tespit İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ….’ın, …. plakalı ve …. plakalı araçları satın almak için davalı şirket ile anlaştığını, müvekkilinin davalı şirketin banka hesabına; …. plakalı araç için 05.10.2022 tarihinde 1.250.000,00 (bir milyon iki yüz elli bin) TL ve 2.000.000,00 (iki milyon) TL olmak üzere toplamda 3.250.000,00 (üç milyon iki yüz elli bin) TL, …. plakalı araç için 05.10.2022 tarihinde 400.000,00 TL (dört yüz bin) TL gönderdiğini, müvekkilinin, her iki araca ilişkin olarak davalı şirkete anlaştıkları parayı banka aracılığıyla gönderdiğini ve araçların fiilen müvekkiline teslim edildiğini, ancak araçların zilyetliğini elinde bulunduran müvekkilinin, fiilen teslim almış olsa da araçların mülkiyetinin hukuken müvekkili adına tescil edilmediğini, her iki aracın ücretini ödeyen müvekkili adına ne araçların mülkiyetinin tescil ettirildiğini ne de ödenen ücretlerin iade edildiğini, davalı şirket, aracın en kısa sürede müvekkili adına tescil edileceğini ve işlemi yapacak yetkilinin ”gün içinde” kendisiyle iletişime geçeceğini söyleyerek müvekkilini günlerce oyaladığını, müvekkilinin iyi niyetli olarak aracın hukuken adına tescil edilmesi için gerekli işlemlere başlanmasını beklediğini ancak davalı şirket yetkililerinin telefonlara dahi çıkmamaya başlaması sonucunda davalı şirketin kendi iradeleriyle gerekli resmi işlemleri başlatmayacağını anladığını, aracın her ne kadar, fiilen müvekkilinin hakimiyetinde olsa da davalı şirketin sözleşmeye aykırı davranarak aracın tescili için gerekli resmi işlemleri başlatmadığı ve müvekkilini oyaladığı göz önüne alındığında söz konusu aracı iyi niyetli üçüncü kişilere devretme ihtimali olduğunu, bu nedenle her geçen dakikanın müvekkilinin aleyhine işlediğini ve müvekkili açısından telafisi mümkün olmayan zararlar meydana getirme ihtimali doğurduğunu, müvekkili, 02.11.2022 tarihinde …. plakalı araç ile seyir halinde iken trafik polisleri tarafından durdurularak aracın Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının … esas sayılı dosyasından yakalama şerhi olması sebebiyle aracın bağlanarak …. Otopark’ına çekildiğini, bu hususun dahi aracın zilyetliğinin müvekkilinde olduğu ve yukarıdaki iddialarını destekler mahiyette olduğunu, davalı ve/veya davalılar organize bir şekilde aracın satışını aldıktan sonra gerçekte var olmayan bir alacak varmış gibi yaparak Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının …. esas sayılı dosyayı açarak aracın yakalamasını yaptıklarını, söz konusu savcılık dosyasının celbi sağlandığında dosyada sadece yakalama işlemi yapıldığının görülebileceğini, müvekkili, dava konusu aracın yedieminde bulunması nedeniyle aracını kullanamadığını, dava konusu aracın piyasa değeri ve rent-a car firmaları tarafından aylık kira bedelleri göz önüne alındığında müvekkilinin uğradığı zararın büyüklüğünün daha iyi anlaşılacağını, dolayısıyla müvekkilinin dava konusu aracı kullanamamasından veya kiraya verememesinden kaynaklı zararı da bulunduğunu, Mahkemece bilirkişi marifetiyle müvekkilinin aracından faydalanamaması sebebiyle uğramış olduğu zararlarının da hesaplattırılmasını ve müvekkilinde oluşan bu zararların da davalıdan tazminine dair hüküm oluşturulmasını , açıklanan nedenlerle; öncelikle aracın başka şahıslara satışının önlenmesi için aracın trafik kaydına satılamaz tedbir şerhi konulmasını, ilgili yediemin otoparkına müzekkere yazılarak dava konusu icra dosyasına ilişkin hiçbir borcu bulunmamasına rağmen haksız olarak aracına el konulan müvekkiline aracının teslim edilmesini, davaya konu … ve …. plakalı araçlarının mülkiyetinin davacı müvekkili adına tescilini, davacı müvekkilinin dava konusu aracı kullanamamasından kaynaklanan doğmuş veya doğması muhtemel tüm zararlar için şimdilik yalnızca 5.000-TL’nin yasal faizi ile birlikte tahsilini, aracın üçüncü kişilere devredilmiş olması halinde davaya konu aracın rayiç bedelinin ve müvekkilinin uğradığı zararlar için şimdilik yalnızca 5.000-TL tazminatın yasal faizleri ile birlikte tahsilini Mahkemece satış işleminin iptaline kanaat getirilmemesi veya aracın hukuken üçüncü kişilere devredilmiş olması halinde uğradığı zararlar için şimdilik yalnızca 5.000-TL tazminat ile davaya konu aracın rayiç bedelinin yasal faizleri ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının davaya konu ettiği …. plakalı araca ilişkin talebinin tarafı huzurdaki davacı ve davalı olmadığını, …. plakalı aracın malikinin … olduğunu, kendisine davalı sıfatıyla husumet tevcih edilmediğini ayrıca …. plakalı araca ilişkin ödeme iddiasının da -dekonttan ve banka hesap kaydından anlaşılacağı üzere- para gönderen tarafın davacı …. değil, … Otomotiv ünvanlı bir şirket olduğunu, bu da davanın davacısı olarak bulunmadığından, gerek aktif gerekse pasif husumet yokluğundan öncelikle davanın husumet nedeniyle reddini talep ettiklerini, taraflar arasında bir araç satım anlaşması veya sözleşmesi bulunmadığını, davacı, müvekkili şirket ve yetkilileriyle başka şahıslar üzerinden tanışıp dost gibi görünerek dava dışı bu şahıslarla birlikte araçları görmek üzere aldığını ve sonrasında alıkoyarak getirmediğini, kendilerince emrivaki yaparak olaya hukuki bir alım-satım görüntüsü vermek içinse aracı alıkoydukları tarihten günler sonra müvekkili şirket hesabına … plakalı araç açıklamasıyla 1.250.000 TL ve 2.000.000 TL ödeme göndererek zoraki bir şekilde araca sahip olmaya çalıştıklarını, böyle bir durumu kabul etmediklerini, araçlarını satmadıklarını, her biri 4-5 milyon TL değerindeki lüks araçların bu şekilde bir bedel ödenerek emrivaki yapılarak alınamayacağını davacıya ve dava dışı arkadaşlarına söylediğini, müvekkili şirketin hesabına gönderdikleri toplam 3.250.000 TL para otomatik ödemeler ve tahsilatlardan hesap kesintileri olunca müvekkilinin kalan 1.000.000 TL’yi o tarihte iade ettiğini, yine …. plakalı … model … marka araçla birlikte alıkonulan …. plakalı …. marka araca da plaka açıklamasıyla dava dışı başka arkadaşları üzerinden 400.000 TL gibi ironik bir ödeme göndererek araçlara hukuki kılıf uydurmaya çalıştıklarını ancak zorla alıkonulan bir mala karşılık keyfe keder bir ödeme göndererek bu şekilde mülkiyetin gasbedilmesini hukuk düzeninin korumayacağının aşikar olduğunu, burada haksız hukuksuz usulsüz bir durum söz konusu olduğunu, nitekim taraflarınca derhal yasal işlem ve savcılık şikayetleri başlatılarak davacı ve dava dışı arkadaşlarınca müvekkillerine yönelik yüksek faizli para verip tehdit ederek sahibi oldukları araçlara el konulduğu konularında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı ceza soruşturması açıldığını ve müvekkili ve dava dışı diğer şikayetçilerden alıkonulan araçların büyük bir çoğunluğunun savcılık kararıyla yakalatılıp toplatıldığını, 2 adet aracın ise soruşturmaya konu bazı şüphelilerce piyasada parçalatılarak satıldığının anlaşıldığını, hal böyle olunca burada hukuki ve iradi bir araç alım-satım ilişkisi ve sözleşmesinden bahsetmenin mümkün olmadığını, davanın davacısı ve davalısı olmayan kişilerin tarafı bulunduğu …. plakalı …. marka araca ilişkin plakası yazılarak 400.000 TL gönderilmesi ise behemahal muvazaalı olup, hukuken ve hayatın olağan akışına göre milyonlarca lira değerindeki lüks bir aracın böylesi düşük ve orantısız bir bedel karşılığında satılmasının da mümkün olmadığını, mezkur araca dair hukuken referans alınacak emsal kasko değerinin 5.500.000 TL olduğunu, keza bu durumun her iki dava konusu araç için de geçerli olduğunu, iddianın dayanaksızlığının diğer bir emaresi olduğunu, davacının davasını somutlaştırması gerektiğini, davanın konusu mülkiyetin tespiti olarak açıldığını, netice ve talep kısmında ise bir miktar paranın ödenmesinin istenmediğini,. davacının netice talebinin terditli değil, bedel talebi olduğunu, bu itibarla araç üzerine tedbir konulmasında da hukuki fayda bulunmadığını, konulan ihtiyati tedbirin kaldırılmasını yahut tedbir konulacaksa araç kasko değerini karşılayacak miktarda teminat karşılığında uygulanmasını, dava değerinin de talep sonucunun somutlaştırılmasıyla; bedel istemiyse ödeme iddiası kadar, mülkiyet istemiyse araç kasko değerleri kadar eksik harcın tamamlatılması gerektiğini, açıklanan ve ve re’sen gözetilecek nedenlerle; davanın öncelikle …. plakalı araçla ilgili olarak aktif ve pasif husumet yokluğundan reddini, esas bakımından ise hukuka, objektif iyiniyet kurallarına aykırı haksız ve mesnetsiz davanın reddini, davanın sonuç ve talebinin somutlaştırılması için davacı tarafa kesin süre verilmesini, buna göre sonuç bedel istemiyse ödeme iddiası ve talebi kadar, mülkiyet istemiyse araç resmi kasko değerleri kadar eksik harcın tamamlatılmasını, araç üzerine ihtiyati tedbir konulmasında ise arz edilen nedenlerle hukuki fayda bulunmayıp, ihtiyati tedbir kararının bu meyanda kaldırılmasını, ihtiyati tedbir kararı korunacaksa ilgili araç güncel kasko değerini karşılayacak miktarda teminat karşılığında tedbirin uygulanmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, dava konusu araçların mülkiyetinin tespiti ve tescili istemine ilişkindir.
Davalı vekilinin 25.04.2023 tarihli dilekçesinde taraflar arasında 26.12.2022 tarihinde anlaşma protokolü imzalandığını, davanın konusuz kalmasından dolayı sulh ve feragat nedeniyle reddine karar verilmesini, taraflarca birbirinden yargılama gideri ve vekalet ücreti istenmediği bildirilmiş ve ekinde sulh protokolü sunduğu görülmüştür.
Davacı vekili 17.05.2023 tarihli dilekçesinde davadan feragat ettiklerini, protokol kapsamında davalı ve davacı tarafın vekalet ücreti ve yargılama gideri talep etmediklerini beyan etmiştir.
Davacı vekilinin vekaletnamesinde yapılan incelemede davadan feragate yetkisinin olduğu anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere, HMK’nin 307. maddesine göre davadan feragat davacının, istem sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Yine aynı yasanın 311. maddesine göre feragat, kesin hükmün sonuçlarını doğurur. Bu hükümler gözetildiğinde davadan feragatin davaya kendiliğinden son veren bir taraf işlemi olduğunda kuşku bulunmadığı, davadan feragatin yöntemine uygun, süresinde ve tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri hususta olduğu anlaşılmış olup, davanın feragat nedeniyle reddine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davadan feragatin gerçekleştiği aşamaya göre alınması gereken 1/3 oranındaki 59,96-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 80,70 TL peşin harç ve 62.337,56-TL tamamlama harcının mahsubu ile kalan 62.358,30-TL harcın talep halinde ve karar kesinleşince davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflar adına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan avansın karar kesinleştikten sonra davacıya geri verilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) taraf vekillerinin yokluklarında, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/05/2023

Başkan …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Üye ..
e-imzalıdır.
Katip …
e-imzalıdır.