Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/94 E. 2022/116 K. 01.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/94
KARAR NO : 2022/116

DAVALI : Hasımsız
DAVA : Öz Sermaye Tespiti
DAVA TARİHİ : 31/01/2022
KARAR TARİHİ : 01/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Öz Sermaye Tespiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından; …. Bebek Gereçleri Dış Ticaret Ltd. Şti’nde maliki bulunduğu payların, … Mah. …. Bulvarı No:… Esenyurt/İSTANBUL adresinde kurulacak Limited Şirkete ayni sermaye olarak konulmasına karar verildiğini, bu suretle müvekkilinin …. Bebek Gereçleri Dış Ticaret Ltd. Şti’nde maliki bulunduğu ve ayni sermaye olarak konulmasına karar verilen paylarının değerinin belirlenmesi amacıyla, şirketin tüm ortaklıkları, projeleri, iştirakleri ve bağlı ortaklıkları da dikkate alınarak şirket değerlemelerinde yaygın olarak kullanılan İndirgenmiş Nakit Akışları Değeri Yöntemi (İNA) kullanılarak şirket defter ve belgeleri üzerinde yerinde inceleme yapılması hususunda yetki verilerek mahkeme tarafından bilirkişi atanmasına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, şirketin rayiç değerinin tespiti talebine ilişkindir.
Davacı vekilinin dava dilekçesindeki anlatımı esas alındığında davanın tespit davası olarak açıldığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere Tespit davası HMK 106. maddesinde düzenlenmektedir. Buna göre Tespit davası yolu ile mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının tespiti istenebilir. Maddi vakıalar, tek başına tespit davasının konusunu oluşturamazlar. Diğer yandan kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yarar bulunmasının gerekmektedir. Eldeki davada davacı, şirketteki hissesinin rayiç değerinin İNA sistemine göre tespitini istemiştir. Talep gözetildiğinde tespit davasını düzenleyen HMK 106. maddesinde belirtilen “bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının tespiti” hallerinin söz konusu olmadığı, davacının talebinin maddi vakıalara ilişkin bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Diğer yandan davacının talebinin delil tespiti talebi olarak kabul edilmesi halinde bile HMK 400. maddesi dikkate alındığında hukuki yarar şartının gerçekleşmediği anlaşılmaktadır.
Öte yandan HMK 106. maddesinin yaptığı gönderme ile dikkate alınması gereken diğer kanunlardaki istisnalar gözetildiğinde;
TTK’nın ” Ayni sermaye konulabilecek malvarlığı unsurları” başlıklı 342 maddesine göre; (1) Üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dâhil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilir. Hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacaklar sermaye olamaz. (2) 128 inci madde hükmü saklıdır.
TTK’nın ” Değer biçme” başlıklı 343 maddesine göre; (1) Konulan ayni sermaye ile kuruluş sırasında devralınacak işletmelere ve ayınlara, şirket merkezinin bulunacağı yerdeki asliye ticaret mahkemesince atanan bilirkişilerce değer biçilir. Değerleme raporunda, uygulanan değerleme yönteminin somut olayın özellikleri bakımından herkes için en adil ve uygun seçim olduğu; sermaye olarak konulan alacakların gerçekliğinin, geçerliğinin ve 342 nci maddeye uygunluğunun belirlendiği, tahsil edilebilirlikleri ile tam değerleri; ayni olarak konulan her varlık karşılığında tahsis edilmesi gereken pay miktarı ile Türk Lirası karşılığı, tatmin edici gerekçelerle ve hesap verme ilkesinin icaplarına göre açıklanır. Bu rapora kurucular ve menfaat sahipleri itiraz edebilir. Mahkemenin onayladığı bilirkişi kararı kesindir.
Görüldüğü üzere TTK’da mahkemece ancak ayni sermaye değerinin tespitine ilişkin hükümler bulunduğu, bunun dışında şirket hissesinin rayiç değerinin mahkemece tespitine ilişkin hüküm bulunmadığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki şirket ortağının şirketteki hissesinin değerinin tespiti ve şirketten ayrılma iradesi; şirketin de taraf olduğu, şirketin türüne göre ortaklıktan çıkma, şirketin feshi gibi davalara konu olabilecek olup, hasımsız bir davaya konu edilerek karara bağlanması da mümkün değildir.
Hal böyle olunca davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın usulden REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan yargılama gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341vd. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 01/02/2022

Başkan …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Katip …
e-imzalıdır.