Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/869 E. 2022/879 K. 07.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/869 Esas
KARAR NO : 2022/879

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/08/2019
KARAR TARİHİ : 07/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı …. Şirketi’nin Türkiye’deki pazarlamacıları pamuk iplik satmayı vaad ettiğini bu teklifi davacı şirket yetkililerinin kabul ettiğini, taraflar arasında …. Bankası T.A.Ş. …. Şubesi aracılığı ile akreditif sözleşmesi akdedildiğini, davalı şirketin yola çıkmamış olan malları sanki yola çıkmış gibi CMR belgesi düzenlediğini, CMR belgesinin sahte olduğu ve bankaya sunulması suç olduğu gibi akreditif sözleşmesinin de iptali gerektiğini belirterek davacı vekili davanın kabulü ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasını arz ve talep etmiştir.
Davalı taraf herhangi bir cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Davalı ….’ya karşı usulüne uygun arabuluculuk görüşmelerinin yürütülemediği anlaşılmakla ;
Arabuluculuk aşamasında davalıya ….’ya karşı kanununun koyuluş amacına aykırı olacak şekilde arabuluculuk sürecinin işletilmediği görülmüştür.
“Arabuluculuk kanunun 8/1.maddesi ve arabuluculuk yönetmeliğinin 10/1.maddesi; “Arabulucu, tarafların her biri ile ayrı ayrı veya birlikte görüşebilir ve iletişim kurabilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda, davacı vekilinin arabuluculuğa başvurduğu, 19/08/2019 tarihli son oturum tutanağında davalı tarafın avukatı olduğu bildirilen vekil ile görüşüldüğü arabuluculuk toplantısına katılmayacağını bildirdiği ancak arabuluculuk dosyası içerisinde toplantıya katılamayacağını bildirilen avukatın herhangi bir vekaletnamesinin bulunmadığı, davalı şirkete yazılı bildirim yapılmadığı bunun üzerine davalı şirket ile görüşme yapılmadan son tutanağın düzenlendiği görülmüştür. Hukuk uyuşmazlıklarında dava şartı olarak yürürlüğe sokulan arabuluculuk göstermelik bir işlem niteliğinde olmayıp uyuşmazlık taraflarına her türlü iletişim yolu ile ulaşıldıktan sonra tarafların anlaşamaması üzerine açılan davada bu anlaşamamaya ilişkin son oturum tutanağı tarafların iradelerinin yansıtıldığı belge niteliğindedir. Arabuluculuğa başvuran tarafın arabuluculuk sürecini de kontrol etmesi somut olayda olduğu gibi diğer iletişim yolları ile ulaşılmasını sağlamak için gerekli özen ve çabayı göstermesi gereklidir.
Hal böyle olunca usulüne uygun tebliğ yapılmadan , vekalet sunulmadan neticelendirilen arabuluculuk sürecinin tamamlanmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM;Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Usulüne uygun arabuluculuk görüşmesi yapılmadığından davanın arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan 80,70 TL peşin harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesine müteakiben yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/10/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır