Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/849 E. 2022/1118 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/849 Esas
KARAR NO : 2022/1118

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 18/01/2016
KARAR TARİHİ : 13/12/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :16/01/2023
Davacı vekili tarafından açılan alacak davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 29/07/2010 tarihli dava dilekçesi ile; davacı müvekkili ile davalı arasında; 05.11.2009 tarihinde 23 araç için “… çok maksatlı yer tespit ve takip sistemi taksitli satış sözleşmesi” ve 06.01.2010 tarihinde 87 araç için “… çok maksatlı yer tespit ve takip sistemi kiralama sözleşmesi” akdedildiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmeler gereği, davacı müvekkili tarafından “… Cihazları” davalının araçlarına çok kısa aralıklarla monte edilerek çalışır vaziyette teslim edildiğini, sözleşmelerde belirtilen … cihaz bedelinin; 05.11.2009 tarihli sözleşmenin 4.1 maddesi gereği 23 adet araç için … Çok Maksatlı Yer Tespit ve Takip Cihazı taksitli satış bedelinin ” 20 USD. (Yirmi)/adet/aylık” “KDV İlave Edilecektir”,06.01.2010 tarihli sözleşmenin 4.1 maddesi gereği 87 adet araç için … Çok Maksatlı Yer Tespit ve Takip Cihazı “araç başına 3 (üç) yıl boyunca aylık cihaz kira bedeli 17.5 USD/Adet (KDV Dahil) dir ve sözleşmenin 4.2 maddesi gereği “sözleşme sonunda” ayrıca 87 adet cihazın cihaz başı 20 USD karşılığında satışı yapılacağını, (KDV ilave edilecektir.)” sözleşmelerin 3.3 maddesinde davalı “Uydular aracılığıyla …. hizmetlerini sağlayarak veri transferini gerçekleştiren GSM Operatörü SİM kart bedeli, veri transfer bedellerini kapsayan aylık GSM Operatörü faturaları, …. (davacı) çağrı merkezi hizmetleri, harita ve yazılım güncelleme bedelleri vesaire masraflar karşılığı olarak …. in kendisine fatura edeceği “Aylık Servis Hizmet Bedeli” fatura karşılıklarını …. ‘in banka hesabına, fatura tanzim tarihini takip eden her ayın 7. gününe kadar yatırmakla yükümlü tutulmuş, bahsi geçen bedellerin ödenmemesi veya 2 kez geç ödenmesi halinde …. ’in veri transferi hizmetini sonlandırıcağı, bu durumun vukuunda davalının hizmetin devam ettirilmemesi nedeniyle … ‘den herhangi bir talepte bulunmayacağım” kabul ve beyan ettiğini, sözleşmeler gereği davalıya her ay “Aylık Servis Hizmet Bedeli” olarak fatura tanzim edileceği açıktır. Başlangıcı 05.11.2009 tarihli olan birinci faturadan itibaren sonuncusu 15.04.2010 tarihli olan toplam 9 adet fatura davalı adına tanzim edilerek elden teslim edildiğini, muhtelif tarihli, davacı müvekkili tarafından sözleşmeler gereğince davalı adına tanzim edilen toplam 13.447.18 TL lık 9 adet fatura, davalıya elden teslim edildiğini, davalı tarafından bu fatura borçlarına karşılık muhtelif tarihlerde toplam 4.203.40 TL ödeme yapıldığını, 15.04.2010 tarihli faturanın davalıya elden teslim edildikten sonra, davalı tarafından 16.04.2010 tarihinde müvekkili şirketin …. Bankasında bulunan hesabına 1.000.00 TL. ödeme yapıldığını, fatura toplamlarına karşılık borçlu tarafından yapılan ödemelerden sonra kalan bakiye fatura hesap alacağının 9.243,78 TL olduğunu, bu borcun kapatılması gerektiğinin davalıya sözlü olarak bildirildiğini fakat borçlara karşılık herhangi bir ödeme işlemi yapılmadığını, bu kez 27.04.2010 tarihli İstanbul …. Noterliğinden keşide edilen …. yevmiye numaralı ihtarname ile davalıya; taraflar arasında yapılan iki ayrı sözleşmenin 3.3 maddesi hatırlatıldığını, şirketlerinin hesabında 9.243,78 TL borçlu olduklarını, gönderilen ihtarı aldıktan itibaren 3 gün içerisinde muaccel borcu ödemeleri, aksi halde sözleşmeler gereği “veri transfer hizmetinin kesileceği…” sözleşmenin ifasının temerrüdünüz sebebiyle imkansız hale geldiğinde sözleşme sonuna kadar olan her türlü alacak talep ve dava haklarının muaccel hale geleceğinin ihtaren bildirildiğini, 30.04.2010 tarihinde tebliğ edilen ihtarlarına davalı tarafından cevap verilmediği gibi, şirketlerine karşı faturalardan kaynaklanan bakiye hesap borcunun da ödenmedğini, davalı borçlunun böylece temerrüde düştüğünü, 15.04.2010 tarihli cihaz ve işletim bedelini içeren faturadan sonra davalıya keşide edilen 27.04.2010 tarihli ihtarnameleri sonuçsuz kalınca müvekkili şirket tarafından davalıya sözleşmeler gereği verilen “veri transfer hizmeti” sonlandırıldığını, davalı borçlu aleyhine (9 adet) bakiye fatura alacağı için Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile yapılan toplam meblağı 9.447,24 TL olan icra takibinde, davalı tarafından takibin 3.245,79 TL’lık kısmı kabul edildiğini geri kalan kısmına ise soyut ve gerçeklerden uzak gerekçelerle kısmi itirazda bulunulduğunu, davalının takibe kısmi itirazının iptali ve takibin devamı için Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesinde itirazın iptali davası açıldığını, davalının, sözleşmeler gereği yükümlüğünü ihtara rağmen yerine getirmemekle temerrüde düştüğünü, böylelikle taraflar arasında akdedilen sözleşmelerin ifası, davalının akde aykırılığından ifası imkansız hale gelmiş bulunmakta olduğunu, bu nedenle her iki sözleşme için sözleşme başlangıç tarihlerinden 15.04.2010 tarihine kadar davalı adına kesilen 9 adet fatura toplamı olan 13.447.18 TL nin haricinde olan Î15.04.2010 tarihine kadar olan faturalardan kaynaklanan bakiye fatura alacağı için takip başlatıldığını; 05.11.2009 tarihli taksitli satış sözleşmesinden süre sonuna kadar olan bakiye alacaklarını, 06.01.2010 tarihli sözleşme için sözleşmenin 8.1 maddesi gereğince sözleşme süresinin sonuna kadar olan bakiye aylık cihaz kira bedelleri ve ayrıca 87 adet cihaz satış bedelini talep ve tahsil edebilmek için iş bu davanın açılması zorunluluğu doğduğunu, açıklanan nedenlerle davalarının kabulüyle, taraflar arasında akdedilen sözleşmeler için sözleşme başlangıç tarihlerinden 15.04.2010 tarihine kadar davalı adına kesilen ve icra takibine konu olan 9 adet fatura toplamı olan 13.447.18 TL nın haricinde kalan; 05.11.2009 tarihli taksitli satış sözleşmesi için 15.04.2010 tarihinden 05.11.2011 tarihine kadar hesaplanacak olan bakiye alacaklarının, 06.01.2010 tarihli kiralama ve satış sözleşme için sözleşmenin 8.1 maddesi gereğince, 15.04.2010 tarihinden 06.01.2013 tarihine kadar olan sözleşmenin 4.1 maddesine göre hesaplanacak bakiye aylık cihaz kira bedellerinin ve ayrıca sözleşmenin 4.2 maddesine göre hesaplanacak 87 adet cihaz satış bedelinin tahsiline; davalıdan alacakları olan paraya, davalının ihtarları ile temerrüde düştüğü tarih olan 04.04.2010 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, fazlaya dair tüm talep ve dava haklarının saklı tutulmasına, yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 24/08/2010 havale tarihli cevap dilekçesi ile; müvekkilin oto kiralama işi ile iştigal ettiğini, müvekkilin sözleşmelere konu takip cihazının araçlarına taktırmak istemesindeki amacın herhangi bir kötü niyetli kullanıma karşı sahibi olduğu aracı yerini takip etmek ve gerektiğinde motorunu durdurarak çalışmasını önlemek olduğu, müvekkilin sözleşmelerden vazgeçmekten haklı olduğu, müvekkilin belirtilen sözleşmelerin imzalanması ile sözleşmelerde taahhüt edilen hizmetlerin kusursuz olarak alacağı zannı ile cihazları araçlarına taktırdığını, fakat cihazların sözleşmede taahhüt edildiği gibi sorunsuz çıkmamış ve ayıplı mal vasfında olduğunun anlaşıldığını, davacının müvekkilin cihazların kullanımından haklı sebeple vazgeçmiş olduğu halde sözleşme sonuna kadar olan cihaz kira bedellerini ve satış bedellerini peşin tahsilini talep ettiğini, davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
Bakırköy Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığının … Muh. sayılı yazısı ile Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … olan esas numaralı dosyaların bir kısmı mahkememize tevzi edilmiş olup, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … olan esas numaralı dosyası, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinde … esasını almıştır.
Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay 19.Hukuk Dairesi 2014/9983 esas 2014/15437 karar sayılı ilamıyla, Dava, 29.07.2010 tarihinde 10.000-TL üzerinden harcı ikmal edilerek ve fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak belirsiz alacak davası olarak açılmıştır. Dava tarihinde 1086 sayılı HUMK yürürlükte olup, anılan yasa hükümlerine göre, kısmi dava açılması mümkün olduğu gibi, davacı yan yargılamanın devamında davasını harcını yatırarak ıslah etmiştir. Bu durumda mahkemece HMK’nun 448. maddesine göre bu kanun hükümlerinin tamamlanmış işlemlere uygulanmayacağı gözetilerek davacının talepleri incelenip bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir, gerekçesiyle bozulmuştur.
Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu Genel Sekreterliğinin 26/08/2014 tarih ve 1876 sayılı karar ile Asliye Ticaret Mahkemelerinin heyetli mahkeme olarak görev yapmalarına, Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesi 15/09/2014 tarihinde faaliyetine son verilmesine, 09/09/2014 tarihinde yayınlanan karar ile Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi ile birleşmesine karar verilmiştir.
Mahkememizin 20/09/2018 tarih, … esas ve … karar sayılı ilamının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Mahkememiz kararının Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 04/11/2020 tarih, … esas ve … karar sayılı ilamı ile bozulduğu, davalı vekili tarafından karar düzeltme yoluna gidilmesi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 10/02/2022 tarih, … esas ve …karar sayılı ilamı ile karar düzeltme talebinin reddine karar verilerek Mahkememize gönderilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki 05/11/2009 tarihli … Çok Maksatlı Yer Tespit ve Takip Sistemi Taksitli Satış Sözleşmesi ve 06/01/2010 tarihli … Çok Maksatlı Yer Tespit ve Takip Sistemi Kiralama Sözleşmesi kapsamında davalının üzerine düşen edimleri yerine getirmemesi ve davalının temerrüdü sonucu sözleşmelerden kaynaklanan alacakların tahsiline ilişkindir.
Mahkememizce taraf tanıkları dinleniş, taraflar tarafından sunulan dava konusu sözleşmeler incelenmiştir.
Bakırköy … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … esas ve … karar sayılı dosyası celbedilmiş, incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine taraflar arasındaki 05/11/2009 ve 06/01/2010 tarihli … Çok Maksatlı Yer Tespit ve Takip Sistemi Taksitli Satış ve Kiralama Sözleşmeleri kapsamında davacının üzerine düşen servis hizmetini yerine getirmesine rağmen davalı tarafça hizmet bedelinin ödenmediği ve alacağın tahsili için başlatılan icra takibine haksız itiraz edildiğini ve haksız itirazın iptaline karar verilmesinin talep edildiği, yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verildiği ve karar temyiz incelemesinden onanmak suretiyle geçerek kesinleştiği görülmüştür.
Dosya kapsamında davalı ve davacı taraf beyanları, sunulan belgeler, davalı ve davacı vekillerinin beyanları, dava dosyasında bulunan her bir tarafa ait diğer tüm dilekçelerin ve eklerinin detaylı incelenerek taraflar arasındaki alacak hususlarında bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin dosyasında verilen 23/01/2012 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davalının mezkur cihazlarda ayıp olduğu iddiasının kabul edilip edilemeyeceğinin Sayın Mahkemenin takdirinde bulunduğu, davacının mezkur cihazlar nedeniyle 05.11.2009 tarihli sözleşme bakımından 15.64.2010 tarihinden veri ilişkisinin kesildiği tarihe kadar, 06.01.2010 tarihli sözleşme bakımından 15.04.2011 – 06.01.2013 tarihine kadar 87 adet cihaz için aylık 17.,5 USD ( KDV dahil ) talep edilebileceğinin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu kanaatine varılmıştır. Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin dosyasında verilen 04/03/2013 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirketin davalı şirketten, 23 adet cihazın taksitli salış bedeli dolayısıyla KDV dâhil toplam 10.242,40 USD, 87 adet cihazın taksitli satış bedeli dolayısıyla KDY dâhil 50.347,50 USD olmak üzere toplam 60.589,90 USD alacaklı olduğu, davacı şirketin alacağına KDV”nin dâhil edildiği, Davacı şirkelin 60.589,90 USD alacağının 04.05.2010 tarihi itibari ile T.C.M.B. 1,4911 TL döviz alış kuru ile karşılığının 90.345,60 TL, dava tarihi olan 29.07.2010 tarihi itibari ile ise 1,5032 TL döviz alış kuru ile 91.078,74 TL olduğu, Davacı şirketin faiz talebinin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, davacı şirketin faiz talep edebileceği yönünde karara varılması durumunda davacı şirketin dava tarihi itibariyle 3.405,91 TL faiz talep edebileceği, Tarafların, inkâr tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin Sayın Mahkemenin takdiri içinde kaldığı, sonuç ve kanaati bildirilmiştir. 24/10/2017 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirket sistem ve alt yapısında herhangi bir eksiklik / ayıp bulunmadığı, davalı tarafça dava konusu cihazların ayıplı olduğu yönünde yapılmış herhangi bir. İhbarın bulunmadığı, Davacı şirketin, 05.11.2009 tarihli 23 araç için “… çok maksatlı yer tespit ve takip sistemi taksitli satış sözleşmesi kapsamında davalı şirketten 8.680,00 USD * 1.562,40 USD KDV ile birlikte toplam 10.242,40 USD alacaklı olduğu, 06.01.2010 tarihli 87 araç için “… çok maksatlı yer tespit ve takip sistemi kiralama sözleşmesi kapsamında davalı tarafça sözleşme bitiş tarihinden önce iade edilen 47 adet cihaz değerlendirmesi de dikkate alınarak davalı şirketten 38.832,50 USD (KDV dahil) alacaklı olduğu, Davacı şirketin toplam 10.242,440 USD + 38.832,50 USD = 49.074,90 USD alacağının 04.05.2010 tarihi itibari ile T.C.M.B. 1,4911 TL döviz alış kuru ile karşılığının 73.175,58 TL, dava tarihi olan 29.07.2010 tarihi itibari ile ise 1,5032 TL döviz alış kuru ile 73.769,39 TL olduğu, Sayın Mahkemece davacı şirketin faiz talep edebileceği yönünde karara varılması durumunda davacı şirketin dava tarihi itibariyle (04.05.2010 – 29.07.2010 arası dönem için) 2 .758,62 TL faiz talep edebileceği, 21/05/2018 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacı … Dış. Tic. Ltd. Şti. firmasının araç yer tespit ve takip sisteminin davalıya beklenen yararı sağlamadığı, hartta üzerinde aracın yerinin net olarak tespit edilememesi sebebiyle araç takip sisteminin ayıplı olduğu, davacının bu durumda %100 (Yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, Davacı tarafın %100 (Yüzde yüz) kusurlu olması nedeniyle, icra takibine konu faturalar veri transfer hizmetinin kesildiği 13.05.2010’dan tarihinden önceki döneme ait olduklarından, cihazlardan ve sistemden beklenen yarar teknik açıdan sağlanamadığından, “harita üzerinde aracın yerinin net olarak tespit edilememesi sebebiyle araç takip sistemi ayıplı olduğundan, alacak hakkının doğmayacağı, kanaatına varılmıştır.
Davacı vekili 26/09/2012 tarihli duruşmadaki beyanında; “Davalı tarafa 87 adet cihaz vermiştik, 47 adetini aldık, geri kalan cihazları da teslim edecekler, bu konudaki talebimizi atiye bırakıyoruz, 05/11/2009 tarihli taksitli satış sözleşmesi için 15/04/2010 tarihinden 05/11/2011 tarihine kadar hesaplanacak olan bakiye alacağımız ile 06/01/2010 tarihli kiralama sözleşmesi için 15/04/2010 tarihinden 06/01/2013 tarihine kadar olan bakiye aylık cihaz kira bedelleri hesaplanarak tarafımıza ödenmesini talep ediyoruz.” demiştir.
Davalı vekili talebini 04/03/2013 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda ıslah etmiştir.
Mahkememizin 20/12/2013 tarih, … esas ve … karar sayılı ilamı ile davacı tarafından kısmi dava açamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin kararı temyiz etmesi üzerine Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin … tarih, … esas ve … karar sayılı ilamı ile bozulmuştur. Yargıtay bozma ilamından sonra Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda Mahkememizin 20/09/2018 tarih, … ve …. karar sayılı ilamı ile sözleşmeye konu ürünlerin ayıplı olması sebebiyle davanın reddine karar verilmiş, Mahkememiz kararının davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin …. tarih, … esas ve …. karar sayılı ilamı ile “….Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nın 25/3. fıkrası (6102 sayılı TTK md. 23) uyarınca ticari satışlarda malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmeli, açıkça belli değil ise alıcının malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde muayene etmeye veya ettirmeye bu muayene neticesinde malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa keyfiyeti derhal satıcıya bildirmeye mecburdur. Ayıp adi bir muayene ile meydana çıkarılamayacak, kullanma sonucunda ortaya çıkan bir ayıp ise BK’nun 198. maddesinin 2. fıkrasının tatbik olunması gerekir. Somut olayda davalı usulüne uygun ayıp ihbarında bulunmadığından davalının ayıplı mal nedeniyle semenin tenzili hakkının olmadığı gözetilerek davacının alacağının tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi…” gerekçesi ile bozulmuştur.
Somut davada; taraflar arasında 05/11/2009 tarihli … Çok Maksatlı Yer Tespit ve Takip Sistemi Taksitli Satış Sözleşmesi ve 06/01/2010 tarihli … Çok Maksatlı Yer Tespit ve Takip Sistemi Kiralama Sözleşmesi akdedildiğine ve sözleşme kapsamındaki ürünlerin davalıya teslim edildiğine ilişkin bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı vekili, kendilerinin sözleşme kapsamındaki edimlerini yerine getirmesine rağmen davalı tarafından tarafından sözleşme kapsamındaki edimlerin yerine getirilmediği, bu sebeple 05/11/2009 tarihli taksitli satış sözleşmesi için 15/04/2010 tarihinden 05/11/2011 tarihine kadar hesaplanacak olan bakiye alacakları ile 06/01/2010 tarihli kiralama sözleşmesi için 15/04/2010 tarihinden 06/01/2013 tarihine kadar olan bakiye aylık cihaz kira bedellerinin hesaplanarak hüküm altına alınması talep edilmiştir. Davalı vekili ise sözleşmeler kapsamında kendilerine teslim edilen ürünlerin ayıplı olduğunu, bu sebeple davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili ayıp iddiasına karşı dava konusu ürünlerin ayıplı olmadığını ve ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını beyan etmiştir. Ancak Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 04/11/2020 tarih, 2020/3279 esas ve 2020/4723 karar sayılı ilamı ile de belirtildiği üzere dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nın 25/3. fıkrası (6102 sayılı TTK md. 23) uyarınca ticari satışlarda malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmeli, açıkça belli değil ise alıcının malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde muayene etmeye veya ettirmeye bu muayene neticesinde malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa keyfiyeti derhal satıcıya bildirmeye mecburdur. Ayıp adi bir muayene ile meydana çıkarılamayacak, kullanma sonucunda ortaya çıkan bir ayıp ise BK’nun 198. maddesinin 2. fıkrasının tatbik olunması gerekir. Somut olayda davalının usulüne uygun ayıp ihbarında bulunmadığı tespit edildiğinden davalının ayıp savunmasına ve süresinde ayıp ihbarında bulunulduğu savunmasına itibar edilmemiştir. Davacının dava konusu sözleşmeler kapsamında edimlerini yerine getirdiği ve sözleşme kapsamındaki … Çok Maksatlı Yer Tespit ve Takip Sistemini davalıya teslim ettiği hususu taraflar arasında ihtilaf konusu değildir. Davacının sözleşme kapsamındaki edimini yerine getirmesine rağmen davalının sözleşme kapsamında belirlenen para borcunu ödediği hususu davalı tarafça geçerli ve kesin delil ile ispat edilmemiştir ve davalının bu yönde bir savunması da bulunmamaktadır. Davacının 05/11/2009 tarihli taksitli satış sözleşmesi için 15/04/2010 tarihinden 05/11/2011 tarihine kadar hesaplanacak olan bakiye alacağı ile 06/01/2010 tarihli kiralama sözleşmesi için 15/04/2010 tarihinden 06/01/2013 tarihine kadar olan bakiye aylık cihaz kira bedeli alacağı Bakırköy … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … esas ve … karar sayılı dosyasında hüküm altına alınan alacak dışlanmak suretiyle bilirkişi tarafından sunulan 04/03/2013 tarihli raporda hesaplanmış, yapılan hesaplama taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ile uyumlu olduğundan ve usul ve yasaya uygun olduğundan Mahkememizce bilirkişi raporuna itibar edilmiş ve davacının ıslah dilekçesi de dikkate alınarak davanın kabulüne, 91.000,00-TL alacağı hüküm altına alınmasına, davalı dava tarihinden önce davaya konu alacak için temerrüte düşürülmediğinden 10.000,00-TL için dava tarihi olan 29/07/2010 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, 81.000,00- TL alacak için ıslah tarihi olan 22/04/2013 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından davacının 22/04/2013 tarihli ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı defi ileri sürülmüştür. Ancak dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı TBK’nun 125. maddesi ve ıslah tarihinde yürürlükte bulunan 6098 Sayılı TBK’nun 146. maddesi uyarınca taraflar arasındaki sözleşmeye aykırılıktan kaynaklanan iş bu alacak davası 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Dolayısıyla ıslah tarihi itibariyle zamanaşımı süresi dolmamıştır. Bu sebeple davalının zamanaşımı define Mahkememizce itibar edilmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KABULÜ İLE;
-Taraflar arasındaki dava konusu sözleşmeler kapsamında davacının davalıdan alacağı olan 91.000,00-TLnin; 10.000,00-TLsinin dava tarihi olan 29/07/2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, 81.000,00-TLsinin ıslah tarihi olan 22/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 6.216,21 TL nispi karar harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 148,50 TL peşin harcın ve 1.383,30 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 4.684,41 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 14.560,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından mahkememiz dosyasına yatırılan 148,50 TL peşin harç, 17,15 TL başvurma harcı ve 1.383,30 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.548,95 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 2.066,20 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
7-Mahkememiz kararının kesinleşmesine müteakiben dosyamız arasında bulunan Bakırköy … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … esas ve … karar sayılı dosyasının mercine İADESİNE,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/12/2022

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır