Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/811 E. 2022/1029 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/811 Esas
KARAR NO : 2022/1029

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/09/2022
KARAR TARİHİ : 22/11/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/12/2022
Davacı vekili tarafından açılan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı; asansör bakım ve onarım işleri firması olduğunu, davalının yönetiminden sorumlu olduğu sitenin; halat değişimi, pano hız kontrolü, denge zinciri, denge zincir makarası gibi sayısız bakım ve onarım işleminin yapılması amacıyla bir araya geldiklerini, davalı yan ile yapılan şifahi görüşmelerden herhangi bir sonuç alınamaması sonucunda, taraflarınca Büyükçekmece … İcra Dairesinin …. Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalı yan, kendisine sunulan hizmetin karşılığını müvekkiline ödemediğini, müvekkiline ödemediği gibi; sırf müvekkilini mağdur etmek amacıyla hareket etmek suretiyle; haksız bir şekilde ödeme emrine itiraz ettiğini, haklı davalarının kabulüne, davalı/ borçlu tarafından Büyükçekmece …. İcra Dairesi …. Esas sayılı icra dosyasına yapılan haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli itirazın iptaline ile icra takibinin devamına, haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle, İİK m.67 uyarınca; alacağın %20’sinden az olmamak üzere İcra-inkâr tazminatının davalıdan alınarak lehimize hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine; karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı adına dava dilekçesi ve tensip zaptı ekli duruşma gün ve saatini bildirir davetiyenin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamış ve davalı duruşmaya katılmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında olduğu iddia edilen bakım ve onarım sözleşmesi kapsamında davacı tarafça davalıya verildiği iddia edilen hizmet bedelinin tahsil edilmesi için başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyası uyap sistemi üzerinden celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 63.353,59 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Tarafların BA ve BS formları ve SGK kayıtları celbedilerek incelenmiştir.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
Davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde davalının itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.
01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5’inci maddelerinde ticari dava düzenlenmiş olup TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gereklidir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş sayılan işin, diğeri için de ticarî iş sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı ticarî iş esasına göre değil, ticarî işletme esasına göre belirlemiş olup işin ticarî nitelikte olması veya sayılması, davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli değildir.
6502 sayılı TKHK 3/1. Maddesinin k bendinde, tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, olarak; ı bendinde tüketici işlemi ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan ve kanunda belirtilen her türlü sözleşme ve hukuki işlemini ifade eder şeklinde tanımlandığı ve Kanunun 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu düzenlenmiştir. Buna göre, bir davanın tüketici mahkemesinde görülebilmesi için taraflardan birinin satıcı-sağlayıcı, karşı tarafın ise tüketici olması ve uyuşmazlığında tüketici işleminden kaynaklanması gerekir.
Somut davamızda; davacı vekili tarrafından taraflar arasında davalı … Yönetiminin sorumlu olduğu sitede asansör bakım ve onarım işinin yapılması hususunda taraflar arasında sözleşme akdedildiği ve bu sözleşme kapsamında dava ve takibe konu faturalara konu hizmetin yerine getirilmesine rağmen davalı tarafça hizmet bedelinin ödenmediği iddia edilmiştir. Taraflar arasında varlığı iddia olunan hukuki ilişkinin niteliği eser sözleşmesi olup, davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Taraflar arasında olduğu iddia edilen eser sözleşmesinde davacı dava ve takibe konu faturalara konu hizmeti davalının sorumluluğundaki site sakinlerine verdiğini iddia etmiştir. Davamızda uyuşmazlığın tarafı olan davacı tacir ise de davalı tacir değildir. Taraflar arasında varlığı iddia olunan hukuki ilişkinin tüketici işlemi niteliğinde eser sözleşmesi, davacının yüklenici, davalının iş sahibi/tüketici durumunda olması sebebiyle somut olayda tüketici işleminin mevcut olduğu, tüketici işleminden doğan uyuşmazlıklara ilişkin davalarda da dava değerine göre tüketici hakem heyetleri yahut tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, ancak tüketici hakem heyetine başvuruyu düzenleyen 6502 sayılı Kanun’un 68. maddesi uyarınca dava değerinin parasal sınırları aşması sebebiyle ve ayrıca maddede açıkça belirtildiği üzere; tarafların İcra ve İflas Kanunu’ndaki hakları saklı tutulmuş olup, işbu davada 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67/1. maddesinde düzenlenen itirazın iptali davası olduğundan doğrudan Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmıştır. Bu sebeple dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine, Mahkememizin görevsizliğine, Bakırköy Nöbetçi Tüketici Mahkemesinin görevli olduğuna karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-Davanın 6100 Sayılı HMK’nun 114. ve 115. maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevli Mahkemenin Bakırköy Nöbetçi Tüketici Mahkemesi olduğuna,

3-6100 Sayılı HMK nun 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde taraflardan birinin müracaatı halinde dosyanın görevli Bakırköy Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde 6100 Sayılı HMK’nun 6/1 maddesi uyarınca resen DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLECEĞİNİN İHTARINA,
4-6100 Sayılı HMK 331/2 maddesi gereği harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti hususlarında görevli Mahkemece karar verilmesine, dosyanın görevli Mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde talep üzerine bu hususlarda Mahkememizce karar verilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.22/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır