Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/796 E. 2022/1038 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/796 Esas
KARAR NO : 2022/1038

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/09/2022
KARAR TARİHİ : 22/11/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :19/12/2022
Davacı vekili tarafından açılan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) Davasının Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilİ ile borçlu şirket arasında …. plaka sayılı araç satışı konulu sözlü bir anlaşmanın yapıldığını, müvekkilinin bu anlaşmaya uyarak araç kaporası olarak Borçlu(davalı) şirket hesabına 23.07.2022 tarihinde (5.000 TL ve 2.000 TL olarak) toplamda 7.000 TL banka hesabına ödeme yaptığını, daha sonra aralarında çıkan anlaşmazlıklardan ötürü araç satışı iptal olduğunu ve müvekkilinin de haklı olarak araç kaporası olarak yatırmış olduğu paranın iadesini talep ettiğini, ancak ödeme yapılmadığını, taraflarınca ilamsız icra takibinin başlatıldığını, borçlu haksız ve kötüniyetli olarak paranın iade sürecini uzatmak adına icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, yukarıda açıkladıkları gibi Bakırköy … İcra Müdürlüğü … E. icra takibine olan itirazının iptaline, borçlu aleyhine alacak likit olduğundan % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafı ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından …. plakalı araç satış için ilana koyulduğunu, müvekkili aracı satış için ilana koyması üzerine davacının müvekkilini aradığını ve aracı satın almak istediğini, bu görüşme neticesinde davacı ile müvekkilinin şirket yetkilisi anlaşamadığnı, davacı, müvekkilinin aracı kendisine satmaması üzerine …. isimli firma ile iletişime geçtiğini ve müvekkilinin aracını kendisi adına almalarını talep ettiklerini, … isimli firma ile anlaşma neticesinde müvekkiline … (Davacı) isimli kişiden 7.000TL cayma parası ödemesi gönderildiğini, müvekkilinin şirket yetkilisi aracın satışı için … isimli firmaya gideceği zaman davacı tarafından müvekkiline … uygulaması üzerinden konum bilgisi paylaşılınca müvekkilinin, aracın daha evvel satış konusunda anlaşamadığı davacı için alınacağını anladığını, müvekkilinin … isimli firma yetkilisine davacı ile evvelce görüştüğünü araç satışı için anlaşamadıklarını açıkladığını, davacı ile dava dışı …. firma yetkilisi … isimli kişi arasında ayrıca bir anlaşma yapıldığını ve yaptıkları anlaşmaya göre davacı kendi aracını … isimli firmaya satacak olup oradan alacağı para ile müvekkilinini aracını satın alacağını, ancak … isimli firma davacının aracının hasarlı çıktığını ekspertiz vasıtasıyla öğrenip davacının aracını almaktan vazgeçtiğini, müvekkili şirket yetkilisine ise bu anlaşmadan bahsedilmediğini, müvekkilinin davacı ile dava dışı firma arasındaki bu anlaşmayı aracını satmaya gittiğinde öğrendiğini, davacının kendi aracını satamaması üzerine müvekkilinden alamadığını, bunun üzerine ilanlara ve araç satımı sitelerine baktığını, ancak araç alamadığını, cayma bedeli olarak yatırdığı ücreti geri istediğini, müvekkilinin ise cayma bedelini alamayacağını söylediğinde davacı tarafından tehdit edildiğini, Müvekkilinin dava dışı 3. Kişiye dolar borcu olması sebebiyle, davacının aracını alacağına güvenerek, aracın satışından elde edeceği para ile dolar borcunu ödeme planı yaptığını, ancak davacının aracı vadettiği zamanda almaması sebebiyle araçtan elde edeceği para ile dolar alamadığını, bu süreçte doların yükseldiğini ve müvekkilinin doları yüksek kurdan alıp borcunu ödediğini, bu nedenle davacının aracı vadettiği zamanda almaması ve almaktan vazgeçmesi nedeniyle müvekkilinin zararı oluştuğunu, yukarıda arz ve izah edilen ve mahkememizce gözetilecek diğer nedenlerle; müvekkili aleyhine açılan haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, Yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında akdedilmesi planlanan ancak akdedilmeyen araç satım sözleşmesi kapsamında davacı tarafından davalıya gönderilen araç kapora bedelinin iadesine ilişkin alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabı, tarafların ba-bs formları mahkememize gönderilmiştir.
Türkiye Noterler Birliğinden …. plakalı aracın … şasi numarasındaki devir ve malik bilgileri celp edilmiş, incelenmesinde; aracın davalı adına kayıtlı iken dava dışı …. isimli kişiye devredildiği görülmüştür.
Davacının tacir olup olmadığına ilişkin Mahkememizce İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne ve Avcılar Vergi Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmış, gelen yazı cevaplarının incelenmesinde; davacının bilonço usulüne göre defter tuttuğu ve 1. sınıf tacir olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların BA ve BS formları ve SGK kayıtları celbedilerek incelenmiştir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyası aslı celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 7.000,00 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde davalının itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
Somut ihtilafın tarafların her ikisinin de tacir olduğu, dava konusunun ticari iş olduğu 6102 Sayılı TTK’nun 4 ve 5. maddeleri uyarınca iş bu yargılamada Mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır.
Somut davada; davacı vekili tarafından taraflar arasındaki dava konusu … plakalı aracın satımı konusunda tarafların sözlü olarak anlaştıkları, bu anlaşma kapsamında davalı tarafa 7.000,00-TL kapora gönderildiği, ancak davalı tarafından aracın davacıya devrinin yapılmadığını ve bu nedenle ödenen bedelin iadesine karar verilmesi talep edilmiştir. Davalı vekili tarafından ise davacının aracı almaktan kendisinin vazgeçtiğini, dava konusu paranın cayma parası olduğunu, bu sebeple paranın davacıya iade edilemeyeceğini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacının iddialarına ilişkin istinaden banka dekontları sunulmuş ve banko dekontlarında açıklama kısmında “…. plakalı aracın kaporası” ibaresinin yer aldığı görülmüştür. Davacı tarafça dava konusu paranın araç kaporası için gönderildiği ispat edilmiştir. Dava konusu paranın dava konusu araç için gönderildiği hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf dava konusu paranın cayma parası olarak mı yoksa bağlanma parası olarak mı gönderildiği noktasındadır.
2918 sayılı KTK’nın 20/d-son hükmüne göre; “Tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirleri, satış ve devri yapılacak araçtan dolayı motorlu taşıtlar vergisi, gecikme faizi, gecikme zammı, vergi cezası ve trafik idari para cezası borcu bulunmadığının tespit edilmesi ve taşıt üzerinde satış ve/veya devri kısıtlayıcı herhangi bir tedbir veya kayıt bulunmaması halinde, araç sahibi adına düzenlenmiş tescil belgesi veya trafik tescil kayıtları esas alınarak noterler tarafından yapılır. Noterler tarafından yapılmayan her çeşit satış ve devirler geçersizdir.” Bu hüküm uyarınca, KTK hükümlerine tabi bir aracın devrinin noterde resmi şekilde yapılması gerekmektedir. Noterde resmi şekilde yapılmayan satış sözleşmesi geçersizdir. Geçersiz sözleşmelerde ise taraflar 6098 sayılı TBK’nun 77-82. maddeleri uyarınca aldıklarını sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri vermelidir.
Taraflar arasında sözleşmenin varlığı hususunda ihtilaf bulunmadığı hallerde yapılan ödemelerde kapora veya araç bedeli şerhinin varlığı halinde bu ödemeler ihtilafsız olan sözleşme kapsamında yapılan ödemeler olarak kabulü gerekecek olup bunun başka bir borcun ifası kapsamında yapılan ödemeler olduğuna yönelik iddia halinde ispat yükü bunu iddia eden kişide olacaktır. (Emsal Yargıtay HGK’nın 10/06/2009 tarih, 2009/19-206 esas ve 2009/246 karar sayılı ilamı) Ancak taraflar arasında varlığı ihtilaflı olan sözleşme kapsamında araç bedeli olarak ödeme yapıldığına ilişkin havale dekontlarında şerh bulunması sözleşmenin varlığına delalet etmeyeceğinden sözleşmeyi ve yapılan ödemelerin bu sözleşme sözleşme kapsamında olduğu iddiasını ödemeyi yapan, somut olayda davacı ispat etmelidir. (Emsal Yargıtay 13. HD’nin 08/07/2015 tarih, 2015/10719 esas ve 2015/23628 karar sayılı ilamı)
Taraflar arasında haricen satım sözleşmesi kurulmuş, satıma konu araç davacıya teslim edilmemiştir. Davalının savunmasına göre ise davacı tarafından sözleşmeden dönülmüştür. Söz konusu icra takibi araç satış sözleşmesi için davacı tarafından ödenen kaparodan kaynaklanmaktadır. 6098 Sayılı 177. maddeye göre “Sözleşme yapılırken bir kimsenin vermiş olduğu bir miktar para, cayma parası olarak değil sözleşmenin yapıldığına kanıt olarak verilmiş sayılır. Aksine sözleşme veya yerel âdet olmadıkça, bağlanma parası esas alacaktan düşülür.” Yapılan ödemenin bağlanma parası (pey akçesi) değil de cayma (akçesi) parası olduğunun kabul edilmesi için sözleşme ile kararlaştırılmış olması gerekir. Dolayısıyla, yapılan ödemenin cayma parası olduğu ispat edilmedikçe bağlanma parası olarak kabulü yasa gereğidir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin T. 23.3.2004 E.2003/6039-K. 2004/3240 sayılı kararında, açıkça cayma tazminatı olduğu şart edilmedikçe kaparo, pey akçesi gibi verilen paraların, cayma tazminatı olamayacağından akdi bozmakta haklı olsun olmasın onu veren tarafın istirdada yetkili olduğuna karar verilmiştir. Yine Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin T. 19.1.2017 E. 2016/10641-K. 2017/263 sayılı kararında, avans olarak ödenen paranın TBK madde 178 uyarınca cayma tazminatı olarak öngörülmediği, bu sebeple akdi bozulmasında tarafların haklı haksız olduğuna bakılmaksızın TBK madde 177 uyarınca onu veren tarafın, karşı taraftan istirdada yetkili bulunduğuna karar verilmiştir. Davacı tarafından verilen kaparo bedelinin, araç devrinin yapılmaması sebebi ile sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında davalı tarafından iade edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Davacının haklı veya haksız olduğuna bakılmaksızın ödediğini geri istemeye hakkı olduğu gerektiği anlaşıldığından davacının davasının kabulüne, alacak likit olduğundan davacı lehine 2004 Sayılı İİK’nun 67/2 maddesi uyarınca asıl alacak üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KABULÜ İLE;
-Davalı borçlunun Bakırköy … İcra Dairesi’nin …. esas sayılı icra takip dosyasındaki icra takibine yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden aynen devamına,
-Hüküm altına alınan asıl alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 478,17 TL nispi karar harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 119,55 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 358,62 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar ve tarifenin 13/2 maddesi uyarınca takdir edilen 7.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından mahkememiz dosyasına yatırılan 119,55 TL peşin harç, 80,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 200,25 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 62,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.22/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır