Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/738 E. 2022/1027 K. 15.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/738 Esas
KARAR NO : 2022/1027

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/08/2022
KARAR TARİHİ : 15/11/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/12/2022
Davacı vekili tarafından açılan Alacak (Ticari Nitelikteki Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkilinin davalı işyerinde 2016 yılı şubat ayından 13/12/2018 tarihine kadar, ticari vekil olarak çalıştığını, bu çalışmasının düzenli ve kesintisiz olduğunu, davalı şirket , müvekkilinin ilk işe başladığında bu ödemeleri düzenli olarak ödemekte olduğunu, ancak daha sonra şirketin ekonomik durumunun kötü olduğunu, ödemeleri yetiştiremediklerini söyleyerek geçici bir süre için eksik kalan ödemeleri , ticari vekil olarak davacının ödemesini talep ettiklerini, müvekkilinin de bu sürecin geçici olduğunu, bu yüzden ödemelerin kendisinin yaptığını, yaptığı ödemelerin …. de düzenlediği listeler halinde işverenine bildirdiğini, şirket adına yaptığı ve geri alamadığı ödemeler 50.000 TL yi aştığını, müvekkilinin kredi limitinin dolduğunu, şirket yetkililerine ödeme yapamayacağını, şirketin kendisine olan borcunu bir an önce ödemesini söylediğini, ancak davalı şirketin müvekkilinin haberi olmadan iş akdini fesh ettiklerini, bunun üzerine müvekkilinin icra takibi başlattığını, davalı şirketin ise borca itiraz ettiği için takibin durduğunu, yukarıda izah edilmek üzere; müvekkilinin davalı işyerinde, işveren vekili sıfatıyla hareket ederek, davalı şirket adına kendi hesabından yapmış olduğu ve davalı şirketten iadesini alamadığı tüm bu ödemelerin, davalı müvekkilinin iş akdinin sona erdirildiği 13/12/2018 itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte olmak üzere ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL nin tazminine karar verilmesini, yargılama giderlerinin, harcın ve vekalet ücretinin karşı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Mahkememizin görevsiz olduğunu, dosyanın görevli mahkemesinin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davacı tarafın müvekkili hakkında icra takibinde bulunduğunu ancak hiçbir hukuki sebep belirtmeden açtığını, taraflar arasında ticari bir işlem olmadığı için mahkememizin görevsiz olduğunu, müvekkilinin şirkette bir dönem işçi olarak çalıştığını, davacının müvekkilinden ticari işlere dayanan herhangi bir alacağının bulunmadığını, müvekkilinin çeşitli illerde ihale alarak telekomünikasyon sektörü ile ilgili her türlü yer altı ve yerüstü elektrik elektronik telekomünikasyon tesisleri ve tesisatları çekmek kurmak ve işlettiğini, şirket, faaliyetini yürütürken kazı yapacağı yerleri belediyeye önceden bildirmek zorunda olduğunu, davacı yanında İstanbul dışında müvekkilinin almış olduğu bir ihale neticesinde müvekkilinin oradaki şanyitesinde kazım işleri için ilgili kurumlara bilgi vermek için işe alındığını, davacı yanın o sürede müvekkili adına ödemeler yapmak amacıyla …. Bankasından kredi çektiğini, bu ödemeleri kendisinin yaptığını, yaptığı ödemeleri müvekkilinden alamadığını, bu aşamada davacının sunmuş olduğu mail ve yazışmaların müvekkiline tebliğ edilmediği için görmediklerini, bu yüzden yapılan hiçbir ödemeyi kabul etmediklerini, bunun dışında davacı ile müvekkili arasında müvekkili şirket adına yapmış olduğunu iddia ettiği ödemeler ile ilgili hiçbir mutabakat metninin imzalanmadığını, davacı yanın yapmış olduğu iş ve işlemleri, ödemeleri müvekkiline bildirmesi gerektiğini, müvekkilinin şirket yetkilisi tarafından davacının …. Bankası hesabına 15/11/2016 tarihinde 15.000,00 TL ödendiğini, bunun dışında …. nin de bu bedeli direkt davacı hesabına ödediğini, …. tarafından tarafından davacı yanın …. bankası hesabına 12.07.2016 tarihinde 25.000,00 TL, 13.07.2016 tarihinde 25.000,00-TL 21.09.2016 tarihinde 10.000,00 TL 04.10.2016 tarihinde 15.000,00 TL olmak üzere toplamda 75.000,00-TL ödeme yapıldığını, toplamda 90.000,00-TL olarak yapılan tüm bu ödemeleri hesabına alan davacı yanın aldığı bu ödemelerden hiç bahsetmediğini, bundan daha cüzi miktarlarda yapmış olduğu bir kısım harcamaların olduğunu iddia ederek müvekkilinden alacaklı olduğunu iddia ettiğini, Öncelikle dosya hakkında görevsizlik kararı verilmesini, Mahkeme aksi kanaatte ise yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili gaziosmanpaşa asliye hukuk mahkemeleri veya istanbul asliye ticaret mahkemeleri’ne (mahkemenin görevli olduğunu kabul etmesi varsayımında) gönderilmesini, Usuli itirazlarının mahkemece kabul görmemesi halinde alacak kalemleri ile bu kalemlere işletilen faize ve tüm feriler bakımından davanın esastan reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki ticari vekillik sözleşmesi uyarınca davalının üçüncü kişilere olan borçlarının davacı tarafından ödenmesine rağmen ödenen bedellerin davacıya iadesi edilmediği iddiası ile alacağın tahsiline karar verilmesine ilişkindir.
Balıkesir Ticaret Odasına yazılan müzekkere cevabı, Tepecik Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından ….’in tarh dosyası ve bilgisayar kayıtları, İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü tarafından yazılan müzekkere cevabı, Gaziosmanpaşa SGK tarafından … SGK tescil ve hizmet dökümü mahkememize gönderilmiştir.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
Davacı vekili tarafından her ne kadar Mahkememizin görevsiz olduğu, Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğundan bahisle görev dava şartı eksikliği sebebiyle davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de; 6100 Sayılı TTK’nun 4/1-c maddesi uyarınca 6098 Sayılı TBK’nun ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş 547 ile 554 maddeleri dahil ve bu maddeler arasında düzenlenen hükümlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların mutlak ticari iş ve mutlak ticari dava olduğunu ve aynı Kanunun 5. Maddesi uyarınca Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu hükümlerinin düzenlendiği, somut uyuşmazlığımızda davalı tarafından davacıya verilen vekaletname incelendiğinde davacının ticari vekil olarak atandığını ve uyuşmazlığın ticari vekil olan davacı ile davalı arasında bu görevin ifası sebebiyle yapılan ödemelere ilişkin olduğu anlaşıldığından Ticaret Mahkemeleri’nin görevli olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin görev dava şartı sebebiyle davanın reddine karar verilmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından cevap dilekçesinde davalının adresinin Gaziosmanpaşa olduğu, bu sebeple İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğu belirtilerek yetki ilk itirazı ileri sürülmüştür.
6100 Sayılı HMK’nun “Genel yetkili mahkeme” başlıklı 6. maddesinde; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” hükmü düzenlenmiştir.
6100 Sayılı HMK’nun “Sözleşmeden doğan davalarda yetki” başlıklı 10. maddesinde; “Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.” düzenlenmiştir. Somut davada taraflar arasında davacının talebi olan para alacağı için ifa yeri belirlenmemiştir. Bu nedenle borcun ifa yerinin 6098 sayılı TBK’nun 89. maddesine göre belirlenmesi gerekmektedir.
6098 Sayılı TBK’nun 89. Maddesi; “Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir.
Aksine bir anlaşma yoksa, aşağıdaki hükümler uygulanır;
1. Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde,
2. Parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde,
3. Bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde, ifa edilir.
Alacaklının yerleşim yerinde ifası gereken bir borcun doğumundan sonra alacaklının yerleşim yerini değiştirmesi sebebiyle ifa önemli ölçüde güçleşmişse borç, alacaklının önceki yerleşim yerinde ifa edilebilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Somut davamızda; davacı ile davalı arasındaki ticari vekillik sözleşmesi uyarınca davalının üçüncü kişilere olan borçlarının davacı tarafından ödenmesine rağmen ödenen bedellerin davacıya iadesi edilmediği iddiası ile alacağın tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir. Davacının adresinin …. Mah…..Sk No:… İç Kapı No:… …./…., davalının adresi …. Mah. ….. Sk. No:… Daire:…. ….. adresidir. Genel yetki kuralı gereği davalının adresi ve para borcunun ifa edileceği yer olan davacının adresi Mahkememiz yetki sınırları içerisinde değildir. Her iki durumda da Mahkememizin yetkili olmadığı anlaşılmaktadır. Davalı tarafça usulüne uygun ve süresinde yetki itirazında bulunmak suretiyle kendi yerleşim yeri Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğu itirazı ileri sürülmüştür. Yukarıda açıklandığı üzere Mahkememiz iş bu yargılamada yetkili olmadığından Mahkememizin yetkisizliğine, İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkili olduğuna karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının yetki ilk itirazının KABULÜ ile; 6100 Sayılı HMK’nun 6/1 maddesi uyarınca mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, yetkili ve görevli Mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna,
2-6100 Sayılı HMK nun 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde taraflardan birinin müracaatı halinde dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde 6100 Sayılı HMK’nun 6/1 maddesi uyarınca resen DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLECEĞİNİN İHTARINA,
4-6100 Sayılı HMK 331/2 maddesi gereği harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti hususlarında yetkili ve görevli Mahkemece karar verilmesine, dosyanın yetkili ve görevli Mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde talep üzerine bu hususlarda Mahkememizce karar verilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize verilecek veya başka bir Mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/11/2022

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır