Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/697 E. 2023/327 K. 04.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/697 Esas
KARAR NO : 2023/327

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 10/08/2022
KARAR TARİHİ : 04/04/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :05/05/2023
Davacı vekili tarafından açılan tazminat davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ” Müvekkiline 159 276 0:21 nolu nakliye emtia taşıma sigorta poliçesi ile sigortalı … Sanayi ve ticaret anonim Şirketi’ne ait hava filtresi emtiası davalı şirketin taşıyıcı olduğu Türkiye’den İngiltere’ye yapılan nakliyesi esnasında hasara uğradığı tespit edildiğini, sigortalı emtianın hasara uğradığı delilleri arasında mı biraz poliçe konuş manto gümrük beyannamesi hasar tutanağı fatura mal faturaları … list beyan yazıları fotoğraflar ve diğer sunulan belgeler ile sabittir taşının itiyada oluşan hasar nedeniyle meydana gelen zarardan davalı şirket taşıyıcı sıfatıyla hukuken sorumludur söz konusu emtia da meydana gelen hasar sebebiyle müvekkili sigorta şirketi tarafından yapılan araştırma ve ekspertiz çalışması sonucu sigortalı emtia da 2.218,48 Euro hasar tazminatı tespit edilmiştir bu nedenle müvekkili şirket sigortalısına 24.01.2022 tarihinde 2.218,48 Euro hasar tazminatının ödendiğini, müvekkilinin yaptığı ödeme ile halef sıfatıyla davalı şirkete karşı rücu hakkının doğduğunu, hasar tazminatı ödeyen müvekkili şirket sigortalısının hukukuna halef olduğundan bu kanuni hali fiyata dayanılarak işbu davanın açılması zorunluluğu ortaya çıktığını, davalı şirkete yapılan çocuğu taleplerinin neticesiz kalması üzerine müvekkili tarafından dava şartı olması sebebiyle arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, 2218,48 Euro tazminatın ödeme tarihi olan 24.01.2022 tarihinden itibaren işleyecek devlet bankalarının Euroyla açıldığını, vadeli mevduat hesabına bu uyguladığı en yüksek faiz oranıyla faiz yargılama gideri avukatlık ücreti ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ” İddia edilen hasara ilişkin müvekkiline yasal süresi içerisinde ihbar yapılmadığını, dava konusu zararın sigorta teminatı kapsamında olup olmadığını bilirkişi aracılığıyla tespit edilmesinin gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte rücu talebinin müvekkili nezdindeki sigorta poliçesine yönlendirilmesinin gerektiğini, dolayısıyla davanın sigortacı … Sigorta AŞ’ye ihbarını talep ettiklerini, hasarın varlığının usulüne uygun olarak ispatının gerektiğini, dosya kapsamında taşıma sırasında hasarlandığı iddia edilmekte ise de bu hasarın varlığını ispat eden alıcı imzasını haiz hasar kaydını ihtiva eden cemre belgesinin varlığı taraflarınca tespit edilemediğini, zarar iddiası ve miktarı davacı tarafından ispat edilemediğini, davacı sigorta şirketi tarafından sigortasına yapılan ödeme lütuf ödemesi niteliğinde olduğunu, gönderinin ambalajlanması ve etiketlenmesi taşıyıcının yükümlülüğünde olmadığını, dolayısıyla iddia edilen hasardan müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, hiçbir şekilde hasarı kabul anlamına gelmemek kaydıyla meydana gelen hasar ve kusurun varlığının kabulü halinde dahi sınırlı sorumluluk hükümleri dikkate alınması gerektiğini, açıklanan nedenlerle davacının iddiasını ispatlayamadığı müvekkilinin herhangi bir şekilde kusuru affedilemeyecek belirtir mahkememiz aksi kanatta ise davacının iş bu iddiaların vekil şirketin sigortası … sigorta şirketine yönelmesi gerektiği mahkeme aksi kanatta ise sınırlı sorumlu hükümlerinin uygulanmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, dava dışı sigortalı ile davalı arasında akdedilen taşıma sözleşmesi kapsamında taşınan emtianın hasarlanması sebebiyle davacı Sigorta Şirketinin nakiyat emtia taşıma sigorta poliçesi kapsamında kendi sigortalısına ödediği hasar bedelinin davalıdan rücuen tahsiline ilişkindir.
Dava konusu taşımaya ilişkin evraklar celbedilerek incelenmiştir.
Taraflar arasında ve dava dışı sigortalı ile taraflar arasındaki hukuki ilişki tarafların edimleri tarafların edimleri tam ve gereği gibi yerine getirip getirmedikleri dava konusu imtianın taşıma sırasında hasar hasarlanmadığı hazırlanmış ise sorumluluk kime ait olduğu hasarın hangi sebepten kaynaklandığı tarafların kusuru oranları emtianın hasar tarihindeki rayiç gerçek değeri davalının hasardan sorumlu olması halinde sorumlu olduğu miktarı hasar ihbarının yasal hak düşürücü süreler içesinde yapılıp yapılmadığı hasarın sigorta parçası teminat kapsamında olup olmadığı davacı alacaklı ise miktarı ve işlemiş faiz miktarı ve tarafların tüm iddia savunma ve talepler hususunda ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmasına karar verilmiş, 13/02/2023 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacının sigortalısı ile davalı arasında uluslararası karayoluyla eşya taşıması hususunda sözleşmenin sabit olduğu, Davacının sigortalısına emtia nakliyat sigortası kapsamında sigorta tazminatı ödediği ve TTK m.1472 kapsamında halefiyete dayanan rücu hakkının tespit edildiği, Dava dışı sigortalı ile davalı arasındaki sözleşme gereği, davalının tam ve eksiksiz bir şekilde taşımasını üstlendiği yükün CMR m.17/1 kapsamında taşıma sürecinde hasarlı teslime hazır edildiği, Aksi ispatlanana kadar, taşıma sürecinde meydana gelen hasardan taşıyıcı-davalının sorumlu olduğu, yükün vasıflarına uygun ambalaj ve paletlerle kısmi araç yükü olarak taşımaya verildiği, kısmi araç yük taşımalarında aktarma ve sair faaliyetlerin taşıyıcının risk alanda kaldığı, Hasar kaynaklı meydana gelen zarar ve davacının muafiyet düşülerek ödediği tazminat miktarının somut olaya uygun olduğu, CMR Konvansiyonu m.25 ve m.23 hükümlerine göre hesaplanan ve ödenen 2.218,48 EURO tazminatın sınırlı sorumluluk limitleri dahilinde tamamı taşıyıcının sorumluluğunda kaldığı, CMR m.30 hasar ihbarının yasal hak düşürücü süreler içerisinde yapıldığının sabit olmadığı, ancak CMR taşıma senedi üzerinde “hasar” ihtirazi kaydının derhal bildirim olarak değerlendirmesinin yüce mahkemenin takdiri olacağı, Dava dişı sigortalının 06.09.2021 tarihli hasar tespitine ve ihtirazi kayda rağmen bildirimin 19.10.2021 tarihinde yapılmasının, aradan geçen zamanın yedi (7) işgününden uzun sürmesinin yüce mahkemece zararın daha taşımadan sonra da meydana gelmiş olabileceği şeklinde yorumlanabileceği, Öte yandan, sigorta ekspertiz raporu eki fotoğraflarda araç üzeri yükleme ve boşaltma fotoğraflarına itibar edilerek davalının taşıma sürecinde hasar zararı meydana geldiği değerlendirilebileceği, Davacı ödemesi EURO cinsinde olup; CMR m.27 hükmünün Yargıtay yerleşik uygulaması gözetilerek, yıllık 965 faizi ile tahsili yönünde karar verilebileceği, işlemiş faiz hesabına yer olmadığı, sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
Somut davada; Davacı vekili, kendisi ile dava dışı … San. Ve Tic. A.Ş’nin arasında nakliyat emtia poliçesi akdedildiğini, dava dışı sigortalının yurtdışına ihraç ettiği dava konusu emtianın davalı tarafından taşınması sırasında ve taşıma süresinde hasarlandığını ve hasarlanmasında davalının kusurlu olduğunu, bu hasarlanma sebebiyle sigortalısına ödeme yapıldığını, ödenen bedelin halefiyet ilkesi gereği davalılara rücuen tahsiline karar verilmesinin talep edilmiştir. Davalı vekili, dava konusu hasara ilişkin kendilerine yasal süresi içerisinde ihbar yapılmadığını, dava konusu zararın teminat kapsamında olup olmadığının araştırılması gerektiğini, dava konusu hasarın ve hasarın taşıma sırasında meydana geldiğinin davacı tarafça ispat edilmesi gerektiğini, zarar miktarının davacı tarafça ispat edilmesi gerektiğini, davacı tarafından sigortalısına yapılan ödemenin lütuf ödemesi olduğunu, kendilerinin taşıması sırasında hasar oluşmadığını ve eksiksiz ve ayıpsız taşıdıklarını, ambalajlama ve istiflemenin göndericinin sorumluluğunda olduğunu, taşımacının kusurlu olduğunun davacı tarafça ispatlanması gerektiğini, hasarın kabul edilmesi halinde dahi sınırlı sorumluluk ilkesinin geçerli olduğunu, rücu talebinin kendi sigorta şirketlerine yapılması gerektiğini ve davanın reddine karar verilmesinin talep edilmiştir.
Somut davada; dava dışı sigortalı …. San. Ve Tic. A.Ş’nin ile davalı taşıyıcı arasında dava dışı sigortalının İngiltere’ye ihraç ettiği emtianın Türkiye’den İngiltere’ye taşınmasına ilişkin taşıma sözleşmesi akdedilmiştir. Davacı ile dava dışı sigortalı arasında ise geçerli olmak üzere nakliyat emtia abonman sigortası akdedilmiştir. Taraflar arasında bu hususlarda ve dava konusu emtianın davalı tarafından taşınarak alıcısına teslim edildiğine ve davacı tarafından sigortalısına ödeme yaptığına ilişkin bir ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf dava konusu emtianın hasara uğrayıp uğramadığı, emtiada hasar oluşması hainde bu hasarın taşıma sırasında meydana gelip gelmediği ve kusurun ve sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu, zarar miktarı, davalının söz konusu zarardan ne kadar miktar ile sorumlu olduğu hususlarındadır.
Dava dışı sigortalı ve davalı arasında dava konusu emtianın karayolu ile taşınmasına ilişkin taşıma sözleşmesi akdedilmiş ve emtianın teslim alındığı ülke olan Türkiye ve emtianın teslim yeri olan İngiltere’nin akit devletler olması sebebiyle somut uyuşmazlıkta CMR Konvansiyonun hükümleri uygulama yeri bulmaktadır.
Dava dışı sigortalı tarafından yurtdışı firmasına ihraç edilen dava konusu emtia taşıyıcı olan davalı tarafından karayolu ile taşınmak üzere 7 palet 1805 kg ağırlığında olmak üzere 19/10/2021 tarihinde teslim alınmıştır. Teslim alınan emtia karayolu ile taşınmak suretiyle İngiltere’deki alıcısına 06/09/2021 tarihinde teslim edilmiş ve teslimi sırasında yapılan kontrolde yüküm tamamının dıştan ambalaj ve paletlerinin hasarlı olduğu, içerisinde 400 kg ağırlığında 23 adet emtianın hasar gördüğü tespit edilmiştir. Hasar ihbarı 19/10/2021 tarihinde davalıya yapılmıştır. Ancak CMR taşıma senedine emtianın hasarlı olduğuna dair ihtirazi kayıt konulmuştur. Bunun yanında CMR Konvansiyonun 30/1. maddesinde Alıcı, taşımacı ile beraber durumlarını kontrol etmeden, veya ziyan ve hasarın açıkça görüldüğü hallerde teslim anında veya açıkça görülmediği hallerde teslimden yedi gün içinde (pazar günleri ve resmi tatiller hariç) durumu kendisine bildirmeden malı tesellüm ederse, bu husus onun yükü sevk mektubunda belirtildiği şekilde alındığına kanıt oluşturur. Açıkça gözükmeyen ziyan veya hasarlarda bildirme yazılı olarak yapılacaktır. Bu hüküm uyarınca söz konusu bildirim sürelerine uyulmaması taşıyıcı lehine karine oluşturacağı ve eşyanın taşıma senedine göre alındığı hususu kabul edilecektir. Yoksa hasarın ispatı halinde dava dışı sigortalının davacının hasarı talep etme hakkına halel getirmeyecektir. Taşıma senedinde de emtianın hasarlı olduğuna dair şerh konulduğundan emtianın hasarlı olarak alındığı davacı tarafından ispat edilmiştir. Bu sebeple davalı vekilinin hasar ihbarının süresinde yapılmadığı savunmasına Mahkememizce itibar edilmemiştir.
CMR Konvansiyonu 8. maddesi uyarınca taşımacı yükü teslim aldığı sırada yükün ve bunların ambalajının görünürdeki durumunu kontrol etmekle yükümlü olduğu, taşımacının bu maddenin 1 inci paragrafında belirtilen beyanları kontrol etmek için gerekli makul araçlardan yoksun ise, sevk mektubuna çekincesini gerekçesi ile birlikte yazacak, aynı şekilde yükün ve ambalajların görünürdeki durumu ile ilgili yazacağı çekincenin gerekçelerini de belirtecek, çekinceler, gönderici sevk mektubunda bu çekincelere bağlı kalacağını açıkça kabul etmiş olmadıkça göndericiyi bağlayıcı olmayacaktır. CMR Konvansiyonu 10. maddesi uyarınca Gönderici, kişilere malzemeye ve diğer yüklere gelecek zarar ziyan ve hasardan, yükün kusurlu olarak ambalajlanmasından kaynaklanan masraflardan taşımacıya karşı sorumludur. Ancak, yükün kabulünde kusur açık seçik ise ve taşımacı tarafından biliniyor ise bu hususta bir çekince beyanında bulunmamış ise bu hüküm geçersizdir. Yine Konvansiyonun 17. maddesi uyarınca taşımacı, yükü teslim aldığı andan, teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumludur. Eğer kayıp, hasar veya gecikme istek sahibinin hatası veya ihmalinden, taşımacının hatasından değil de, istek sahibinin verdiği talimattan, yüke has bir kusurdan yahut da taşımacının önlenmesine olanak bulunmayan durumlardan ileri gelmiş ise, taşımacı sorumlu tutulamaz. Bu hususu ispat yükü taşımacıdadır. Ancak taşıyıcı Madde 18 paragraf 2 ila 5’e uygun olmak üzere kayıp veya hasar durumları kullanılmasında anlaşmaya varılmış ve sevk mektubunda açıkça belirtilmiş olduğu üzere, madeni levha ile kaplanmamış açık taşıtlar kullanılması, ambalajlanmadıkları veya kötü ambalajlandıkları zaman, özellikleri gereği fire veren veya hasara uğrayan malların ambalajlanmaması veya hatalı ambalajlanmış olması, yükün gönderici, alıcı veya bunlar adına hareket eden kişiler tarafından alınması, taşınması, yüklenmesi, yığılması veya boşaltılması, özellikle kırılma, paslanma, çürüme, kuruma, normal fire yahut da güve ve haşerattan kısmen veya tamamen zarar görebilecek malların özelliği, sandık veya paketlerin üzerindeki marka veya numaraların yetersiz veya hatalı oluşu, canlı hayvan nakli, hallerinde sorumlu olmayacaktır. Somut davamızda CMR senedine göre dava konusu emtianın hasarsız ve eksiksiz olarak yüklendiği, emtianın vasfına uygun olarak ambalaj ve paletler ile kısmı taşımaya verildiği, davalının taşıma senedine emtianın ve ambalajının hasarlı olduğuna veya taşımaya uygun olarak ambalajlanmadığına dair herhangi bir ihtirazi kayıt koymaksızın emtiayı hasarsız ve eksiksiz olarak teslim alarak davalı taşıyıcı tarafından alıcısına teslim edilmiştir. Teslim sırasında yapılan kontrolden emtianın hasarlı olarak teslim alındığı CMR senedine ihtirazi kayıt konulmuştur. Bu durumda CMR 17/1 maddesi uyarınca davalı emtiayı hasarsız ve eksiksiz olarak aldığı ve dava konusu emtiadaki hasarın taşıma sırasında meydana geldiği ve hasarın davalının sorumluluğunda meydana geldiği ve davalı taşıyıcının hasardan sorumlu olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca dava konusu emtia parça başı eşya-parsiyel yük taşıma suretiyle taşınmış ve bu taşıma sırasında aktarmalarda sürtünme ve kaba elleçlemeler sebebiyle hasarın meydana gelmesinde de sorumluluk taşıyana aittir. Bu sebeple davalı savunmalarına Mahkememizce itibar edilmemiştir.
CMR Konvansiyonu 23/3. maddesi uyarınca tazminat, eksik brüt ağırlığın kilogramı başına 8.33 hesap birimini aşmayacaktır ve söz konusu zarar karar tarihindeki kur esasa alınarak belirlenecektir. Davacı tarafından sigortalısına 24/01/2022 tarihinde 2.218,48 Euro ödeme yapılmış ve 6102 sayılı TTK.’nun 1472. maddesi uyarınca rücuen talep edebileceği ve bu miktarın karar tarihindeki kura göre yapılan hesaplamaya göre sınırlı sorumluluk miktarının altında kalması sebebiyle bu miktarın tamamını rücu edebileceği anlaşılmıştır. Bu sebeple açılan davanın kabulüne, davalı her ne kadar ödeme tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesini talep etmiş ise de; CMR 27 maddesi uyarınca dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğinden dava tarihi olan 10/08/2022 tarihinden itibaren işleyecek yıllık %5 faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KABULÜ İLE;
-Davacının kendi sigortalısına ödemiş olduğu 2.218,48 EURO hasar bedelinin CMR 27. maddesi uyarınca dava tarihi olan 10/08/2022 tarihinden itibaren işleyecek yıllık %5 faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 2.773,24 TL nispi karar harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 693,32 TL peşin harcın mahsubu ile 2.079,92‬ TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar ve tarifenin 13/1 maddesi uyarınca takdir edilen 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından mahkememiz dosyasına yatırılan 693,32 TL peşin harç, 80,70 TL başvurma harcı, 11,50 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 785,52 ‬TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 6.163,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
8-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, ihbar olunan vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.04/04/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır