Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/673 E. 2022/990 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/673 Esas
KARAR NO : 2022/990

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/08/2022
KARAR TARİHİ : 08/11/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :23/12/2022
Davacı vekili tarafından açılan itirazın iptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında ….. tarihleri arasında gerçekleşecek olan “….. Fuarı’na katılım hususunda sözleşme yapıldığı, müvekkili tarafların belirlediği 12.234,24 USD tutarındaki fuar katılım ücretini anlaşmaya uygun olarak çek vermek suretiyle ve alacaklının kabul ettiği ödeme yoluyla ifa etmiş olduğu ancak davalı taraf işbu tarih itibariyle üzerine düşen edimi yerine getirmemiş olduğunu, sözleşmeye konu fuar organizasyonunu gerçekleştiremediğini, bahsedilen fuarın uluslararası bir fuar olduğu, dolar kuru bazında katılımcılara kiralandığı, davalı tarafın belirsizlikleri nedeniyle müvekkili tarafından Bursa … Noterliğinin 07/10/2021 Tarih …. Yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmenin feshedildiği ve ödenen bedelin iadesini talep etmiş olduğu, ihtarname sonrası da davalı tarafça sözleşme bedelinin iadesinin yapılmadığından Bakırköy … İcra müdürlüğünün … E. Numaralı dosyası ile davalı aleyhine takibe geçildiğine, ancak davalı tarafın haksız itirazı sebebiyle takip işlemlerini durdurmuş olduğu, akabinde uyuşmazlık konusuna ilişkin alternatif uyuşmazlık yollarından arabuluculuk yoluna başvurulduğu dosya kapsamında sürecin anlaşamama ile sonuçlandığı, davalı taraf gerek müvekkilinin gerekse de diğer fuar katılımcılarının iradesini fesada uğratarak sözleşme yapmalarını sağladığı ancak akabinde çeşitli bahanelerle fuarı gerçekleştirmediği, müvekkili taraflar arasında akdedilen sözleşmeden beklediği yararı sağlayamadığı, davalı taraf tüm fuar katılımcısı mağdurlarının fuar katılım bedellerini iade etmek yerine sürekli tarih değiştirerek belirsizlikler içerisinde oyalamayı tercih ettiğini ve bu nedenle ciddi miktarlarda sebepsiz zenginleştiğini belirterek, belirtilen nedenlerle davalı borçlunun haksız ve hukuki dayanaktan yoksun esasa ilişkin itirazının iptali ile takibin devamına, davacı firma lehine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekil ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin…. bünyesinde yurt içi ve yurt dışında, dünya çapınca çeşitli fuarlar düzenleyen organizatör şirket olduğunu, davalı şirket ise tekstil sektöründe faaliyet gösteren bir şirket olduğu, davalı şirket ile davalı şirket arasın ….. tarihleri arasında düzenlenecek ….. Fuarı (….) için “Fuar Katılım Sözleşmesi” nin akdedilmiş olduğu, Covid-19 salgını nedeniyle fuarın haklı sebeplerle ileri bir tarihe ertelenmiş olduğu, yapılan sözleşmede yer alan hükümler gereğince davalı şirketin, fuarı haklı gerekçelerle erteleme hakkına sahip olduğu, yapılan erteme ile, katılımcıların hakları aynen korunacak olması, aynı şartlarda fuarın gerçekleştirilecek olması nedeniyle fuar katılım bedelinin iade edilemeyeceği hususu da kararlaştırılmış olduğu, Yargıtayın müstakar kararlarınında bu yönde olduğu, davacı …. ile yapılan protokolün çerçeve sözleşme olduğunu, bu nedenle katılım sözleşmelerinin ilgili maddelerinin geçersiz olduğunu iddia etmiş olduğu, ayrıca davacı tarafından ödemelerin yapıldığına ilişkin iddialarına itiraz ettiklerini, davalı şirketin pandemi nedeniyle devlet tarafından alınan kararlar ve yayınlanan genelgeler nedeni ile fuarı erteleme zorunda kaldığı, belirlenen tarihte yurt dışından misafirlerin pandemi nedeniyle katılamayacak olmaları nedeniyle fuar katılımcıları tarafından ertelenmesi talep edilmiş olduğu, ayrıca Ticaret Bakanlığı, TOBB, Belediye ve diğer ilgili kurum ve kuruluşlardan prosedür gereği izinler alınması gerektiği, söz konusu fuarın Covid-19 kaynaklı nedenlerle yapılamaması davalı şirketi de telafisi oldukça zor zararlara uğratmış olduğu, fuarın sanki keyfe keder nedenlerle yapılmadığını ve bu durumdan davalı şirketin bir menfaati varmış gibi lanse edilip davalı şirkete kusur ve kötüniyet hamledilmesi mümkün olmadığı, diğer fuarlar ulusal çapta fuarlar iken …. fuarı Milli Katılımlı Uluslararası bir fuar olduğu, yargıtay kararlarında, mücbir sebeple ertelenen fuarlardan organizatör şirketin sorumlu tutulamayacağı, bu sebeple sözleşmeden dönme ve ödenen bedelin iadesinin istenemeyeceğinin ifade edildiği, davalı şirketin fuarın tarihini değiştirme hakkı bulunduğu, fuar tarihinin değiştirilmesi katılımcılara sözleşmeyi fesih ve ödenen bedelin iadesi hakkı vermediğini, davalı şirket katılımcılardan aldığı ücretler ile fuar organizasyonu harcamaları yaptığını personelini çalıştırtığını, maaşlarını verdiğini, istihdam sağladığını, devlete vergilerini ödediğini, bütün bu gerçeklik dikkate alındığında verilen hukuka aykırı karar ile davalı şirket davalının iradesi dışında doğan, bir mücbir sebep olan pandemi süreci nedeni ile fuarın ertelendiğini, taraflar arasında menfaatler dengesi dikkate alınması gerektiği, ahde vefa ilkesinin göz önünde bulundurulmasını belirterek; anılan tüm bu nedenlerle huzurdaki haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, tüm yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki fuar katılım sözleşmesi kapsamında davalının edimini ifa etmemesi sebebiyle sözleşmenin feshi ve ödenen bedelin iadesine için alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası aslı celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 12.937,12 USD’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde davalının itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
Dava dayanağı icra takibinde, yabancı para alacağının tahsili amacı ile takibe geçilmiştir. 2004 Sayılı İİK.nun 58/3.maddesi uyarınca, alacağın Türk parası karşılığı ya da fiili ödeme günündeki Türk Lirası karşılığının gösterilerek talepte bulunulması gerekir. Bu hüküm emredici hüküm olup, resen gözetilmesi gerekmektedir.
6098 sayılı TBK.’nun 99.maddesinde, yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde, alacaklının bu alacağını aynen, vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre ülke parası ile ödenmesini isteyebileceği kabul edilmiştir. Bu hüküm uyarınca yabancı para alacağı ilke olarak aynen ödeme şartı bulunsun veya bulunmasın, yabancı para alacaklısı, alacağının, vadesinde ödenmemesi halinde, vade veya fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden ödenmesini talep edebilecektir.
2004 sayılı İİK’nun 58/3 ve 6098 sayılı TBK’nun 99. maddeleri uyarınca, yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklı bu borcu vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre, Türk parası ile ödenmesini isteyebilir. Alacaklı takip talepnamesi ile seçim hakkını vade veya takip tarihi itibariyle kullanmış ise, sonradan fiili ödeme günündeki kur üzerinden hesap yapılmasını isteyemez. Takip talebinde, alacaklının yabancı parayı Türk parasına çevirme zorunluluğu yanında yabancı para alacağı için temerrüt faizi talep etmek isterse vade tarihi ile takip tarihi arasında işlemiş temerrüt faizini yine yabancı para olarak hesaplayıp (3095 sayılı Kanun m.4/a), takip tarihindeki kur üzerinden Türk parası olarak talep etmesi gerekir (Hukuk Genel Kurulu’nun 18.12.2002 gün ve E:2002/12-1058, K:2002/1064 sayılı ilamı).
Bu açıklamalar ışığında somut davamıza konu icra takibindeki davacı alacaklının takip talebi ve ödeme emri incelendiğinde, davacı alacaklının sadece 12.234,24 USD asıl alacak ve 702,88 USD işlemiş faiz ve işleyecek yasal faiz talebinde bulunarak icra takibi başlattığı, takip talebinde ve ödeme emrinde yabancı para asıl alacağını ve işlemiş faizi Türk parasına çevirmediği ve Türk parası karşılığını göstermediği görülmüş ve kanunun emredici hükümlerine aykırı davranmıştır. İtirazın iptali davalarında usulüne ve kanuna uygun yapılmış bir icra takibinin olması dava şartıdır. Açıklanan nedenlerle davamızın dayanağı icra takibinin usulüne uygun olmadığı, icra takibine sıkı sıkıya bağlı olan itirazın iptali davası yönünden dava şartının gerçekleşmediği anlaşılmakla davanın dava şartı yokluğundan reddine, esas hakkında hüküm kurulmadığından ve şartları oluşmadığından davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın usulüne uygun olarak başlatılmış bir icra takibi olmaması dava şartı yokluğundan REDDİNE,
-Esas hakkında hüküm kurulmadığından ve şartları oluşmadığından davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan haçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70-TL maktu karar ve ilam harcının 591,58 TL peşin alınan harçtan mahsubu ile 510,88TL bakiye harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar ve tarifenin 7/2 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 16.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.08/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır