Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/67 E. 2023/649 K. 18.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/67 Esas
KARAR NO : 2023/649

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/01/2022
KARAR TARİHİ : 18/07/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :24/07/2023
Davacı vekili tarafından açılan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacı tarafça dava konusu takibe konu bonolardaki imzaların davacılar ait olduğunu, ancak bonoların içeriğinin müvekkilleri tarafından doldurulmadığını, davalı tarafça sonradan doldurulduğunu, taraflar arasında bonolara konu miktarda alacak verecek ilişkisi veya ticari ilişki bulunmadığını, senedin doldurulduğu tarihte davacıların yurt dışında olduğunu, sosyal ekonomik durumları itibariyle bu miktarda borcu ödeme durumlarının mümkün olmadığını ve dava konusu bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.
Davalı adına dava dilekçesi ve tensip zaptı ekli duruşma gün ve saatini bildirir davetiye tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava taraflar arasında davaya ve takibe konu bonolardan dolayı davacıların davalıya borçlu olup olmadığı, bononun davacıların bilgisi dışında davalı tarafından doldurulup doldurulmadığı hususlarında ihtilafın bulunduğu bonolardan dolayı borçlu olunmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır.
Bakırköy …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası Uyap ortamından celbedilmiş, incelenmesinde; davacılar tarafından davalı aleyhine dava ve icra takibine konu bonodaki imzaların davacılara ait olmadığı iddia edilerek dava açıldığı, yapılan yargılamada Adli Tıp Kurumu raporu ile imzaların davacılara ait olduğu tespit edildiğinden davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Bakırköy …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasının aslının gönderilmiş, dosyanın incelenmesinde; davalı alacaklı tarafından davacılar borçlular aleyhine dava konusu bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı ve takibin derdest olduğu görüldü.
Mahkememizce davacıların sosyal ve ekonomik durumları araştırılmış, yurtdışı giriş-çıkış kayıtları celbedilerek incelenmiştir.
Davacı tanığı … talimat Mahkemesi aracılığı ile alınan beyanında; ” ben davacıları tanıyorum, ben 30 yıldır davacıların yanında kalıyorum, … yazlık evleri vardır ben kendilerinin evlerine bakıyorum, yatılı olarak yanlarında 30 yıldır kalmaktayım, davalıyı da tanıyorum, davalı da yaz ayları yandaki sitede kalıyor, davalı kömür/odun parası olarak eski para ile 500,00 TL davacılara borç vermişti, bu borca karşılık senet imzaladılar, odun ve kömür alındı, davacılar davalıdan aldıkları şuanın parası ile 365.000,00 TL ‘yi benim gözümün önünde …. ve … davalı …’a verdi, davalı da senet i yırtıp atacağını söyledi, ancak yırtmamış, icraya koymuş, ancak davacıların davalıya borcu kalmamıştır, ben davacıların borçlarını davalı …’a ödediğini bizzat kendi gözlerim ile gördüm.” demiştir.
28/12/2022 havale tarihli alınan Adli Tıp Raporunda özetle; İnceleme konsu senedin ön yüzünde üzerinden gitme bulunan yazılar, tanı unsurlarını yitirdiğinden söz konusu yazıların aidiyetinin, bu meyanda sorulduğu üzere …, …’in eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği, İnceleme konusu senedin ön yüzündeki diğer yazılar ile …, …’in mukayese yazıları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından, söz konusu yazıların mevcut mukayese yazılarına kıyasla …, …’in eli ürünü olmadığı, İnceleme konusu senedin ön yüzündeki borçlu imzaları bir kalem, senedin yazıyla ve rakamla miktar belirtir bölümündeki yazılar farklı fiziki evsafta ikinci bir kalem ve diğer yazılar farklı fiziki evsafta üçüncü bir kalem ile yazılmış olduğu, İnceleme konusu senette kullanılan kalem mürekkeplerinde yazı yaşı tayinine yarayan ve halen kullanılagelen bilimsel herhangi bir yöntem bulunmadığından, söz konusu senette yer alan yazı ve imzaların hangilerinin önce hangilerinin sonra yazıldığı hususunda zaman birimleri açısından bir tespite gidilemediği hususlarını bildirir kanaat raporudur.
Somut davada; davacı vekili, dava konusu takibe konu bonolardaki imzaların davacılara ait olduğunu, ancak bonoların içeriğinin müvekkilleri tarafından doldurulmadığını, davalı tarafça sonradan doldurulduğunu, taraflar arasında bonolara konu miktarda alacak verecek ilişkisi veya ticari ilişki bulunmadığını, senedin doldurulduğu tarihte davacıların yurt dışında olduğunu, sosyal ekonomik durumları itibariyle bu miktarda borcu ödeme durumlarının mümkün olmadığını ve dava konusu bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili son duruşmada davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
6102 Sayılı TTK’nda düzenlenen kambiyo senetleri ve bunlar arasında bulunan bono sebepten mücerrettir. Kambiyo senetlerindeki taahhüdün mutlaka bir sebebi vardır, ancak bu sebep senet üzerinde açıklanmamıştır ve kambiyo senetlerini temel ilişkiden soyut hale getirmektedir. Aksine davranış yani kambiyo senetlerinin temel ilişki ile ilişkilendirilmesi kambiyo senetlerini hükümsüz hale getirir. Kural olarak menfi tespit davalarında alacaklı olduğunu iddia eden taraf alacaklı olduğunu geçerli deliller ile ispat edecektir. Ancak kambiyo senetlerinde ispat yükü ters çevrilmiş ve kambiyo senetlerinden dolayı borçlu olmadığını iddia eden taraf iddiasını geçerli ve kesin deliller ile ispat edecektir. Somut davamızda ispat yükü davacı üzerindedir.
6102 sayılı TTK’nun 687. Maddesi uyarınca “…keşideci, lehtarla arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun” hükmü düzenlenmiştir.
6102 Sayılı TTK’nun 825. maddesi uyarınca borçlu, emre yazılı bir senetten doğan alacağa karşı ancak senedin geçersizliğine ilişkin veya senet metninden anlaşılan def’ilerle alacaklı kim ise ona karşı, şahsen haiz bulunduğu def’ileri ileri sürebilir. Borçlu ile önceki hamillerden biri veya senedi düzenleyen kişi arasında doğrudan doğruya varolan ilişkilere dayanan def’ilerin ileri sürülmesi, ancak senedi iktisap ederken hamilin bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması hâlinde caizdir.
6102 Sayılı TTK’nun 778/2-f maddesi delaleti ile aynı Kanunun 680/1 maddesinde “Tedavüle çıkarılırken tamamen doldurulmamış bulunan bir poliçe, aradaki anlaşmalara aykırı bir şekilde doldurulursa, bu anlaşmalara uyulmadığı iddiası, hamile karşı ileri sürülemez; meğerki, hamil poliçeyi kötüniyetle iktisap etmiş veya iktisap sırasında kendisine ağır bir kusur isnadı mümkün bulunmuş olsun.” hükmü düzenlenmiştir.
6102 Sayılı TTK’nun 680. maddesi hükmü ile somut davamıza konu bono birlikte değerlendirildiğinde dava konusu bono açık (beyaz) bonodur. Açık bononun geçerli olabilmesi için temel asgari unsur düzenleyenin imzasıdır. Boş bir kağıda imza atan kişi bunun sonradan bono olarak tamamlanıp kendisinden talepte bulunması halini kabul etmiş ve bundan dolayı sorumludur. Açık bononun taraflar arasındaki anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiası yazılı deliller ile ispat edilmek zorundadır. Somut davamızda davacı tarafça dava konusu bononun davalıdan alınan 500,00 TL bedelli kömüre karşılık verildiğini, kömür parasının davacılar tarafından ödendiğini, davalı tarafça boş senede sadece imza attırıldığını, bononun üst kısmının daha sonra davacıların bilgisi dışında davalı tarafından doldurularak icra takibine konulduğunu, davalı ile aralarında 365.000,00 TL bedelli bir hukuki veya ticari ilişki olmadığını, bonodaki yazıların ve rakamların davacılara ait olmadığını, bonodan dolayı borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Dava konusu bonodaki davacıların imzası inkar edilmemiş, sadece anlaşmaya aykırı olarak düzenlendiği ve davacıların davalıya borçlu olmadığı iddia edilmiştir. Dava konusu bono asgari unsur olan düzenleyenlerin imzasını taşıdığı ve imza inkarı bulunmadığından geçerli bir açık bonodur. Açık bono olduğu için sonradan doldurulduğu iddia edilen yazı ve rakamların davacılara ait olmadığı bononun niteliği gereğidir. Bu husus açık bonoyu geçersiz hale getirmemektedir. Davacılar tarafından bononun taraflar arasındaki anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiası yazılı ve kesin deliler ile ispat edilememiş, davacılar vekiline hatırlatılmasına rağmen yemin deliline dayanılmamıştır. Bu sebeplerle davacılar tarafından ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan haçlar tarifesi gereğince alınması gereken 269,85TL maktu karar harcının peşin alınan 6.233,29 TL harçtan mahsubu ile 5.963,44‬ TL bakiye harcın talep halinde davacılara iadesine,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar üzerinden hesaplanan 54.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davacılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
8-Mahkememiz dosyası arasında bulunan Bakırköy … İcra Dairesi’nin …. esas sayılı dosyasının mercine İADESİNE, dosyanın uyap ortamından eklenmesine,
9-Mahkememiz dosyasına celbedilen ve kasada bulunan belge asıllarının mercine İADESİNE,
Dair, davacılar vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/07/2023

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.