Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/620 Esas
KARAR NO : 2023/326
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 13/07/2022
KARAR TARİHİ : 04/04/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :05/05/2023
Davacı vekili tarafından açılan itirazın iptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; “Müvekkilinin 27.09.2021 tarihinde meydana gelen kazada hasarlanan ….. plakalı aracı şirkete ait bir araç olduğunu, hasarın oluşumuna sebebiyet veren araç da su tankeri benzeri bir araç olup ticari nitelikte faaliyet sürdürdüğünü, meydana gelen kazada davalılara ait araç sürücüsü kaza tespit tutanağına ve tramer kayıtlarına göre asli ve tam kusurlu olduğunu, kazaya neden olan …. plakalı aracın ruhsat sahibi ….., sürücüsü ….. olduğunu, bahse konu kaza neticesinde müvekkili şirketin aracının ağır hasar gördüğünü ve çok yüksek miktarda değer kaybına uğradığını, bağımsız eksper …. tarafından müvekkiline ait araçtaki değer kaybı bedelinin 108.000,00-TL olarak belirlendiğini, ZMSS sigortacısı tarafından değer kaybı adına ödenen 43.000,00-TL mahsup edildiğinde kalan 65.000,00-TL yönünden KTK uyarınca müşterek ve müteselsil sorumlu olan araç maliki ve sürücü adına icra takibi başlatıldığını, davalılar tarafından icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, bunun üzerine Zorunlu Dava Şartı Arabuluculuk kurumuna başvurulmuş ise de sonuç alınamadığını, bu nedenle işbu itirazın iptali davasının açıldığını, ileride telafisi imkânsız zararların hasıl olmaması, müvekkili şirketin hak mahrumiyetine sebebiyet vermemesi ve kazanın davalı yan araç sürücüsünden kaynaklandığı hususu ile kazanın oluşumunda asli kusurlu olması hususları da nazara alınarak hasara neden olan …. plakalı aracın kaydına; üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için öncelikle teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasını, zira salt bu kaza nedeniyle müvekkiline ait araç, karşı tarafın sahibi olduğu araç bedeli kadar değer kaybına uğradığını beyan etmiştir.
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde; “Davacı tarafın dava dilekçesinde ileri sürdüğü husus ve istemlerin hiçbiri kabul edilebilir nitelikte değildir. Bu nedenle açılan davanın reddine karar verilmesini talep ediyoruz. Davacının açtığı karşı davadaki tüm iddiaları gerçek dışıdır. şöyle ki: Haksız ve usulsüz olarak açılan huzurdaki davaya karşı süresinde itirazlarımızı sunuyoruz. Davacı taraf müvekkil aleyhine meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı için Bakırköy …. İcra Müd. …. E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatmıştır. Davalı müvekkil başlatılan bu icra takibinde borca, takibe, faiz oranına, faize, işlemiş faize ve takibin tüm ferilerine itiraz etmiştir. Söz konusu trafik kazasının meydana geldiği tarih olan 27.09.2021 tarihinde müvekkil, dosyada bulunan diğer borçlu …. yanında işçi (şoför) olarak işe başlamıştır. İşveren aracı ile yapılan kazada; müvekkil işçi, işverenin emri altında olduğundan başka bir ifadeyle işveren adına iş yaptığından dolayı işveren işleten sıfatıyla sorumludur. Müvekkilin söz konusu kazadan dolayı herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Müvekkile atfedilecek tek bir kusur dahi bulunmamaktadır. Çünkü huzurda görülen dosyada diğer davalı olan …. müvekkile herhangi bir eğitim vermeden, direk iş başı yaptırmış ve söz konusu kaza meydana gelmiştir. Keza söz konusu kaza meydana geldikten sonra huzurda görülen dosyada diğer davalı olan …. müvekkili direk işten de çıkarmış ve o gün ki yevmiyesini de vermemiştir. Huzurda görülen dava da, diğer davalı olan ve …. plakalı aracın ruhsat sahibi … adına kayıtlı aracın karışmış olduğu trafik kazasında, sigorta eksperleri tarafından araç değer kaybı 43.000,00 TL olarak karar verilmiş ve bu meblağ sigorta şirketi tarafından verilmiştir. Davacı taraf dava dilekçesinde ”… Bağımsız eksper ….. tarafından müvekkile ait araçtaki değer kaybı bedeli 108.000,00-TL olarak belirlenmiştir. ZMSS sigortacısı tarafından değer kaybı adına ödenen 43.000,00-TL mahsup edildiğinde kalan 65.000,00-TL yönünden KTK uyarınca müşterek ve müteselsil sorumlu olan araç maliki ve sürücü adına icra takibi başlatılmış…” şeklinde beyanda bulunmuş ve akabinde ” usul ekonomisi gereği müvekkilin zararının bir an önce giderilmesi adına yeni bir bilirkişi ataması yapılmadan bağımsız eksper tarafından belirlenen tutar üzerinden takibin devamına karar verilmesine yönelik karar verilmesi gerekmektedir.” şeklinde talepte bulunmuştur. Öncelikli olarak davacı tarafın bu talebinin reddedilmesi gerekmektedir. Çünkü tarafımızca, davalı tarafın sunmuş olduğu eksper raporunu kabul etmemiz mümkün değil ve hükme de esas alınmamasını talep ediyoruz. Davacı taraf, tamamen kendi lehine olacak şekilde ve kendi lehine sonuç çıkaracak şekilde bir ekspertiz raporu almıştır. Sayın mahkemenizce söz konusu davacı tarafın iddia ettiği gibi bir zararının olup olmadığının tespiti için dosyanın bilirkişiye gönderilmesi ve bilirkişi tarafından söz konusu hesaplamanın yapılması kanaatindeyiz. Sayın mahkemece alınacak bilirkişi raporunda, davacı tarafın iddia ettiği gibi bir zararın olup olmadığı ortaya çıkacaktır. Keza yine davacı taraf dava dilekçesinde ”… 09.10.2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesinin 17.07.2020 T. 2018/40 E. 2020/40 K. Sayılı Kararı uyarınca; bilirkişi tarafından değer kaybı zararının formülasyon hesabı yerine reel piyasadaki değerine göre hesaplanması gerekmektedir…” şeklinde beyanda bulunmaktadır. Bu beyanı da kabul etmemiz mümkün değildir. Şöyle ki; Yargıtayın emsal kararlarına baktığımız zaman, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınacaktır. Sayın mahkemece atanacak bilirkişinin hesaplamayı yaparken bu hususun göz önüne alınmasını talep ederiz. Gerçekleşen kazada müvekkilin kazada kusur oranına itiraz ediyoruz. Müvekkil kazanın meydana gelmemesi için elinden gelen gayreti göstermiştir. Bu nedenle müvekkil meydana gelen kazada kusuru bulunmamaktadır. Tüm bu açıklamalar ışığında, söz konusu davalı tarafın değer kaybı tazminat tutarının ödenmemesi nedeniyle olarak başlatılan icra takibinin haksız ve hukuka aykırı olduğu açıkça ortadadır. Dolayısıyla, huzurdaki işbu mesnetsiz ikame edilen davanın reddi gerekmektedir. Haksız yere ikame edilen davanın reddi ile, haksız ve kötü niyetle hareket ederek müvekkilin maddi-manevi olarak zararına sebebiyet veren davacının %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet(icra inkar) tazminatına mahkum edilmesine, yargılama harç ve masrafları ile vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini saygılarımla vekâleten arz ve talep ederiz.” talep etmiştir.
Davalı İbrahim cevap dilekçesinde; “Davacı tarafından açılmış bu davayı kabul etmediğini, sigorta tarafından değer kaybı 43.000,00 TL olarak karar verildiğini, aracın ağır hasar görmediğini ve yüksek miktarda değer kaybına uğramadığını, alınan eksper raporunun para ile alınmış ve değeri Olmadığını, uzman bilirkişiler tarafından incelenmesi gerektiğini, değer kaybı istemenin hukuka aykırı olduğunu, davanın reddini talep etmektedir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, dava konusu trafik kazasında davacıya ait aracın hasarlanması sebebiyle araçta meydana gelen değer kaybı zararının tazminine ilişkin haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminatın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Mahkememizce dava konusu aracın trafik tescil kayıtları, davacının ticaret sicil kayıtları, poliçe ve hasar bilgisi, tramer kayıtları, servis kayıtları celbedilerek incelenmiştir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyası aslı celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlularına karşı toplam 71.587,34 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu kazada, tarafların kusur oranlarının tespiti ve dava konusu, davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybı zararının tespiti için rapor alınmasına karar verilmiş, talimat aracılığıyla Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından alınan 27/02/2023 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Meydana gelen kazada; …. plakalı araç sürücüsünün, asli ve %100 oranında tam kusurlu olduğu, ….. plakalı araç sürücüsüne herhangi bir kusur izafe edilemeyeceği, Oluşan hasar sonucu ….. plakalı araçta; 99.444,95 TL değer kaybı hesap edilebileceği, Davaya konu ….. plakalı araçta meydana gelen hasarın onarımı için, 38.028,04 TL tutar olduğu, sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde davalının itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
Somut davada; davacı vekili, olay tarihi olan 27/09/2021 tarihinde davacıya ait ….. plakalı araç ve davalı …’in üzerine kayıtlı, davalı Muhammet’in sürücüsü olduğu …. plakalı aracın olay tarihinde kazaya karıştığını, kazada davacıya ait aracın hasarlandığı ve değer kaybına uğradığını, söz konusu kazada davalının tam kusurlu olduğunu, davalı aracın sigorta şirketi tarafından değer kaybının bir kısmının ödendiğini, ancak aracın bu bedelden daha fazla değer kaybına uğradığını, bu nedenle bakiye değer kaybının davalılardan tahsiline karar verilmesinin ve alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı İbrahim, davacının aracında belirtildiği miktarda değer kaybı olmadığını, davalı araç sigorta şirketi tarafından değer kaybının karşılandığını, davanın reddine karar verilmesinin talep etmiştir. Davalı … vekili, dava konusu kazada müvekkilinin kusurlu olmadığını, davalı aracın sigorta şirketin tarafından değer kaybının ödendiğini, davacının iddia ettiği miktarda zararın olmadığını, davanın reddine karar verilmesinin talep etmiştir.
Somut davada; Dava konusu 27/09/2021 tarihinde; sürücü …..’nun sevk ve idaresindeki …. plakalı aracı ile ….. Sokak üzerinden, ….. Sokak istikametine seyir halinde iken, ….. Sokak kavşağına geldiği esnada aracının sol arka tampon kısımları ile ….. Sokak, ….. Sokak kavşağında park halinde bulunan ….. plakalı aracın sol yan kısımlarıyla ve sol ön köşe kısımlarına çarpması sonucu, iki araçlı maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiş ve davacı aracı hasar görmüştür. Meydana gelen trafik kazasında …. plakalı araç sürücüsü …..’nun, 2918 sayılı KTK” nın 47/1-c maddesi (Karayollarından faydalananlar aşağıdaki sıralamaya göre; C-Trafik işaret levhaları, cihazları ve yer işaretlemeleri ile belirtilen veya gösterilen hususlara, uymak zorundadırlar). Aynı kanunun 53/1-a (Sağa dönüşlerde sürücüler; Sağa dönüş işaretini vermeye, Sağ şeride veya dönüşe ayrılmış şeride girmeye, Hızını azaltmaya, Dar bir kavisle dönmeye, Dönülen karayolunun gidiş şeridine veya gidişine ayrılmış en sağ şeridine girmeye, zorunludurlar.) kurallarını ihlal etmesi sebebiyle asli ve % 100 kusurlu olduğu, ….. plakalı araç sürücüsünün herhangi bir kusurunun bulunmadığı Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonrasında düzenlenen bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir. Bilirkişi raporu kaza tespit tutanağı ve olayın oluş şekli ile uyumlu ve usul ve yasaya uygun olduğundan Mahkememizce itibar edilerek hükme esas alınmıştır. Teknik bilirkişi raporu ile davacının aracında meydana gelen değer kaybı zararının 99.444,95 TL olduğu tespit edilmiş ve değer kaybı hesabı usul ve yasaya uygun olduğundan Mahkememizce itibar edilerek hükme esas alınmıştır. 6098 sayılı TBK’nun 49. Maddesinde; Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlü olduğu, aynı Kanunun 50. maddesinde; Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altında olduğu hüküm altına alınmıştır. Yine 2918 Sayılı KTK’nun 85 ve devamı maddeleri uyarınca bir motorlu aracın işletilmesi bir şeyin zarara uğraması halinde araç işleteni sorumludur. Somut kazada kazaya davalı araç sürücüsü % 100 kusuru ile sebebiyet vermiştir. Kazanın oluşumunda davacı araç sürücüsünün kusuru bulunmamaktadır. Davacı davalı aracın kusurlu olduğunu ve zararını ispat etmiştir. Davalı araç işleteni …. ve davalı araç sürücü …. dava konusu zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğundan Mahkememizce davacının bilirkişi raporunda belirtilen miktarda değer kaybı zararı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme mahsup edilmek suretiyle icra takibinin 56.444,95 TL asıl alacak, 5.313,56 TL işlemiş faiz (kaza tarihinden icra takip tarihine kadar işlemiş faiz) ve 472,00 TL ekspertiz rapor ücreti bedeli üzerinden ve asıl alacağa icra takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte kaldığı yerden aynen devamına, hüküm altına alınan asıl alacak likit olmadığından davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin reddine, red edilen kısım yönünden davacının kötü niyet ispat edilmediğinden ve kötü niyet tazminatı şartları oluşmadığından davalıların kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE;
-Davalı borçlunun Bakırköy …. İcra Dairesi’nin .. esas sayılı icra takip dosyasındaki icra takibine yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 56.444,95 TL asıl alacak, 5.313,56 TL işlemiş faiz ve 472,00 TL ekspertiz rapor ücreti bedeli üzerinden ve asıl alacağa icra takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte kaldığı yerden aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
-Hüküm altına alınan asıl alacak likit olmadığından ve icra inkar tazminatı şartları oluşmadığından davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin reddine,
-Red edilen kısım yönünden davacının kötü niyet ispat edilmediğinden ve kötü niyet tazminatı şartları oluşmadığından davalıların kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 4.250,96 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 864,60TL harcın mahsubu ile 3.386,36 TL bakiye karar harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.956,88 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı Muhammet kendisini davada vekil ile temsil ettirmiş ise de 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 11. Fıkrası uyarınca davalı arabuluculuk görüşmelerine geçerli bir mazeret bildirmeksizin katılmadığından davalı Muhammet lehine red edilen kısım yönünden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 864,60 TL peşin harç olmak üzere toplam 945,30 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 2.529,25 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, (davalı İbrahim’in sorumluluğunun 2.198,42 TL ile sınırlı olmasına), (6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 11. Fıkrası uyarınca davalı Muhammet arabuluculuk görüşmelerine geçerli bir mazeret bildirmeksizin katılmadığından tüm yargılama giderlerinden sorumlu olması sebebiyle, davalı …. arabuluculuk görüşmelerine katılması sebebiyle tarafların haklılık durumlarına göre sorumlu olması sebebiyle),
7-Davalılar tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına, (davalı İbrahim’in sorumluluğunun 1.147,34 TL ile sınırlı olmasına), (6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 11. Fıkrası uyarınca davalı …. arabuluculuk görüşmelerine geçerli bir mazeret bildirmeksizin katılmadığından tüm yargılama giderlerinden sorumlu olması sebebiyle, davalı …. arabuluculuk görüşmelerine katılması sebebiyle tarafların haklılık durumlarına göre sorumlu olması sebebiyle),
9-Kullanılmayan yargılama gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesine müteakiben yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin, davalı Muhammet vekilinin ve davalı İbrahim’in yüzlerine karşı, kabul edilen miktara ilişkin hüküm yönünden gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, red edilen miktara ilişkin hüküm yönünden miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/04/2023
Katip …..
e-imzalıdır
Hakim ….
e-imzalıdır