Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/601 E. 2022/980 K. 07.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/601 Esas
KARAR NO : 2022/980

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 05/07/2022
KARAR TARİHİ : 07/11/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 17/11/2022
Davacı vekili tarafından açılan itirazın iptali davasının Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı sigorta şirketi tarafından, …… Mah. ……. Sk. No:…… D…… …/İstanbul adresindeki sigortalı konutta oluştuğu iddia olunan hasarın rücuen tazmini için davalı aleyhine iş bu davayı açtığını, hasar konusu olan …….’e ait ….. Mahallesi …… Bina, Sokak No:… D:….. …../İstanbul adresine bulunan konut, davacı sigorta şirketi tarafından, 13/01/2021-1301/2022 vade ve ….. numaralı …… Sigorta Poliçesi’nde belirlenen risklere karşı poliçede yazılı teminat limitleri çerçevesinde sigortalandığı, 21/05/2021 tarihinde, ev giderinden atık suyun geri tepmesi sonucu konutu su basmış ve muhtelif hasar meydana gelmiş olduğu, sigortalı konutta yapılan incelemede, salon duvar boyası ile laminat parkesinin, yatak odası duvar boyası ile laminat parkesinin, çocuk odası duvar boyası ile laminat parkesinin ıslanmaya bağlı olarak kabardığı, şiştiği ve deforme olduğu görüldüğü, dava dışı sigortalı, davacı şirket nezdinde sigortalı işyerinin hasarlanması sebebiyle davacı şirkete başvurması sonucu …… numaralı hasar dosyası hazırlandığı, hasar dosyası kapsamında dosyaya kazandırılan ekspertiz raporunda davalının kusuruyla hasara sebebiyet verdikleri sigortalı mahalde 5,222.00 TL hasar onarım gideri oluştuğu tespit edildiği, işbu tazminat tutarı davacı şirket tarafından 02/06/2021 sigortalıya/servisine ödendiği, 28/05/2021 tarihli ekspertiz raporunda; davalının hasıl olan hasardan sorumluluğu açık olduğu, … ‘nin mevzuat gereği de sorumlu olduğu, söz konusu zararın giderilmesi amacıyla davalıya 5.222,00 TL alacak ve 474,19 TL takip öncesi ticari faiz olmak üzere toplam 5.696,49 TL üzerinden Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğü ….. E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış, icra takibine davalı haksız olarak itiraz ettiği, arabuluculuk başvurusu yapılmış ancak anlaşma sağlanamadığı, sonuç olarak takibi geciktirme amaçlı ve yasal dayanaktan yoksun itirazın iptaline, takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini , takip tarihi itibariyle ana rakam ve ticari faiz alacağının hüküm altına alınmasına, yargılama masrafları ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle mahkemenin bu davada görevli olmadığı, davacının tazminat talebine dayanak gösterdiği olgular hizmet kusuru niteliğinde olduğundan, davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. Ve 13. Maddeleri gereği görevli idare mahkemesinde açılabilir olduğu, davacının ileride yapabileceği maddi hataya dayalı tarih değişiklikleri ya da talep artırımına yönelik taleplerine ileride bir hak kaybına uğramamak adına, hem davanın şuan ki haline hem de ileride yapılabilecek değişikliklerine ilişkin zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazında bulundukları, meydana geldiği iddia olunan hasar, sigorta poliçesi teminatları kapsamında olmadığı, dolayısıyla sigorta şirketi poliçe ile teminat kapsamına alınan bir hasar için ödeme yapmadığı, TTK’nın 1472. Maddesinde belirtilen halefiyet şartları oluşmadığından davacının taraf ehliyeti bulunmadığı, davanın reddine karar verilmesi gerektiği, kanalizasyon şebekesine bağlı veya bağlanacak olana binaların bodrum katlarının atıksuları, yer çekimi ile akıtılabilse dahi taşınmaz sahibi parsel çıkış bacasında atıksuyun geri gelmesini önleyecek tedbir almak mecburiyetinde olduğu, aksi takdirde binaların uğrayabileceği zarardan idarenin mesul olmayacağı, yapılan kontrollerde binaya ait atık suların geri gelmesini engelleyici tedbirlerin olmadığı görüldüğü, öncelikle zararın meydana geldiği yapının, hukuka uygun bir şekilde yapılıp yapılmadığının, binanın imar mevzuatı uyarınca usulüne uygun olarak alınmış bir yapı ruhsatının olup olmadığının, zarar gören yapının mimari projeye uygun olarak kullanılıp kullanılmadığı ya da mimari projede bir değişiklik yapılıp yapılmadığının, onaylı atık su kanal bağlantı projelerinin olup olmadığının ve atık su bağlantısının idari mevzuata, onaylanmış projesine uygun olarak yapılıp yapılmadığının, bilirkişi incelemesinde hasarın sebebi olan tıkanıklığın nerede, kimin sorumlu olduğu bölgede ve hangi sebeple oluştuğunun araştırılması gerektiği, sonuç olarak davacı veya mezkur bina maliklerinin inşaat tekniği ve …. “Atık suların Kanalizasyona Deşarj Yönetmeliği” ve … Abone Hizmetleri Tarife ve Uygulama Yönetmeliği açısından sorumluluklarını yerine getirmemesinden dolayı meydana gelen geri tepme neticesinde oluşan zarardan davalının sorumlu tutulamayacağı, dava konusu hasarda, davalı idarenin herhangi bir kasıt veya ihmali bulunmadığı, kusursuz sorumluluğu da bulunmadığı, bu nedenle, idare aleyhine açılan haksız mesnetsiz davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek; öncelikle davanın hak düşürücü süre/zamanşaşımı yönünden ve taraf ehliyeti yönünden reddini, esas girilecek olursa davanın esastan reddini, mahkeme masrafının ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesini arz ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

İş bu dava konut sigorta poliçesinden kaynaklı rücuen tahsil talebine yönelik olup;
…… Mah. …. Sk. No:…. D……. ……/İstanbul adresindeki dava dışı sigortalı ….’e ait sigortalı konutta oluştuğu iddia olunan hasarın rücuen tazmini için halefiyet ilkesi gereği davalı aleyhine iş bu dava açılmıştır.
Anılan hasarın sigortalı konutta ev giderinden atık suyun geri tepmesi sonucu oluştuğu iida olunarak ,davacı tarafça hasarın sigortalısına ödendiği anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK.’nun 1472. maddesi uyarınca; sigortacının, sigortalısının haklarına halefiyet hakkının gerçekleşebilmesi için sigortacının hukuken geçerli bir sigorta poliçesi teminatı kapsamında sigortacısına tazminat ödemiş olması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkına sahip olması gerekir.
Sigortacı; ancak sigortalısının meydana gelen zarardan dolayı üçüncü kişilere karşı dava hakkı varsa bu hakka ödediği bedel oranında halef olacaktır.
Anılan olayda davalının 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. Maddesi geregince, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür”.hükmü gereği haksız fiilden kaynaklı sorumluluğu cihetine gidilmiş ancak öncelikle olarak görev hususunda yapılan resen incelemede;
“…Sigorta poliçesi kapsamında ödenen sigorta tazminatının rucüen tahsili istemli davalarda mahkemenin görevi, 22.03.1944 gün ve 37-9 sayılı İBK uyarınca, davacının sigortalısı ile davalı arasındaki temel ilişkiye göre belirlenir. Sigortalının tacir olup olmadığı, teknenin kullanım amacı yönünde mahkemelerce yeterli araştırma yapılmamıştır.(T.C.İSTANBULBÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 37. HUKUK DAİRESİDOSYA NO: 2021/1175KARAR NO: 2022/181 KARAR TARİHİ : 31/01/2022)
Anılan içtihat uyarınca ,dava dışı sigortalanan taşınmazın konut niteliğinde bağımsız bölüm olduğu,sigortalı …..’in tacir olmadığı davalı ile arasındaki uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklı olduğu iş bu sebeple sigortalı ile davalı arasındaki temel ilişki ve tarafların sıfatları doğrultusunda iş bu davaya Asliye Hukuk Mahkemelerince bakılması gerektiği iş bu sebeple Mahkememiz’in görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın HMK 114. Ve 115. Maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
3-HMK nun 20. Maddesine göre kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde müracaat halinde dosyanın yetkili ve görevli Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,aksi halde aynı madde gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE,
4-HMK 331/2 maddesi gereği Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin yüzüne karşı , gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/11/2022

Katip ……
e-imzalıdır

Hakim …..
e-imzalıdır