Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/596 E. 2023/59 K. 16.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/596 Esas
KARAR NO : 2023/59

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 04/07/2022
KARAR TARİHİ : 16/01/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :24/01/2023
Davacı vekili tarafından açılan itirazın iptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Borçlunun Küçükçekmece …. İcra Dairesi … E. Sayılı dosyasında faize ve ferilerine yönelik vaki itirazının iptali ile takibin, itiraz edilen ana para tutarı takip öncesi işlemiş faiz, icra vekalet ücreti, icra masrafları ve icra tahsil harcı yönünden devamına ve davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı … … , öncesinde Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasından haksız ve kötüniyetli olarak aleyhe icra takibine geçtiğini, vaki itirazlarının sonrasında ise yine hakkı olmadığı halde ve kötüniyetli olarak huzurda işbu itirazın iptali davasını ikame ettiğini, dava usul ve esas itibariyle haksız olduğunu reddi ve hatta davacı firma aleyhine kötü niyet tazminatı hükmedilmesi gerektiğini, sözleşmede kesin yetki düzenlemesi olduğunu, yetkisiz icra dairesinde girişilen takipte henüz ortada geçerli, kesinleşmiş, usulüne uygun bir icra takibi bulunmamakla bu aşamada itirazın iptali davası açılamaz olduğu, davanın usulden reddi gerektiği, yetkiyi düzenleyen sözleşme maddesi gereğince davanın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu belirterek huzurdaki dava yetkisiz icra dairesinde girişlen icra takibine dayalı olmakla dava şartı yokluğundan davanın reddine, İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi yetkili olmakla, mahkememizin yetkisizliğine, esas itibariyle haksız ve dayanaksız davanın reddine, davacının asgari %20 oranında kötüniyet tazminatı ödemesine yargılama giderinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında ticari satım ilişkisi kapsamında alacak talepli itirazın iptline yöneliktir.
6100 sayılı HMK’nun uyuşmazlıkla ilgili “Sözleşmeden doğan davalarda yetki “ başlıklı 10. maddesi “Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir” hükmünü ,“yetki sözleşmesi” başlıklı 17. maddesi “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmünü, aynı Kanun’un 448.maddesi gereğince kanun hükümlerinin tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı hükmünü ihtiva etmektedir.
6100 Sayılı HMK’nun 17. maddenin ikinci cümlesine göre, “taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır”. Bu hükme göre, yetki sözleşmesi (veya yetki şartı) yapan taraflar, aksine bir düzenleme yapmamışlarsa, dava sadece yetki sözleşmesinde kararlaştırılmış olan mahkemede açılabilir. Diğer bir deyişle, aksi belirtilmediği sürece HMK, yetki sözleşmesinde gösterilen mahkemenin münhasır yetkili mahkeme olacağını kabul etmiştir. Bu şekilde yapılmış olan yetki sözleşmesinin münhasır yetkili olacağı madde gerekçesinde de açıkça belirtilmiştir. Görüldüğü üzere, taraflar, salt bir münhasır yetki sözleşmesiyle, kanunun öngörmüş olduğu genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisini kaldırmış olmaktadırlar. Taraflar, bu sonucun ortaya çıkmasını istemiyorsa, yani genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisinin devam etmesini istiyorlarsa yetki sözleşmesinde bunu ayrıca belirtmek zorundadırlar. Buna göre, münhasır yetki sözleşmesinden kasıt, tarafların yetki sözleşmesi ile kararlaştırılan mahkemeden başka bir mahkemede dava açılamaması üzerinde anlaşmalarıdır.
Bu açıklamalar ışığında tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; tarafların tacir olduğu ve aralarında yapılan sözleşmede dava konusu sözleşmeden doğacak ihtilaflarda İstanbul (Çağlayan) Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığı ve maddede aksine bir hususun yer almadığı ve bu Mahkeme ve İcra Daireleri’nin artık kesin yetkili hale gediği anlaşılmakla Mahkememizin yetkisizliğine, yetkili Mahkemenin İstanbul (Çağlayan) Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
HÜKÜM:Gerekçesi daha sonra açıklanacağı üzere,
1-Davanın HMK 114. Ve 115. Maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE
3-HMK nun 20. Maddesine göre kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde müracaat halinde dosyanın yetkili ve görevli NÖBETÇİ İSTANBUL (ÇAĞLAYAN) ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE gönderilmesine,aksi halde aynı madde gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE,
4-HMK 331/2 maddesi gereği Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/01/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır