Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/583 E. 2023/540 K. 13.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/583 Esas
KARAR NO : 2023/540

DAVA : İtirazın İptali (Cari Hesap Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 30/06/2022
KARAR TARİHİ : 13/06/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :13/07/2023
Davacı vekili tarafından açılan alacak (cari hesap veya ticari kredi sözleşmesi kaynaklı) davasının Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, taşıma sektöründe faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, davalı ile yapılan ticari anlaşma gereği davalı tarafın davacı şirketten talep ettiği işleri davacı şirketin, gereği gibi yerine getirmiş olduğunu, davacı şirket yaptığı işlerden dolayı, davalı şirketten 4.028,77 USD alacağı mevcut olduğunu, davalı şirket, tutar konusunda mutabık olmasına rağmen dava konusu borç tutarını ödememiş olduğunu, davacı şirketin cari hesap kaydında 4.028,77 USD alacağının olduğunu, her iki tarafın ticari defterleri incelendiğinde alacaklarının net bir şekilde ortaya çıkacağını, davalı tarafı başlatılan icra takibine davalı şirketin, haksız ve kötü niyetli bir şekilde itiraz etmiş olduğunu, davalı tarafın itirazı nedeniyle arabuluculuk bürosuna başvurulmuş, anlaşmaya varılamamış olduğunu, davalı tarafından icra takibine vaki haksız itirazının reddi ile icranın devamını, haksız itirazdan ötürü %20 inkar tazminatı, vekalet ücreti ve dava masraflarının karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından kötü niyetli olarak açılan bu davada davalının, davacıya herhangi bir borcu mevcut olmadığını, davacı taraf, haksız olarak davalıdan alacağı olduğunu iddia etmekte olduğunu, zira davacı taraf, davaya konu icra takibinde de alacağın varlığına dair somut bir delil sunulmadan kötü niyetli olarak icra takibi başlatmış olduğunu, aynı şekilde huzurdaki davada da somut bir delil sunulmamış olduğunu, alacaklı olduğunu iddia eden davacının bunu ispatlaması gerekmekte olduğunu, davacı ticari defterlerini delil olarak sunmuş olsa da davalının ticari defterleri ile davacının ticari defterleri birbirini doğrulamadığından davacı ticari defterlerini lehine delil olarak kullanamayacağını, davacı, alacak iddiasını kesin deliller ile ispat külfeti altında olduğunu belirterek; davacının itirazının iptali talebinin ve icra inkar tazminatı talebinin reddini, davacının icra takibinin konusu olan meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında taşıma hizmet sözleşmesi kapsamında davacının dava ve icra takibine konu faturalardaki hizmeti yerine getirmesine rağmen davalının fatura bakiye bedellerini ödemediği iddiası ile alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Küçükçekmece …. İcra Dairesi’nin …. esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 4.028,77 USD alacağının tahsili için icra takibi başlatıldığı, icra takibine süresinde itiraz üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Mahkememizce tarafların ba-bs formları celbedilerek incelenmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularında tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılması için mali müşavir ve dosyada mevcut numune kumaş üzerinde inceleme yaptırılması için tekstil mühendisi bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş, 03/04/2023 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; davacı … 2017, 2018, 2019, 2020, ve 2021 yıllarına ait Ticari defterlerinin, 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, davalın … 2017, 2018 ve 2019 yılları ticari defterlerinin, 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmamış olduğu, 2020 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olduğu, davacı tarafından davalı … 2017,2018 ve 2019 yıllarında toplam 70.994,17 USD ve 150 EUR’luk döviz faturaları düzenlenmiş olduğu, davalı tarafından davacı … toplam olarak 60.956,40 USD ödemenin USD olarak banka ödemesi şeklinde yapılmış olduğu, davalı tarafından TL olarak yapılmış ödemelerin USD karşılığının 6.058,78 USD olduğu, davalı tarafından toplam olarak (60.956,40 USD + 6.058,78 USD) 67.015,18 USD ve 150 EUR ödeme yapılmış olduğu, davalı tarafından davacı … 1.302,22 TL’lik E-Fatura düzenlenmiş olduğu, işbu faturanın USD karşılığının 281,35 USD olarak hesaplanmış olduğu, davacının kalan alacak tutarının (70.994,17 USD – 67.015,18 USD – 281,35 USD) 3.697,64 USD olarak hesaplanmış olduğu, taraflar arasında düzenlenmiş sözleşmeye dosya içeriğinde rastlanmamış olduğu, ancak, davacı tarafından davalı … düzenlenmiş faturaların USD olarak düzenlenmiş olduğu ve faturalar üzerinde döviz olarak düzenlenen faturaların ödenmesinin döviz olarak yapılması gerektiğinin açıklanmış olduğu, takdirin mahkemeye ait olduğu, davacı … lehine karar alınması durumunda, davacı …, icra takip tarihi olan 13/06/2021 tarihinden itibaren asıl alacağına işleyecek yılık %3,65 USD değişen oranlarda mevduata kamu bankalarınca fiilen uygulanan azami yıllık faizi talep edebileceği, takdirin mahkemeye ait olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde davalının itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
Somut davada; davacı vekili, taraflar arasında taşıma hizmetine ilişkin cari hesap ilişkisi olduğunu, davacı tarafından hizmetin yerine getirilmesine rağmen davalı tarafından taşıma bedellerinin ve cari hesap alacağının bakiye bedelinin ifa edilmediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine haksız itiraz edildiğini, haksız itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının alacağının varlığına ilişkin somut delil sunulmadığını, davalı tarafın davacı tarafa borcu olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce taraflar tacir olup delil olarak ticari defterler ve kayıtlara dayanıldığından 6102 Sayılı TTK’nun 83 ile 85 ve 6100 Sayılı HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri, faturalar ve dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu ve davacı lehine delil niteliğinde olduğu, davalının 2017, 2018, 2019 yıllarına ilişkin ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmadığı, davalının 2020 yılına ilişkin ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu tespit edilmiştir. Davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan 32.085,81 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defter ve kayıtlarına göre davalının davacıya borcunun ve davacıdan alacağının bulunmadığı tespit edilmiştir. Davacı tarafından düzenlenen tüm faturalar davalı tarafından defter ve kayıtlarına kaydedilmiş ve davalı tarafından ba formlarına beyan edilmiştir. Bu itibarla davacı tarafından düzenlenen faturalara konu hizmetin davacı tarafından davalıya verildiği hususu davalı tarafından karine olarak kabul edilmiştir. Zaten aksi davalı tarafından savunulmamış ve aksi yönünde delil sunulmamıştır. Taraflar arasında bu hususta herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Tarafların ticari defter ve kayıtları arasındaki farkın kur farkında kaynaklandığı tespit edilmiştir. Davacı tarafından bir kısım faturalar USD, bir kısım faturalar EUR cinsinden düzenlenmiş, davalı tarafından bir kısım ödemeler USD, bir kısım ödemeler EUR cinsinden ve bir kısım ödemeler TL cinsinden yapılmıştır. Taraflar tarafından döviz ödemeleri farklı kurlardan TL’ye çevrilmiş ve davacı tarafından yapılan döviz bakiye kur farkı değerlendirmesi davalı tarafından yapılmamıştır. Bu sebeple tarafların defter ve kayıtları arasında fark ortaya çıkmıştır. Kur farkı talep edilebilmesi için, kur farkı uygulamasına dair bir yazılı bir sözleşme veya taraflar arasında bu yönde oluşmuş bir teamülün bulunması gerekmektedir. Eldeki davada taraflar arasında kur farkına ilişkin sözleşme ve teamül bulunmamaktadır. Ancak davacı tarafından düzenlenen yabancı para içerikli faturalar davalı tarafından da kabul edilerek ticari defterlerine kaydedilmiş, fatura karşılıklarının bir kısmı Türk Lirası olarak ödenmiş olup, dava konusu fark ise fatura tarihleri ile fiili ödeme tarihleri arasındaki kur farkından kaynaklanmaktadır. Davacının faturaları yabancı para cinsi üzerinden düzenlenmiş, davalı ödemeleri ise Türk Lirası üzerinden yapmış olmakla, yabancı para üzerinden kurulan temel ilişkide fatura tarihindeki kur ile ödeme tarihindeki kur arasındaki farkın istenebilmesi için, bu konuda sözleşme veya fiili teamülün varlığı da aranmayacağından, fatura tarihi ile fiili ödeme tarihi arasındaki kur farkının istenebilmesi mümkündür. Davacı tarafından döviz cinsinden düzenlenen faturalara ilişkin TL olarak yapılan ödemelerde ödeme yapılan günlere ait döviz satış kuru üzerinden ödeme yapılması gerekmektedir. Davacı tarafından döviz cinsinden düzenlenen faturalara ilişkin TL olarak yapılan ödemelerde ödeme yapılan günlere ait döviz satış kuru üzerinden hesaplama yapıldığında davacının kalan alacak tutarının 3.697,64 USD olduğu tespit edilmiş ve davacının bu miktar üzerinden alacaklı olduğu anlaşıldığından bu miktar üzerinden icra takibine itirazın iptaline ve icra takibinin devamına, alacak tarafların ticari defter ve belgeleri ve faturalar ile likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına, reddedilen kısım yönünden kötü niyet tazminat koşulları oluşmadığından davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE;
-Davalı borçlunun Küçükçekmece İcra Dairesi’nin (Küçükçekmece Kapatılan …. İcra Dairesi’nin) … esas sayılı icra takip dosyasındaki icra takibine yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 3.697,64 USD asıl alacak üzerinden ve icra takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık % 3,65 USD değişen oranlarda mevduata kamu bankalarınca fiilen uygulanan azami yıllık faizi ile birlikte takibin kaldığı yerden aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
-Hüküm altına alınan asıl alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
-Reddedilen kısım yönünden kötü niyet tazminat koşulları oluşmadığından davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 4.224,26 TL nispi karar harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 1.150,64 TL peşin harcın mahsubu ile 3.073,62 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.884,35 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar ve tarifenin 13/2 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 5.537,85 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 1.150,64 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.231,34 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan ( haklı çıkmış olduğu orana göre ) 1.979,69 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar oluşturulmasına yer olmadığına,
8-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin 1.211,49 TL’sinin davalıdan tahsili ile, 108,51 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
9-Kullanılmayan yargılama gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesine müteakiben yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı 13/06/2023

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.