Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/568
KARAR NO : 2023/581
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 12/01/2022
KARAR TARİHİ : 21/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davacı şirket ile davalı arasında vekalet ilişkisi kurulduğunu, davalının, şirket adına hesap açma, hesaptan para çekme, yatırma gibi bir takım işlemleri yapabilmesi amacıyla noterden vekil tayin edildiğini, davalının kendisine verilen vekaletnameyi kötü niyetli kullandığını, davacı şirketin hesabından farklı tarihlerde para çekerek kendi zimmetine geçirdiğini, paraların tahsili için icra takibi başlatıldığını, takibe itirazda bulunulduğunu, itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; başka mahkemelerde davalar olduğunu ve Bakırköy … ATM’nin …. esas sayılı dosyası ile birleştirme talep ettiklerini, davalının icra takibi öncesinde temerrüde düşürülmediğini, davalının tacir olmadığını, bu nedenle ticari faiz uygulanmasının mümkün olmadığını, davacı şirket 27.01.2020 tarihinde IGDIR ilinde … tarafından kurulduğunu, davacı şirket yetkilisinin davalının babası ile … ile amca çocukları olduğunu, aynı sektörde faaliyet gösterildiğini, davacının Almanya’da iki adet şirket kurduğunu ve yurtiçinden mal tedarik edip yapı marketi kurmayı planladıklarını, davacı Büyükçekmece … Noterliğinin 20.10.2020 tarihli ve …. yevmiye no.lu vekaletnamesi ile davalı vekil tayin ettiğini, davacı şirket yetkilisi ile davalı ve ailesi arasında yapılan görüşmeler sonucunda, yurt dışına gönderilecek malzemelerin fatura bedelleri üzerinden %10 oranında komisyon alınacağı konusunda mutabık kaldıklarını, davacı şirketin merkezini 27.10.2020 tarihinde İstanbul’a taşıdığını, yapılan masrafların tamamı davacı şirket yetkilisinin bilgisi ve onayı dahilinde gerçekleştiğini, şirket merkezi İstanbul’a taşındığında işyeri kiralandığı ve 1 yıllık 58.800,00 TL kiranın müvekkilin ailesi tarafından ödendiği, yine diğer boya badana, mobilya ve ofis araç ve gereçleri için 300.000,00 TL masraf edildiği 15 kişinin işe alındığı ve bunların masrafları ailesi tarafından karşılandığını, davalının hesabından çekilen paraları belirtilen işlerin finansmanında kullandığını, ihracat nedeniyle temin edilen mallara 600.000,00 EURO ödendiğini, davacı şirket yetkilisine tanıklar huzurunda 300.000,00 EURO teslim edildiğini, bu işlemler davacı şirket yetkilisinin bilgisi ve talimatı dahilinde gerçekleştiğini, davacı internet bankacılığı üyesi olduğu için çekilen paraları takip etme ve göre imkanına sahip olduğunu, davalının zimmetine para geçirdiği iddiasının ispat külfetinin davacı üzerinde olduğunu, bu durumun ispat edilemediğini ve bu nedenle davanın reddini talep ettikleri anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkemece yapılan yargılama süreci ve değerlendirmede; dava, Bakırköy … icra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibine itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemlerine ilişkindir.
Bakırköy … icra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında yapılan incelemede alacaklısının dosyamız davacısı olduğu, borçlusunun dosyamız davalısı olduğu, toplam 50.218,57-EURO alacak için takip yapıldığı, davalının takibe 15/10/2021 tarihinde itiraz ettiği, davacının icra takibine yapılan itirazın iptali için süresinde dava açtığı anlaşılmıştır.
TBK’nin 99. maddesi uyarınca yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklı, bu borcun aynen veya vade ya da fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenmesini isteyebilir.
İİK’nin 58/3 maddesi hükmünde ise; alacağın veya istenen teminatın Türk parasıyla tutarının ve faizli alacaklarda faizin miktarı ile işlemeye başladığı günün, alacak veya teminat yabancı para ise alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiğinin ve faizinin, takip talebinde belirtilmesi gerektiği düzenlenmiştir.
Buna göre, alacaklı, yabancı para alacağının TL karşılığını, takip talebinde göstermek zorunda olup, buna bağlı olarak bu zorunluluğun ödeme emrinde de yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu eksiklik kamu düzeni ile ilgili olup, takibin her safhasında resen göz önünde tutulmalıdır (HGK’nın 12/05/1999 tarih ve 1999/12-271 E. – 99/301 K.sayılı kararı).
Davacı tarafından, davalı aleyhine girişilen icra takip dosyası incelendiğinde, hem takip talebinde hem de ödeme emrinde, davacının alacağını yabancı para cinsinden istediği, herhangi bir şekilde harca esas değer veya yabancı paranın Türk Lirası karşılığının gösterilmediği, yabancı paranın aynen tazmininin istendiği, TBK’nin 99. ve İİK’nın 58/3 maddeleri uyarınca icra takibinin usulsüz olduğu anlaşılmaktadır.
HMK’nin 114/1 maddesinde dava şartları sınırlı olarak sayıldıktan sonra anılan maddenin ikinci fıkrasında da “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmü ile diğer kanunlardaki dava şartlarına ilişkin düzenlemelerin de dikkate alınması gerekliliğine vurgu yapılmıştır.
Sözü geçen Kanun’un 115. maddesi hükmü de “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” şeklinde olup buna göre Mahkemenin dava şartı eksikliği durumunda yapacağı işlemler düzenlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili tarafından davalı aleyhine kendisine verilen vekaletteki yetkisini kötüye kullandığı ve şirket hesabından farklı tarihlerde paraları tahsil ettiğinden alacak iddiası ve tahsili amacıyla icra takibine girişildiği, davacı alacaklı, yabancı para alacağının TL karşılığını, takip talebinde göstermek zorunda olup, buna bağlı olarak bu zorunluluğun ödeme emrinde de yerine getirilmesi gerekmekte iken bu zorunluluğa uyulmadığı, buna göre davacı tarafından yöntemine uygun olarak başlatılmış bir icra takibinden söz edilemeyeceği, yöntemine uygun bir icra takibinin bulunması itirazın iptali davalarında özel dava şartı olduğundan davanın, HMK’nin 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca yöntemine uygun icra takibine ilişkin özel dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken maktu 179,90-TL karar harcının, peşin alınan 10.698,40-TL peşin harçtan indirilmesi ile geriye kalan 10.518,50-TL fazla harcın davacıya geri verilmesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafın yapmış olduğu masrafların üzerinde bırakılmasına, ,
5-Arabuluculuk masrafı olan 1.320,00-TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/06/2023
Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır