Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/544 E. 2022/894 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/544 Esas
KARAR NO : 2022/894

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/06/2022
KARAR TARİHİ : 11/10/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/11/2022
Davacı vekili tarafından açılan itirazın iptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilince davalı yan aleyhine Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü …. Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını ve ödeme emrinin davalı yana usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, davalı yanın vekili aracılığı ile , borca ve yetkiye süresinde itiraz ettiğini, davalı borçlunun sahibi bulunduğu …. plakalı aracın 20.04.2020 tarihinde belirsiz (olay yerini terk etmek) sürücü sevk ve idaresinde iken müvekkili tarafından kasko poliçesi bulunan …. plaka sayılı araca çarptığını ve maddi hasar oluşmasına neden olduğunu, davalı yanın sahibi bulunduğu aracın sürücüsünün kaza sonrasında durmayarak kaza mahallini terk ettiğini, Müvekkilinin, söz konusu kazadaki kusur oranını dikkate alarak sigortalısına 5.595,39.- TL. maddi tazminat ödediğini, Müvekkilince, sigortalısına ödenen tazminat bedelinin tahsili amacıyla davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, Müvekkilince hazırlanan ekspertiz raporunda davalı yana ait araç sürücüsünün kazanın oluşumunda asli ve tam kusurlu olduğu tespit edildiğini, bu nedenle müvekkili tarafından sigortalısına ödenen maddi tazminat bedelinin davalıdan tahsili amacı ile icra takibi başlatıldığını ve başlatılan icra takibine davalı yan haksız olarak süresinde itiraz etmiş ve takip durdurulduğunu, borçlunun haksız olarak yapmış olduğu itirazın iptali ile icra takibinin devamına, borçlu yanın haksız yere itiraz eden davalının % 20 den az olmamak üzere icra inkâr tazminatı ile cezalandırılmasına, yargılama giderlerinin ve avukatlık vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı adına dava dilekçesi ve tensip zaptı ekli duruşma gün ve saatini bildirir davetiyenin usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamış ve davalı duruşmalara katılmamış, cevap dilekçesi sunulmaması ve icra takibine itiraz edilmek suretiyle davacı vekilinin iddiaları inkar edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, dava konusu kazada hasar gören davacıya kasko sigorta poliçesi ile sigortalı dava konusu aracın hasarı sebebiyle davacı şirket tarafından sigortalısına ödenen bedelin kazada kusurlu olduğu iddiası ile davalıdan rücuen tahsiline ilişkin başlatılan takibe haksız itirazın iptaline ilişkindir.
Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takip dosyası Uyap üzerinden celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 5.594,39 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce dava konusu araca ilişkin kasko poliçesi ve hasar dosyası, tramer kayıtları, dava konusu kazaya karışan araçların trafik tescil kayıtları celbedilerek incelenmiştir.
Davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde davalının itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
Yargıtay İBK’nın 22.03.1944 tarih ve …. esas, …. karar sayılı kararında; “…Sigortacının, sigortacılık mutlak bir ticari muameledir diye kanuni halefiyetine istinaden açacağı rücu davası için dava ikamesi icap eder, denecek olursa, menşei, mahiyeti ve illeti aynı olan ve haksız fiil faili için tecezzisi mümkün bulunmayan bir borç için, iki ayrı kaza merciinde birden dava açılmış olabileceği kabul edilmiş olur. Bu ise kanuna ve hukuka uygun düşmez. Bu itibarla, sigortacının, sigorta poliçesinden münbais olmayıp, kanundan aldığı selahiyete istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı yerine kaim olarak hareket ettiği davada hukuk mahkemesine başvurulması gerekir.” ifadelerine yer verilmiştir.
Buna göre, TTK’nın 1472. maddesine dayalı rücuen tazminat davaları, sigorta şirketince halefiyet hakkına dayalı olarak açılmış olup, sigorta poliçesinden doğmadığından, mutlak ticari dava olduğu söylenemez. Bu davalarda davacı sigorta şirketinin halefi olduğu sigortalı ile zarar sorumlusu arasındaki hukuki ilişkinin niteliğine göre, görevli mahkemenin belirlenmesi gerekir. Yargıtay ….. Hukuk Dairesi’nin 29.11.2016 tarih ve …. E., …. K. Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 11.02.2016 tarih ve …. E., ….. K., aynı dairenin 20.09.2016 tarih ve …. E., …. K., 20. Hukuk Dairesi’nin 10.02.2016 tarih ve …. E., …. K. sayılı ilamları da aynı yöndedir.
01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5’inci maddelerinde ticari dava düzenlenmiş olup TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gereklidir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş sayılan işin, diğeri için de ticarî iş sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı ticarî iş esasına göre değil, ticarî işletme esasına göre belirlemiş olup işin ticarî nitelikte olması veya sayılması, davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli değildir.
Somut olayda dava dışı sigortalı …. plakalı araç sahibinin gerçek kişi ….. olduğu ve aracın hususi olduğu, dava dışı sigortalı ile davalı aralarındaki dava konusu uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı, her ne kadar davalı tacir ise de dava dışı sigortalı ile aralarından kaynaklanan dava konusu işlemin ticari iş olmadığı ve dava konusu uyuşmazlığın ticari dava olmadığı anlaşılmıştır. Davacı Sigorta Şirketi halefiyet gereğince dava açtığından da iş bu dava ticari bir dava değildir. Açıklanan nedenlerle Mahkememiz görevli olmadığından Mahkememizin görevsizliğine, genel görevli Mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın 6100 Sayılı HMK’nun 114. ve 115. maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevli Mahkemenin Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,

3-6100 Sayılı HMK nun 20. maddesine göre kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde müracaat halinde dosyanın yetkili ve görevli Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde aynı madde gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE,

4-6100 Sayılı HMK 331/2 maddesi gereği harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece nazara alınmasına,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.11/10/2022

Katip …..
e-imzalıdır

Hakim ……
e-imzalıdır