Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/534 Esas
KARAR NO : 2023/559
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/06/2022
KARAR TARİHİ : 16/06/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :19/07/2023
Davacı vekili tarafından açılan itirazın iptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Müvekkilinin kırtasiye ve oyuncak sektöründe ürün satışı işi ile iştigal olduğunu, iş kapsamında davalıya ürün satışı gerçekleştirdiğini, müvekkilinin faturaları ve cari hesap dökümlerinden alacağının olduğunu, davalının hali hazırda borçlarını ödememek için mal kaçırdığını, alacağa karşılık herhangi bir teminatı da bulunmadığını, bu nedenle tensip ara kararı ile davalı hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ettiklerini, müvekkilinin ödemesini almak için uzun bir uğraş vermiş ancak davalı ödeme yapmamakta ısrarcı olduğundan Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı takip dosyası ile davalı hakkında icra takibi yapıldığını, Davalı bu takip kapsamında yetkiye, borca, faize ve ferilerine itiraz ettiğini, yukarıda izah edilen nedenlerle, öncelikle davalının mal kaçırmakta olduğu tespit edildiğinden ve alacaklarının teminatı bulunmadığından davalı hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini, devamla davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … e. sayılı dosyasına yapmış olduğu mesnetsiz ve kötü niyetli itirazın iptalini, yapılan itiraz kötü niyetli ve ödemeyi geciktirme amacında olduğundan %20’den az olmamak şartıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini” talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ” Davacı tarafından talep edilen ihtiyati haczin hiçbir dayanağı bulunmadığını, Davacı ile müvekkili arasında var olan hesap hareketleri dikkate alındığında müvekkilinin söz konusu davacıdan mal kaçırma gibi bir sanıda bulunulmayacak kadar açık olduğunu, öncelikle davacıya değişik zamanlarda davacının iddia ettiği borcun misliyle ödeme yapılmış hiçbir aksama olmadığını, Huzurdaki dava taraflar arasında uzlaşılamayan küçük bir kısma ilişkin olup, bu husus yargılamayı gerektiren bir durum olduğunu, davacı ile müvekkili arasında var olduğu iddia edilen bakiye alacağın tamamen davacının kusuru ve müvekkili vaatlerinden fazlaca maddi zarara uğratması sebebiyle ortaya çıkmış bir durum olduğunu, yukarıda arz ve izah ettikleri gerekçelerle ve mahkememizce re ‘sen dikkate alınacak gerekçeler neticesinde, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasını” talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki satış sözleşmesi kapsamında davacı tarafından davalıya teslim edilen ürünlerin teslimine ilişkin nakliye ve palet ücretinin ödenmediği iddiası ile alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyası aslı celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 102.735,00 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Tarafların ba-bs formları ve sgk kayıtları celbedilerek incelenmiştir.
Davacı şirket yetkilisi …. isticvap beyanında; “Ben davacı şirketin yetkilisiyim. Biz oyuncak üretip satıyoruz. Davalı ile de aramızda ürettiğimiz oyuncakların satımına ilişkin ticari ilişki vardır. Davalı şirket ile uzun süredir ticari ilişkimiz vardır. Davalı şirket ile dükkanlarımız karşı karşıya olduğu için dostane bir ilişkimiz vardır. Bu sebeple aramızda sözlü sözleşme yapılmıştır. Dava konusu olan ticari ilişkide davalı taraf ile 2021 yılı Mart ayında oyuncak üretip davalıya satımı konusunda anlaştık. Sipariş edilen ürünleri 2021 yılının Aralık ayında davalıya teslim edip faturayı düzenledik. 2021 yılında anlaştığımız fiyat üzerinden ürünleri davalıya sattık ve faturayı düzenledik. Davanın konusu ve taraflar arasındaki anlaşmazlık nakliye ücreti ve palet bedeline ilişkindir. Davalı bizden aldığı ürünleri … e satmıştır. Nakliye ve palet kiralanmasına ilişkin masraf davalı tarafa aittir. … e oyuncakları kim satmış ve teslim etmiş ise nakliye masrafı ve palet masrafını o kişi öder. Biz … e satmış olsaydık biz ödeyecektik. Ancak davalının müşterisi … olduğu için bu masraflar davalıya aittir. Aramızda masrafların bize ait olduğuna dair bir anlaşma yapmadık. Biz İstanbul içerisinde bizden mal alan firmalara ürünleri kendimiz teslim ediyoruz. Nakliye İstanbul içi bize aittir. Ancak … e mal satıldığında biz veya davalı şirket bir nakliye firması aracılığıyla ürünleri depomuzdan alıp … in depolarına malı teslim ediyor. Nakliye firması ürünleri teslim ettikten sonra faturasını malı … e satan firmaya düzenliyor. Dava konusu olayda da malı davalı sattığı için nakliye bedeli davalı adına düzenlenmiştir. … ödemeleri 90 gün sonra yapıyor. Davalıya ödeme … tarafından yapılmasına rağmen paramızı 150 gün sonra kısmi olarak ödemişlerdir. Defter ve kayıtlarda fark olarak görünen 15.000 TL lik çeki davalı şirket bize verdi. Ancak çek bedeli ödenmediği için kayıtlarımızdan çıkarıp davalı tarafa teslim ettik. Defter ve kayıtlarda görünen 5.000 TL lik ödeme de bize yapılmamıştır. Bizim kayıtlarımızda bu sebeple alınmamıştır. Dava konusu edilen 82.735,00 TL lik faturada davalı tarafın düzenlediği fiyat farkı faturasıdır. Yukarıda anlattığım gibi bu faturaya konu nakliye ve palet ücreti tarafımıza ait değildir. Bu sebeple faturayı kabul etmedik. Faturaya da itiraz ettik. Dava dilekçemizde belirttiğimiz alacağımız halen ödenmemiştir. Biz davalıya sattığımız ürünün birim fiyatı olarak 12 TL ye anlaştık. Daha sonra dolar çok fazla yükseldi. Ben de ham madde ihtiyacımı karşılamak için davalı tarafa … ile konuş ve fiyatı arttıralım dedim. Davalı şirket yetkilisi … kabul etmiyor dedi. O zaman nakit para ver dedim. Ancak davalı buna da yanaşmadı. …. görüşmeleri buna ilişkindir.” demiştir.
Davacı şirket yetkilisi … isticvap beyanında; “Ben de davacı şirketin münferiden yetkilisiyim. Biz oyuncak üretip satıyoruz. Davalı şirkete de oyuncak üretip sattık. Biz … e oyuncak üretip satıyorduk. Davalı da ….nın lisansını aldı. Dava konusu siparişten önce davalıya ürün yapıp teslim etmiştik. Daha sonra davalı … serisi için … e teklifte bulundu. Bizde kendi oyuncaklarımız için … e teklifte bulunduk. … davalının teklifini kabul etti. Davalı bu oyuncakların üretimi için Şubat veya Mart ayında bize sipariş için ön görüşme yaptık. Bu öngörüşmede ben davalıya palet ve nakliye masrafının ücrete dahil olduğunu söyledim. … den davalı tarafa Ağustos ayında sipariş geldi. … den sipariş gelmesi üzerine davalı bize sipariş verdi. Ancak ben bu sipariş sırasında aradan zaman geçtiği için nakliye ve palet masrafının oyuncak bedeline dahil olamayacağını bizi kurtarmayacağını söyledim. Benim bu beyanıma karşılık davalı taraf bana cevap vermedi. Ben nakliye firmasının ve palet işi yapan firmanın bilgilerini davalı tarafa verdim. Nakliye firması bizim depomuzdan ürünleri alıp … e teslim etti. Satıcı davalı şirket olduğu için onlar adına fatura düzenledi. Ticari defter ve kayıtlar arasında fark olarak görülen 15.000 TL lik çek bedelinin ödenip ödenmediğini ben çok iyi bilmiyorum. Ticari defter ve kayıtlar arasındaki 5.000 TL lik ödemeye ilişkin davalı taraf kart çekmiş olabilir. Ancak ben çok iyi hatırlamıyorum. Ticari defterler arasında kusuratlı bir fark vardı. Ödeme buna ilişkin olabilir. 82.735 TL lik fiyat farkı faturası ise dava konusu faturadır. Ben davalı tarafa fiyat farkı faturası düzenleyin demedim. Davalı şirket çalışanı tam gününü hatırlamadığım bir günde bu faturayı ofisime getirdi. Ben neye istinaden olduğunu sordum. Nakliyeye ilişkin fiyat farkı faturası olduğunu söyledi. İmzalamamı söyledi. Bende imzalamadım. Aynı gün faturaya itiraz ettik. Nakliye ve palet masrafının kime ait olduğu tarafların anlaşmasına bağlıdır. … e yapılan satışlarda nakliye ve palet masrafı satıcı firmaya aittir. Bizde … e mal sattığımızda bu masrafları kendimiz karşılıyoruz. Çevremdeki tüm firmalarda kendileri karşılamaktadır. Davalı … den sipariş alıp bana söyledikten sonra ben nakliye ve paleti karşılayamayacağımı söyledim. Bu konuşmadan yaklaşık 1 ay sonra davalı bize sipariş verdi.” demiştir.
Davalı şirket yetkilisi …. isticvap beyanında; “Ben davalı şirket yetkilisiyim. Ben oyuncak alıp satıyorum. Bizim firma … ürünlerinin lisansını almıştır. Buna istinaden oyuncakları davacı şirket ve başka şirkete ürettirip satıyoruz. Ben bu lisansa istinaden … e de teklif sundum. … de birkaç oyuncak modeli beğendi. Bunun üzerine davacı şirket ile oyuncakların üretimi konusunda anlaştık. Ben davacı şirketten … ile muhatap oldum. Kendisinden fiyat aldım ve neticeden anlaştık. Anlaşmamız her şey dahil şeklindeydi. Nakliye ve palet ücretleri de bunun içerisinde idi. Ben davacı şirket ile anlaşmamdan sonra … ile fiyat konusunda görüşüp anlaştım. Oyuncaklar davacının deposundan alınıp … e teslim edildi. Davacı şirket satıcının ben olduğunu söyleyerek nakliye firması tarafından adıma fatura düzenlendiğini söyledi. Ben … den oyuncak bedelini aldıktan sonra gecikmeksizin davacı tarafa ödeme yaptım. Hatta davacı taraf ödeme konusunda sıkıştığı için bunun üzerine çek verdim. Nakliye ve palet ücreti taraflar arasındaki anlaşmaya göre ödenmektedir. Bizim anlaşmamızda bu ücretler dahildi. Tarafların defter ve kayıtlarında görülen 15.000 TL bedelli çeki davacı tarafa verdik. Eft ile bedelini ödedik ve geri aldık. Ancak davacı taraf bize dekont düzenlemediği için resmi kayıtlara giremedik. Defter ve kayıtlar arasında 5.000 TL bedelli ödemeyi davacı tarafa yaptık ve buna ilişkin dekontumuz vardır. 5.000 TL lik ödeme başka bir mal teslimine ilişkindir. Davacı taraf bu mal teslimine ilişkin fatura düzenlemediği için kendi ticari defterlerinde görünmüyor. Normalde fatura bedeli 4.750 TL idi. Biz 5.000 TL lik ödeme yaptık. 15.000 TL lik ödeme de başka mallara ilişkin ödemedir. 82735,00 fatura ise dava konusu olan nakliye ve palet ücretine ilişkindir. Bunlar davacıya ait olduğu için iade fark faturası düzenlememizi davacı taraf istediği için düzenledik. Buna ilişkin …. ile …. yazışmamızı mahkemeye sunuyorum. Davacı tarafa borcumuz yoktur. Size sunmuş olduğum …. yazışmalarındaki koyu paragrafların olduğu yazışmalar bana aittir. Açık olanlar davacı şirket yetkilisinin beyanlarıdır. Şubat- Mart ayında davacı şirket yetkilisi …. ile görüştüğümüzde palet ve nakliyenin anlaşma bedelinin içinde olduğunu söyledi. Haziranda … ile fiyat konusunda görüştük. Anlaştık. … Ağustos ayında onay verdi. Bende davacı şirkete sipariş verdim. Davacı şirket yetkilisi …. ile Ağustos ayında görüştüğümüzde Abdulkadir bana nakliye ve palet masrafının karşılamayacağını söylemedi. Bunu söyleseydi ben sipariş vermezdim. Çünkü zarar ediyorum. Kabul etmiyorum.” demiştir.
Tarafların edimlerini yerine getirip getirmediği, davacının alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı, tarafların fiyat konusunda anlaşma yapıp yapmadığı, faturaların usulüne uygun düzenlenip düzenlenmediği, karşı tarafın itirazının bulunup bulunmadığı, oyuncak sektöründeki ticari teamüller, davalı tarafın faturalara itiraz etmesi halinde oyuncak sektöründeki faturaların düzenlendiği tarihteki rayiç değere uygun düzenlenip düzenlenmediği, oyuncak sektöründe nakliye ve palet ücretlerinden hangi taraf sorumlu olduğu, tarafların tüm iddia ve savunmaları hakkında ve cari hesaba konu fatura sevk irsaliyesi teslim alan isim soy isim, imza bilgileri kısmını açıkça liste halinde yazmasının ihtar atına, alacağa konu faturanın vade farkı/kur farkına yönelik olması halinde taraf defterlerinde bu hususta bir teamül olup olmadığı, Tarafların defter hareketlerinin açıkça rapora aktarılarak yapılan ödeme bilgilerinin, cari hesapta çek yahut bono kayıtlı ise ilgili bankalardan teyit edilebilecek şekilde açıkça bilgilerinin yazılması hususunda irdelenerek var ise taraflar arasındaki cari hesap farkının sebebi de tespit edilerek ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmasına karar verilmiş, 04/12/2022 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacı tarafın 2020-2021-2022 yılına ait ticari defterler ve kayıtlarının sahibi lehine delil niteliği bulunduğu, Davalı tarafın 2021 yılına ait ticari defterler ve kayıtlarının sahibi lehine delil niteliği bulunup bulunmadığının takdirinin sayın mahkemenize bırakıldığı, 2020-2022 yılına ait ticari defterler ve kayıtlarının sahibi lehine delil niteliği bulunduğu, Takip Tarihi İtibariyle Tarafların Ticari Defter Ve Kayıtları Karşılaştırıldığında, davacı tarafın ticari defter kayıtlarında davalı taraftan 102.735,00 TL alacaklı olduğu, Davalı tarafın ticari defter kayıtlarında davacı taraftan borcunun veya alacağının olmadığı, Taraflar arasında uyuşmazlığın, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarına yaptığı 102.735,00 TL tutarlı tek taraflı kayıt işlemlerinden kaynaklandığı, iş bu kayıt işlemlerinin 15.000,00 TL + 82.735,00 TL + 5.000,00 TL tutarlı kayıt işlemlerine ait olduğu, 15.000,00 TL Tutarlı Kayıt İşlemi, iş bu kayıt işleminin davalı tarafın ticari defterlerine yaptığı virman kayıt işlemlerinden kaynaklandığı, Davalı tarafın 31.12.2021 tarihinde 815.132,00 TL tutarında davacı taraf lehine, 351.533,33 TL tutarında kendi lehine kayıt işlemi yaptığı, aradaki farkın 463.598,67 TL tutar olduğu, 31.12.2021 tarihinde davalı tarafın ticari defter kayıtlarında davacı tarafa 463.598,67 TL borçlu olduğu, 31.12.2021 tarihinde davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarında davalı taraftan 478.598,67 TL alacaklı olduğu, Aradaki farkın 15.000,00 TL olduğu, İş bu farkın 31.06.2021 keşide tarihli, 2138647 numaralı, 15.000,00 TL tutarlı çekten ibaret olduğu, çekin ön yüzünde …. SAN. VE TİC. A.Ş.-…. tarafından … OYUNCAK … adına düzenlendiği, arka yüzünün sunulmadığı, davacı tarafa ait tahsilat makbuz ile davacı tarafın kaşe ile teslim alındığı, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarına işlenip geri çıkıldığı, davalı tarafın ticari defterlerine işlendiği, İş bu çekin ödendiğine dair davalı taraftan tevsik edici belge talep edilmesine rağmen sunulmadığı, 82.735,00 TL Tutarlı Kayıt İşlemi, iş bu kayıt işleminin davalı tarafın ticari defterlerine yaptığı fatura kayıt işleminden kaynaklandığı, Davalı tarafın davacı tarafa düzenlediği 29.04.2022 tarihli, …. numaralı faturanın açıklama kısmına FİYAT FARKI FATURASI diye yazıldığı, miktar ve birim fiyatı bilgilerinin belirtildiği, faturanın e-fatura olduğu ve teslim eden ile teslime alan kısımlarının olmadığı, imza karşılığından teslim edilmediği ve teslim alınmadığı, iş bu faturanın sadece davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarına işlendiği, taraflarca karşılıklı olarak bs-ba formu ile beyan edildiği, Davacı tarafın iş bu faturaya Bakırköy …. Noterliğinin 29.04.2022 tarihli …. yevmiye madde numaralı ihtarnamesi ile itiraz ettiğinin görüldüğü, “Türk Ticaret Kanununun MADDE 21-(2) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” İfadesi yer aldığı, işbu faturanın karşı tarafa tebliğ edilmesi, faturaya sekiz gün içinde itirazda bulunulmaması durumunun dahi alacağın doğması için yeterli olmadığı, alacağın varlığı için mal veya hizmetin ifa edildiğinin ayrıca kanıtlanması gerektiği, davalı tarafın faturaya konu olan içeriği ispat etmesi gerektiği, 5.000,00 TL Tutarlı Kayıt İşlemi, iş bu kayıt işleminin davalı tarafın ticari defterlerine yaptığı ödeme kayıt işleminden kaynaklandığı, 10.05.2022 tarihli 5.000,00 TL tutarlı makbuzun fiş türü kısmına Şirket Kredi Kartı Fişi diye yazıldığı, makbuzda herhangi bir imza veya kaşe olmadığı, 24.11.2020 tarihli kredi kartı slip dökümünde, … adına kayıtlı kredi kartından davacı tarafa 5.000,00 TL tutarlı tek çekim yapıldığını bildirildiği, kayıt işleminin davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarına işlenmediği, davalı tarafın ticari defterlerine işlendiği, yukarıda değerlendirilen tüm hususlarla birlikte ticari defter ve kayıtlara göre davacı tarafın takip tarihi itibariyle 102.735,00 TL alacaklı olduğu, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarına yaptığı kayıt işlemlerinin muhteviyatını/içet erekçesini ispat etmesi gerektiği, Oyuncak sektöründeki ticari teamüllere göre nakliye ve palet ücretleri konusu: İmalatçı firma ile tedarikçi firmanın sözleşmeyi yaptıklarını, Sözleşmeye göre adetin-fiyatın-sürenin belirlendiğini, İmalat bitince oyuncaklar tedarikçinin belirlediği depoya gönderildiğini, Depo, tedarikçinin kendisinin veya anlaştığı bir mahal olduğunu, imalatçının görevinin burada bittiğini, Depo sahibi ile tedarikçi arasında yapılan anlaşmaya göre depoda palet varsa, oyuncaklar o paletlerle yoksa tedarikçinin temin edeceği (kiralayacağı) paletlerle son noktaya (… Mağazaları deposuna) nakliyesi yapıldığı, Yine yapılan anlaşmaya göre nakliye işlemi depoya ait vasıtalarla veya tedarikçi tarafından temin edilen araçlarla yapıldığı, İmalatçı firma ile tedarikçi firma arasında yapılan anlaşmaya göre oyuncaklar fabrika da imal edildikten sonra direk olarak kullanıcının (… mağazasının) deposuna gönderildiği, Burada yükleme – palet ve nakliye tamamen imalatçı firmaya ait olduğu, yine oyuncak sektöründeki ticari teamüllere göre davacının sipariş imalatına başlamadan önce (7 – 15 gün), varsa fiyat farkını davalıya bildirmek durumunda olduğu, davalı ve davacı arasında yazılı bir anlaşmanın olmadığı, aralarındaki samimiyetten kaynaklanan sözlü bir anlaşma yaptıklarının belirtildiği, bunun her 2 taraf için de önemli bir kusur olduğu, oyuncaklardan masa maçının Aralık 2021 tarihindeki fiyatı 27,50 TL iken bugünkü fiyatı 120,00 TL ve Penaltı Turnuvası isimli oyuncağın Aralık 2021 tarihindeki fiyatı 10,00 TL iken bugünkü fiyatı 38,00 TL olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde davalının itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
Davalı vekili tarafından icra dosyasına sunulan itirazda yetkiye itiraz edildiğini belirtildiği, ancak yetkili icra dairesini belirmediği, 6100 Sayılı HMK’nun 19/2 maddesi uyarınca yetki itirazında bulunan tarafın yetkili olan Mahkemeyi bildirmek zorunda olduğu, aksi takdirde yetki itirazının geçerli olduğu, aynı kuralın 2004 Sayılı İİK’nun 50. Maddesi uyarınca icra dairelerinin yetkisine itirazda da geçerli olduğu, davalı vekili tarafından yetkili icra dairesinin belirtilmediği ve yetki itirazının geçerli olmadığı, bunun yanında 6100 Sayılı HMK’nun 6. ve 2004 Sayılı İİK’nun 50. Maddesi uyarınca genel yetkili Mahkemelerin ve icra dairelerinin davalının/borçlunun yerleşim yeri Mahkemesi/İcra Dairesi olduğu, somut davamızda davalının ikametgahının Bakırköy İcra Dairelerinin yetki sınırları içerisinde olduğu, ayrıca davacının alacağının para borcu olduğu ve taraflar arasındaki sözleşmede ifa yerinin belirlenmemesi halinde 6098 Sayılı TBK’nun 89. Maddesi uyarınca para borcunun götürülecek borç olması sebebiyle alacaklının ikametgahının ifa yeri olduğu, bu nedenle 6100 Sayılı HMK’nun 10. Maddesi uyarınca alacaklının ikametgahı Mahkemesi’nin/İcra Dairesinin yetkili olduğu, davacının ikametgahının da Bakırköy İcra Dairelerinin yetki alanında olduğu anlaşılmakla icra dairesinin yetkisine itirazının reddine karar verilmiştir.
Somut davada; davacı vekili, taraflar arasındaki satım sözleşmesi kapsamında dava ve takibe konu faturadaki malların davalıya teslim edilmesine rağmen davalının takibe konu bakiye alacak miktarını ödemediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine haksız itiraz edildiğini, bu nedenle haksız itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu ürünlerin nakliye ve palet masrafının anlaşılan ve davalı tarafından ödenen bedele dahil olmasına rağmen davacının buna ilişkin ayrı fatura düzenlediklerini, kendilerinin söz konusu faturayı iade ettiğini, teslim edilen ürünlerin bedelinin davalı tarafından ödendiğini, davacının anlaşmaya aykırı fatura düzenlemesi sebebiyle davacıya borçlu olmadıklarını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Somut davada; taraflar arasında faturalara konu ürünlerin davacı tarafından davalıya satımına ve teslimine ilişkin sözleşme akdedildiğine ve bu sözleşme kapsamında ürünlerin davacı tarafından davalıya teslim edildiğine ilişkin bir ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf dava konusu ürünlerin teslimine ilişkin nakliye ve palet masraflarının davalı tarafından davacıya ödenen bedele dahil olup olmadığına ilişkindir.
Mahkememizce taraflar tacir olup delil olarak ticari defterler ve kayıtlara dayanıldığından 6102 Sayılı TTK’nun 83 ile 85 ve 6100 Sayılı HMK’nun 222. maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri, faturalar ve dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu ve davacı lehine delil niteliğinde olduğu, davalının 2020 ve 2022 yıllarına ilişkin ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu ve davalı lehine delil niteliğinde olduğu, davalının 2021 yılına ilişkin yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yapılmadığı tespit edilmiştir. Davacı tarafından düzenlenen 21 adet KDV dahil 1.341.402,80 TL bedelli faturaların davalı tarafından defter ve kayıtlarına kaydedildiği ve taraflar tarafından bs ve ba formlarında beyan edildiği görülmüştür. Davalı tarafından davacıya bir adet 82.735,00 TL bedelli fiyat farkı faturası düzenlendiği, söz konusu faturanın davacı tarafından ticari defter ve kayıtlarına alınmadığı tespit edilmiştir. Davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan 102.735,00 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defter ve kayıtlarına göre davalının davacıya borcunun ve davacıdan alacağının bulunmadığı tespit edilmiştir. Tarafların ticari defter ve kayıtları arasındaki farkların; 15.000,00 TL bedelli çekin davacı tarafından defter ve kayıtlarına işlenip, daha sonrasında çıkarılmasından, 5.000,00 TL bedelli davalı tarafından davacıya kredi kartı ile yapılan ödemenin davacının ticari defter ve kayıtlarına alınmamasından ve davalı tarafından davacıya düzenlenen 82.735,00 TL bedelli fiyat farkı faturasının davacının ticari defter ve kayıtlarına alınmamasından kaynaklanmıştır. Davalı tarafından davacıya teslim edilen 15.000,00 TL bedelli çek bedelinin ve davalı tarafından davacıya kredi kartı ile ödenen 5.000,00 TL bedele ilişkin davalı tarafından banka kayıtları sunulmuş ve davacı vekili tarafından 16/06/2023 tarihli duruşmada 5.000,00 TL bedelli kredi kartı ödemesi ile 15.000,00 TL çek ödemesinin hesaplarında görüldüğü, bu konuda taraflar arasında ihtilaf olmadığı, taraflar arasındaki ihtilafın dava konusu fatura olan nakliye ve palet giderine ilişkin olduğu beyan edilmiştir. Dolayısıyla tarafların ticari defter ve kayıtları arasında farka konu olan ve davacı defter ve kayıtlarında gözükmeyen 5.000,00 TL bedelli kredi kartı ödemesi ile 15.000,00 TL çek ödemesi davacının ticari defter ve kayıtlarında gözüken alacağından mahsup edilmiştir. Taraflar arasındaki asıl uyuşmazlık davalı tarafından davacıya düzenlenen 82.735,00 TL bedelli nakliye ve palet bedeline ilişkin fiyat farkı faturasından kaynaklanmıştır. Davacı tarafça faturalara konu ürünlerin nakliye ve palet masrafının taraflar arasında anlaşılan ürün bedeline dahil olmadığını, davalı tarafça ise tarafların ürün bedeli hususunda nakliye ve palet masrafı ve her şey dahil olarak anlaşıldığını, davacı tarafın anlaşmaya aykırı olarak fatura düzenlediğini, bu sebeple kendilerinin iade faturası düzenleyerek gönderdiklerini, davacı tarafça faturanın iade edildiğini, davacıya borçlarının olmadığını savunmuştur. Tek başına fatura düzenlemesi alacağı ispat için yeterli değildir. Taraflar arasında ticari ilişki olduğu hususunu, faturalara konu malların teslim edildiği hususunu ve düzenlenen fatura bedelinin tarafların anlaştığı bedel olduğu hususunu ispat külfeti iddia edene ait olup, somut davada ispat külfeti davacı üzerindedir. Taraflar arasında ticari ilişki olduğu ve ürünlerin davalıya teslim edildiği hususları taraflar arasında ihtilaf konusu değildir. Taraflar arasında ihtilaf konusu olan nakliye ve palet masraflarının anlaşılan ürün bedeline dahil olup olmadığına ilişkindir. Davacı taraf dava konusu olan nakliye ve palet masraflarının anlaşılan bedele dahil olmadığını iddia etmiştir. Ancak davacı şirket yetkilisi … isticvap beyanında davalı ile bu oyuncakların üretimi için Şubat veya Mart ayında sipariş için ön görüşme yaptıklarını, bu öngörüşmede kendisinin davalıya palet ve nakliye masrafının ücrete dahil olduğunu söylediği, … den davalı tarafa Ağustos ayında sipariş geldiğini … den sipariş gelmesi üzerine davalının kendilerine sipariş verdiğini, ancak kendisinin bu sipariş sırasında aradan zaman geçtiği için nakliye ve palet masrafının oyuncak bedeline dahil olamayacağını, kendilerini kurtarmayacağını söylediği, kendisinin bu beyanına karşılık davalı tarafın kendisine cevap vermediğini beyan etmiştir. Davacı şirket yetkilisi kendi ikrarı ile nakliye ve palet masrafının anlaşılan bedele dahil olduğunu ve tarafların bu şekilde anlaştığını beyan etmiştir ve davalı savunmasını doğrulamıştır. Davacı şirket yetkilisi ayrıca daha sonra kendisinin davalı şirket yetkilisine nakliye ve palet masrafının ürün bedeline dahil olamayacağını, kendilerini kurtarmayacağını söylediğini, kendisinin bu beyanına karşılık davalı tarafın kendisine cevap vermediğini beyan etmiş, ancak beyanı davalı tarafından doğrulanmamıştır ve kabul edilmiştir. Dolayısıyla sonradan tarafların nakliye ve palet masrafının ürün bedeline dahil olduğu hususunda anlaşmaya varıldığı davacı tarafından geçerli ve kesin delil ile ispat edilememiş ve hatırlatılmasına rağmen yemin deliline dayanılmamıştır. Bu sebeple ve davacı tarafından alacaklı olduğu hususu ispat edilemediğinden açılan davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan haçlar tarifesi gereğince alınması gereken 179,90- TL maktu karar harcının peşin alınan 1.240,78 TL harçtan mahsubu ile 1.060,88 TL bakiye harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar üzerinden hesaplanan 16.437,60 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
Dair, davacı şirket yetkililerinin ve davacı şirket vekilinin ve davalı şirket yetkilisinin ve davalı şirket vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.16/06/2023
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır