Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/521 E. 2023/391 K. 25.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/521 Esas
KARAR NO : 2023/391

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/06/2022
KARAR TARİHİ : 25/04/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :25/05/2023
Davacı vekili tarafından açılan itirazın iptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan 13/06/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında ”…. Fuarı”na katılım hususunda sözleşme yapıldığını, müvekkilinin fuar katılım ücretini anlaşmaya uygun olarak alacaklının kabul ettiği ödeme yoluyla ifa etmesine rağmen davalının üzerine düşen fuarı gerçekleştirmediğini, bahsedilen fuarın uluslararası bir fuar olduğunu, davalı tarafın hiçbir haklı nedene dayanmayan oyalama çabaları ve belirsizlikleri nedeniyle müvekkili tarafından Bursa ….. Noterliğinin 28.04.2022 Tarih. …. Yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşme feshedildiğini, ödenen bedelinin iadesinin talep edildiğini, davalının pandemiyi bahane ettiğini, ancak Türkiye de 2021 eylül ayına gelindiğinde her türlü sosyal ve toplu etkinliklerin yapıldığı bir zamana geldiği halde fuarın yapılmadığını, müvekkilinin taraflar arasında akdedilen sözleşmeden beklediği yararı sağlayamadığını, fuarın geçerli bir sebep olmaksızın ertelendiğini, fuarın sürekli ertelenmesi nedeniyle müvekkilinin sözleşmeden dönme talebinin kabul edilerek sözleşme bedelinin iade edilmesi gerektiğini, davalı borçlunun haksız ve hukuki dayanaktan yoksun esasa ilişkin itirazının iptali ile takibin devamına , Müvekkili firma lehine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekil ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 27/06/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, fuarı pandemi nedeniyle devlet tarafından alınan kararlar ve yayınlanan genelgeler nedeni ile ertelemek zorunda kaldığını, müvekkilinin fuarın tarihini değiştirme hakkının bulunduğunu, fuarın tarihinin değiştirilmesinin katılımcılara sözleşmeyi fesih ve ödenen bedelin iadesi hakkını vermediğini, davacının her ne kadar protokol hükümlerine dayansa da protokolun müvekkili ile dava dışı Tetsiad arasında yapıldığını, davacının limited şirket olması nedeniyle TTK ya tabi olduğunu, bu nedenle fuar katılım sözleşmesinin genel işlem koşulları niteliğinde olması nedeniyle davacının sözleşmenin sonuçlarından sorumlu olmadığına ilişkin iddianın yerinde olmadığını, davacının fuar katılım bedelinin USD cinsinden istemesinin mümkün olmayacağını, müvekkilinin katılımcılardan aldığı ücretleri ile masraflarını karşıladığını, müvekkilinin iradesi dışında doğan, bir mücbir sebep olan pandemi süreci nedeniyle fuarın ertelendiğini beyan etmiştir.
Davacı vekili tarafından davanın tamamen ıslahı ile sunulan 12/12/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında ”…. Fuarı”na katılım hususunda sözleşme yapıldığını, müvekkilinin fuar katılım ücretini anlaşmaya uygun olarak alacaklının kabul ettiği ödeme yoluyla ifa etmesine rağmen davalının üzerine düşen fuarı gerçekleştirmediğini, bahsedilen fuarın uluslararası bir fuar olduğunu, davalı tarafın hiçbir haklı nedene dayanmayan oyalama çabaları ve belirsizlikleri nedeniyle müvekkili tarafından Bursa …. Noterliğinin 28.04.2022 Tarih. …. Yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşme feshedildiğini, ödenen bedelinin iadesinin talep edildiğini, davalının pandemiyi bahane ettiğini, ancak Türkiye de 2021 eylül ayına gelindiğinde her türlü sosyal ve toplu etkinliklerin yapıldığı bir zamana geldiği halde fuarın yapılmadığını, müvekkilinin taraflar arasında akdedilen sözleşmeden beklediği yararı sağlayamadığını, fuarın geçerli bir sebep olmaksızın ertelendiğini, fuarın sürekli ertelenmesi nedeniyle müvekkilinin sözleşmeden dönme talebinin kabul edilerek 12.289,50 USD tutarındaki fuar katılım ücretinin fiili ödeme tarihindeki TC Merkez Bankası Efektif Satış Kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığının davalının temerrüde düştüğü 09.05.2022 tarihinden itibaren devlet bankalarınca USD ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödenen en yüksek faiz oranında faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekil ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan tam ıslah dilekçesi ve yeni dava dilekçesine karşı davalı vekili tarafından sunulan 23/12/2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “Müvekkil şirket; …. bünyesinde yurt içi ve yurt dışında, dünya çapınca çeşitli fuarlar düzenleyen organizatör şirkettir. Davalı şirket ise tekstil sektöründe faaliyet gösteren bir şirkettir. Müvekkil şirket ile davalı şirket arasında …. tarihleri arasında düzenlenecek . …. Fuarı (….) için “Fuar Katılım Sözleşmesi” akdedilmiştir. COVİD-19 salgını nedeniyle fuar, haklı sebeplerle ileri bir tarihe ertelenmiştir. Ertelenen fuar … tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir(Ek: Fuar Sonuç Raporu ve Fuara ilişkin görüntüler). Yapılan sözleşmede yer alan hükümler gereğince müvekkil şirket fuarı erteleme hakkına sahiptir. Yapılan erteleme ile, katılımcıların hakları aynen korunacak olması, aynı şartlarda fuarın gerçekleştirilecek olması nedeniyle fuar katılım bedelinin iade edilemeyeceği hususu da kararlaştırılmıştır. Yargıtayın müstakar kararları da bu yöndedir. kaldı ki fuar gerçekleştirilmiştir. Ayrıca davacı tarafından ödemelerin yapıldığına ilişkin iddialarına açıkça itiraz ediyoruz. bu kapsamda ilgili banka kayıtlarının celbi gerekmketedir. Davacı yanın huzurdaki davası haksız, kötüniyetli ve hukuki mesnetten yoksun olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir. Şöyle ki; müvekkil şirket pandemi nedeniyle devlet tarafından alınan kararlar ve yayınlanan genelgeler nedeni ile fuarı ertelemek zorunda kalmış, belirlenen tarihte yurt dışından misafirlerin pandemi nedeniyle katılamayacak olmaları nedeniyle fuar katılımcıları tarafından ertlenmesi talep edilmiştir. Müvekkil şirketin, fuarın tarihini değiştirme hakkı bulunmaktadır. fuar tarihinin değiştirilmesi katılımcılara sözleşmeyi fesih ve ödenen bedelin iadesi hakkı vermemektedir. davacı yan her ne kadar protokol hükümlerine dayansa da protokol müvekkil şirket ile dava dışı tetsiad arasında yapılmıştır. bununla birlikte protokol süreli olup süresi sona ermiştir. ayrıca dayanılan hükümde, fuar tarihinin değiştirilmesinde mücbir sebepler ayrık tutulmuştur. müvekkil şirket katılımcılardan aldığı ücretler ile fuar organizasyonu harcamaları yapmış personelini çalıştırmış maaşlarını vermiş istihdam sağlamış devlete vergilerini ödemiştir. bütün bu gerçeklik dikkate alındığında verilen hukuka aykırı karar ile müvekkil şirket müvekkilin iradesi dışında doğan, bir mücbir sebep olan pandemi süreci nedeni fuar ertelenmiştir. taraflar arasından menfaatler dengesi dikkate alınmalı, ahde vefa ilkesi göz önünde bulundurulmalıdır.” gerekçesi ile davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki fuar katılım sözleşmesine istinaden davalı tarafın edimini yerine getirmemesi sebebiyle sözleşmeden dönülmesi ve ödenen bedelin iadesine karar verilmesini talebine ilişkindir.
Bakırköy … . İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası aslı celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 12.289,50 USD’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde davalının itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
6098 sayılı TBK’nun İfa imkânsızlığını düzenleyen 136.maddesinde “Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleşmeyle borcun ifasından önce doğan hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır.Borçlu ifanın imkânsızlaştığını alacaklıya gecikmeksizin bildirmez ve zararın artmaması için gerekli önlemleri almazsa, bundan doğan zararları gidermekle yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir.
6098 sayılı TBK’nun Kısmi ifa imkânsızlığını içeren 137.maddesinde; “Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle kısmen imkânsızlaşırsa borçlu, borcunun sadece imkânsızlaşan kısmından kurtulur. Ancak, bu kısmi ifa imkânsızlığı önceden öngörülseydi taraflarca böyle bir sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, borcun tamamı sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde, bir tarafın borcu kısmen imkânsızlaşır ve alacaklı kısmi ifaya razı olursa, karşı edim de o oranda ifa edilir. Alacaklının böyle bir ifaya razı olmaması veya karşı edimin bölünemeyen nitelikte olması durumunda, tam imkânsızlık hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Yine 6098 Sayılı TBK’nun Aşırı ifa güçlüğünü düzenleyen 138.maddesinende; “Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Somut davada taraflar arasında fuar katılım sözleşmesi imzalanmıştır. Bu sözleşme kapsamında davacı fuar katılımcısı, davalı ise fuar düzenleyicisidir. Taraflar fuar katılım sözleşmesi kapsamında …. tarihlerinde yapılacak olan . …. Fuarına katılım konusunda sözleşme imzalanmıştır. Ancak söz konusu sözleşme kapsamında kararlaştırılan fuar davalı tarafça covid 19 pandemisi sebebiyle gerçekleştirilmemiş ve fuar … tarihine ertelenmiştir. Daha sonra söz konusu fuar davalı tarafça aynı gerekçe ile… tarihine ertelenmiştir ve bu tarihte de fuar yapılmayarak …. tarihine ertelenmiştir. Davacı tarafça söz konusu fuarın ertelenmesinin haklı nedeni bulunmadığını, ertelenen tarihlerde başka fuarların yapıldığını, bu sebeple ertelemenin gerekçesinin yerinde olmadığı gerekçesi ile sözleşmeden dönülmüş ve ödenen bedelin iadesi talep edilmiştir. Davacı tarafça yapılan ertelemeler ve yeni fuar tarihleri taraflar arasında müzakere edilmemiştir. Covid 19 pandemisi sebebiyle Dünya genelinde ve Ülkemizde tüm etkinliklerin kısıtlandığı hususunda ve davalının da kararlaştırılan tarihte edimini elinde olmayan sebeplerle yerine getiremediği, davacı tarafça fuara katılım için talep edilen ücretin ödendiği hususunda tereddüt yoktur ve bu hususlarda taraflar arasında ihtilaf yoktur. Davalı tarafından pandemi sebebiyle dava konusu fuar birden fazla kez ertelenmiş, ancak aynı dönemde başka fuarlar gerçekleştirilmiştir ve bu sebeple ileri sürdüğü mücbir sebep dayanaktan yoksundur. Yukarıda belirtilen yasal mevzuat gereği de davacının kendisi ile müzakere edilmeden farklı bir tarihlerde aynı ülkede veya başka bir ülkede düzenlenecek kendisi için menfaat sağlamayan fuara katılmaya zorlanmasının kabul edilmesi hukuken mümkün değildir. Bunun yanında yukarında belirtilen 6098 sayılı TBK’nun 136. maddesi uyarınca da karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybedeceği hükmüne göre davalı tarafça borcunun ifa edilmesinin covid 19 pandemisi mücbir sebebi ileri sürüldüğü ve edimini ifa etmediği, dolayısıyla karşı tarafın ediminin ifasını isteyemeyeceği ve karşı tarafın ödemiş olduğu bedelleri iade etme yükümlülüğünün bulunduğu aşikardır. Davacı ile davalı arasındaki sözleşme USD üzerinden akdedilmiştir. Sözleşme bedelinin TL cinsinden ödenmesi davacının USD üzerinden talepte bulunamayacağı anlamına gelmemektedir. Bu sebeple davalının bu yöndeki savunmasına Mahkememizce itibar edilmemiştir. Davacının açıklanan nedenlerle sözleşmeden dönmesi ve ödediği bedelin iadesini talep etmekte haklı olması sebebiyle davanın kabulüne, davacı tarafından davalıya gönderilen ihtarname 28/04/2022 tarihinde tebliğ edildiğinden ve ihtarnameye göre davalı 3 iş günü sonrası 09/05/2022 tarihinde temerrüte düştüğünden bu tarihten itibaren alacağa devlet bankalarınca USD ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödenen en yüksek faiz oranı üzerinden faiz işletilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KABULÜ İLE;
-Davacının taraflar arasındaki fuar katılım sözleşmesi kapsamında sözleşmeden dönülmesi sebebiyle davalı tarafa ödenen 12.289,50 USD bedelin temerrüt tarihi olan 09/05/2022 tarihinden itibaren işleyecek devlet bankalarınca USD ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödenen en yüksek faiz oranında faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 12.548,02 TL nispi karar harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 2.218,55 TL peşin harcın mahsubu ile 10.329,47‬ TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 28.553,85 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından mahkememiz dosyasına yatırılan 2.218,55 TL peşin harç, 80,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 2.299,25‬ TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 127,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin ve davalı vekilinin yokluklarında, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.25/04/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır