Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/514 E. 2022/1144 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/514 Esas
KARAR NO : 2022/1144

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/06/2022
KARAR TARİHİ : 20/12/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :20/01/2023
Davacı vekili tarafından açılan itirazın iptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili ile davalı-borçlu şirket arasında … tarihleri arasında gerçekleştirilmesi kararlaştırılan …. Katılımcı Sözleşmesi’nden kaynaklanan ticari ilişki mevcut olup bu ilişkiden olmak üzere 58.859,93-TL alacağın karşı tarafça ödenmemesi nedeniyle Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlu şirketçe söz konusu icra takibine itiraz edildiğini, yukarıda açıklanan sebeplerle; fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla, davalı-borçlu şirketin Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve mesnetsiz itirazın iptali ile takibin devamına, kötü niyetli davalı-borçlu şirket aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr (kötü niyet) tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … bünyesinde yurt içi ve yurt dışında, dünya çapınca çeşitli fuarlar düzenleyen organizatör şirket olduğunu, davalı şirketin ise tekstil sektöründe faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, Müvekkili ile davalı şirket arasında … tarihleri arasında düzenlenecek … için “Fuar Katılım Sözleşmesi” akdedildiğini, COVİD-19 salgını nedeniyle fuar, haklı sebeplerle ileri bir tarihe ertelendiğini, yapılan sözleşmede yer alan hükümler gereğince müvekkilinin, fuarı haklı gerekçelerle erteleme hakkına sahip olduğunu, yapılan erteleme ile, katılımcıların hakları aynen korunacak olması, aynı şartlarda fuarın gerçekleştirilecek olması nedeniyle fuar katılım bedelinin iade edilemeyeceği hususu da kararlaştırıldığını, davacı tarafından diğer fuarların yapılıp da bu fuarın yapılmadığı ile ilgili değerlendirmenin yerinde olmadığını, Yargıtay kararlarında, mücbir sebeple ertelenen fuarlardan organizatör şirketin sorumlu tutulamayacağı, bu sebeple sözleşmeden dönme ve ödenen bedelin iadesinin istenemeyeceği ifade edildiğini, müvekkilinin, fuarın tarihini değiştirme hakkının bulunduğunu, fuar tarihinin değiştirilmesi katılımcılara sözleşmeyi fesih ve ödenen bedelin iadesi hakkını vermediğini, davacı tarafın limited şirket olması nedeniyle TTK’ya tabi olduğunu, bu nedenle fuar katılım sözleşmesinin genel işlem koşulları niteliğinde olması nedeniyle davacının sözleşmenin sonuçlarından sorumlu olmadığına ilişkin iddianın yerinde olmadığını, müvekkilinin katılımcılardan aldığı ücretler ile fuar organizasyonu harcamaları yapmış personelini çalıştırdığını , maaşlarını verdiğini, istihdam sağladığını, devlete vergilerini ödediğini, bütün bu gerçeklik dikkate alındığında verilen hukuka aykırı karar ile müvekkil şirket müvekkilinin iradesi dışında doğan, bir mücbir sebep olan pandemi süreci nedeni fuarın ertelendiğini, taraflar arasından menfaatler dengesi dikkate alınmalı, ahde vefa ilkesi göz önünde bulundurulmalıdır. Anılan tüm bu nedenlerle; davacı yanın tüm iddia ve beyanları haksız, kötüniyetli ve hukuki mesnetten yoksun olup huzurdaki davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki fuar katılım sözleşmesine aykırılıktan dolayı sözleşmeden dönülmesi ve ödenen bedelin iadesine karar verilmesi talepli itirazın iptaline ilişkindir.
Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası aslı celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 58.859,93 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde davalının itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
Davalı vekili tarafından her ne kadar icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ve … kayıtlarındaki resmi adresi … / İstanbul ise de; 6100 Sayılı HMK’nun 10. maddesi uyarınca sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin ifa edileceği yer Mahkemesi ve 2004 Sayılı İİK’nun 50/1 maddesi uyarınca İcra Dairelerinin yetkili olacağı, sözleşmenin ifa edileceği yerin Bakırköy olması sebebiyle Bakırköy İcra Dairelerinin icra takibinde yetkili olduğu, bunun yanında taraflar arasındaki sözleşmede taraflar arasındaki uyuşmazlıklarda Bakırköy Mahkemeleri ve İcra Daireleri’nin yetkili olacağı hükmünün yer aldığı ve bu hüküm uyarınca da Bakırköy İcra Daireleri’nin icra takibinde yetkili olması sebebiyle davalı vekilinin icra dairesinin yetkisine yapmış olduğu itirazın reddine karar verilmiştir.
6098 sayılı TBK’nun İfa imkânsızlığını düzenleyen 136.maddesinde “Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleşmeyle borcun ifasından önce doğan hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır.Borçlu ifanın imkânsızlaştığını alacaklıya gecikmeksizin bildirmez ve zararın artmaması için gerekli önlemleri almazsa, bundan doğan zararları gidermekle yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir.
6098 sayılı TBK’nun Kısmi ifa imkânsızlığını içeren 137.maddesinde; “Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle kısmen imkânsızlaşırsa borçlu, borcunun sadece imkânsızlaşan kısmından kurtulur. Ancak, bu kısmi ifa imkânsızlığı önceden öngörülseydi taraflarca böyle bir sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, borcun tamamı sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde, bir tarafın borcu kısmen imkânsızlaşır ve alacaklı kısmi ifaya razı olursa, karşı edim de o oranda ifa edilir. Alacaklının böyle bir ifaya razı olmaması veya karşı edimin bölünemeyen nitelikte olması durumunda, tam imkânsızlık hükümleri uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Yine 6098 Sayılı TBK’nun Aşırı ifa güçlüğünü düzenleyen 138.maddesinende; “Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır.” hükmü düzenlenmiştir.
Somut davada taraflar arasında fuar katılım sözleşmesi imzalanmıştır. Bu sözleşme kapsamında davacı fuar katılımcısı, davalı ise fuar düzenleyicisidir. Taraflar fuar katılım sözleşmesi kapsamında … tarihlerinde yapılacak olan … katılım konusunda sözleşme imzalanmıştır. Ancak söz konusu sözleşme kapsamında kararlaştırılan fuar davalı tarafça covid 19 pandemisi sebebiyle gerçekleştirilmemiş ve fuar …. tarihine ertelenmiştir. Daha sonra söz konusu fuar davalı tarafça aynı gerekçe ile Mayıs 2022 tarihine ertelenmiştir. Davacı tarafça söz konusu fuarın ertelenmesinin kendilerini maddi kayba uğrattığı ve ertelenen fuar döneminde başka fuarların gerçekleştiği ve erteleme gerekçesinin dayanaktan yoksun olduğu gerekçesi ile sözleşmeden dönülmüş ve ödenen bedelin iadesi talep edilmiştir. Davalı tarafça ertelemeler sonucunda yeni fuar tarihi taraflar arasında müzakere edilmemiştir. Covid 19 pandemisi sebebiyle Dünya genelinde ve Ülkemizde tüm etkinliklerin kısıtlandığı hususunda ve davalının da kararlaştırılan tarihte edimini elinde olmayan sebeplerle yerine getiremediği, davacı tarafça fuara katılım için talep edilen ücretin ödendiği hususunda tereddüt yoktur ve bu hususlarda taraflar arasında ihtilaf yoktur. Davalı tarafından pandemi sebebiyle dava konusu fuar birden fazla kez ertelenmiş, ancak aynı dönemde başka fuarlar gerçekleştirilmiştir ve bu sebeple ileri sürdüğü mücbir sebep dayanaktan yoksundur. Yukarıda belirtilen yasal mevzuat gereği de davacının kendisi ile müzakere edilmeden farklı bir tarihlerde aynı ülkede veya başka bir ülkede düzenlenecek kendisi için menfaat sağlamayan fuara katılmaya zorlanmasının kabul edilmesi hukuken mümkün değildir. Bunun yanında yukarında belirtilen 6098 sayılı TBK’nun 136. maddesi uyarınca da karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybedeceği hükmüne göre davalı tarafça borcunun ifa edilmesinin covid 19 pandemisi mücbir sebebi ileri sürüldüğü ve edimini ifa etmediği, dolayısıyla karşı tarafın ediminin ifasını isteyemeyeceği ve karşı tarafın ödemiş olduğu bedelleri iade etme ve yapılan masrafları tazmin etmek yükümlülüğünün bulunduğu aşikardır. Açıklanan nedenlerle açılan davanın kısmen kabulü ile, icra takibinin 58.644,63-TL asıl alacak ve davalı ihtarnamenin davalıya tebliğinden üç iş günü sonrası olan 29/11/2021 tarihinde temerrüte düştüğünden bu tarihten itibaren icra takibi tarihine kadar işlemiş 107,65-TL avans faizi üzerinden devamına, alacak likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE;
-Davalı borçlunun Bakırköy … İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takip dosyasındaki icra takibine yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 58.644,63-TL asıl alacak ve 107,65 TL işlemiş faiz üzerinden kaldığı yerden aynen devamına, fazlaya ilişin işlemiş faiz talebinin reddine,
-Hüküm altına alınan asıl alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 4.013,36 TL nispi karar harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 710,89 TL peşin harcın mahsubu ile 3.302,47 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.400,36 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar ve tarifenin 13/2 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 107,65 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 710,89 TL peşin harç olmak üzere toplam 791,59 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan ( haklı çıkmış olduğu orana göre ) 70,86 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin 1.306,80 TL sinin davalıdan tahsili ile, 13,20 TL sinin ise davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
9-Kullanılmayan yargılama gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesine müteakiben yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, red edilen miktar itibariyle kesin olmak üzere, kabul edilen miktar itibariyle gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.20/12/2022

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim …..
e-imzalıdır