Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/507 E. 2022/1168 K. 26.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/507 Esas
KARAR NO : 2022/1168

DAVA : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
DAVA TARİHİ : 08/06/2022
KARAR TARİHİ : 26/12/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :16/01/2023

Davacı vekili tarafından açılan Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) davasının Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Muvazaalı satıştan kaynaklı gerçekleşen hisse devirleri nedeni ile tasarrufunun iptaline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından mahkememizde açılmış olan davada muvazaalı satıştan dolayı hisse devir işleminin iptalinin istendiğini ancak bu muvazaanın ne olduğu nasıl yapıldığının anlaşılamadığını, hisse devirlerinin tamamen yasalarda düzenlenen şekilde yapıldığını ve davacının onayı ile gerçekleştiğini, bu sebeple davanın reddini yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,muvazalı satış nedeni ile gerçekleşen hisse devri sebbei ile tasarrufun iptali davasıdır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 3.12.2012 tarih, 2012/13065 Esas ve 2012/13382 Karar sayılı ilamında “… borçlunun gerçekte kendi adına satın almak üzere bedelini ödediği bir taşınmaz (veya bir aracı) alacaklılarından kaçırmak amacı ile yakını adına tescil ettirmiş olması halinde tasarrufun (hukuki işlemin) dışarıdan üçüncü kişiler arasında yapılmış görünmesine rağmen gerçekte bedeli borçlunun mal varlığından çıkmış fakat karşılığı borçlunun arkasına gizlendiği kişinin mal varlığına girmiş olduğundan nam-ı müstear ile gizlenmiş muvazaalı işlem için iptal davası açılabileceği …” yönünde karar verilmiştir.
Emsal nitelikte ki Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 03/05/2016 tarih, 2016/2431 E. ve 2016/5353 K. sayılı kararında ise ” davacının davasını özellikle BK’nın 18.maddesine dayalı olarak açtığını bildirmesi ve dava açma hakkını muvazaa yönünde tercih etmiş olması karşısında mahkemece davanın BK.nun 18.maddesindeki (Yeni TBK’nın 19.maddesi) genel muvazaaya dayalı tapu iptal ve tescil istemi doğrultusunda değerlendirilmesi, iptal kararı verilmesi halinde İİK’ nın 283/1 maddesinin kıyas yoluyla uygulanması, tarafların iddia, savunma ve delillerinin bu yönde incelenip sonuçlandırılması gerekir.” şeklinde karar verilerek TBK’nın 19. maddesi uyarınca açılan muvazaa hukuksal olgusuna dayalı tasarrufun iptali davalarında İİK’ nın 283/1 maddesinin kıyas yoluyla uygulanacağı kabul edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta dava, TBK’nın 19. maddesi gereğince açılmış muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğuna göre, açılan dava TTK’nın 4/1. maddesi kapsamında mutlak ticari dava değildir. Tarafların tacir olması ve davanın çözümlenmesinde tüzel kişilik perdesinin aralanması ilkesinin uygulanması da davayı mutlak ticari dava haline getirmeyecektir. Esasen davacı alacağını tahsil etmek gayesi ile borçlunun tasarrufunun iptalini talep ettiğinden dava, Yargıtay17. Hukuk Dairesinin içtihatlarında açıklandığı üzere asliye hukuk mahkemelerinin görevine girmektedir.(T.C.İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ … HUKUK DAİRESİ TÜR K M İ L L E T İ A D I N A K A R A RESAS NO: … KARAR NO: … )
Davacı 12 ayrı senet ile bedelini ödediği taşınmazın tapusunu devretmeyen davalının taşınmazı başka şahısa satarak senetleri icra takibine konu ettiğini bu şekilde hisselerinin satıldığını anılan işlemin iptalini talep etmekle ,yerleşik içtihatlar doğrultusunda görev yönünden yapılan incelemede HMK 114/1-c maddesinde belirtilen “mahkemenin görevli olması” dava şartı eksikliği bulunduğu, bu eksikliğin ise sonradan giderilmesinin mümkün bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Hal böyle olunca HMK 115/2. madde hükmü gözetilerek davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın HMK 114. Ve 115. Maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
3-HMK nun 20. Maddesine göre kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde müracaat halinde dosyanın yetkili ve görevli Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,aksi halde aynı madde gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE,
4-HMK 331/2 maddesi gereği Harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/12/2022

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.