Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/432 E. 2022/556 K. 27.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/432 Esas
KARAR NO : 2022/556

DAVA : Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
DAVA TARİHİ : 16/05/2022
KARAR TARİHİ : 27/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30.05.2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil … ile davalı … karı-koca olup, şirket merkezi … Mah. … Sok. No:… – Zeytinburnu / İSTANBUL adresinde bulunan …. vergi numaralı … Gıda ve Ticaret Limited Şirketi’nin %50’şer hissesine sahip ortak olduklarını, davalı … tarafından, 18/04/2022 tarihinde Bakırköy … Aile Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile müvekkil aleyhine boşanma davası açtığını, sonraki süreçte davalı tarafından müdürlük görevi kötüye kullanılarak tarafların yegane malvarlığı olan … Gıda ve Ticaret Limited Şirketi’nin içi boşaltılmaya başlandığını, şirket malvarlığına dahil olan … plakalı, … plakalı ve … plakalı üç adet otomobil bulunmakla birlikte; … plakalı lüks otomobil ile … plakalı otomobilin 10.05.2022 tarihinde dava dışı 3. kişilere devredildiğinin öğrenildiğini, Piyasa değerinin 1,5 milyon TL civarında olan bu iki otomobilin, davalı tarafından neredeyse yarı fiyatına muvazaalı işlemlerle elden çıkarıldığını, yine olağan işler bakımından da şirketin ticari geçmişine aykırı şekilde maliyeti karşılamayan zararına faturalar kesilerek satış işlemi yapıldığı ve yüksek meblağlı şaibeli iade faturalarının itirazsız şekilde kabul edilerek şirketin zarara uğratıldığına dair müvekkil tarafından birçok duyum alındığını, buna karşın, davalı müdür tarafından müvekkilin inceleme ve bilgi alma hakkı engellendiğinden diğer detaylar taraflarınca bilindiğini, durumdan haberdar olan müvekkil tarafından 12.05.2022 tarihinde şirket merkezine gidilerek, yapılan işlemler hakkında bilgi alınmak istenmişse de; davalı şirket müdürü tarafından müvekkile ait şirket anahtarının iptal edildiğini ve kilitlerin değiştirildiğinin anlaşıldığını, üstelik davalı tarafından sözlü ve fiziki şiddete maruz kalan müvekkilin de şirketten kovulmaya çalışıldığını, ayrıca gönderilen azilname ile müvekkil adına şirket tarfından yapılan yetkilendirmelerin kaldırıldığını, davalı müdür olmanın yanında şirketin de %50 hissedarı olduğundan genel kurul süreci ile müdürlükten azil sürecinin işletilmesinin olanaksız olduğunu, davalı tarafından müdürlük görevinin kötüye kullanıldığını ve dahi zimmet boyutuna varmış olabilecek işlemlerin gerçekleştirildiğini, eşit pay sahibi olunmasına rağmen eşit işlem ilkesine aykırı şekilde davranıldığını, müvekkilin şirketten uzaklaştırılması için (kilitlerin ve mail şifrelerinin değiştirilmesi, müvekkilin bilgi alma hakkının engellenmesi ve şirket merkezinden kovulması) türlü yollara başvurulmasıve müvekkilin bilgi dışında olağan dışı tasarruf işlemlerinin yapılması hususları gözetildiğinde davalı şirket müdürünün özen ve bağlılık yükümlülüğünü ağır şekilde ihlal ettiğini, … Gıda ve Ticaret Limited Şirketi’ne yönetim kayyumu atanmasına karar verilmesini talep ettiklerini , ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini, Karar kesinleşinceye kadar davalı şirket müdürü …’un yetkilerinin kısıtlanması ile şirket hesapları ve taşınır malları üzerindeki tasarruf yetkisinin kaldırılmasına, müdürün her türlü karar ve işlemlerinin mahkemece tayin edilecek denetim kayyımının onayına bağlı kılınmasına, şirkete ait banka hesapları ve … plakalı araç üzerine tedbir konulmasına, davanın kabulü ile davalı …’un … Gıda ve Ticaret Limited Şirketi’ndeki müdürlük görevinden azline ve şirkete yönetim kayyumu atanmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil …’un ana sözleşmeye göre … Gıda ve Tic. Ltd. Şti.’nin kurucu ortağı ve yetkili müdürü olduğunu, müvekkilin ortağı ve müdürü olduğu şirkete denetim ve onay kayyımı atandığını ancak davacının kötü niyetli olarak bu davayı açtığını, zira kendisinin şirketin hissedarı olmadığını hisselerini devrettiği halde bu durumu mahkemeden gizlediğini, tarafların boşanma aşamasında olduğundan, aralarında anlaşmazlık oluştuğunu, davacının bunun etkisiyle müvekkili ve şirketi zor durumda bırakmak kastıyla hareket ederek işbu davayı açtığını, ancak davacının, dava açma ehliyetinin bulunmadığını, sahip olduğu tüm şirket hisselerini 07.03.2022 tarihinde müvekkile devrettiğini, 18.04.2022 tarihinde de karşılıklı mal paylaşımı protokolü yapılarak anlaşmalı boşanma davası açıldığını, bütün bunlara rağmen kötü niyetli olarak 16.05.2022 tarihinde işbu davayı açtığını, bütün iddialarının gerçek dışı olduğunu, bu nedenle verilen ihtiyati tedbir kararı hukuka aykırı olup kaldırılması gerektiğini, davacının hisselerini devretmiş olup halihazırda şirketin ortağı olmadığını, müvekkilin daha sonra, davacı eşinin annesi …’un hesabından 3 farklı günde toplam 538.250 TL’yi internet bankacığı yoluyla kendi hesabına aktardığını öğrendiğini, davacının hisselerini devrettikten sonra, yetkili ve ortak olmadığı halde sürekli şirkete gelerek müşterilerden gelen çek ve paraları aldığını ayrıca şirketi ve müvekkili daha fazla zarara uğratmak için bütün müşterilere şirkete kayyım atandığına dair mailler gönderdiğini ve tüm sosyal medya hesaplarından buna ilişkin duyurular yayınladığını, Müvekkilin TTK m. 630 anlamında, özen ve bağlılık yükümlülüğü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesinin söz konusu olmadığını, müvekkilin ve şirketin daha fazla zarara uğramasını önlemek adına, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Davacı vekilinin 26/05/2022 havale tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini, vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını beyan ettiği, davacı vekilinin bu hususta yetki içeren vekaletnamesinin bulunduğu, davalı … vekilinin de 26.05.2022 tarihli dilekçesi ile vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını bildirdiği anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere, HMK’nın 307. maddesine göre davadan feragat “Davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.” Yine aynı kanunun 311. maddesine göre “Feragat, kesin hükmün sonuçlarını doğurur.” Bu hükümler gözetildiğinde davadan feragat davaya kendiliğinden son veren bir taraf işlemi olduğunda kuşku bulunmadığı, davadan feragatın usulüne uygun, süresinde ve tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri hususta olduğu anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Davadan feragatin gerçekleştiği safhaya göre alınması gereken 1/3 oranındaki 26,90 TL karar harcının alınan peşin harçtan mahsubu ile bakiyesinin talebi halinde davacıya iadesine,
3-Mahkememizin 24.05.2022 tarihli kayyım atama kararının kaldırılmasına, kayyım …’in görevine son verilmesine, kaldırma kararının İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirilmesine,
4-Talep edilmediğinden davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderleri konusunda karar verilmesine yer olmadığına,

5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile karar verildi.27/05/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır