Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/422 E. 2022/992 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/422 Esas
KARAR NO : 2022/992

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/09/2014
KARAR TARİHİ : 08/11/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :08/12/2022

Davacı vekili tarafından açılan tazminat davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili Büyükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesi ile; davalı … ‘ın maliki olduğu diğer davalı …. ‘ın sürücü olduğu … plakalı aracın 10/03/2014 tarihinde … Mh., … Cd., No:… civarında karıştığı ve sürücü … ‘ın kusurluğu kazada müvekkilerinin çocuğu …. ‘ın ağır şekilde yaralandığı, müvekkillerinin destekten yoksun kalma tazminatının tahsili için ZMSS sigortacısı … Sigorta AŞ.ne başvuru yapılmadığı belirtilerek, fazlaya ilşikin haklar saklı tutularak müvekkillerden … için 30.000 TL manevi ve 5.000 destekten yoksun kalma, … için 30.000 TL manevi 3.000 TL destekten yoksun kalma tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen avans faiziyle birlikte tahsili talep ve dava etmiştir.
Davalı … ‘ ın mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile; 10/03/2014 tarihinde seyir halinde iken kaldırım olmayan bir yolma yürümekte olan …. ve kardeşini gördüğünü, yanlarından geçerken birden …. ın arabanın önüne fırladığını, frene bastığını hafifçe yolun sağına kaçtığını, 2 kişiye birden çarpmamaya uğraştığını, birinden kurtardığını, ancak birine çarpmak zorunda kaldığını, arabadan indiğini, etraftaki insanlardan yardım istediğini, yaralı ile ilgilendiğini, annesine haber vermek istediğini ancak yaralının haber vermek istemediği, ambulans gelene kadar yanında beklediğini, hastaneye kaldırıldıktan sonra eşi ile birlikte hastaneye gittiklerini, röntgenlerin çekildiğini, çekilen röntgenlerin eşinin tanıdığı doktorlara da gösterdiklerine, para yardımı yapmak istediklerini, ancak davacıların kabul etmediklerini, olayda kusursuz olduğunu, davanın reddine, masrafların ve yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. Sigorta A.Ş vekilinin mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile; kaza tarihinde diğer davalı … ın sevk ve idaresindeki …. adına tescilli … plakalı araç için müvekkili şirketçe 05/07/2013-05/07/2014 tarihleri arasında …. nolu poliçe numarası ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi düzenlendiğini, poliçe üzerinde ölüm sakatlık halleri için kişi başına teminat limitinin azami 250.000 TL ile sınırlandırıldığını, müvekkili şirkete bu dosyayla ilgili başvuru yapılmadığını, tarafların kusur oranının belirlenmesi gerektiği, haksız ve mesnetsiz açılan davanın tamamen reddine, masraf, faiz ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenilmesine, sigortalı araç sürücüsünün idaresinde olan aracın karıştığı kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunup bulunmadığının ve bulunuyor ise oranının tespiti için bilirkişi atanmasına, tazminat hesabının sigortalısının kusur oranınca yapılması gerektiğine, müvekkili şirketin temerrüdü bulunmadığından faizin yasal faiz oranında ve dava tarihinden itibaren işletilmesi gerektiğine, öncelikle genel şartlara uygun olarak tüm hasar evrakları ile birlikte hasar başvurusu yapılması gerektiği, hiçbir başvuru yapılmadan açılan davaya müvekkilinin dava açılmasına sebebiyet vermemesi nedeniyle dava masraflarından, faizden ve tüm ferilerinden sorumluluğunun ve temerrüdünün bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. Belediyesinin mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile; öncelikle iş bu davanın gerek illiyet bağının olmaması gerekse kazanın meydana geldiği yerin ana arter olması nedeniyle husumetten reddine, kazanın oluş şekli itibariyle taleplerin öncelikle sigorta şirketinden talep edilmesi gerektiğinden ve bu usule uyulmadığından davanın bu yönüyle de reddine, davacının destekten yoksun kalma tazminatı talebi de hukuka aykırı olduğundan bu talebin de reddine, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın diğer sebepler nedeniyle de reddi ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ….. Başkanlığı vekilinin mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile; idari yargının görev alanına giren davanın görevsizlik nedeniyle reddine, davanın ticari dava olmaması nedeniyle görevsizlik kararı verilerek dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, davaya konu kazanın vuku bulduğu yolun ana arter olmaması nedeniyle müvekkili yönünden hasım yokluğundan reddine, tanıklar dinlendikten ve eksiklikler tamamlandıktan sonra uzman bir heyetle kusur oranlarının belirlenmesi yönünde bilirkişi raporu alınmasına, gerçekleşen zararla illiyet bağı bulunmayan müvekkili aleyhine açılan davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ın mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile; ….. plakalı aracı 10/07/2013 tarihinde ….. na satış yaptığını, ancak … nun aracın satışını maddi sıkıntı ve aracı tamir edeceği gerekçesiyle hemen almadığını ve yaklaşık 8 ay sonra baskıları neticesinde üzerine aldığını, o dönemde aracını kayınçosuna verdiğini ve kayınçosunun hanımının trafik kazası yaptığını, olayla hiçbir ilgisinin ve alakasının olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce tarafların sosyal ve ekonomik durumları araştırılmış, dava konusu aracın trafik tescil kaydı, sigorta poliçesi ve hasar dosyası, davacı …. ‘nın tedavi evrakları, sgk kayıtları celbedilerek incelenmiştir.
Mahkememizce celbedilen Büyükçekmece … Asliye Ceza Mahkemesi’nin …. esas ve …. karar sayılı dosyasının incelenmesinde; dosyamız davalısı …. aleyhine davacı … ‘a yönelik 10/03/2014 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazası sebebiyle taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda davalı ……’ın adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, ceza yargılaması sırasında alınan bilirkişi raporunda kazanın meydana gelmesinde davalı …. ‘in asli (tam) kusurlu olduğunun tespit edildiği, davacının yaralanmasına ilişkin alınan Adli Tıp Kurumu raporunda olay nedeniyle katılan mağdure davacı ….. ‘da saptanan kırığın yaşam fonksiyonlarını AĞIR (5) derece etkileyecek nitelikte olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama sonucu dosya Mahkememizce kül olarak değerlendirildiğinde; dava hukuki niteliği itibariyle maddi manevi tazminat davası olup, dosyada tüm deliller toplandıktan sonra trafik bilirkişiden rapor alınmış, kusura ilişkin 04/01/2016 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; ….. plaka sayılı otomobil sürücüsü davalı …..’ in yukarıda belirtilen 2918 Karayolu Trafik Kanunun 52/1-B (Sürücüler Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorundadırlar) ve 84-J (Araç sürücüleri trafik kazalarında Manevraları düzenleyen genel şartlara uymama hallerinde asli kusurlu sayılırlar.) maddesindeki kuralları ihlal etmekle, aracıyla seyir esnasında aracının hızını görüşü engelleyen bir durumu bulunmayan yol üzerinde yolun fiziki şartları, havanın yağmurlu olması ve aracının teknik şartlarını da değerlendirerek uygun hızda seyretmesi ve karşılaşabileceği bir tehlike anında öncelikle aracını taşıt yolu içerisinde tutarak ve etkili fren ve manevra tedbirlerine başvurarak tehlikeyi önleyecek uyanıklıkta aracını kullanması ve görüşü içerisine giren davacı her ne kadar banket içerisinde yürüyor, taşıt yolu içerisinde bulunmuyor ise de gerekirse kendisini fark etmesi için aracın sesli işaretlerine başvurarak uyarılarda bulunabilmesi mümkün iken, aracının hızını tam olarak yeterince düşürmeden ve aracının taşıt yolu yiyişinde kalmasını sağlayacak kontrolü sağlayamayarak, aracıyla kaplama dışına çıkarak banket üzerinde yürümekte olan davacıya çarparak yaralanmasına neden olduğu bu olayda yola ve trafik kurallarıyla belirlenmiş hususlara yeterince dikkat özen göstermeden müteyakkız davranmayarak aracıyla seyri sırasında gerçekleşen bu yaralanmalı trafik kazasının oluşumunda önceden teknik olarak belirlenmiş önemli ve emredici hukuk kurallarını açık bir şekilde ihlal etmesi nedeniyle objektif olarak öngörülebilir ve önlenebilir olan bu olayda l.dereceden asli tam kusurlu olduğu, davacı yaya …. kendisinin yaralanmasıyla sonuçlanan bu olayda fiziki şartları tam olarak yürümeye elverişli olması bile kendisinin güvenliği için taşı yolu üzeri kenarından yürümeyerek, taşıt yolu dışı bu zemini toprak üzerinde otların bulunduğu banket alan içerisinden yürüdüğü sırada davalı sürücünün aracı ile kendisine çarpmasına maruz kaldığı ve yaralandığı bu olayda olay yerinin fiziki şartları ile birlikte değerlendirildiğinde kendisinin bu taşıt yolu dışında bulunan banket alan üzerinde yürümek dışında alabileceği herhangi bir tedbir veya önlem bulunmaması nedeniyle ve taşıt yolu dışında banket alan içerisinde gerçekleşen bu olayın oluşumunda atfa kabil bir kusurunun bulunmadığı, yolun bakımından sorumlu davalı idarenin (… Belediyesi ve … Belediyesi) yolun fiziki durumu itibariyle şehir içi sınırları içerisinde yer alan yolun durumu genişliği, işaretlemeleri ile birlikte değerlendirildiğinde taşıt yolu dışı banket alan içerisinde gerçekleşen bu kazanın oluşumunu engelleyecek alabilecekleri herhangi bir tedbir veya önlem bulunmaması nedeniyle bu yaralanmalı trafik kazasının oluşumunda atfa kabil bir kusurlarının bulunmadığı, ….. plaka sayılı otomobil sürücüsü davalı ….. bu olayın oluşumunda % 100 (yüzde yüz) oranında tam kusurlu olduğu, davacı yaya ….. kendisinin yaralandığı bu olayın oluşumunda atfa kabil bir kusuru olmadığı, davalı idare … Belediyesi ve … Belediyesinin davacının yaralandığı bu olayın oluşumunda atfa kabil bir kusurları olmadığını, dosya içerisinde bulunan tüm evraklar ve fotoğraflar ile fiziki şartları değişmeyen olay yerinin bilirkişi tarafından görülmesi neticesinde anlaşılmış, bu kazanın oluşumunda başka bir unsur görülmemiş olup takdirin mahkemeye ait olduğu kanaati bildirilmiştir. Davacı … ‘nın maluliyetine ilişkin düzenlenen Adli Tıp Kurumu … İhtisas Kurulu’nun 28/01/2019 tarihli raporunda özetle; E cetveline göre: %6,3 (yüzdealtıvirgülüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin 10/03/2014 tarihinden itibaren 2 (iki) aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir. Davacı … ‘nın maddi tazminat talepleri yönünden aktüerya bilirkişisinden rapor alınmasına karar verilmiş ve 12/09/2019 havale tarihli aktüerya bilirkişi raporunda özetle; hukuki durumun ve delillerin takdiri mahkemeye ait olmak üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık noktaları yönünden; davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının 72.651,39 TL olduğu, temerrüt başlangıcının, davalı sigorta şirketi yönünden 16/05/2014 tarihi, diğer davalılar yönünden 10/03/2014 tarihi ve işleyecek faizin yasal faiz olduğu, görüş ve kanaati bildirilmiştir.

Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda Mahkememizin 25/02/2021 tarih, … esas ve … karar sayılı ilamı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, Mahkememiz ilamının İstinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 25/03/2022 tarih, … esas ve … karar sayılı ilamı ile; ” Mahkemece davalılar … Belediyesi ve … Belediyesi aleyhine açmış olduğu maddi ve manevi tazminat davasının HMK 114/1-b maddesi gereği yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle HMK 115/2 maddesi gereği usulden reddine karar verilmiş ise de; Anayasa’nın 125/1.maddesi ile idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açık olduğu; 2577 sayılı İYUK 2-b bendinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan ihlal edilenler tarafından, idari yargı yerinde tam yargı davası açabileceği hüküm altına alınmıştır. 2918 sayılı KTK’nın 110. maddesi ile kamu araçlarının verdiği zararlar nedeniyle işletenin sorumluluğuna ilişkin olarak 2918 sayılı Kanunun amacına uygun biçimde adli yargıda davanın görülmesi esası benimsenmiştir. 2918 sayılı KTK’nın 110. maddesinin gerekçesi, Anaya Mahkemesinin 26/12/2013 tarih ve ….. E-K sayılı kararı, Uyuşmazlık Mahkemesinin 11/04/2016 tarih ve … E-K sayılı, 24/09/2018 tarihli ve … E-K ve …. E. … K. sayılı kararları ile Yargıtay … Hukuk Dairesinin … Esas … Karar sayılı kararı birlikte değerlendirildiğinde, 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Bu doğrultuda yapılan değerlendirmeye göre de eldeki uyuşmazlıkta davalı idarenin 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle tazminat talep edilmesine göre uyuşmalığın çözümünde adli yargı görevli olacağından bu yöne değinen davacılar vekilinin istinaf itirazı yerindedir. Davacılar vekili dava dilekçesinde ve ön inceleme duruşmasında; davalılardan …. ın üzerine kayıtlı aracın diğer davalılardan …’ ın sevk ve idaresinde iken 10/03/2014 tarihinde müvekkilin çocuğu …’ a çarpıp yaralaması neticesi müvekkillerden … için 30.000 TL manevi ve 5.000 destekten yoksun kalma, … için 30.000 TL manevi 3.000 TL destekten yoksun kalma tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ettiği, maluliyet raporuna göre hesaplanan maddi tazminat miktarına göre davasını ıslah ettiği görülmüştür. 6100 sayılı HMK`nun 194/1. maddesinde; “…taraflar, dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırmalıdırlar…” hükmüne; 31. maddesinde ise “Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açısından belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir.” hükmüne yer verilmiştir. Davanın doğru biçimde sonuçlandırılması için davanın ne olduğunun anlaşılması gerekir. Mahkemece, dilekçenin içeriğine göre davacının isteği belirlenip uyuşmazlık buna göre çözüme kavuşturulmalıdır. Somut uyuşmazlıkta, dosya kapsamına göre dava dilekçesinde başlık kısmında davanın … ‘a velayeten annesi … ve babası … tarafından açıldığı, açıklama kısmında … ‘nın yaralanması ve oluşan maddi ve manevi tazminat talep edildiği belirtildiği, dilekçenin sonuç kısmında ise anne … ve baba … için manevi tazminat ve destekten yoksun kalma tazminatı talep edildiği ve bu şekilde dava dilekçesinde çelişki yaratıldığı halde HMK’nın 31 ve 194.maddeleri gereğince davacı vekiline bu açıdan talebini açıklamak ve gerektiğinde düzeltmek konusunda süre verilmeden küçük …. lehine sürekli iş göremezlik tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ile bir talepte bulunulması halinde zararın kapsamının belirlenmesi açısından malûliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi esaslı unsurdur. Bu belirlemenin ise; Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarih 11/10/2008 tarihinde önce ise Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri, 01.06.2015 tarihinden sonra ise Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak düzenlenmiş raporla yapılmış olması gerekir. Somut olayda, Adli Tıp Kurumunun …. tarihli maluliyet raporunun hükme esas alınanda, davacıda dava konusu edilen trafik kazasına bağlı olarak oluşan yaralanmasının maluliyet oluşturup oluşturmadığı konusunda illiyet bağını da ortaya şekilde, iş kolu grup numarası belirtilerek değerlendirme yapılarak düzenlendiği, maluliyet tespitine ilişkin ATK raporunun denetime elverişli olduğu görülmekle bu hususa değinen davacılar vekilinin istinaf talebi yerinde değildir. Kabule göre, mahkemece hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda, davacının yaşı, kusur oranı ve ATK dan alınan maluliyet oranı dikkate alınarak ve yaşı küçük çocuğun kaza tarihinde gelir getiren bir işte çalışması düşünülmeyeceğinden buna göre hesaplanan sürekli maluliyet tazmitına karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Kabule göre de, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7. Maddesinin birinci fıkrasında; “Görevsizlik veya yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine, davanın nakline veya davanın açılmamış sayılmasına ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar karar verilmesi durumunda Tarifede yazılı ücretin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra karar verilmesi durumunda tamamına hükmolunur. Şu kadar ki, davanın görüldüğü mahkemeye göre hükmolunacak avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçemez.” Düzenlemesi yer almaktadır. Mahkemece, davalılar … Belediyesi ve … Belediyesi bakımından davanın usulden reddedilmesine karşın davacılar aleyhine maddi ve manevi tazminat talepleri bakımından nispi vekalet ücretine hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Bu nedenle davacı vekilinin vekalet ücretine değinen itirazları da yerinde görülmüştür. İhtiyari dava arkadaşı olan davacıların her birinin ayrı ayrı manevi tazminat talebinde bulunmuş olması, her birinin davasının diğerinden bağımsız olması ve aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarına göre ayrı ayrı vekalet ücreti verilmesi gerekir (Benzer yönde Yargıtay 17 HD 25/11/2019 2017/5605 E. 2019/11036 K.). Bu nedenle İlk Derece Mahkemesince maddi ve manevi tazminat talepleri bakımından ayrı ayrı olmak üzere kabul edilen kısım için davacılar, reddedilen kısım için davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmesi yine kabule göre reddedilen manevi tazminat miktarı için davalı … lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olması doğru olmadığından bu yöne değinen davalı … vekilinin istinaf itirazının kabulüne karar verilmiştir. Ayrıca davalılar aleyhine açılan davada yaralanan yaşı küçük …. ‘a velayeten anne babası adına davanın açıldığı halde gerekçeli karar başlığında küçük …’nın isminin yer almaması da doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesi…” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamından sonra yargılamaya devam olunmuştur.
Bozma ilamı uyarınca davacılar vekili 08/11/2022 tarihli duruşmadaki beyanında; “osyaya yazılı beyanda bulunmuştuk, yazılı beyanlarımızı tekrar ederim, işbu dosyada davacı … …. adına sürekli iş göremezlik maddi tazminat davası açtık, anne … ve … adına manevi tazminat davası açtık, dava dilekçemizde de belirtildiği gibi … 18 yaşından küçük olduğu için onun adına velayeten dava açtık, geçen celse duruşmada ben yoktum, beyanlardan haberim yoktur, dosyanın dava dilekçemiz ve arada sunmuş olduğumuz beyan dilekçemiz dikkate alınarak ve bu celse beyanlarım dikkate alınarak karar verilsin, … vekaleti bana vermedi, onun adına dava açacağını söyleyen vekil dava açmadı, zaten bu davada dava açılmıştır, … lehine maddi tazminat, anne ve baba lehine manevi tazminata hükmedilsin.” demiştir. Davacılar vekilinin sözlü beyanı, yazılı beyanları ve dava konusu kazada davacı …’nın yaralanması dikkate alınarak davacı … adına sürekli iş göremezlik maddi tazminat talepli dava açıldığı açık olduğundan Mahkememizce yargılamaya davacı … yönünden sürekli iş göremezlik maddi tazminat talebi üzerinden, davacı …’nın anne ve babası olan diğer davacılar yönünden ….’nın yaralanması sebebiyle manevi tazminat talebi üzerinden yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı…… Belediye Başkanlığı vekili ve davalı ……. Belediye Başkanlığı vekili iş bu yargılamada Mahkememizin görevsiz olduğunu, idari yargının görevli olduğunu ve bu nedenle yargı yolu sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini talep etmiş ise de; dava konusunun haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davası olduğu, davalı Belediyenin hizmet kusuruna dayanılmadığı, 2918 Sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi gerektiğinden ve Mahkememiz iş bu yargılamada görevli olduğundan davalılar vekillerinin bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiştir. Yine …. Başkanlığı vekili tarafından kendilerinin tacir olmadığı, bu sebeple görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu ve görevsizlik dava şartı sebebiyle davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de; iş bu dava davalı aracın ZMMS poliçesini düzenleyen Sigorta Şirketine yönlendirildiğinden ve söz konusu ZMMS’dan kaynaklanan davalarda Mahkememiz görevli olduğundan davalı vekilinin bu yöndeki savunmalarına da itibar edilmemiştir. Davalı …. Başkanlığı vekili ve davalı ….. Başkanlığı vekili kendilerinin davada pasif husumet ehliyetinin olmadığı savunmasında bulunulmuş ise de; dava konusu yolun bakımından ve gerekli önlemleri almaları kendi sorumluluklarında olduğundan ve davada pasif husumetleri bulunduğundan davalılar vekillerinin bu savunmalarına da itibar edilmemiştir.
Somut davada; kaza tarihi olan 10/03/2014 tarihinde davalı … ‘in sevk ve idaresindeki, davalı … adına kayıtlı, davalı Sigorta Şirketine zmms ile sigortalı …. plakalı araç ile seyir halindeyken … Mahallesi … Caddesi üzerinde havanın gündüz ve yağmurlu, yol zemini ıslak, hafif yukarı eğimi ve hafif sağa virajı bulunan yol üzerinde …. Camii istikametinden … istikametine seyri istikametine genel olarak orta refüj ile desteklenmiş tek yön olan yolun bölünmüş tek yön kısmı sonlanarak çift yön her biri 4 metre olmak üzere 8 metre genişliğe sahip yol kısmına girerek 90 metre ilerlediği sırada yolun sağında bulunan 140 numaralı binanın yanından geçmek üzere ilerlediği sırada aracını 4 metre genişliğindeki yol şerdi içerisinde, yaklaşık 2 metre genişliğindeki otomobilini tutamayarak, yolun sağında zemini toprak ve üzerinde otların bulunduğu 2 metre genişliğindeki banket alan içerisinde yürümekte olan davacı ….’a bu banket alan içeresinde veya kaplamanın bittiği banket kısmın başladığı noktada aracının sağ ön kısımları ile çarpması ve bir miktar daha banket içerisine doğru ilerleyerek veya aracının hızını çevre ve aracının şartlarına uydurmadığından ve yol zeminin ıslak olması nedeniyle başvurduğu fren tedbirinin yetersiz kalmasıyla aracın kayarak ilerlemesiyle aracının ön lastikleri ile banket alan içerisine savrularak düşen davacı yaya …’ın üzerinden geçerek ve davacının vücudunda kemik kırılması olacak şekilde yaralanmasına neden olmuştur. Mahkememizce alınan bilirkişi raporu, kaza tespit tutanağı ve ceza yargılaması sırasında alınan bilirkişi raporlarında yukarıda açıkça ayrıntılı belirtildiği üzere davalı …. ‘in % 100, davacı …’nın kusursuz olduğu ve davalı … Başkanlığı ve …. Başkanlığı’nın kusursuz olduğu tespit edilmiştir. Mahkememizce alınan bilirkişi raporu olayın oluş şekli ve kaza tespit tutanağı ile uyumlu olup, usul ve yasaya uygun olduğundan Mahkememizce itibar edilerek hükme esas alınmıştır. Bu sebeple de davalılar vekillerinin rapora itirazlarına itibar edilmemiştir. Bunun yanında bozma ilamından önce hükme esas alınan kusur raporuna ilişkin taraf vekillerince herhangi bir istinaf sebebi ileri sürülmediğinden de kusur raporu kesinleşmiştir. Bu sebeple de davacılar vekilinin Belediyelerin hizmet kusuruna ilişkin yeniden rapor alınması taleplerine itibar edilmemiştir.
Mahkememizce davacı …. ‘nın maluliyetine ilişkin Adli Tıp Kurumu … İhtisas Kurulu’ndan rapor alınmış, Adli Tıp Kurumu …. İhtisas Kurulu’nun 28/01/2019 tarihli raporunda özetle; E cetveline göre: %6,3 (yüzdealtıvirgülüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin 10/03/2014 tarihinden itibaren 2 (iki) aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir. Maluliyet raporu usul ve yasaya uygun olduğundan ve davacılar vekilinin maluliyet raporuna yönelik istinaf talepleri de red edilerek kesinleştiğinden maluliyet raporu Mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Davacı …’nın sürekli iş göremezlik maddi tazminat talebi yönünden Mahkememizce aktüerya bilirkişisinden rapor alınmış, 12/09/2019 havale tarihli aktüerya bilirkişi raporunda özetle; davacının nihai ve gerçek sürekli iş göremezlik maddi zararının 72.651,39 TL olduğu tespit edilmiş, davacının kaza tarihinde yaşı dikkate alındığında çalışmadığı dikkate alınarak geçici iş göremezlik maddi tazminatı hesaplanmamıştır. Alınan bilirkişi raporu usul ve yasaya uygun olduğundan ve davacılar vekilinin hesap raporuna yönelik istinaf talepleri de red edildiğinden maluliyet raporu Mahkememizce hükme esas alınmış ve davacı … ‘nın sürekli iş göremezlik maddi tazminat talebinin ıslah dilekçesi de dikkate alınarak hüküm altına alınmıştır. 6098 Sayılı TBK’nun 50. Maddesi ve 2918 Sayılı KTK’nun 85 ve devamı hükümlerine göre söz konusu maddi tazminattan davalı araç sürücüsü … , davalı araç işleteni …. ve davalı araç zmms sigortaıcısı …. Sigorta A.Ş. sorumlu olduğundan bu davalılar aleyhine açılan maddi tazminat talepli davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı … tarafından davalılar ….. Başkanlığı ve …. Belediye Başkanlığı aleyhine açılan maddi tazminat talepli davanın davalıların meydana gelen kazada herhangi bir kusurları bulunmadığı anlaşıldığından esastan reddine karar verilmiştir.
Davacılar … ve … tarafından kızları …’nın yaralanması sebebiyle manevi tazminat talep edilmiştir. 6098 Sayılı TBK’nun 56. maddesinde; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmü düzenlenmiştir. Bu hüküm uyarınca zarar görenin yakınları lehine manevi tazminat takdir edilmesi için zarar görenin ağır bedensel zarara uğraması gerekmektedir. Somut olayımızda davacı ….. dava konusu kaza sebebiyle %6,3 oranında malul kalmış ve kaza sırasında 5. Derecede (ağır) kemik kırığı oluşmuş ve kalçada yaralanma meydana gelmiştir. Bu haliyle davacı …’nın yaralanmasının ağır bedensel zarar olduğu ve anne ve babasının da manevi tazminat talep etme hakkı olduğu kanaatine varılmıştır. Bu nedenle davacılar …. ve … lehine tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın alım gücü, kazada davalı tarafın % 100 kusurlu olması, meydana gelen sonucun ağrılığı, manevi tazminatın amacı ve Mahkememizce bozma ilamından önce takdir edilen manevi tazminat miktarı yönünden istinaf olmadığından ve bu miktarın kesinleştiği dikkate alınarak 10.000,00-TL şer manevi tazminat takdir edilmiş ve söz konusu manevi tazminattan davalı araç sürücüsü …. ve davalı araç işleteni … sorumlu olduğundan bu davalılar aleyhine açılan manevi tazminat talepli davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacılar … ve …. tarafından davalılar …. Başkanlığı ve … Başkanlığı aleyhine açılan manevi tazminat talepli davanın davalıların meydana gelen kazada herhangi bir kusurları bulunmadığı anlaşıldığından esastan reddine karar verilmiştir.
Davacılar …. ve … tarafından davalı … Sigorta A.Ş. aleyhine açılan manevi tazminat davasının manevi tazminat talebi sigorta poliçesi kapsamında teminat altına alınmadığından esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)Maddi tazminat taleplerine ilişkin dava yönünden;
1-Davacı …. tarafından davalılar …. Başkanlığı ve … Başkanlığı aleyhine açılan maddi tazminat talepli davanın esastan REDDİNE,
2-Davacı ….. tarafından davalılar ….., ….., …. Sigorta A.Ş. aleyhine açılan maddi tazminat talepli davanın KABULÜ İLE;
-Dava konusu 10/03/2014 tarihinde meydana gelen kaza sebebiyle davacı …. lehine 72.651,39-TL sürekli iş göremezlik maddi tazminatı takdiri ile takdir edilen maddi tazminatın davalılar …… ve … yönünden kaza tarihi olan 10/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden dava tarihi olan 16/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …… , ….. , … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı … ‘a verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 4.962,81 TL nispi karar ve ilam harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 27,32 TL peşin harcın ve 1.034,42 TL ıslah harcının mahsubu ile 3.901,07 TL bakiye karar harcının davalılar … , …. , … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 25,20 TL başvurma harcı, 27,32 TL peşin harç, 1.034,42-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.086,94 TL harcın davalılar … , …. , …. Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …. ‘a verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 2.264,90-TL yargılama giderinin davalılar … , … , …. Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı ….. ‘a verilmesine,
6-Davalı…… Başkanlığı tarafından yapılan 100,00-TL yargılama giderinin davacı … ‘dan tahsili ile davalı….. Başkanlığı’na verilmesine,
7-Davalı …… Başkanlığı tarafından yapılan 50,00-TL yargılama giderinin davacı …. ‘dan tahsili ile davalı ….. Başkanlığı’na verilmesine,
8-Davalılar … , … …. , … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
9-Davacı yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 11.624,22-TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ,… , … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı … ‘a verilmesine,
10-Davalılar …… Başkanlığı ve ….. Başkanlığı yargılama sırasında kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca tarifenin 3/2 ve 13/4 maddesi uyarınca takdir edilen 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı … ‘dan tahsili ile davalılar …. Başkanlığı ve ….. Başkanlığı’na verilmesine,
11-Kullanılmayan yargılama gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesine müteakiben yatırana iadesine,
12-Dosyamız arasında bulunan ve dosya ile ilgisi bulunmayan Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyasının kararın kesinleşmesi beklenmeksizin mercine İADESİNE,
B)Manevi tazminat taleplerine ilişkin dava yönünden;
1-Davacılar … ve… tarafından davalılar ….. Başkanlığı ve … Başkanlığı aleyhine açılan manevi tazminat davansının esastan REDDİNE,
2-Davacılar … ve … tarafından davalı … Sigorta A.Ş. aleyhine açılan manevi tazminat davasının esastan REDDİNE,
3-Davacılar …. ve ….. tarafından davalılar … ve …. aleyhine açılan manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE;
-Dava konusu 10/03/2014 tarihinde meydana gelen kaza sebebiyle davacı …. lehine 10.000,00-TL manevi tazminat takdiri ile takdir edilen manevi tazminatın kaza tarihi olan 10/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …. ve ……. tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …. ‘a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
-Dava konusu 10/03/2014 tarihinde meydana gelen kaza sebebiyle davacı …. lehine 10.000,00-TL manevi tazminat takdiri ile takdir edilen manevi tazminatın kaza tarihi olan 10/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …. ve … ‘tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 1.366,00 TL nispi karar ve ilam harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 204,98 TL peşin harcın mahsubu ile 1.161,02 TL bakiye karar harcının davalılar …. ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacılar tarafından yatırılan 204,98 TL peşin harcın davalılar …. ve … tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
6-Davacılar tarafından manevi tazminat talebine ilişkin dava yönünden ayrıca bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davalılar tarafından manevi tazminat talebine ilişkin dava yönünden ayrıca bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı … yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar ve tarifenin 13/1 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalılar …. ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …. ‘a verilmesine,
9-Davacı …. yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar ve tarifenin 13/1 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalılar … ve ….’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı … ‘a verilmesine,
10-Davalı …. yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar ve tarifenin 10/2, 13/1 maddeleri uyarınca takdir edilen 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı …. ‘dan tahsili ile davalı … ‘a verilmesine,
11-Davalı … yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar ve tarifenin 10/2, 13/1 maddeleri uyarınca takdir edilen 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı … ‘tan tahsili ile davalı … ‘a verilmesine,
12-Davalılar …… Başkanlığı ve …… Başkanlığı yargılama sırasında kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar ve tarifenin 3/2, 10/2, 10/3, 13/1 maddeleri uyarınca takdir edilen 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı … ‘dan tahsili ile davalılar …. Başkanlığı ve …. Başkanlığı’na verilmesine,
13-Davalılar ……. Başkanlığı ve …… Başkanlığı yargılama sırasında kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar ve tarifenin 3/2, 10/2, 10/3, 13/1 maddeleri uyarınca takdir edilen 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı ….’tan tahsili ile davalılar ….. Başkanlığı ve ….. Başkanlığı’na verilmesine,
14-Davalı … Sigorta A.Ş. yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar ve tarifenin 10/2,10/3, 13/1 maddeleri uyarınca takdir edilen 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalı … Sigorta A.Ş.’ye verilmesine,
15-Davalı … Sigorta A.Ş. yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar ve tarifenin 10/2,10/3, 13/1 maddeleri uyarınca takdir edilen 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı … ‘tan tahsili ile davalı …. Sigorta A.Ş.’ye verilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacılar …. ve … vekilinin, davalı … vekilinin, davalı … Başkanlığı vekilinin, yüzüne karşı, davacı … , davalı … Başkanlığı vekilinin, davalı …. ‘ın ve davalı … Sigorta vekilinin yokluklarında, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.08/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır