Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/381 Esas
KARAR NO : 2023/522
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/04/2022
KARAR TARİHİ : 08/06/2023
YAZIM TARİHİ : 07/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait …. Mah. … Sokak Üzeri Çatalca İstanbul adresinde yer alan kabloların davalı şirkete ait ….. plakalı beton mikser aracı ile 07/03/2020 tarihinde koparılmak suretiyle hasara uğratıldığını, müvekkili şirket çalışanlarınca hasar tespit tutanağının düzenlendiğini beyanla müvekkili şirketin uğramış olduğu 2.586,00-TL maddi tazminatın hasar tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davacı tarafça düzenlenen tutanakların gerçeği yansıtmadığını, dosya kapsamında müvekkili şirket aracının kablolara zarar verdiğine dair somut, ispata yarar hukuki bir delilin olmadığını beyanla davanın reddini istemiştir.
Yapılan açık yargılamada taraf teşkili sağlanmış, Türkiye Noterler Birliği Başkanlığından … plakalı aracın tescil kayıtları getirtilmiş, tarafların tanıkları dinlenmiştir.
Davacı tanığı …., “Ben davacı şirkette hasar tespit personeli olarak çalışmaktayım, göstermiş olduğunuz tutanağı ben düzenledim, imza da bana aittir, olay gününde olayın gerçekleştiği yerin sakinleri bana telefon ettiler, daha önceden de benzer olaylar yaşandığı için bölgede bulunan benzin istasyonu işletmecisinde numaram vardı, kablo nedeniyle hasar gören bölgenin sakinleri kendisine bilgi vermişler, bu kişi beni arayıp üst sokaklarında inşaat çalışması olduğunu, beton dökülmekte olduğunu, beton mikser aracının kabloyu kopardığını söylemesi üzerine olay yerine intikal ettim, ben gittiğimde beton dökme işi hala devam etmekteydi, oradaki görevli kişiyle konuştuğumda aracın kendilerine ait olduğunu, kendisinin yetkili olmadığını, şirketin personeli olduğunu söyledi, ayrıca kabloyu kendilerinin kopardığını da söyledi, ayrıca çevrede de beton mikserinin kabloyu kopardığını gören şahıslar da vardı, bu tespitler üzerine tutanağı tuttum, ancak davalı şirketin orada bulunmakta olan personeli tutanağa imza atmayacağını söyledi, ben de bu hususu imzadan imtina olarak tutanağa geçtim, bu tarz olaylarla çok sık karşılaşmaktayız, çevreden olayı görenlerde olmasına rağmen imza atmaktan çekiniyorlar, bu nedenle kendilerini tutanağa yansıtamıyoruz, kimse uğraşmak istemiyor, ben, beton döken kişiye tutanağa imza atabilir mi diye sordum, ancak kendisi yetkili olmadığını söyleyerek imza atamayacağını söyledi, ben davalı şirketin personelinin ismini bilmiyorum, bana kabloyu kopartan aracın plakası söylendi, ben de beton dökülen yere gittiğimde oradaki arkadaşa plakayı söyleyerek aracın kendilerine ait olup olmadığını sordum, kendisi de aracın kendi şirketlerine ait olduğunu söyledi, şirketin ismi …. Beton’du, ancak ticari ünvanını bilememekteyim, tutanağa yazmış olmam lazım, benim bilgim ve görgüm bunlardan ibarettir,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı …., ” Ben olay tarihinde davalı şirketin bünyesinde şoför olarak çalışmaktaydım, ben beton dökme aracının şoförü olarak çalışmaktaydım, olayın yaşandığı yere de beton dökmek için gitmiştik, orada ben herhangi bir kablo görmedim, çok gelen giden araçlar oluyordu, başka araçlarda vardı, orada 6-7 araç vardı, yüksek araçlar da geçiyordu, bana kimse gelip de kabloyu siz mi koparttınız şeklinde sormadı, yine kimse bana tutanak imzalatmaya da gelmedi, bu nedenle tutanağı imzadan imtina gibi bir durum da olmadı, bana fotoğraflarını gösterdiğiniz araç benim şoför olarak kullanmakta olduğum araçtı, fotoğraf çekildiği esnada nerede olduğumu tam olarak bilememekteyim, yakınlarında bir yerlerdeyimdir, fotoğrafta göstermiş olduğunuz kişi beton dökme ustasıdır, diğer kişileri de tanımamaktayım, fotoğraflarda ben yokum, fotoğraflarda görülen kabloyu ise hatırlamamaktayım, görmüş de olabilirim ama hatırlamıyorum, orada olayın yaşandığı yerde başka firmalara ait araçlar da vardı, onların şoförleri de birisinin gelip kabloyu sorduğunu söyledi, ancak bana gelip de sen mi yaptın, tutanağı imzala gibi bir şeyler diyen olmadı, bu nedenle kabloyu kimin kopardığını bilmiyorum, ben de yapmadım, bilsem söylerim, ben kendim yapsam da söylerdim, olay nedeniyle davalı şirket tarafından savunmam alınmıştı, savunmamda olay ile ilgimin bulunmadığını söylemiştim, savunma içeriğim aynen doğrudur, yine Arnavutköy’de araçla ilerlerken bir kablonun yere doğru sarktığını görmüştüm, orada bir kimsenin eline fırça vererek kamyonun üzerine çıkarak kabloyu kaldırıp altından geçmiştim, böyle de bir risk almıştım, kablolar neden böyle alçakta oluyor anlamış değilim, benim bilgim ve görgüm bunlardan ibarettir,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama süreci ve değerlendirmede; dava, haksız eylem nedeniyle ortaya çıkan hasar tutarının tahsili istemine ilişkindir.
Davacı, 07/03/2020 tarihinde … Mahallesi … Sokak üzeri Çatalca İstanbul’da yer alan güzergahlarına ait kablonun davalıya ait …. plakalı mikser araç ile kopartılmak suretiyle ortaya çıkan hasarın onarılması için yapılan 2.586,00-TL giderin davalıdan tahsilini istemektedir.
İstemin dayanağı haksız eyleme dayanmakta olup, haksız eylemden sorumluluğa ilişkin TBK’nin 49/1 maddesinde kusurlu ve hukuka aykırı bir eylemle başkasına zarar verenin, bu zararı gidermekle yükümlü olduğu düzenlenmiştir. Bu hükümden hareketle, haksız eylemin gerçekleşmesi için; kusur, zarar, hukuka aykırılık ve kusurla zarar arasında uygun nedensellik bağı unsurlarının bir arada bulunması gerektiği anlaşılmaktadır.
Eldeki davada, davacı tarafından kendilerine ait kablonun davalının hukuka aykırı ve kusurlu eylemi nedeniyle zarara uğradığını iddia etmektedir. Dosya arasında bulunan kanıtlara bakıldığında, zararın davalı tarafından gerçekleştirildiğine ilişkin bir belgeye, kayda rastlanılmamaktadır. Hasar nedeniyle tutulan tutanakta her ne kadar davalı şirketin adı yazılmışsa da, tutanak davacı şirket çalışanı olan ve tutanağı düzenleyen olduğu için dosyada tanık olarak dinlenen …. tarafından imzalanmış, başkaca imza da bulunmamaktadır.
….. anlatımında, olay gününde olayın gerçekleştiği yerin sakinlerinin telefonu ile beton mikserinin kabloyu kopardığını söylemeleri üzerine olay yerine gittiğini, kabloyu kopartan aracın plakasının kendisine söylendiğini, gittiğinde beton dökme işinin devam ettiğini, orada bulunan görevli kişiye aracın plakasını sorduğunda aracın kendilerine ait olduğunu, yetkili olmadığını, şirketin personeli olduğunu, çevrede beton mikserinin kabloyu kopardığını gören şahısların da bulunduğunu, bu tespitler üzerine tutanağı tuttuğunu
, beton döken kişinin tutanağa imza atmayacağını söylediğini beyan etmiş; dinlenen davalı tanığı …. ise, kabloyu hatırlamadığını, olayın yaşandığı yerde başka firmalara ait araçların da olduğunu, fotoğraflarda olmadığını, kendisine kabloyu soran olmadığını, kabloyu kimin kopardığını bilmediğini beyan etmiştir.
Dinlenen tanık anlatımlarına bakıldığında, tanık ….’in olaydan sonra olay yerine gittiği ve olayı görmediği anlaşılmaktadır. Olaydan sonra düzenlenen hasar tespit tutanağında da tanık …. dışında başka birinin imzası da bulunmamaktadır. Bu durumda davalının savunmasının aksine olayı gerçekleştirdiği gösterir davacı tarafından sunulmuş bir kanıt da bulunmamaktadır. Her ne kadar unsurlarıyla birlikte gerçekleşen bir haksız eylem söz konusu olsa da, haksız eylemin davalı çalışanlarınca gerçekleştirildiğini gösteren bir kanıt bulunmadığından, söz konusu haksı eylem nedeniyle ortaya çıkan zarardan davalıyı sorumlu tutmak olanaklı değildir. Yine dosya arasında yer alan fotoğraflardan da, eylemin davalı çalışanlarınca gerçekleştirildiği anlaşılamamaktadır.
Açıklanan nedenlerle davacı tarafından haksız eylem sonucu ortaya çıkan zararın davalı çalışanlarınca gerçekleştirildiği kanıtlanamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL karar harcından peşin alınan 80,70-TL peşin harcın indirilmesiyle geriye kalan 99,20-TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 2.586,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı avansından yapılan toplam 89,00-TL 2 adet ihbar davetiyesinden ibaret giderin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk gideri olan 1.560,00-TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan avansların karar kesinleştikten sonra yatıran tarafa geri verilmesine,
Dair, dava değeri itibariyle kesin olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/06/2023
Katip …
e-imzalıdır
Hakim ….
e-imzalıdır
Davacı Giderler Davalı Giderler
Posta ve davetiye gideri: 231,75-TL
Tanık ücreti : 80,00-TL
Başvurma harcı : 80,70-TL
Toplam : 392,45-TL