Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/291 E. 2022/616 K. 13.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/291 Esas
KARAR NO : 2022/616

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/11/2021
KARAR TARİHİ : 13/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle Müvekkili şirketin “…..” marka suların sahibi olduğunu, müvekkilinin adı geçen markayı uzun yıllardır kullandığı ve birçok market zincirine su temin ettiğini, davalının, zincir marketten almış olduğu “…..” marka suyun içinde yabancı bir madde olduğunu iddia ederek defalarca müvekkilinden para talebinde bulunduğunu, müvekkilinin bu parayı vermeyi kabul etmediğini, bunun üzerine davalının beş litrelik su şişesini sosyal medyada paylaşarak müvekkiline ait “…..” marka suyu kötülemeye başladığını, söz konusu paylaşımların gerçek dışı olduğunu, davalının bu iftiralarının müvekkiline ciddi zararlar verdiğini iddia ederek, davalının fiilinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitini, haksız rekabet teşkil eden fiillerine son verilmesini ve davalıdan 50.000,00 TL manevi tazminatın paylaşım tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP;Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın görevsiz mahkemede açıldığını, söz konusu davanın usulden reddini talep ettiklerini, esasa ilişkin olarak ise, müvekkilinin zincir marketten beş litrelik su satın aldığını, suyun içinde yabancı bir cisim olduğunu fark ettiğini, bu durumu davacı şirket yetkilileri ile paylaştığını, müvekkilinin iyi niyetli olarak seri üretim halinde bulunan bu ürünün insan ve kamuoyu sağlığına tehdit oluşturacağından endişe ile sosyal medya hesaplarından paylaşım yaptığını, davacının tüm iddialarının asılsız olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, haksız rekabetin tespiti, men’i ve manevi tazminat istemine yönelik olup ,
Davacı taraf ….. marka suların sahibi olduğunu davalının davacıya ait 5 L lik su satın aldığını, içinden yabancı cisim çıktığı iddiası ile …com ve de ….com adlı sitelerde gerçeğe aykırı olarak paylaşımlar yaptığını davalının eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğini iddia etmiştir.
Davacı taraf üretimlerinin resmi makamlarca denetlendiğine ve de sağlığa uygun olarak üretim tesis ettiklerine dayanak bir kısım belge ,inceleme raporları dosyaya sunmuştur.
TPE ye yazılan müzekkere uyarınca ….. markasının kullanım hakkının davacıya ait olduğu anlaşılmıştır.
Davalı taraf görev itirazı ile birlikte davanın esastan reddini savunmuştur.
6102 sayılı TTK’nın 54 vd. maddelerinde düzenlenen mutlak ticari dava niteliği bulunan haksız rekabet hükümleri uygulanmak suretiyle çözümlenmesi gerekmekle iş bu dava yönünden davalının görev itirazı reddedilmiştir.
Davalı delilleri kapsamında İl Sağlık Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmış ,davalının satın almış olduğu 5 lt su şişesinin içindeki maddenin incelenmesi talebi üzere,02/12/2021 tarihli tutanak düzenlenmiş”ürünün kapağının açılmadığını 5 L pet şişe üzerinde etiket bilgilerinin ve üretim son kullanım tarihi bilgilerinin olduğu,ambalajlı su içerisinde yabancı bir madde görüldüğü hususları tespit edilmiş olup ,imza altına alındığı anlaşılmıştır.
Davacıya ait markalı 5 L pet şişe su içerisinde yabancı madde olduğu hususu bu şekilde uyuşmazlık dışı olup ,
Uyuşmazlık konusu; davalının satın almış olduğu ….. marka 5 litrelik su içerisinde bulunan yabancı cisim sebebiyle davalının sosyal medya hesaplarından paylaşım yapması şeklinde ki eyleminin TTK 55.maddesi uyarınca haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı, davacının manevi tazminat talebinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmakla ;
Davacı taraf davalının eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğu iddiasında olduğu,davalının ise gerçeğe aykırı beyanda bulunmadığı , hak arama özgürlüğü kapsamında eylemlerinin değerlendirilmesi gerektiğini savunuştur.
TTK 55/1-a (1) alt bendinde belirtilen” başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini, yanlış, yanıltıcı veya gereksiz incitici açıklamalarla kötülemek” şeklinde gerçekleşen eylemler haksız rekabet niteliğinde olup davacı taraf haksız rekabet iddiasını bu maddeye dayandırmaktadır.
Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın 36. maddesinde; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” şeklinde yer almıştır. Hak arama özgürlüğü bu şekilde güvence altına alınmış olup; kişiler, gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendilerine zarar verenlere karşı haklarının korunmasını, yasal işlem yapılmasını ve cezalandırılmalarını isteme hak ve yetkilerine sahiptir.
Anayasa’nın güvence altına aldığı hak arama özgürlüğünün yanında, yine Anayasanın “Temel Haklar ve Hürriyetlerin Niteliği” başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten başka, 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu da düzenleme altına alınmış bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25.maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, TBK’nun 58. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir.
Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir. Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir. Bunlara dayanarak başkalarının da aynı olay karşısında davalı gibi davranabileceği hallerde şikayet hakkının kullanılmasının uygun olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde şikayetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır.(T.C.ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 25. HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/538 EsasKARAR NO : 2022/657KARAR TARİHİ : 05/04/2022)
Davalı tarafın sosyal mecralarda yaptığı paylaşımlarının gerçek duruma uygun olduğu İl Sağlık Müdürlüğü ‘nün 02/12/2021 tarihli tutanağı ile sabit olup aynı durum ve olay karşısında başkalarının da davalı gibi davranabileceği hallerde şikayet hakkının kullanılmasının uygun olduğu kabul edilmelidir. Bu sebeple davalı eylemlerinin haksız rekabet olarak nitelendirilmesi, davacının kişilik haklarının zarar gördüğü iddiası dinlenilebilir olamamakla davalının sergilediği eylemlerin hak arama özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM;Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan haçlar tarifesi gereğince alınması gereken 80,70- TL harcın 853,88 TL peşin harçtan mahsubu ile kalan 773,18 TL bakiye harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça sarf edilen 20,00 TL vekalet harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
6-Arabuluculuk masrafı olan 1.320,00-TL’ nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
7-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ve davalı vekilinin e-duruşma ile yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır