Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/275 E. 2022/634 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/275 Esas
KARAR NO : 2022/634

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 23/03/2022
KARAR TARİHİ : 15/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İhyası talep edilen … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … Numaralı sicilinde kayıtlı bulunduğunu, Bakırköy ….Noterliği’nin … sayı 10.06.2013 tarihli kararı ile tasfiye haline girdiğini ve şirketin tasfiye işlemlerinin 13.06.2013 tarihinde Ticaret Siciline tescil edildiğini, 30.01.2015 tarihinde ise tasfiye sonu ilanı verildiğini, şirketin Ticaret Sicilinden silinmesinin hukuk ve yasaya aykırı olduğunu bu yüzden şirketin ihyasının gerektiğini, şirketin ihyası ve müvekkilinin işçilik alacaklarının tahsili için Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/10/2017 Tarihli, … Esas, …. Karar sayılı kararı ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü … sicil numarası ile kayıtlı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına münhasır olmak üzere TTK’ nın 547. Maddesi gereğince ihyasına karar verildiğini, müvekkilin işçilik alacaklarının tahsili talepli olmak üzere ikame ettikleri davanın Bakırköy ….İş mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile derdest olduğunu, işbu davada Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 17/12/2020 Tarihli, … Esas, …. Karar numaralı ilamı ile “Tüzel kişiliği sona eren şirketin ihyası için tasfiye memuru ile Ticaret Siciline husumet yöneltilerek görevli Asliye Ticaret Mahkemesinde ayrı bir dava açılması için davacı tarafa uygun bir süre verilmelidir. Dava açıldığı takdirde ve alınacak sonuca göre eldeki davaya devam edebilme imkanı bulunduğu belirlendiğinde, tüzel kişiliğe tebligat yapılarak, usulüne uygun şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilerek davanın sonuçlandırılması gerekirken taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilerek yazılı gerekçe ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile yerel mahkemenin … E., … K.sayılı kararı kararının bozulmasına karar verildiğini, bozma ilamı sonrası Bakırköy … İş mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile devam eden yargılamanın 04/03/2022 tarihli celsesi ile Yargıtay ilamı doğrultusunda “davacı tarafa, dosya kapsamında davalı şirketin ihyası için dava açmak üzere işin niteliği itibari ile 1 aylık kesin süre verilmesine. 1 aylık kesin süre içerisinde ihya kararı sunulmaz veya mahkeme ve esas numarası bildirilmez ise davanın dava şartı yokluğundan usulden reddedileceği hususunun ihtarına” karar verildiğini, alınan karar doğrultusunda müvekkilinin işçilik alacaklarının tahsili talepli ikame edilen iş davası kapsamı ile davalı … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi’nin ihyası için kendilerine verilen 1 aylık kesin süre içinde işbu davayı ikame ettiklerini, Yargıtay ilamı ile bozulmasına karar verilen Bakırköy … İş mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı kararına karşı davalı şirketi temsilen Tasfiye Memuru …’in davadan haberdar olmasına ve devam etmekte olan davaya rağmen işbu davayı şirketin borç kısmına yazmadığını, çekişmeli alacakları depo etmediğini ve şirketin tüzel kişiliğini sona erdirdiğini, derdest dava bulunmakta iken şirket kaydının silinmesinin usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, bu sebeple de şirketin ihyası gerektiğini, her ne kadar rücuan alacak davası davalı limited şirketin tasfiyesinden sonra açılmış ise de, tasfiye memurunun iş kazasından haberdar olduğunu, bu konuda dava açılıp açılmadığını araştırmakla yükümlü olduğunu, tasfiye memurunun iş kazasından haberdar olması nedeniyle, “Şirketin henüz muaccel olmayan borçlariyle münazaalı bulunan borçlarına tekabül edecek bir para dahi kezalik notere tevdi olunacağı” yönündeki TTK.nun 445/3. madde hükmü gereğince, belirtilen sair tedbirleri almak suretiyle tasfiyeyi gerçekleştirmeleri gerektiğini, eksik işlemler neticesinde tasfiyenin hukuken sonuçlandığının kabul edilemeyeceğini, ayrıca, tasfiye halinde bulunan bir şirketten alacaklı bulunan kişilerin yapılan ilanlara rağmen alacaklarını yazdırmamalarının alacağın düşmesini gerektirmeyeceğinin de dikkate alınmasını, derdest dava varken ve bu dava kesinleşmeden tasfiyenin kapatılıp sicilden kaydın silinerek şirketin tüzel kişiliğinin sona erdirilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yine, Yargıtay …. Hukuk Dairesinin yerleşik kararlarında da:”Tüzel kişiliğin sona erdirilmesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz olarak tamamlanması gerekir. Eğer tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmış ise tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile, tüzel kişiliğin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır” demek suretiyle şirketlerin “ihya” olunabilirliğine yani yeniden canlandırılmasına olanak verildiğini, Yargıtay Kararlarında da belirtildiği gibi; derdest dava bulunmakta iken tasfiye memurunun davayı dikkate almayarak tasfiye işlemlerini sonlandırmasının hukuka aykırı olduğunu; eksik işlemler neticesinde tasfiyenin hukuken sonuç doğurmaması gerektiğini, tüm bu nedenlerle, Bakırköy … İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile alınan 04/03/2022 tarihli kararı gereği dosya kapsamı ile Davalı … SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ ‘nin ihyasına karar verilmesini, Bakırköy … İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile alınan 04/03/2022 tarihli kararı gereği dosya kapsamında Davalı … SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ ‘nin ihyasına, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Yargıtay …. HD. … E. … K. Bozma ilamı sonrasında, Bakırköy …. İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında, müvekkilinin tasfiye memuru olarak atandığı … San. ve. Tic. Ltd. Şti hakkında ihya davası açılması yönünde karar vermiş ise de, bu kararın yerinde olmadığını, usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının alacak hakkı bulunmaması nedeniyle esas yönünden hukuki bir yararı bulunmadığını, işbu sebeple HMK 114. madde gereği ve emsal Yargıtay kararları gereği usulen de Bakırköy …. İş Mahkemesi’nin … dosyada davanın reddi gerektiğini, zira ihyası talep olunan şirketin hiçbir mal varlığı olmadığı gibi davacının da hiçbir alacak hakkı bulunmadığını, davacının, Bakırköy …. İş Mahkemesinin … E. (yeni esas:…) Sayılı dosyasından müvekkilinin haberdar olduğunu, buna rağmen şirketin tasfiye edildiği ve çekişmeli alacakların depo edilmediğini iddia ettiğini, ancak, ilgili mahkeme dosyasında davalı bulunan … San. ve. Tic. Ltd. Şti’nin Tasfiye memuru olan müvekkile hiçbir tebligat yapılmadığını Bakırköy …. İş Mahkemesi … E. dosyası incelendiğinde görüleceği üzere, davacı 07.05.2013 tarihinde, Bakırköy … İş Mahkemesi … E. dosya ile dava ikame edildiğini, davalı şirketin adreste bulunmaması nedeniyle dava dilekçesinin tebliğ edilemediğini ve mahkeme tarafından davalı şirketin adresi ve yetkililerinin tespiti için 31.05.2013 tarihinde İstanbul Ticaret Sicile müzekkere yazıldığını, İstanbul Ticaret Sicilden 15.07.2013 tarihinde gelen cevabı yazıda davalı şirketin tasfiyeye girdiği ve tasfiye memuru müvekkilinin bilgilerinin Bakırköy …. İş Mahkemesi … E. sayılı dosyasına gönderildiğini, davacının 15.7.2013 tarihi itibariyle; şirketin tasfiyeye girdiğinden haberdar olduğunu, şirketin, hukuki durumuna vakıf olan mahkeme ve davacı, yasal mevzuat ve içtihat gereği tasfiye memuruna yapılması gereken tebligatları, usule aykırı bir şekilde, şirketin eski adresine Tebligat Kanunu 35. Maddeye göre tebliğ etmeye devam ettiğini, şirkete dava açıldığından haberdar olmayan tasfiye memuru müvekkilinin ise 30.01.2015 tarihinde, tasfiye sürecini tamamlayarak hiçbir mal varlığı bulunmayan şirketin, ticaret sicilden terkin edilmesini sağladığını, dolayısıyla davacının, hukuki ve fiili dayanaktan yoksun bir şekilde, haksız iddialarda bulunarak müvekkilinin davadan haberdar olduğunu iddia ettiğini, şirketin tasfiyesinin henüz sona ermediği 15.7.2013 tarihinde, şirketin tasfiyeye girmiş olduğundan haberdar olan davacının, ticaret sicile derdest davayı bildirmediğini ve tasfiyenin tamamlanmasına engel olabilecekken bunu yapmadığını, tasfiye sürecinde alacaklıların alacağını yazdırmalarına ilişkin usulüne uygun ilan yapıldığını, davacının var olduğunu iddia ettiği alacak hakkını da yazdırmadığını, Bakırköy …. İş Mahkemesine, Ticaret Sicilden gelen evraklar akabinde davacı, alacak yazdirilmasi ilanı yapıldığından ve şirketin tasfiye sürecinde olduğundan haberdar olduğunu, ancak tüm bu safahata rağmen, davacının var olduğunu iddia ettiği alacak hakkını yazdırma imkanı varken kötü niyetli olarak alacağını yazdırmadığını, zira davacının şirketin mal varlığı olmadığını bildiğini, Bakırköy … İş Mahkemesi’nde ikame edilen davada müvekkiline hiçbir tebligat yapılmadan 21.10.2015 tarihinde hukuken ve fiilen olmayan bir şirket hakkında hüküm kurulmasını sağlayarak, müvekkili üzerinde manevi baskı yaratmak ve haksız alacak talebini elde etmek gayesinde olduğunu, davacının alacak hakkının bulunmadığı, şirketin de hiçbir mal varlığının olmadığı hususları dikkate alındığında, şirketin ihyasında davacının hukuki yararı bulunmadığını, davacının işbu davayı ikame etmekteki amacının alacaklı olduğunu iddia ettiği bedelin şirketin borcuna kayıt edilmesinin ise, ticaret sicilde şirketin tasfiyesi ilanında alacağını yazdırabilecekken bunu yapmadığını, tasfiye memuru olan müvekkilinin aynı zamanda şirket müdürü olduğunu, şirketin tasfiye aşamasına girmeden önce tüm çalışanlar ile mutabakata varmak suretiyle alacak hakkı bulunanlara ödemelerini yaptığını, davacının kötü niyetli olarak açmış olduğu davadan, gerek Ticaret Sicil Müdürlüğü’nü gerek müvekkilini haberdar etmemek suretiyle; kendi kusurundan kaynaklan sebeplerle müvekkilini manevi olarak yıpratmakta ve maddi külfet altına sokmaya çalıştığını, zira, şirket hakkında ihya kararı verilmesi akabinde, yeniden tasfiye işlemleri yapılmasının dahi maliyet gerektirmekte olduğunu, hiçbir mal varlığı bulunmayan şirket işlemleri nedeniyle müvekkilinin haksız olarak maddi külfete maruz kalacağını, bu nedenlerle davanın reddine ve yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini, Mahkememiz aksi kanaate ise ve davanın kabulüne karar vermesi halinde Yargıtay HD. …. E. … K. Sayılı kararı uyarınca müvekkilin işbu davanın açılmasında hiçbir kusuru bulunmaması nedeniyle, yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasını ve karşı vekalet ücretine hükmedilmemesi yönünde karar verilmesini istemiştir.
Davalı yasal hasım …, davaya karşı cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, limited şirketin ihyasına ilişkindir.
Bilindiği gibi şirketin ihyası-ek tasfiyesi talebinin kabul edilebilmesi için şirketin şeklen tasfiyesinin tamamlanmış ve bu nedenle sicilden terkin ve bu şekilde tüzel kişiliğinin sona ermiş olması ve TTK 547. maddesi gereğince ek tasfiyenin gerekli bulunması yeterlidir.
Diğer yandan ihyası istenen şirketin terkininden önceki merkez adresine göre davayı görmeye mahkememiz görevli ve yetkilidir.
İhyası istenen şirketin tasfiyesini tamamlayarak ticaret sicilinden 30/01/2015 tarihinde terkin edildiği ve bu hususun da tescil ve ilan edildiği anlaşılmaktadır.
İhyası istenen şirket … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin işçi alacağı nedeniyle oluşan borcu için, Bakırköy … İş Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile dava açıldığı anlaşılmaktadır. Saptanan bu durum karşısında ihyası istenen şirketin terkin ile sona eren tüzel kişiliğinin yeniden kazandırılması ve ek tasfiyesi zorunludur.
Diğer yandan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 547/2. maddesi gereğince talebin kabulü halinde, ek tasfiye işlemlerini yapması için son tasfiye memuru yahut memurlarının yahut da yeni bir veya birkaç kişinin tasfiye memuru olarak atanıp, keyfiyetin tescil ve ilanına karar verilmesi gerekir. Mahkememizce terkinden önceki tasfiye memuru olan davalının, yeniden tasfiye memuru olarak atanması uygun bulunmuştur.
Hal böyle olunca ek tasfiye koşulları mevcut olduğundan aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın KABULÜ İLE;
-İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … numarasında kayıtlı iken tasfiye yolu ile terkin edilen Tasfiye Halinde … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin TTK 547. maddesi gereğince Bakırköy …. İş Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasına münhasır olmak üzere ek tasfiye işlemleri sonuçlandırılıncaya kadar YENİDEN TESCİLİ suretiyle İHYASINA, TTK 547 maddesi gereğince önceki tasfiye memuru …’in tasfiye memuru olarak atanmasına, tasfiye memurunun şirketin temsilcisi olması sebebiyle ücret takdirine yer olmadığına,
-İhya kararının TTK 547/2. maddesi gereğince Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde tescil ve ilanına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca takdir edilen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı … yasal hasım olduğundan davalı tasfiye memurundan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 50,50 TL yargılama gideri, 80,70-TL başvuru harcı, 11,50-TL vekalet harcı, 80,70-TL peşin harç toplamı olmak üzere 223,40-TLnin davalı … yasal hasım olduğundan davalı tasfiye memurundan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin ve davalı tasfiye memuru vekilinin yüzlerine karşı, davalı … Müdürlüğü’nün yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.15/06/2022

Başkan …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Katip …
e-imzalıdır.