Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/212 E. 2022/419 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/212 Esas
KARAR NO : 2022/419

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 17/09/2021
KARAR TARİHİ : 13/04/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyasıŞirketin İhyasıŞirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava : davacı vekili dava dilekçesini özetle :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, dava dışı borçlu şirket ….. Gıda İnş.Mal.Nak.Teks.San.Tic.Ltd.Şti. adına düzenlenen 30.09.2013 keşide tarihli 24.340,00-TL bedelli bir adet çekin müvekkiline ciro edildiğini, müvekkili tarafından 30.09.2013 tarihinde süresinde ibraz edilmiş olup çek bedelinin karşılıksız çıkması üzerine icra takibine girişildiğini, 25.10.2013 tarihinde İstanbul …. İcra Müdürlüğü’ nün ….. E. sayılı dosyası ile başlatılan takip kapsamında düzenlenen ödeme emrinin 12.03.2015 tarihinde borçlu şirkete tebliğ edildiğini, borçlu şirkete yapılan ödeme emri tebligatı akabinde yasal süresi içerisinde itiraz edilmediğini ve takibin kesinleştiğini, takip dosyası kapsamında işlemler yürütülürken borçlu şirketin davalı …..Müdürlüğü tarafından ticaret sicilinden re’sen terkin edildiğinin fark edildiğini, icra takibinin henüz sonuçlandırılamadığını ve müvekkilinin haklı alacağına ulaşamamış olması nedeniyle borçlu şirketin ihyasını isteme zarureti hâsıl olduğunu, ihya taleplerinde hukuki yarar bulunduğunu, icra takibi kapsamında düzenlenen ödeme emrinin borçluya tebliği akabinde süresi içerisinde itiraz edilmemesi üzerine kesinleşen ve hali hazırda icra-i faaliyetleri devam eden İstanbul …. İcra Müdürlüğü’ nün ….. E. sayılı takip dosyasının mevcut olması, takibe dayanak borç bedellerinin henüz tahsil edilememiş olması nedeniyle borçlu şirketin ihyasını talep etmelerinde hukuki yararları bulunduğunu, tüzel kişiliğin sona erdirilebilmesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerektiğini, tasfiyenin hukuken kabul edilebilir olması için tasfiyeye konu edilen borçlunun tarafı olduğu tüm uyuşmazlıkların sonuçlandırılması ve icra takiplerinin infazının sağlanması gerektiğini, ihyası gereken dava dışı borçlu şirket ….. Gıda İnş. Mal. Nak. Teks. San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine icra takibi 25.10.2013 tarihinde İstanbul ….. İcra Müdürlüğü ….. E. sayılı dosya ile derdest edildiğini, borçlu firmanın tasfiye tarihinin ise 12.09.2014 olup görüleceği üzere re’sen terkin işleminden çok önce icra takibine başlandığının aşikar olduğunu, davalı kurum tarafından usul ve yasalara ayrı olarak icra edilen re’sen terkin işlemi ile müvekkilinin ihyası talep edilen borçlu şirketten olan hak alacaklarını tahsil etme imkânı elinden alınmış olup bu nedenle huzurdaki davayı ikame etme zorunluluğu doğduğunu, TTK geçici madde 7/2 uyarınca öngürülen 5 yıllık zamanaşımı süresi uygulanamayacağını, derdest ettikleri işbu davaya ilişkin düzenlenmiş herhangi bir zamanaşımı süresi bulunmadığını ve işbu davayı açmada hukuki yararları da bulunduğundan zamanaşımı ve hak düşürücü süreye ilişkin davalı tarafça öne sürülebilecek olası tüm itirazlarının reddi gerekeceğini belirterek açıklanan nedenler ile ihyası istenen ….. Gıda İnş. Mal. Nak. Teks. San. Tic. Ltd. Şti.’nden olan alacağına istinaden derdest edilen …. İcra Müdürlüğü’ nün ….. E. sayılı dosyasının neticelendirilmesi için davanın kabulüne, dava dışı ….. Gıda İnş. Mal. Nak.Teks.San.Tic.Ltd.Şti.’nin ihyasına ve terkin kaydının iptali ile tesciline, tüm yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin ihyası talep edilen dava dışı borçlu şirkete hukuka aykırı olarak re’sen terkin işlemi yaparak iş bu davanın açılmasına kendi kusuru ile sebebiyet veren davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, … Müdürlüğü’ nün 6102 Sayılı TTK m. 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m. 34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, … Müdürlüğü’ nün , Ticaret Sicili’ne tescil konusundaki talepleri, ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirir ve sonuca bağlar; yargı merci gibi hareket edemez. “..Sicil müdürlüğü’ nün tescil için aranan kanuni şartların var olup olmadığını incelemekle yükümlü olduğunu, tüzel kişilerin tescilinde, özellikle şirket sözleşmesinin, emredici hükümlere aykırı olup olmadığı ve söz konusu sözleşmenin kanunun bulunmasını zorunluluk olarak öngördüğü hükümleri içerip içermediği incelenir.Tescil edilecek hususların gerçeği tam olarak yansıtmaları, üçüncü kişilerde yanlış izlenim yaratacak nitelik taşımamaları ve kamu düzenine aykırı olmamaları şarttır.” (TTK m. 32). Yasal şartlar oluşmuşsa yapılan işlemle ilgili tescil kararı vereceğini, müvekkili Ticaret Sicili Müdürlüğünün re’sen terkin işlemini, “6102 sayılı Kanunun Geçici 7’nci maddesi”, “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 5’inci maddesi”, “6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 20/1 maddesi” ve “Anonim ve Limited Şirketlerin Sermayelerini Yeni Asg… Müdürlüğüne …. ticaret sicil numarası ile kayıtlı bulunan ….. Gıda İnşaat İnşaat Malzemeleri Nakliyat Tekstil Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi’nin dosyasında yapılan incelemede, şirketin “6102 sayılı Kanunun Geçici 7’nci maddesi”, “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 5’inci maddesi”, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 20/1 maddesi ve Anonim ve Limited Şirketlerin Sermayelerini Yeni Asgari Tutarlara Yükseltmelerine ve Kuruluşu ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi Anonim Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin Tebliğ’in 7. maddesi kapsamında; “vergi kaydının terkin edildiği” ve “aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantısının yapılmadığı” hususunun belirlenmesinin ardından, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7’nci maddesi ile “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ”in 5’inci maddesi gereğince re’sen terkin kapsamına alındığı, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirilmesinin ardından 12.09.2014 tarihinde sicil kaydının re’sen terkin edildiğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun Geçici 7’nci maddesi uyarınca, resen terkin kapsamına alınan şirketlerin, bu durumun kendilerine tebliğinden itibaren iki ay içerisinde münfesih olma sebeplerini ortadan kaldırarak buna ilişkin ispat edici belgeleri Ticaret Sicil Müdürlüğüne ibraz etmesi ya da şirketin faaliyetinin devamının mümkün olmaması halinde aynı süre içerisinde tasfiye memurunu bildirmesi, ayrıca şirketin davacı ya da davalı sıfatıyla sürmekte olan davasının bulunması halinde, (Müvekkil Ticaret Sicili Müdürlüğünce bu hususun tespit edilmesi mümkün olmadığından) buna ilişkin yazılı beyanı Ticaret Sicili Müdürlüğüne vermesi gerektiğini, müvekkili Ticaret Sicili Müdürlüğünce söz konusu şirkete, belirtilen süre içerisinde münfesih olma sebeplerini ortadan kaldıran işlemlerin yerine getirildiğinin ispatlayıcı belgelerle birlikte bildirilmemesi ya da tasfiye memurunun bildirilmemesi hâlinde söz konusu şirketin unvanının ticaret sicilinden silineceği, şirkete ait malvarlığının kaydın silinme tarihinden itibaren on yıl sonra Hazineye intikal edeceği ve bunun kesin olduğu ihtarında bulunulduğunu ancak bu ihtara rağmen söz konusu şirket yukarıdaki yükümlülüklerini yerine getirmediğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu Geçici 7’nci Maddenin 15’nci fıkrası, “Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” hükmünün haiz olduğunu, müvekkili Ticaret Sicil Müdürlüğünün, mahkeme hükmü olmaksızın bir şirketi tekrar sicile tescil yükümlülüğü bulunmadığını, söz konusu şirketin ihyası istenmekte ise de; “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ”in 16’ncı maddesinin 2’nci fıkrasında yer alan “Bu Tebliğ hükümlerine göre, ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatiflerin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” hükmü gereğince, bu işlemin madde hükmünde de belirtildiği üzere ancak bu hususta mahkemeye başvurulmak suretiyle gerçekleştirileceğinin açık olduğunu, müvekkilinin açılmasına sebep olmamış olduğunu, bu nedenle müvekkil Ticaret Sicili Müdürlüğünün, “yargılama giderleri” ve “vekâlet ücreti”nden sorumlu tutulamayacağını re’sen terkin işlemlerinin; Kanuna uygun olduğuna, davacı tarafça re’sen terkin işlemlerinin usule uygun olmadığına dair iddianın ileri sürülemeyeceğine ve diğer gerektirici sebepler çerçevesinde müvekkili müdürlüğün yargılama giderleri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını davanın reddine, mahkeme aksi kanaate ise müvekkili aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ticaret sicil müdürlüğünün resen terkin işlemine itiraz yolu ile şirketin ihyası talebine ilişkindir.
Davacının ihyasını istediği ….. GIDA İNŞAAT MALZEMELERİ NAKLİYAT TEKSTİL SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin İstanbul ticaret siciline kayıtlı iken …. Müdürlüğü tarafından 6102 sayılı TTK geçici 7.maddesi gereğince 12.09.2014 tarihinde sicilden terkin edildiği, davacının da ihyasını istediği şirketin yeniden tescili talebiyle iş bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
İhyası istenen şirket, ticaret sicilinden tasfiye ile terkin edilmediğinden dava ek tasfiye davası olarak nitelenemeyeceğinden TTK 32 vd maddeler ile TTK geçici 7. maddesine dayalı itiraz davası olarak nitelenmiş olup, TTK 32 vd. maddeler gereğince basit yargılama usulünde görülmüştür.
Diğer yandan ihyası istenen şirketin terkinden önceki sicil adresinin mahkememiz yetki alanında kaldığı anlaşıldığından mahkememiz görevli ve yetkilidir.
Bilindiği üzere 6102 Sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinin 1. fıkrası uyarınca 01.07.2015 tarihine kadar aynı maddede sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. Madde hükmüne göre anonim şirketler 559 Sayılı Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, 6102 Sayılı TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 01.07.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantılarının yapılamaması, TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilebilirler. Ticaret sicil müdürlüklerince kapsam dahilindeki şirketlere bir ihtar gönderilir. Bu şirketler tasfiye memuru bildirdikleri takdirde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirmeyen şirketlerin unvanı ise ticaret sicilinden re’sen silinir. Ancak, devam eden davası bulunan şirketler için bu madde hükmü uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak, şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilirler.
Diğer yandan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 547/2. maddesi gereğince talebin kabulü halinde, ek tasfiye işlemlerini yapması için son tasfiye memuru yahut memurlarının yahut da yeni bir veya birkaç kişinin tasfiye memuru olarak atanıp, keyfiyetin tescil ve ilanına karar verilmesi gerekir. Mahkememizce terkinden önceki şirket yetkilisinin, tasfiye memuru olarak atanması uygun bulunmuştur.
Hal böyle olunca ek tasfiye koşulları mevcut olduğundan aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:
1-Davanın kabulü ile İstanbul Ticaret sicilinin … sicil numarasında kayıtlı iken resen terkin edilen ….. GIDA İNŞAAT MALZEMELERİ NAKLİYAT TEKSTİL SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin resen terkin işleminin iptali ile ticaret siciline YENİDEN TESCİLİ suretiyle İHYASINA, şirketin önceki yetkilisi Recep Bingöl’ün tasfiye memuru olarak atanmasına,
2-Alınması gereken 80,70 TL karar harcının peşin alınan 59,30 TL harçtan mahsubu ile 21,40 TL bakiyesinin davalı İTSM yasal hasım olduğundan davacıdan alınmasına,
3- Davalınını yasal hasım olması nedeniyle, davacı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan 312,00-TL yargılama giderinin davalı … yasal hasım olduğundan davalı tasfiye memurundan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Kullanılmayan gider avansları konusunda HMK 333 maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,

Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalının yüzünde oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 13/04/2022
Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır