Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/209 E. 2023/280 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/209 Esas
KARAR NO : 2023/280

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/03/2022
KARAR TARİHİ : 23/03/2023
YAZIM TARİHİ : 18/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı taraftan taşımacılık hizmeti almış olduğunu, malların Çin’den Kıbrıs’taki şantiyeye teslim edilmesi için anlaştıklarını, bir kısım malların 06/04/2021 tarihinde bir kısım malların 07/04/2021 tarihinde taşınması için anlaştıklarını, bu anlaşma neticesinde 07.04.2021 tarihli …. Fatura numaralı ve 4.066,98 -TL bedelli ve 12.04.2021 tarihli …. Fatura numaralı ve 3.790,28 -TL bedelli faturaların düzenlendiğini, ancak malların tesliminin 07/05/2021 tarihinde gerçekleştiğini, müvekkili şirketin davalının malları geç teslim etmesinden dolayı zarara uğradığını, bu nedenle dava şartı olan arabuluculuğa başvurduklarını, davalı malları geç teslim etmesinden ötürü dava dışı …. Ltd Şti tarafından müvekkili şirkete 23/12/2021 tarihinde 22.000,00-TL bedelli gecikme faturası düzenlendiğini, davalı tarafından malların geç teslim edilmesi neticesinde müvekkilinin maddi zarara uğradığını, bu zararda davalı şirketin sorumluluğunun bulunduğunu beyan ederek davanın kabulüne, müvekkilinin gecikme sebebiyle uğramış olduğu 22.000,00-TL maddi zararın avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini Mahkememizden talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacının gönderilerin geç teslim edildiği iddiasının yerinde olmadığını, geç teslimden doğan zarar ve doğan zarardan müvekkilinin sorumlu olduğuna ilişkin taleplere itiraz ettiklerini, uyuşmazlığın uluslararası havayolu yük taşımacılığından kaynaklandığını, işbu davada 01.10.2010 tarihli ve 27716 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Hava Yoluyla Uluslararası Taşımacılığa İlişkin Belirli Kuralların Birleştirilmesine Dair Sözleşme (Varşova Konvansiyonu’na ek 4 sayılı Montreal Protokolü) hükümlerinin uygulanması gerektiğini, davacı tarafından müvekkili şirkete süresi içerisinde herhangi bir hasar bildirim yapmadığını, dava dilekçesi ekinde hasar bildirimi yapıldığını ispatlar hiçbir delilin bulunmadığını, süresi içerisinde hasar bildirimi yapılması dava şartı olduğundan davanın reddi gerektiğini, tarafların gönderilerin İstanbul’da belirtilen adreste davacıya teslimi hususunda anlaştıklarını ancak 16/04/2021 tarihinde teslimat adresinin davacı tarafından değiştirilerek Kıbrıs’a teslim edilmesini ve alıcı isminin … olarak değiştirilmesini talep ettiğini, bu değişikliklerin 21/04/2021 tarihinde tamamlandığını, adres değişikliği neticesinde gönderilerin teslim adresine ulaşmasının yaklaşık iki hafta süreceği davacı şirkete iletildiğini, bu nedenle müvekkili şirkete yöneltilen davanın haksız olduğunu beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini Mahkememizden talep etmiştir.
Yapılan açık yargılamada taraf teşkili sağlanmış, bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama süreci ve değerlendirmede; dava, taşıma sözleşmesi gereği yapılan taşımada gecikme dolayısıyla oluşan zararın rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davacı, davalı tarafından yerine getirilen taşıma işinden dolayı gecikmeli teslim nedeniyle ortaya çıkan zararının tahsilini istemektedir.
Davalının taşınanı 07/05/2021 tarihinde gönderilene teslim ettiği hususu, uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, davalının taşıma sürecini gecikmeli olarak yerine getirip getirmediği, taşıma süreci gecikmeli olarak gerçekleşmiş ise gecikmenin bir zarara yol açıp açmadığı, bir zarar söz konusuysa davalının zarardan sorumlu olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Dosya arasında yer alan belgelere göre, taşıma işinin Çin ülkesinden İstanbul’a yapılacağı görülmekte olup, davacı tarafça sunulan yazışma örneklerinde, teslimatın Kıbrıs’a yapılacağı yönünde yazışmalar yapıldığı görülmekte, nitekim teslimatın da 07/05/2021 tarihinde Kıbrıs’a yapıldığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığa uluslararası havayolu taşıma işi nedeniyle Montreal Konvansiyonu hükümlerinin uygulanması gerekecektir. Konvansiyonun 7. maddesine göre, hava sevk fişinin gönderen tarafından üç orijinal parça olarak yazılacağı belirtilmiş olup, hava sevk fişi içeriğinden gönderenin sorumlu olacağı anlaşılmaktadır. Taşıma senedi (hava sevk fişi) içeriğinin düzenlenmesi ve taşıma sürecinde kullanımından gönderen sorumlu olup, buna karşın sorumluluk aktarma sürecinin yürütümünde ise taşıyıcıya aittir. Alınan bilirkişi raporunda da bu hususa değinilmiş, taşımanın Kıbrıs’a yapılacak olmasına karşın, hava sevk fişinin İstanbul için düzenlenmesi gözetildiğinde, Kıbrıs aktarmasının ayrıca yönetilmesi gerekecektir. Bilirkişi raporunun saptamasıyla, 06/04/2021 ve 07/04/2021 tarihlerinde taşımaya alının iki adet yükün 07/05/2021 tarihinde teslim edilmesine göre, aktarmanın gereği gibi yönetilsiydi 7-10 gün içinde tamamlanması gereken havayolu kargo taşıması bakımından bir ayı bulan süre gecikmeli taşımaya işaret etmekle birlikte, taraflar arasındaki yazışmalarda transit sürecinin bir haftayı bulabileceği bildirildiği, gönderinin 30/04/2021 tarihinde Kıbrıs’a aktarıldığı, sonrasında ise gönderinin teslimat adresinde düzenli olarak biri bulunmamasından dolayı gecikmenin yaşandığı belirlenmiştir.
Montreal Konvansiyonu’nun 31. maddesinde, gecikme durumunda şikayet, en geç bagaj ya da kargonun kendi kullanımına verilmiş olması gereken tarihten itibaren 21 gün içerisinde yapılması, şikayetin yazılıolması ve sözü edilen süreler içerisinde verilmesi ya da gönderilmesi gerektiği, eğer sözü edilen süreler içerisinde bir şikayette bulunulmadığı takdirde taşıyıcının kötü niyetli olması dışında, taşıyıcı aleyhine bir dava açılamayacağı belirtilmiştir. Bu düzenlemeye göre, taşıma sürecinde gecikme durumunda 21 gün içerisinde taşıyıcıya yazılı bildirim yapılması gerekmekle, bildirim süresine uyulmaması durumunda gecikme zararına ilişkin istem hakkı düşecektir. Dosya kapsamından gönderinin tesliminin 07/05/2021 tarihinde yapıldığı uyuşmazlık dışıdır. Bu durumda davacının anılan düzenlemeye göre, gecikme zararına ilişkin istemini en geç 28/05/2021 tarihinde bildirmesi gerekecektir. Ancak dosya kapsamında, davacı tarafından davalıya süresi içerisinde bildirim yapıldığını gösterir herhangi bir kanıta, belgeye rastlanmamıştır.
Davacı vekili tarafından gerçekleşen zarara ilişkin dosyaya sunmuş olduğu, 30/07/2020 tarihli sipariş formuna göre, sipariş tutarının 220.000,00-TL olduğu, teslim süresinin sipariş tarihinden itibaren 4-6 hafta olduğu, gecikme durumunda sipariş bedeli üzerinden günlük %0,5 oranında ceza tutarı üzerinde anlaşıldığı, ancak ceza tutarının sipariş bedelinin %10’unu geçemeyeceği kararlaştırılmıştır. Bu durumda, sipariş formunda belirtilen gecikme cezasının 07/05/2021 tarihinde davalı tarafa bildirilmesi gerekirken bildirilmemiştir. 23/12/2021 tarihinde sipariş formuna istinaden davacının müşterisi tarafından davacıya karşı 22.000,00-TL tutarlı gecikme cezası faturası düzenlenmiş, davacı da tarafına düzenlenen bu fatura nedeniyle davalıya rücu etmektedir. Davacının sipariş formuyla belirli olan teslimat süresi ile gecikme cezası tutarını göre, en geç gönderinin teslim edildiği 07/05/2021 tarihinden 21 gün sonrası olan 28/05/2021 tarihine kadar davalıya zarar iddiası ile zarar tutarını bildirmesi gerekmekteyken, bildirim yapılmamıştır. Bu durumda, davacının gecikme nedeniyle oluşan sözleşmesel zararı davalıdan isteyemeyeceği sonucuna varılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL harcın peşin alınan 375,71-TL peşin harçtan indirilmesiyle geriye kalan 195,81-TL fazla harcın istem halinde davacıya geri verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Arabuluculuk gideri olan 1.560,00-TL’nin davacıdan alınarak hazineye verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştikten sonra davacıya geri verilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne (e duruşma ile) karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/03/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır