Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/203 E. 2022/1182 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/203 Esas
KARAR NO : 2022/1182

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 02/03/2022
KARAR TARİHİ : 27/12/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :24/01/2023
Davacı vekili tarafından açılan alacak davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davanın davalı şirket ortağının şirket adına satışını yaptığı İstanbul ili, … ilçesi, … Mah. … Ada, … parselde kayıtlı 19 nolu bağımsız bölüme ilişkin olarak satış bedeli olan 350.000 TL’nin davalının kendi uhdesine geçirmesi nedeniyle taşınmaz satış bedeli olan 350.000 TL’nin davalıdan faiziyle tahsili ile müvekkiline iadesine ilişkin olduğunu, öncelikle davalarının haklılığı ve davalının mal kaçırma tehlikesi mevcut olduğundan davalı adına kayıtlı taşınmazlara ve ….. Bankası, …. Bankası, … Bankası, … Asya, …Bank, …., …. Bankası, … , … Bankası, … Bankası, …bank, …bank, …bank, …, …banka, … Bank, … bank, …. Bankası, …, …. Bank, …bank ve ….bank bankalarında bulunan hesaplarına tedbir konulmasına, Davalının müvekkili adına İstanbul ili, … ilçesi, … Mahallesinde kain … pafta, … ada, … parsel, B Blok 3 nolu bağımsız bölümün satışı kapsamında devraldığı İstanbul ili, …. ilçesi, … Mah. …. Ada, … parselde kayıtlı 19 nolu bağımsız bölümü şirket adına … adlı kişiye 350.00 TL karşılığında satmasına rağmen, söz konusu bedeli şirket hesaplarına ve kayıtlarına geçirmeyerek kendi uhdesine alması nedeniyle söz konusu satış bedeli olan 350.00 TL’nin taşınmazın satış tarihinden itibaren işlemiş yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının alacağının zaman aşımına uğradığını, davacı şirket ile dava dışı ….. arasında yapılmış bir sözleşmenin bulunmadığını, davacının bu iddiasını mevcut delilleri ile ispat edemediğini, davacı dava dilekçesinde istanbul ili … ilçesi … mah … ada … parselde kayıtlı 19 nolu bağımsız bölümü müvekkilinin davacı şirket adına satın aldığını iddia ettiğini, ancak söz konusu taşınmazı müvekkilinin davacı şirket adına satın almadığını, kendi şahsı adına satın aldığını, bu durumun aksini ispata yarar somut ve yazılı bir delil dava dosyasında olmadığını, müvekkilinin kendi kişisel ihtiyaçları sebebiyle İstanbul İli … İlçesi … Mah … Ada … Parselde kayıtlı 19 nolu bağımsız bölümü 25/08/2017 tarihinde satın aldıktan sonra 16/11/2018 tarihinde dava dışı …ya sattığını, söz konusu İstanbul İli …. İlçesi … Mah … Ada …. Parselde kayıtlı 19 nolu bağımsız bölümün satış bedelinin ödenmesine ilişkin ….. ile müvekkili arasında yapıldığı iddia edilen protokolde taşınmazın davacı şirket adına müvekkili tarafından satıldığının yazılmadığını, söz konusu belgenin adi yazılı şekilde düzenlendiğini, sadece bu belgeye dayanılarak davacının müvekkilinden alacak iddiasında bulunmasının hukuka ve kanuna aykırı olduğunu, davacının bu davasının haksız ve kötü niyetli olarak açıldığını, bu nedenle reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı ….. üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalının davacı şirket adına devir aldığı ve şirket adına sattığı iddia edilen taşınmaz bedelinin davacı şirkete iade edilmemesi sebebine dayanan alacak davasına ilişkindir.
Mahkememiz tarafından ticaret sicil kayıtları, hesap hareketleri, tapu kayıtları ile yapılan işlemlere ilişkin resmi senet ve vekaletname örnekleri, 25/08/2017 tarih ve …. yevmiye numaralı resmi senet örneği celp edilerek incelenmiştir.
İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası uyap ortamından celp edilmiş, incelenmesinde; …. İnşaat Taahhüt Turizm Tic. Yapı Ltd. Şti. Tarafından ….. aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası ile aleyhlerine başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz takibi ve iş bu dosya ile takip konusu yapılan 10.07.2015 düzenleme tarihli, 10.07.2018 ödeme tarihli 1.000.000 Ti’lik senet kapsamında borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline ilişkin dava ikame edildiği ve dosyanın derdest olduğu görülmüştür.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası uyap ortamından celp edilmiş, incelenmesinde; …. tarafından, … hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan duyurusunda bulunduğu, Başsavcılık tarafından …. hakkında kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verdiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı şirketin şikayeti üzerine davalı …,..,… hakkında şirkete karşı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, özel belgede sahtecilik suçlarından iddianame düzenlendiği ve soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporunda bu kişilerin şirketi zarara uğrattığının tespit edildiği, Mahkememiz dosyasına konu taşınmazın söz konusu dosya kapsamında soruşturma konusu olmadığı, iddianamenin Bakırköy …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası üzerinden devam ettiği görülmüştür.
Davacı tanığı … duruşmadaki beyanında; “Ben davacı şirketten bir tane daire aldım. Bu sebeple davacı şirketi biliyorum. Davalının da davacı şirketin ortağı olduğunu biliyorum. Dava dilekçesinde belirtilen İstanbul ili … ilçesi … mah. De bulunan B Blok 3 numaralı bağımsız bölümü davacı şirketten satın aldım. Ben bu daireyi satın alırken davacı şirketle muhattap oldum. Daire karşılığında 240.000 TL nakit borçlandım. 400.000 TL yi de adıma kayıtlı daireyi davalı …ya devretmek suretiyle satın aldığım daire karşılığı ödedim. Ben kendim daireyi satın alırken şirketten …. soyismini bilmediğim … bey ile muhattap oldum. Üzerime kayıtlı olan daireyi de devrederken tapuda davacı şirket yetkilisi …, davalı ….. ve … vardı. Benden şirketin borçları olduğu için taşınmazı ….. adına devretmemi istediler. Bende taşınmazı …ya devrettim. Devrettiğim taşınmazı üzerinden kredi kullandılar. Kredi kullanımı için bankaya bende gittim. Bankada ….. ve … vardı. Şirket ile davalı arasındaki olayları bilmiyorum. Ben taşınmazı davalı …ya devrettim. ….. bu taşınmaza ilişkin kredi çekti. Kredi çekilirken yukarıda belirttiğim gibi bende vardım. ….. krediyi çekti, parayı bankada göstermelik elden bana verdi. Benimde davacı şirkete borcum olduğu için bankada aynı anda geri …ya parayı geri elden verdim. Yanımızda … da vardı.” demiştir.
Davalı tanığı … duruşmadaki beyanında; ” Ben davacı şirketi çok iyi bilmiyorum. Davalı ile yıllardan beri aile dostuyuz. Ben resmi olarak cami imamlığı görevi yapıyorum. Davalı zaman zaman dini konularda bana danışır. Davalı İstanbulda bir daire alacağını, kredi çekeceğini, dinen sıkıntı olup olmadığını sordu. Benden katılım bankasından çekmesinin uygun olduğunu söyledim. Taşınmazın Ada parsel bilgilerini bilmiyorum. Davacı kredi çekeceği sıralarda %90 bana sorar. Ben çek ya da çekme demem. Dini olarak bilgilerimi aktarırım. Faizle kredi çekip çekmediğini bilmiyorum.” demiştir.
Davalı tanığı … duruşmadaki beyanında; “Ben davalının oğlu olurum. Davalı babam, davacı şirketin ortağıdır. Bir dönem bende ortaktım. Ancak daha sonra ayrıldım. Dava konusu taşınmazı babam … Bankasından kredi çekmek suretiyle kendi adına satın aldı. Şirket adına satın almadı. Babam kira geliri ile evin kredi borcunu ödedi. Kredi ödemesini banka üzerinden babam bizzat yapmıştır. Banka kayıtları incelendiğinde bu durum görülecektir. 2017 yılında ben davacı şirketin ortağı olup olmadığını hatırlamıyorum. Ticaret Sicili kayıtlarına bakmak lazım. Davacı şirketin tanık …a daire satıp satmadığını bilmiyorum. Babam daireyi …dan aldığı için ….ı bu sebeple tanıyorum. Taşınmazı babam devir aldıktan yaklaşık 1 yıl sonra sattı. Taşınmaz satılırken sözleşmede …. ile ilgili olduğuna dair bir madde yoktur. Çünkü babamın kendi şahsi malıdır.” demiştir.
Davalı tanığı … talimat Mahkemesi aracılığı ile vermiş olduğu beyanında; ” Benim eşim ….. ticaretle uğraşmaktadır, yatırım amaçlı olarak bir daire satın almak istedik, oturmak istiyorduk, ….’dan kredi çektik, dairenin sahibi bildiğim kadarıyla … hanım olmalıdır, çektiğimiz krediyi de …. hanıma verdik, eşim tapusunu aldı, bu dairenin … Yapı ile alakası yoktur, eşimin … Yapı ile daha önceleri ticari ilişkisi vardı, ancak bu konunun onunla alakası yoktur, biz kredi çekerek bu daireyi … hanımdan satın aldık, … Yapı’dan almadık, … Yapı’nın bu olay ile hiçbir alakası yoktur, biz daireyi şahsımıza aldık, tanıklık ücreti talebim yoktur. ” demiştir.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
Somut davada; davacı vekili dava konusu taşınmazın dava dışı ….. ‘a kayıtlı iken şirketin …..’a sattığı taşınmaza karşılık verildiğini, davalının davacı şirketin ortağı olduğu ve dava konusu taşınmazı …..’dan şirket adına devir alarak daha sonra şirket adına sattığı dava konusu İstanbul ili … ilçesi .. Mah. … ada …. parsel 19 nolu bağımsız bölüm sayılı taşınmazın satış bedelini şirkete iade etmediğini, bu sebeple taşınmaz bedelinin şirkete iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili davalının dava konusu taşınmazı şirket adına satın almadığını, kendi adına kredi çekerek satın aldığını ve taşınmazı şirket adına satmayıp kendi adına sattığını ve bedelini tahsil ettiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava konusu taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde; dava konusu taşınmazın ….. adına kayıtlı iken davalı ….. tarafından devir alındığı ve tapuda adına tescil edildiği ve daha sonra ….. tarafından devir alınarak adına tescil edildiği görülmüştür. Dava konusu taşınmazın ….. adına devrine ilişkin resmi senette taşınmazın davacı şirket adına devir alındığı ve davalının şirket adına vekaleten işlem yaptığına dair bir hüküm bulunmadığı görülmüştür.
4721 Sayılı TMK’nun 706. maddesi ve 2644 Sayılı Tapu Kanunun 26. maddesi uyarınca tapulu taşınmazların satış ve devirlerinin resmi şekilde yapılmak zorundadır. Dava konusu taşınmaz da resmi bir şekilde dava dışı ….. tarafından davalıya tapuda devredilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nun 200. maddesi “Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.” Hükmünü içermektedir.
Yine 6100 Sayılı HMK’nun 201 maddesinde “Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk Lirasından az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz.” hükmü düzenlenmiştir.
Somut davada; dava konusu taşınmazın davalıya devri tapuda resmi şekilde yapılmıştır. Davacı şirket davalının taşınmazı şirket adına devir alıp, şirket adına sattığını ve bedelini şirkete iade etmediğini iddia etmiştir. Davacı vekili iddiasına ilişkin olarak davalı ve taşınmazın devredildiği ….. tarafından imzalanmış dava dilekçesi ekinde sunulan 16/11/2018 tarihli adi yazılı belgeyi sunmuştur. Söz konusu adi yazılı belge incelendiğinde ….. tarafından şirket kaşesi basılmak suretiyle imza atıldığı görülmüştür. Ancak taşınmaz bedelinin şirket adına tahsil edildiğine ilişkin herhangi bir ibare yer almamıştır. Söz konusu adi yazılı belge taşınmazın tapuda devrine ilişkin resmi belgenin aksini ispatlar nitelikte bir belge değildir. Davacı vekili Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ….. soruşturma sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaza ilişkin olarak da davalının şirket adına satılan taşınmazların bedelinin şirkete iade etmediğinin ve kendi uhdesine geçirildiğinin tespit edildiğini iddia etmiştir. Ancak söz konusu bilirkişi raporu incelendiğinde dava konusu taşınmaza ilişkin olarak bu yönde bir tespit bulunmadığı, dava konusu olmayan başka taşınmazlara ilişkin tespitlerin yer aldığı görülmüştür. Bu sebeple davacı vekilinin bu yöndeki iddialarına itibar edilmemiştir. Davalının taşınmaz için kredi çektiği ve kredileri davalının ödendiği kredi ödeme planı ile sabittir. Davacı şirketin ticaret sicil kayıtları incelendiğinde dava konusu taşınmazın ….. tarafından davalıya satışı ve yine davalı tarafından …..’a satışı sırasında davalının davacı şirketi temsile yetkisinin bulunmadığı görülmüştür. Davacı basiretli bir tacir gibi davranarak şirket adına taşınmaz devir aldığında ve taşınmaz sattığında söz konusu sözleşmeleri kendi yetkilileri ile resmi şekilde yapması veya sözleşmenin tarafları ile sözleşme koşullarını ayrıntılı şekilde belirlemesi gerekirdi. Davacı tarafından dava konusu taşınmazın …..’a devredilen taşınmaz karşılığında takas yolu ile bakiye 400.000,00-TL bedel karşılığında alındığına ilişkin herhangi bir sözleşme de dosyaya sunulmamıştır. Soruşturma dosyasında incelenen davacı şirketin defter ve kayıtlarında …..’a satılan taşınmazın 640.000,00-TL bedelle satıldığı, tapu değeri olarak 260.000,00-TL bedelin gösterildiği görülmüş, ancak bakiye bedele ilişkin herhangi bir kayıt yapılmamıştır. Dava konusu taşınmazı devreden ….. dava konu taşınmazın davacıdan alınan taşınmazın bakiye bedeli için davalıya devredildiğini belirtmiş ise de söz konusu vakıanın tanık ile ispatı mümkün olmadığından ve davalı tarafça kabul edilmediğinden tanığın ve dinlenen diğer tanıkların beyanlarına Mahkememizce itibar edilmemiştir. Davacı tarafından dava konusu taşınmazın davalı tarafından şirket adına devir alınıp, şirket adına satıldığı ve bedelinin şirkete iade edilmediği hususları geçerli ve kesin deliller ile ispat edilmediğinden ve yemin delili hatırlatılmasına rağmen davacı vekili tarafından yemin deliline dayanılmadığından ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan haçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70-TL maktu karar harcının peşin alınan 5.977,13 TL harçtan mahsubu ile 5.896,43 TL bakiye harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 211,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar üzerinden hesaplanan 52.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin yokluğunda, davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.27/12/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır