Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/177 E. 2022/600 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/177 Esas
KARAR NO : 2022/600

DAVA : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 07/09/2016
KARAR TARİHİ : 07/06/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :07/07/2022
Davacı vekili tarafından açılan alacak davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi ile; müvekkili şirkete … numaralı sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan … Yapı Gereçleri ve Tic. A.Ş firmasına ait emtianın davalı şirket sorumluluğunda taşınmakta olduğu sırada maddi hasar oluştuğu, alıcısına teslim edilirken CMR belgesi üzerine şerh düşüldüğü, Ekspertiz raporuna göre uygun şartlarda yapılmayan sevkiyat koşulları nedeniyle paletlerin kayması veya birbirlerine vurmalan sonucunda meydana geldiğinin tespit edildiğini, hasar miktannm 2.561,34 Euro (8.357,39 TL) olarak 14.12.2015 tarihinde ödendiğini, sigortalının haklarına halef olarak mezkur davayı açtığını beyan ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesi ile; davacının dava konusu taleplerinin zamanaşımına uğradığını, ekspertiz raporunun tarafsız olmadığını, hasarlanan ürünlerin ambalaj ve paletlerinin sağlam olmadığından hasarlandığını, TTK.Md.875/2 ye göre sorumlulukları olmadığını, daha önceki ürünlerle ilgili yazışmalarda da ambalajla ilgili eksikliğin dile getirildiğini, bunun kanıt olduğunu, hasarlı ürünlerin akıbetinin belli olmadığını, alım satım bedelinin tam ödenmiş olması ihtimaline karşın bankadan kambiyonun ne şekilde kapandığının sorulması gerektiğini, ödemenin geçerli bir sigorta ilişkisine dayanmayıp tamamen lütuf ödemesi olduğunu, %10 kar marjının eklenemeyeceğini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, nakliyat abonman poliçesi kapsamında davacı tarafından sigortalısına ödenen hasar bedelinin davalı taşıyandan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda Mahkememizin 26/03/2019 tarih, … esas ve … karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne karar verilmiş, Mahkememiz ilamının İstinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 13/01/2022 tarih, …. esas ve … karar sayılı ilamı ile; “…”Dava konusu taşıma Türkiye-Fransa arasında gerçekleştiğinden, uyuşmazlıkta CMR Konvansiyonu hükümlerinin uygulanması gerekir. Sigorta hukukundan kaynaklanan halefiyet ve rücu konularında ise 6102 sayılı TTK hükümleri esas alınacaktır. TTK.’nun 1472. maddesi uyarınca; sigortacının, sigortalısının haklarına halefiyet hakkının gerçekleşebilmesi için sigortacının hukuken geçerli bir sigorta poliçesi teminatı kapsamında sigortalısına tazminat ödemesi ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkına sahip olması gerekir. Sigortacı; ancak, sigortalısının meydana gelen zarardan dolayı üçüncü kişilere karşı dava hakkı varsa bu hakka ödediği bedel oranında halef olacaktır. CMR’nin 32/1. maddesine göre; bu sözleşme gereğince yapılan taşımalardan doğacak davaların bir yıl içinde açılması gerekir. Ancak, bilerek kötü hareket veya mahkeme tarafından bilerek kötü hareket olarak kabul edilen kusurlarda, bu süre üç yıldır. Zamanaşımı başlangıcı ise; teslimde kısmi kayıp, hasar veya gecikmelerde, teslim tarihi, tam kayıplarda, kararlaştırılan zaman limiti bitiminden 30 gün sonra, kararlaştırılmış zaman limiti yoksa yükün taşıyıcı tarafından teslim alınmasından sonraki 60. gündür. Somut olayda, emtianın hasarı taşıyıcının bilerek kötü hareket olarak kabul edilebilecek bir nedenden meydana geldiği ispat edilmediği gibi bu yönde bir iddiada ileri sürülmediğine göre, 1 yıllık zamanaşımı süresi uygulanmalıdır. Bu kapsamda emtianın 09.09.2015 tarihinde Fransa’daki alıcısına hasarlı olarak teslim edildiği, davacı tarafından sigortalıya yapılan ödeme sonrasında davanın 1 yıllık süre aşılmadan 07.09.2016 tarihinde açıldığı gözetildiğinde, davalı vekilinin zamanaşımı defi ve buna yönelik istinaf nedeni yerinde değildir. Davanın dayanağı olan 01.03.2015 başlangıç-01.03.2016 bitiş tarihli Nakliyat Abonman Sigorta Poliçesine göre; sigorta ettirenin … Yapı Gereçleri A.Ş, sigortacının davacı, sigortalısının ise … A.Ş olup, sigortalı yükün seramik muhtelif banyo ürünlerinden oluştuğu tespit edilmiştir. Dava dışı sigortalı tarafından, CAG(mal mukabili) ödeme ve DAP teslim şekli ile ihraç edilen 28.08.2015 tarihli yedi adet fatura içeriği ürünlerin Fransa’daki alıcısına teslim edilmek üzere taşıması davalı şirket tarafından üstlenilmiştir. Eskişehir Gümrüğünden yurt dışı edilen brüt 18.639,29 kg, net 17.609,69 kg ve 63 palet içerisindeki 727 adet seramik banyo ürünü sigortalı tarafından davalıya ait tıra yüklenmiş olup, önce Romanya’ya daha sonra Fransa’ya taşıma işinin davalı tarafından düzenlenen CMR senetleri tahtında gerçekleştirilmiştir. Fransa’daki alıcısına ulaşan yükün 09.09.2015 tarihinde yapılan tahliye işlemi sırasında iki fatura içeriği emtialardan toplam 20 adet ürünün kırık olduğu tespit edildiğinden üç ayrı CMR senedine alıcısı tarafından şerh düşülmüştür. Yine iki adet fatura konusu ürünlerin bulunduğu toplam 13 adet paletin hasarlı olması nedeniyle alıcısı tarafından alınmamış ve davalı taşıyıcı tarafından tamir ettirildikten sonra alıcıya teslim edilmiştir. Bu nedenle davalı firma tarafından 430 Euro ek nakliye masrafı yapılmış olup, bu bedel, davalı tarafından düzenlenen fatura karşılığında dava dışı sigorta ettiren tarafından davalıya ödenmiştir. Davacı tarafından, sigorta ettiren … Yapı A.Ş’ye 14.12.2015 tarihinde dava konusu miktar kadar ödeme yapılmış olup, aynı tarihli tazminat makbuzu -ibraname belgesi ile sigortalının haklarına halef olmuştur.
Mahkemece benimsenen rapor kapsamında, taşıma konusunun seramik muhtelif banyo emtiası olmasına ve kırılarak hasara uğramalarına göre, nitelikleri dikkate alındığından sovtaj değeri olmadığının kabul edilmesinde bir isabetsizlik olmadığı gibi CMR Konvansiyonunun 27. maddesindeki faiz oranının yabancı para üzerinden talep edilen tazminat bakımından uygulama alanı olup, TL cinsi alacaklarda ulusal hukukta geçerli olan faiz oranlarının uygulanacağı yerleşik yargı uygulamasıyla sabit olduğundan, davacının tazminat talebi TL cinsine ilişkin olduğu dikkate alındığında hükmedilen tazminata avans faizi uygulanmasında da isabetsizlik yoktur. CMR Konvansiyonu 9/2 hükmüne göre, sevk mektubunda, taşımacı tarafından beyan edilmiş çekince yok ise aksi kanıtlanmadıkça tesellümde yükün ve ambalajların iyi durumda olduğu, sayılarının, marka ve numaralarının sevk mektubunda yazılı olanlara uyduğu varsayılır. Davalı taşıyıcı tarafından yükün taşınmak üzere teslim alındığı anda ambalajlama, paletlerin yetersizliği veya istiflenmesi ile ilgili CMR belgelerine her hangi bir çekince konulmadığından davalının yükü hasarsız olarak teslim alındığı kabul edilmelidir. CMR Konvansiyonunun 17. maddesi uyarınca taşıyıcı, yükü teslim aldığı andan teslim ettiği ana kadar yükte meydana gelecek hasardan sorumludur. Sözleşmenin 17/4-c maddesi uyarınca taşıyıcı hasarın, malların gönderici, alıcı veya bunlar adına hareket eden şahıslar tarafından taşınmasından, yüklenmesinden, istif edilmesinden veya boşaltılmasından kaynaklandığını ispat etmesi halinde sorumluluktan kurtulabilecektir. Bununla birlikte yükleme gönderene veya başkasına ait olsa bile taşıyıcının, malın sağlam ve tam olarak teslimi sorumluluğu çerçevesinde gerek istiflenmesi gerekse ambalajlanması itibariyle taşımaya uygunluğu noktasında nezaret görevi mevcuttur. Buna göre, taşıyıcının göndereni uyarması gerekmekte olup, bu uyarının yapılmadığı hallerde, zararın gönderen ile taşıyıcı arasında paylaştırılması gerekmektedir. Somut olayda, yüklemenin dava dışı gönderici tarafından yapıldığı anlaşılmakta olup, davalı taraf, hasarın paletlerin yetersizliğinden kaynaklandığını savunmuştur. CMR senedine 9/2 maddesi uyarınca şerh konulmadığından, paletlerin ve olduğu ambalajının yetersiz olduğunu ve hasarın bu sebeple oluştuğunu ispat yükü davalı taşıyıcıya aittir. Davalı, bu kapsamda gönderici ile alıcı arasındaki mail yazışmalarına dayanmıştır. Dosyada mevcut ekspertiz ve mahkemece benimsenen kök bilirkişi raporunda, hasarın ambalaj yetersizliğinden kaynaklanmadığı, paletli olarak treylere istiflenen ürünlerin sabitleme ve bağlama işlemlerinin eksik yapılması nedeniyle hasarın oluştuğu belirlenmiştir. Davacı vekilince dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulan dava dışı gönderici ile alıcı arasındaki mail yazışmalarının değerlendirilmesi için alınan ek raporda ise, davalının müterafik kusur hususu düşünülse de, diğer ürünlerin ambalajı normal olup, hasar gören 20 ürünün ambalajının bozuk olmasının ihtimal dahilinde olmaması ve davalı taşıyanın da buna dair bir çekince koymamış olması karşısında ambalaj eksikliği olmadığı ve davalı taşıyıcının tam sorumlu olduğu açıklanmış ve mahkemece ek rapor benimsenerek hüküm kurulmuştur. Oysa, alıcının dava konusu hasara ilişkin 09.09.2016 tarihli mailinde; açıkça, paletlerin taşımaya uygun olmadığı, malları koruma açısından yetersiz olduğu, daha dayanıklı palet kullanmaları konusunda önceden de uyarıldığının bildirilmesine göre, yüklemede göndericinin kusurunun bulunduğu ancak davalı taşıyıcının da özen borcuna aykırı davranarak yükleme ve istife nezaret etmemesi nedeniyle kusurlu olduğu sonucuna varılmaktadır. O halde, hasarın sigortalı ve taşıyıcının müterafik kusurlarından kaynaklandığının kabulü ile müterafik kusur oranlarının belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu konuda dosya kapsamı ile uyuşmayan ek rapordaki açıklamaların esas alınarak davalı taşıyıcının ödenen tazminatın tamamından sorumlu tutulması isabetli değildir. (Yargıtay … HD.nin … Esas, … Karar sayılı ve …. Esas, … Karar sayılı ilamları). Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve uzman bilirkişi vasıtasıyla müterafik kusur oranlarının belirlenerek bir karar verilmesi bakımından dosyanın mahkemesine gönderilmesi” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamından sonra yargılamaya devam olunmuştur.
Tüm dosya kapsamı ve İstinaf bozma ilamı dikkate alınarak dava konusu taşıma hasarının sigortalı ve taşıyıcının müterafik kusurundan kaynaklandığı anlaşılmakla tarafların müterafik kusur oranlarının % olarak tespitinin istenilmesine ve rapor alınmasına karar verilmiş, 13/04/2022 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacının 14.12.2015 tarihi itibarı ile 8.357,39 TL tutarında halef olduğu sigortalısına ait alacaktan, sigortalısının kusuruna bağlı olan miktarları davalıya rücu edemeyeceği, Dosya kapsamına göre meydana gelen hasarda davalının müterafik kusur oranının %20 mertebesinde kabul edilebileceği, nihai takdirin yüce mahkemeye ait olduğu, Müterafik kusur oranı %20 kabul edildiğinde, davalının sorumlu tutulabileceği tazminatın 1.671,48 TL hesaplandığı, sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Somut davada; Dava dışı sigortalı ile davalı arasında dava konusu emtianın Fransa’daki alıcısına teslim edilmek üzere taşıması hususunda taşıma sözleşmesi akdedilmiş ve bu sözleşme kapsamında dava konusu emtianın taşınması edimi davalı tarafından ifa edilmiştir. Ancak dava dışı sigortalıya ait emtianın taşınması sırasında hasarlandığı iddiası ile davacı Sigorta Şirketi tarafından dava dışı sigortalıya 01.03.2015 başlangıç-01.03.2016 bitiş tarihli nakliyat abonman sigorta poliçesi kapsamında yapılan ödemenin davalı taşıyıcının kusurlu olduğu iddiası ile ödenen bedelin rücuen tahsili davacı tarafça talep edilmiştir. Mahkememizce taşıma evrakları, gönderici ve alıcısı arasındaki mail yazışmaları ve dosya üzerinden yaptırılan bilirkişi incelemesi ile dava konusu emtianın taşıma sırasında hasar gördüğü ve davalının kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Ancak gönderici ve alıcı arasındaki mail yazışmaları dikkate alındığında dava konusu emtianın hasarlanmasında dava konusu emtianın konulduğu paletlerin taşımaya uygun olmadığı, malları koruma açısından yetersiz olduğu hususu bizzat dava konusu emtia alıcısı tarafından göndericiye bildirildiğinden dava konusu emtianın zarara uğramasında dava dışı sigortalı göndericinin de kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Bu haliyle dava konusu emtianın taşınmasında tarafların müterafik kusurlu olduğu ve davalının kusur oranının % 20, dava dışı sigortalının kusur oranının % 80 olduğu tespit edilmiştir. Davalının kusur oranına göre ödemekle yükümlü olduğu maddi tazminat oranının ise 1.671,48-TL olduğu tespit edilmiştir. Mahkememizce alınan bilirkişi raporu usul ve yasaya uygun olması ve dosya kapsamı ile uyumlu olması sebebiyle hükme esas alınarak açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE;
-Dava konusu emtianın zarara uğraması sebebiyle davacının sigortalısına ödediği bedele istinaden rücuen talep edebileceği 1.671,48-TL zararın ödeme tarihi olan 14/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 114,17 TL nispi karar ve ilam harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 142,73 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 28,56 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar ve tarifenin 13/2 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 1.671,48 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar ve tarifenin 13/1 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvurma harcı, 142,73 TL peşin harç olmak üzere toplam 171,93 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan ( haklı çıkmış olduğu orana göre ) 590,90 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı … ULUSLARARASI NAKLİYAT VE TİC A.Ş tarafından yapılan ( haklı çıkmış olduğu orana göre ) 42,40 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Kullanılmayan yargılama gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesine müteakiben yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.07/06/2022

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır