Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/176 E. 2022/815 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/176 Esas
KARAR NO : 2022/815

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/02/2022
KARAR TARİHİ : 20/09/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :14/10/2022
Davacı vekili tarafından açılan itirazın iptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalıdan olan 2.999,99 TL alacağı için Bakırköy … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça hem icra dairesinin yetkisine hem borcun esasına itiraz edildiğinden icra takibinin durmuş olduğunu, taraflar arasındaki anlaşma gereğince davalının, müvekkilinden hizmet satın aldığını, karşılığında ücret ödemeyi taahhüt etmiş olduğunu, müvekkilinin ediminin karşılığında fatura düzenlemiş olduğunu, iş bu faturaya ilgili kanun hükmü gereği süresi içerisinde itiraz edilmeyerek içeriğinin davalı şirketçe kabul edilmiş olduğunu, davalı şirketin; icra takibine konu edilen 01.06.2019 tarihli 5.506,19 TL tutarlı faturadan kaynaklı borcun bir kısmını ödediğini, ancak 2.999,99 TL tutarında olan borcunu ödememiş olduğunu, yukarıda ayrıntılı şekilde izah edilenler ve resen göz önüne alınacak nedenlerle. fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, İİK md:257 hükmü gereğince davalının taşınır ve taşınmaz malları ile 3. Kişilerdeki hak ve alacaklarıyla diğer haklarının teminatsız olarak, aksi kanaat halinde uygun görülecek bir teminat karşılığında ihtiyaten haczine karar verilmesini, davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın asıl alacak, asıl alacağın tüm ferileri ve takip tarihinden İtibaren işleyecek ticari faiz (avans faizi) ile birlikte iptaline ve takibin devamına, Haksız itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, şimdilik 1.080 TL arabuluculuk vekalet ücreti alacağının temerrüt tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak taraflarına ödenmesine karar verilmesini, yargılama giderleri, arabulucu giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı adına dava dilekçesi ve tensip zaptı ekli duruşma gün ve saatini bildirir davetiyenin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamış, davalı duruşmalara katılmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından davalıya verildiğini iddia ettiği hizmet bedelinin ödenmemesi sebebiyle başlatılan icra takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası aslı celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 4.010,86 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Tarafların BA ve BS formları, Bağcılar SGK tarafından … Vergi Kimlik Numaralı Davalı …’ nin işyeri ve diğer işyeri ile ilgili işyeri tescil ve detay bilgileri ve çalışan işçi raporları, Esenyurt SGK tarafından … Vergi Kimlik Numaralı Davacı …’ ne ait … arasına ilişkin çalışanlarının kimlik bilgileri celbedilerek incelenmiştir.
Davacı vekilinin iddia ve talepleri, davalının itirazları, tarafların SGK kayıtları, tarafların BA ve BS formları, taraflar tarafından dosyaya – sunulan ” belgeler, Mahkememizce celbedilen belgeler, icra dosyası, tarafların ticari defter ve kayıtları ve tüm dosya kapsamı incelenmek suretiyle; taraflar arasındaki hukuki ilişkinin niteliği, tarafların edimleri, davacı tarafından dava konusu faturaya konu hizmetin davalıya verilip verilmediği, davalı tarafından bedelinin ödenip ödenmediği, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı, fer’i nitelikteki talepleri, faiz türü ve oranı konusundaki talepleri ile birlikte bilirkişiye cari hesaba konu fatura sevk irsaliyesi teslim alan isim soy isim, imza bilgileri kısmını açıkça liste halinde yazmasının ihtaratına, alacağa konu faturanın vade farkı/kur farkına yönelik olması halinde taraf defterlerinde bu hususta bir teamül olup olmadığı, Tarafların defter hareketlerinin açıkça rapora aktarılarak yapılan ödeme bilgilerinin, cari hesapta çek yahut bono kayıtlı ise ilgili bankalardan teyit edilebilecek şekilde açıkça bilgilerinin yazılması hususunda irdelenerek var ise taraflar arasındaki cari hesap farkının sebebi de tespiti için tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak rapor alınmasına karar verilmiş, 03/08/2022 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacı yan tarafından incelemeye sunulan 2019,2020 ve 2021 yılları Ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, Davacı Ticari defterlerinin HMK 222 mad. gereğince davacı lehine delil niteliğinin, mahkeme takdirinde olduğu, Davalı tarafından ticari defterlerin incelemeye sunulmamış olduğu, Davacı yanın incelenen ticari defterlerinde, icra takip tarihi olan 14.07.2021 tarihi itibariyle, davacı yanın davalı yandan 2.999,99 TL alacaklı oldukları, BA BS Limiti altında olduğu için işbu alacağa ait faturanın her iki taraf BA BS bildirimlerinde bildirilmemiş olduğu, davalı tarafından davacı yana kısmi ödeme olarak toplam 2.506,20 TL ödeme yapılmış olduğu, Davacı alacağının Sayın Mahkeme tarafından 2.999,99 TL olduğu kanaatine varılması halinde işlemiş faiz tutarının 903,02 TL, işlemiş faiz dahil davacı alacağının (2.999,99 TL4903,02 TL) 3.903,01 TL olarak hesaplanmış olduğu, Davacı alacağının Sayın Mahkeme tarafından 1.853,11 TL olduğu kanaatine varılması halinde işlemiş faiz tutarının 557,80 TL, işlemiş faiz dahil davacı alacağının (1.853,11 TL4*557,80 TL) 2.410,91 TL olarak hesaplanmış olduğu, Davacı yan lehine karar alınması durumunda, Davacı yan, icra takip tarihi olan 14.07.2021 tarihinden itibaren Kanaat getirilen asıl alacağına, Davacının icra takibinde talep etmiş olduğu gibi değişen oranlarda avans faizi talep edebileceği sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde davalının itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
Davalı her ne kadar icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş ise de; Dosya kapsamı itibariyle taraflar arasındaki sözleşmede ifa yerinin belirtilmediği, davalının ifa borcunun para borcu olduğu, sözleşmede ifa yeri belirtilmediği ve ifa yeri belirtilmemesi sebebiyle para borcunun götürülecek borç olması sebebiyle davacı alacaklının ikametgahının ifa yeri olduğu 6100 Sayılı HMK’nun 10. Maddesi uyarınca ve 2004 Sayılı İİK’nun 50/1 maddesi uyarınca sözleşmenin ifa edileceği yer olan davacı alacaklının ikametgahının bağlı bulunduğu icra dairesinin de yetkili olacağı anlaşılmakla icra dairesinin yetkisine yapmış olduğu itirazın reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
6100 Sayılı HMK’nun “Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması” başlıklı 222. Maddesinde; “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(1)
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” hükmü düzenlenmiştir.
Somut davada; davacı vekili dava ve takibe konu faturalardaki hizmetin davalı tarafa verildiğini, ancak davalı tarafça hizmet bedelinin ödenmediğini iddia etmiştir. Davalı tarafça icra takibine itiraz edilmekle ve davaya cevap verilmemek suretiyle davacı vekilinin iddiaları inkar edilmiştir.
Mahkememizce taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından 6102 Sayılı TTK’nun 83 ile 85 ve 6100 Sayılı HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu ve davacı lehine delil niteliğinde olduğu tespit edilmiştir. Davalı tarafça defter ve belgeler incelemeye sunulmamıştır. Davacı tarafın defter ve kayıtlarına göre davalıdan 2.999,99-TL alacaklı olduğu, fatura bedelinin yasal bildirim sınırlarının altında kalması sebebiyle her iki taraf tarafından BA ve BS formlarda bildirilmediği, davalı tarafından kısmi ödeme yapıldığı tespit edilmiştir. Davacı tarafından düzenlenen dava konusu faturaya davalı tarafça itiraz edilmeksizin ödeme yapılmış olmakla dava konusu faturaya konu hizmetin davacı tarafça davalıya verildiğinin davalı tarafça kabul edilmiştir. Davacı tarafın ticari defter ve belgeleri, davalı tarafın faturaya itiraz etmeksizin ödeme yapması sebebiyle davalı kendisine faturaya konu hizmetin verildiğini karine olarak kabul etmiş, ancak bunun aksini ve fatura bedelini ödediğini ispatlar geçerli ve kesin bir delil dosyaya sunmamıştır. Bu sebeplerle davacının takibe konu alacağı sabit olduğundan Mahkememizce bilirkişi raporunda tespit edilen miktar hüküm altına alınmıştır. Davacı icra takibinde her ne kadar işlemiş faiz talebinde bulunmuş ise de davalı taraf icra takibinden önce temerrüte düşürülmediğinden davacı işlemiş faize hak kazanmamıştır ve bu sebeple davacının işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiştir. Davacının alacağı davacının ticari defter ve kayıtları ve faturalar ile likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Davacı vekili arabuluculuk vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiş ise de; taraflar arasında zorunlu arabuluculuk görüşmelerinin yapıldığı tarihte geçerli olan 2021 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 16. maddesi, “Avukatlık Kanununun 35/A maddesinde uzlaşma sağlama, arabuluculuk, uzlaşma ve her türlü sulh anlaşmalarından doğacak avukatlık ücreti uyuşmazlıklarında bu Tarifede yer alan hükümler uyarınca hesaplanacak miktarlar, akdi avukatlık ücretinin asgari değerlerini oluşturur.
(2) Ancak, arabuluculuğun dava şartı olması halinde, arabuluculuk aşamasında avukat aracılığı ile takip edilen işlerde aşağıdaki hükümler uygulanır:
a) Konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculuk anlaşma belgesinin imzalanması halinde, bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hesaplanır. Şu kadar ki miktarı 7.200,00 TL’ye kadar olan arabuluculuk faaliyetlerinde avukatlık ücreti, 1.080,00 TL maktu ücrettir. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.
b) Konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen işlerde avukatlık ücreti; arabuluculuk sonucunda arabuluculuk anlaşma belgesinin imzalanması halinde, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde davanın görüldüğü mahkemeye göre öngörülen maktu ücrettir.
c) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, avukat, 1.080,00TL maktu ücrete hak kazanır. Ancak, bu ücret asıl alacağı geçemez.
ç) Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, tarafın aynı vekille dava yoluna gitmesi durumunda müvekkilin avukatına ödeyeceği asgari ücret, (c) bendine göre ödediği maktu ücret mahsup edilerek, bu Tarifeye göre belirlenir” düzenlemesini içermektedir.
Anılan hüküm kapsamına göre Tarifenin 16/2-c maddesindeki yasal düzenleme, avukat ile müvekkili arasındaki vekalet ilişkisine dayanan akdi vekalet ücretinin miktarına yönelik olup, arabuluculuk sonrasında açılan davadaki yargılama gideri kapsamında karşı tarafın sorumlu olacağı vekalet ücreti olarak değerlendirilemez. Bu nedenle davacı vekilinin arabuluculuk ücretinin hüküm altına alınması talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE;
-Davalı borçlunun Bakırköy …. İcra Dairesi’nin …. esas sayılı icra takip dosyasındaki icra takibine yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 2.999,99-TL asıl alacak üzerinden kaldığı yerden aynen devamına, fazlaya ilişkin işlemiş faiz talebinin reddine,
-Hüküm altına alınan asıl alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
-Davacı vekilinin arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesine ilişkin talebinin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 204,93TL nispi karar ve ilam harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 80,70 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 124,23 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar ve tarifenin 13/2 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 2.999,99 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 80,70 TL peşin harç olmak üzere toplam 161,40 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan ( haklı çıkmış olduğu orana göre ) 891,75 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-7155 Sayılı Kanun ile değişik 6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesinin 14. fıkrası uyarınca arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin; davanın kabul ve red oranlarına göre 542,26-TL sinin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, 777,74-TL sinin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Kullanılmayan yargılama gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesine müteakiben yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.20/09/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır