Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/173 E. 2022/800 K. 19.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/173 Esas
KARAR NO : 2022/800

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili)
DAVA TARİHİ : 20/02/2022
KARAR TARİHİ : 19/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının bakiye fatura borcunu ödemeyince, alacağın tahsili için icra takibi yapılmış olduğunu, davalı borçlunun itirazında faturaya ve mal teslimine itiraz etmemiş ancak davacıya ödemiş olduğu 5.700,-TL haricinde 7.500 TL daha ödeme yaptığını, ayrıca 4.264,00TL kaşlığında kompresör makinesi verilerek bakiye borç kalmadığından bahisle itirazda bulunmuş olduğunu, ancak davalı tarafın itiraz dilekçesinde belirtilen 7.500,00 TL’nın davacının işyeri ile ilgisi olmayan özel hesapları için kullandığı banka hesabına gönderilen para olup davalı şirket tarafından gönderilmemiş olduğunu, davacının şahsi hesabı olan … Bankası : … iban no.lu hesabına 7.000,00 TL ve davacının şahsi hesabı olan … Bankası … iban numaralı hesabına 500 TL olmak üzere toplam 7.500 TL’nın davalı şirket tarafından değil …. tarafından şahsi banka hesabından gönderilmiş olduğunu, bu nedenle bu ödemenin dava konusu ürün satışı ile ilgisi olmayıp taraflar arasındaki şahsi borcun ödenmesi amacıyla olduğu için kesinlikle borçtan mahsup edilmesini kabul etmediklerini, mezkur ödemeye ait banka dekontlarında da dava konusu faturaya istinaden ödeme yapıldığına dair bir açıklama olmadığını, Yine davalı borçlunun 4.264,00TL karşılığında kompresör makinesi verilerek bakiye borç kapandığı iddiasını da kabul etmiyor olduklarını, davacıya bakiye borcun kapanması için verilmiş herhangi bir kompresör bulunmadığını belirterek davacı vekili davanın kabulü ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını arz ve talep etmiştir.
CEVAP;Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalının, davacıdan 17.464,00 – TL’lik 1 adet Hava Kompresörü satın almış ve ödemesini yapmış olduğunu, davacı ile davalı arasında dava konusu ilişki dışında hiçbir alacak-verecek ilişkisinin söz konusu olmadığını, nitekim somut durum bir bütün halinde ele alındığında da davalının yapmış olduğu tüm ödemeleri dava konusu kompresör için yaptığının görülmekte olduğunu, davalının günlük hayat ve ticari hayattaki kaidelere uygun olarak, öncelikle 21.03.2021 tarihinde davacıya 500-TL kapora göndermiş olduğunu, devamında yine hayatın olağan akışına uygun olarak fatura tarihi olan 25.03.2021 tarihinde davacıya 7.000,00 – TL aynı şekilde davalının, 16.04.2021 tarihinde ise borç için tarafların birbirine uygun iradeleri sonucu davalının, davacıya … Marka Kompresör Makina teslim etmiş olduğunu, tarafların işbu kompresörü 4.264,00 TL’ye saymış olduğunu, işbu makinayı teslim eden …. Nakliyat tarafından düzenlenen teslim tutanağını dilekçeleri ekinde sunuyor olduklarını, nakliyat firmasının yetkilisinin tanık olarak dinletilmesini talep ettiklerini, davacının iştigal olduğu işin de kompresör olduğundan bu şekilde bir alışverişin yapılmış olmasının olağan olduğunu, aynı şekilde, davalının bakiye borç için davacının kabulünde olan 02.06.2021 tarihli, … seri numaralı tahsilat makbuzu ile 5.700 – TL ödeme yapmış olduğunu, taraflar arasında açıklanan ilişkiden başka hiçbir alacak-verecek veya ticari ilişki mevcut olmadığını, olay bu şekilde olmasına rağmen davacının, vaki icra takibiyle haksız gelir elde etme gayesi içerisine girmiş olduğunu, Hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı vekilinin, ısrarlı bir şekilde davacının şahsi hesaplarına ödeme yapıldığı ve bu ödemelerin şahsi borca ilişkin olduğu iddiasında olsa da; Mahkeme tarafından yapılacak incelemede de görüleceği üzere davacı şahıs şirketi olduğunu, şahıs şirketleri yalnızca kişilerden oluşmakta olup kişinin varlığı ile devamlılığını sürdürmekte olduğunu, kısaca davacının, şirket hesabı adı altında hesabının söz konusu olamayacağını belirterek davalı vekili davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını arz ve talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;

Dava ticari alım-satım ilişkisine bakiye alacağına dayalı itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf davalı aleyhine Bakırköy …. İcra Dairesinin … E.. Sayılı takip dosyası ile cari hesap alacağından kaynaklı 11.464,00 TL asıl alacak 1.160,69 TL işlemiş faiz toplamı 12.924,69 TL üzerinden takip başlattığı ,davalının borcu olmadığı savı ile süresinde takibe itirazı üzerine iş bu itirazın iptali davasının 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde ve dava değeri 11.764,00 TL üzerinden açıldığı anlaşılmakla ;
Davacı taraf davalıya bir adet makine sattığını beyanla ,davalının kısmi ödemesi sonrası bakiye alacağını talep ettiği,
Davalının ise ödeme defi ileri sürdüğü anlaşılmıştır.
25/03/2021 tarihli 17.464,00 TL tutarında bir adet fatura ve de 02/06/2021 tarihli 5.700,00 TL tutarlı tahsilat makbuzu dosya arasında yer almakla ,davalı taraf takibe itirazında ve de cevap dilekçesi ile makine satın aldığını kabul ile ,satım bedelinin davacının şahsi hesabına 7.500 TL havale ,5.700 TL kredi kartından çekim,4.264,00 TL karşılığında da kompresör makinesi vererek takas yolu ile borcunu sonlandırdığına yönelik itirazda … tarafından davacı adına kayıtlı banka hesabına 21/03/2021 tarihinde 500,00 TL ,25/03/2021 tarihinde 7.000 TL ödeme havale yapıldığı her iki havale dekontu dosya arasında yer almakla ödemelerde açıklama bulunmadığı görülmüştür.
Davalı taraf takasa konu kompresörün davacıya teslim edildiğine yönelik dava dışı nakliye firması tarafından imzalanan belge sunarak, nakliyat firmasının yetkilisinin tanık olarak dinlenilmesini talep etmiştir.
Davalı şirketin İTO kaydı celp edilmiş , davalının havale iddiasına konu ödemeyi yapan … ‘ın davalı şirketin tek ortağı ve de münferiden müdürü olduğu görülmüştür.
Davacı taraf ,… tarafından yapılan havalelerin arkadaşlık ilişkisinden kaynaklı şahsi borçtan dolayı yapıldığını tanık dinletme talebine de muvafakatlarının olmadığı açıklamasında bulunmuştur.
HMK 266.maddesi uyarınca Çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hususlar olan alacak hesabı konusunda rapor alınmıştır.
03/08/2022 Tarihli Bilirkişi Raporunda; Davacı tarafından davalı yana 2021 yılında 1 adet fatura karşılığı (1 Adet Kompresör) toplam olarak 17.464,-TL’lik fatura düzenlenmiş olduğu, işbu faturanın davalı BA bildirimlerinde bildirilmiş olduğu ve davalı ticari defterlerine kayıt edilmiş olduğu, Davalı yan tarafından işbu faturalara karşılık 5.700,-TL nakit ödemenin her iki taraf ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu, davalı şirket ortağı … şahsi hesabından davacı yan’a banka yolu ile yapılmış toplam 7.500,-TL’nin davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalı şirket ortağı tarafından yapılmış işbu iki ödemenin davalı yan tarafından davacı yana yapılmış olduğu kanaatine varılması halinde davacı yanın davalı yandan kalan alacağının(17.464,-TL-5.700,-TL-7.500,-TL) 4.264,-TL olarak hesaplanmış olduğu, toplam tutarı 7.500,-TL olan iki ödemenin davalı şirket ortağı… tarafından davacı …’e şahsi ödeme olarak yapılmış olduğu kanaatine varılması halinde davacı yanın davalı yandan kalan alacağının (17.464,-TL-5.700,-TL) 11.764,-TL olarak hesaplanmış olduğu, ancak yapılmış ödemelerin şahsi ödeme olduğuna dair sunulmuş bir belgeye dosya içeriğinde rastlanmamış olduğu, Davalı yan tarafından davacı yana kalan borcu için 4.264,-TL’lik Kompresör verilmiş olduğunun beyan edilmiş olduğu, dosyaya sunulmuş tutanakta Kömpresörün … Nakliyat tarafından davacı … adresi …, … Yolu, …Sit.No:7/25 Zeytinburnu/İSTANBUL adresine sevki yapılıp teslim edilmiş olduğunun yazılıp, nakliyeci …. Nakliyat tarafından kaşe basılıp imzalanmış olduğu görülmekte olup, davalı tarafından davacı yana işbu Kompresör ile ilgili düzenlenmiş bir faturaya dosya içeriğinde rastlanmamış olduğu, Takdirin Sayın Mahkemenize ait olduğu, Taraflar arasında düzenlenmiş bir sözleşmeye veya davalıyı temerrüde düşürecek bir ihtarnameye dosya içeriğinde rastlanmamış olduğu, Davacı yan lehine karar alınması durumunda, Davacı yan, icra takip tarihi olan 26.10.2021 tarihinden itibaren kanaat getirilecek asıl alacağına, Davacının takip talebinde talep etmiş olduğu gibi değişen oranlarda reeskont avans faizi talep edebileceği kanaati ile rapor düzenlenmekle ;
Davacı ticari defterlerinde 11.764,00-TL alacaklı olduğu, davalı ticari defterlerinde şirket yetkilisi tarafından yapılan havaleler de kaydedilmekle , 4.264,00-TL davacıya borcu olduğu anlaşılmıştır.
Davalı şirket yetkilisinin şahsi hesabından, davacı hesabına yaptığı açıklama yer almayan ödemelere ilişkin yapılan değerlendirmede;
Havale hukuksal niteliği itibariyle ödeme vasıtası olup, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 102. maddesinde de “Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel bir borç için yapılmış sayılır” hükmü düzenlenmiştir. Dava konusu icra takibine dayanak banka dekontunda borç/ödünç olarak verildiğine ilişkin hiçbir açıklama ve şerh bulunmaması halinde banka havalesi ile gönderilen havalenin 6098 s.TBK’nın 102.maddesi hükmü uyarınca bir borcun ödemesi olarak gönderildiği kanuni karinedir. Hal böyle olunca, dekonttaki ödemelerin borcun ödemesi için yapıldığının kabulü gerekir.
Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür (TMK m.6). İleri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir (HMK m.190).
Bu yasal düzenlemeye göre, gönderilen havale işleminde hiç bir şerh koymadığından yasal karinenin aksinin ispat yükü davacı tarafa düşmektedir. İspat yükü üzerinde olan davacının davasını, dolayısıyla davacıya banka aracılığıyla açıklamasız gönderdiği parayı borç olarak verdiğini ispatlaması zorunludur.
İspat yükü kendisinde olan davacı, davalıya ödünç verdiğini HMK’nın 200 maddesi gereğince yazılı delille ispat etmesi gerekir.
Delil başlangıcı, HMK ‘nın 202/2 maddesinde; “ iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse ya da temsilcisi tarafından ve ya gönderilmiş belge” olarak tanımlanmıştır.
Bir belgenin delil başlangıcı olabilmesi için, kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş ya da gönderilmiş olması gerekir. Üçüncü kişi tarafından yazılmış ve fakat aleyhine delil olarak kullanılacak olan kişinin herhangi bir şekilde yazısının bulunmadığı belgeler delil başlangıcı sayılmaz. Buna karşılık, aleyhine delil olarak kullanılmak istenen tarafın, imzasız el yazısı ile mektupları, herhangi bir şekilde bir kağıda yazılmış el yazısı ile notları delil başlangıcı sayılabilirler. Yine imza yerine paraf taşıyan belgeler de delil başlangıcı sayılır. Delil başlangıcı, iddia edilen hukuki işlemi tam olarak ispat etmemekle beraber, o işlemi muhtemel göstermelidir.
Bir hukuki işlem hakkında, HMK m. 202/2’deki şartlara uygun bir delil başlangıcı varsa, o hukuki işlem hakkında tanık dinlenebilir. Davacı tarafça dosyaya ibraz edilen … kayıtları yazılı delil başlangıcı olarak kabulü mümkün olmayıp, yazışmaların kimler arasında geçtiği, davalı tarafından bir yazışma yapıldığının anlaşılamadığı, olayda tanık da dinlenemeyeceğinden davacının yemin deliline dayanmış olması nedeniyle, davalıya sunulan yeminin usulüne uygun olarak eda edildiği gözetildiğinde, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. Davalı istinaf talebinde haklıdır.
Somut olayda davacı dava konusu ettiği dekontla davalıya ödünç para verdiğini ispatlayamadığından davalının istinaf taleplerinin kabulü ile HMK m.353/1-b-2 uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur. ( T.C. İSTANBULBÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 18. HUKUK DAİRESİ DOSYA NO: 2020/203 KARAR NO : 2022/1438 )
Yapılan havalelerin ticari satım sözleşmesinin tarafı davalı şirket hesabından yapılmadığı ,her ne kadar şirketin tek ortağı ve temsilcisi sıfatına sahip …. tarafından yapılmış ise de;davacı şirket ve ortağının ayrı hukuki kişilikleri olduğu ,anılan içtihat doğrultusunda delil başlangıcı da sayılamayacağı bu sebeple tanıkla ispatının mümkün olmadığı, davalının yaptığı havaleleri borca mahsuben yaptığı iddiasını ancak yazılı delil ile ispatlayabileceği ,cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayanmadığından havale ile yaptığını iddia ettiği ödemeler hususunu ispat edemediği,
Davalının takas yolu ile borcu sona erdirdiğini savunduğu , dava dışı 3. kişi tarafından tesliminin sağlandığı kompresör makinesinin ise ,davacı tarafından teslim alındığı yahut ticari satıma konu olduğu kabul edilmemiş ,davalının kendi ticari defterlerinde dahi davacıya 4.264,00 TL tutarlı satış faturası kaydedilmemiş ,kaldı ki davalı 17.464,00 TL faturayı ba formu ile bildirmesine rağmen yasal zorunluluk olmamakla 4.264,00 TL faturayı bs formu ile de beyan etmemiş olup,
Dava dışı nakliye firması … Nakliyat tarafından tek taraflı düzenlenen belge doğrultusunda ,davacı ile davalı arasında takasa ilişkin bir sözleşme bulunmadığı ,taraf ticari defterlerinde alım-satıma yönelik belge bulunmadığı aralarında satım sözleşmesi kurulup kurulmadığı ispat edilmeksizin dava dışı nakliye şirketinin tanık olarak dinlenilmesine yönelik davalı isteminin de davacının muvafakati olmamakla ispat aracı olamayacağı anlaşılmakla;
Davacının takip tarihi itibari ile davalıdan 11.764,00 TL alacaklı olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne ve de İİK 67/2 uyarınca alacağın likit oluşu ve borçlunun itirazında haksız çıkması sebebiyle alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM;Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı borçlunun Bakırköy …. İcra Dairesinin …. E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile asıl alacak yönünden takibin aynen devamına,
3-Hüküm altına alınan asıl alacak yönünden 11.764,00 TL üzerinden davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
4-492 Sayılı Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 803,60 TL karar harcı peşin alınan 142,10- TL harcın mahsubu ile 661,50- TL bakiye harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 142,10- TL peşin harç, 11,50 TL vekalet harcı olmak üzere 234,30-TL toplam harç nedeniyle yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6100 sayılı HMK’nın 326/2 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan tebligat ve müzekkere,bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.287,00- TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. hükümleri uyarınca 9.200,00 TL- vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Arabuluculuk masrafı olan 1.560,00-TL’ nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin e-duruşma ile ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/09/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır