Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/16 E. 2022/598 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/16 Esas
KARAR NO : 2022/598

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/06/2015
KARAR TARİHİ : 07/06/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :07/07/2022
Davacı vekili tarafından açılan tazminat davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan …’ ın araç maliki …’ in sürücüsü bulunduğu diğer davalı …. 06/07/2013-06/07/2014 tarihleri arasında … poliçe nolu sigortalı bulunan … plakalı aracın 17/07/2013 günü maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazasına neden olduğu, kaza sonucu müvekkilin sol bacağında femur şaft kırığı meydana geldiği, trafik kazası tespit tutanağında da anlaşıldığı üzere sürücü …’ in kazaya sebebiyet verdiği, kaza sonucu müvekkilin ağır şekilde yaralanıp ameliyat olduğu, müvekkilin kazadan sonra çalışamayıp tedavi için para harcamak zorunda kaldığı, 5.000 TL tedavi gideri, 1.500 TL bakıcı masrafı, 250,00 TL tedavi yol masrafı, 5.000,00 TL kazanç kaybı ve 20.000 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP;Davalılardan … vekilinin vermiş olduğu 06/11/2013 tarihli cevap dilekçesinde; iş bölümü, husumet itirazında bulunduklarını, kazanın oluşumunda araç sürücüsü davalı …’ in kusurlu olduğunun kabul edilemediğini, davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesini,
CEVAP;Davalılardan …. Sigorta A.Ş vekilinin vermiş olduğu 13/11/2013 havale tarihli cevap dilekçesinde; dava konusu … adına tescilli …. plakalı aracın müvekkil şirkete karayolları zorunlu mali sorumluluk poliçesi ile sigortalı olduğunu, hasar başvurusu yapılmadan açılan davaya müvekkilin sebebiyet vermemesi nedeniyle dava masraflarından faizden, ve tüm ferilerinden sorumluluğunun bulunmadığının tespitine, davanın reddine karar verilmesini beyan etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, dava konusu trafik kazasından dolayı davacının yaralanması sebebiyle uğradığı maddi ve manevi zararalrının tazminine ilişkin haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememizce Küçükçekmece …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyası celbedilmiş, incelenmesinde; davalı sanık … hakkında davacı müşteki …’i yaralanması sebebiyle taksirle birden fazla kişinin yaralanması suçundan kamu davası açıldığı, yapılan yargılamada davalı sanığın mahkumiyetine karar verildiğini ve kararın kesinleştiği görülmüştür.
Mahkememizce tarafların sosyal ve ekonomik durumları araştırılmış, tarafların aile nüfus kayıtları, malvarlığı ve SGK kayıtları Uyap ortamından alınarak dosya kapsamına dahil edilmiş, sigorta poliçesi ve hasar dosyası celbedilmiş, davacının tedavi evrakları, kazaya sebebiyet veren aracın trafik tescil kayıtları celbedilmiş ve emsal ücret araştırması yapılarak celbedilen belgeler incelenmiştir.
Davacının maluliyet durumunun tespiti için davacı Adli Tıp Kurumu … Adli Tıp İhtisas Kurulu’na sevk edilmiş, Kurul tarafından hazırlanan … tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda özetle; 17/07/2013 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı iyileşmiş sol femur şaft kırığı yaralanması 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, daha sonra 22.09.2014 tarihinde düşme ile oluşan patella kırığının olay ile illiyetli olmadığından maluliyetinde değerlendirilmediği, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay/kaza tarihinden itibaren 9 ( dokuz ) aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir.
Mahkememizce aktüerya bilirkişisinden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından sunulan 31/11/2016 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı vekilinin yargılama sırasında ihbar edileri sigorta şirketinden 32.170,61 TL haricen tahsil ettiklerini beyanla sigorta şirketi hakkındaki davadan feragat ettiği görülüp, davacının isteyebileceği toplam tutar 20.659,29 TL olarak hesaplanmasına rağmen, davacının 20.659,29 TL tutardan fazlasını davalı … şirketinden tahsil ettiği görüldüğünden, davacının davalılardan alacak talebinde bulunamayacağı kanaati edinilmekle birlikte Nihai kararın Sayın Mahkemeye ait olduğu, Davacının manevi tazminat talebinin Sayın mahkemenin takdirleri içerisinde kaldığı, Tarafların masraf, vekâlet ücreti ve benzeri diğer taleplerinin, mahkememizin takdirleri içinde kaldığı, kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 28/02/2019 tarih, … esas ve … karar sayılı ilamı ile davacı tarafından açılan maddi tazminat davası hakkında feragat nedeniyle reddine, davacı tarafından açılan manevi tazminat davası hakkında davanın kısmen kabulüne karar verilerek davacı lehine 10.000,00-TL manevi tazminat takdirine karar verilmiştir. Mahkememiz kararının istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 29/11/2021 tarih, .. esas ve … karar sayılı ilamı ile; “…Dosya kapsamından 17/07/2013 tarihinde saat 14.40 sıralarında sürücü … ‘in idaresindeki .. plaka sayılı ticari otomobili ile Güvercin caddesinde seyrederken aracının sol ön köşe kısımları ile karşı yönden gelen sürücü …’in kullandığı … plakalı motosikletin ön kısımlarına çarpması ile yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, motosiklette yolcu olarak bulunan davacının maddi ve manevi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır. Kaza tespit tutanağında sürücü …’in 2918 sayılı KTK’nın 157/a-2 kuralını ihlal ettiğinin kaza yerinde yapılan inceleme ve kendi beyanından belirlendiğinin yazılı olduğu görülmüştür. Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Ceza mahkemesinde kusur raporu alınmadan karar verilmiştir. Somut uyuşmazlıkta; İlk Derece Mahkemesince her ne kadar davacı yolcu olup kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmuyor ise de kazaya karışan tarafların kusur oranlarını belirleyen kusur raporu alınmadan manevi tazminat miktarı belirlenerek eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru olmamıştır. O halde Mahkemece yapılması gereken; meydana gelen trafik kazasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi için trafik bilirkişisinden, ATK yada Üniversitelerin Trafik Kürsüsünden kusur raporu alınarak tarafların mali ve sosyal durumları ile yukarıda açıklanan ilkeler birlikte değerlendirilerek manevi tazminata hükmedilmesidir. Kusur raporu alındıktan ve davalı sürücünün kusur durumu belirlendikten sonra manevi tazminat miktarı belirleneceğinden bu aşamada davacının manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazı değerlendirilmemiştir….” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkememizce bozma ilamından sonra yargılamaya devam olunmuş ve bozma ilamı uyarınca Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden kusur raporu alınmasına karar verilmiştir. Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin …. tarihli kusur raporunda özetle; “…. 17/07/2013 günü saat 14:40 sıralarında sürücü … sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı otomobil ile ters yön istikameti üzerinde, tek yönlü Güvercin Caddesini takiben seyirle gelmiş olduğu yol bölümünde idaresindeki aracın sol ön kısımları ile seyir istikametine göre yolun sol tarafında, karşı yön istikametinde bulunan sürücü … sevk ve idaresinde bulunan motosikletin ön kısımlarının çarpışması sonucu dava konusu trafik kazası meydana gelmiştir. Dosya kapsamında yer alan kaza tespit tutanağından kaza mahallinin yerleşim yeri içi olduğu, yol genişliğinin 7 m olduğu, yolun asfalt kaplama tek yönlü cadde olduğu, olay anında vaktin gündüz havanın açık yol yüzeyinin kuru olduğu, yol güzergahlarının düz ve eğimli olduğu, sürücü … idaresindeki aracın seyir yönüne hitaben “Taşıt Giremez” trafik işaret levhasının bulunduğu, çarpışma noktasının otomobilin seyir yönüne göre yolun sol tarafında işaretlendiği anlaşılmıştır. Sürücü …’in 17/07/2013 tarihli ifadesinde özetle: “…. plaka sayılı …. model ….ı renkli ticari … marka oto ile 17.07.2013 günü saat … sıralarında Kanarya mah. Güvercin cad. üzerinde seyir halindeyken karşıdan gelen iki şahsın bulunduğu motosiklete çarptım, ben motosikletin geldiğini görmedim, otomun hızı 20-30 km kadardı, şahıslar yere düştüler hemen ambulansı aradım…” Şeklinde belirtmiştir. Sürücü …’in 17/07/2013 tarihli ifadesinde özetle: “…Motosikletim ile suculuk yaparım… Olay günü saat 15:00 sıralarında motorum ile kardeşim … arkada ben önde Güvercin Caddesinden yukarı çıkmakta iken sağda kaldırım kenarında eve bakmak için durduğum esnada … plakalı oto bize çarptı ve motordan düşürdü…” Şeklinde belirtmiştir. Tüm dosya kapsamı, kaza tespit tutanağı, olay yeri basit krokisi, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi … karar nolu Gerekçeli Kararı, olayın oluş şekli, konumu ve tüm beyanlar incelendiğinde kazanın yukarıda ”OLAY” kısmında anlatıldığı şekli ile gerçekleştiği anlaşılmış olup kusur durumu aşağıda belirtilmiştir. Mevcut bulgulara göre; A) Sürücü … sevk ve idaresinde bulunan otomobil ile meskun mahalde gündüz vakti seyri sırasında gerekli dikkat ve özeni yola vermesi, bahse konu kaza mahalline geldiği esnada görüş alanını kontrol altında bulundurması, seyir yönüne hitaben bulunan “Taşıt Giremez” trafik işaret levhasına riayet etmesi ve seyrine istikamet yönü için ayrılan yol bölümünü kullanarak devam etmesi gerekirken bu hususlara riayet etmeden nizamlara aykırı şekilde seyirle gelmiş olduğu yol bölümünde seyir yönüne göre yolun sol tarafında bulunan motosiklete çarpması sonucu gerçekleşen kazada asli kusurludur. B) Sürücü … sevk ve idaresinde bulunan motosiklet ile meskun mahalde gündüz vakti olay mahalli tek yönlü yol üzerinde yolun sağ tarafında bulunduğu sırada karşı yön istikametinden seyirle gelen aracın çarpması maruz kaldığı olayda atfı kabil kusuru bulunmamaktadır. Yukarıdaki hususlar muvacehesinde, olayda; A) Sürücü …’in %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, B) Sürücü …’in kusursuz olduğu…” tespit edilmiştir.
Somut davada; olay tarihinde davalı sürücü … sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı otomobil ile ters yön istikameti üzerinde, tek yönlü Güvercin Caddesini takiben seyirle gelmiş olduğu yol bölümünde idaresindeki aracın sol ön kısımları ile seyir istikametine göre yolun sol tarafında, karşı yön istikametinde bulunan sürücü … sevk ve idaresinde bulunan motosikletin ön kısımlarının çarpışması sonucu dava konusu trafik kazası meydana geldiği, meydana gelen kazada dava dışı …’in sevk ve idaresinde bulunan motosiklette yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı anlaşılmıştır. Dava konusu kazada sürücü davalı … sevk ve idaresinde bulunan otomobil ile meskun mahalde gündüz vakti seyri sırasında gerekli dikkat ve özeni yola vermesi, bahse konu kaza mahalline geldiği esnada görüş alanını kontrol altında bulundurması, seyir yönüne hitaben bulunan “Taşıt Giremez” trafik işaret levhasına riayet etmesi ve seyrine istikamet yönü için ayrılan yol bölümünü kullanarak devam etmesi gerekirken bu hususlara riayet etmeden nizamlara aykırı şekilde seyirle gelmiş olduğu yol bölümünde seyir yönüne göre yolun sol tarafında bulunan motosiklete çarpması sonucu gerçekleşen kazada asli ve % 100 kusurlu olduğu, sürücü dava dışı …’in sevk ve idaresinde bulunan motosiklet ile meskun mahalde gündüz vakti olay mahalli tek yönlü yol üzerinde yolun sağ tarafında bulunduğu sırada karşı yön istikametinden seyirle gelen aracın çarpması maruz kaldığı olayda kusursuz olduğu, motosiklette bulunan davacının da dava konusu kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun bulunmadığı aşikardır. Adli Tıp Kurumu kusur raporu olayın oluş şekli ve kaza tespit tutanağı ile uyumlu, usul ve yasaya uygun olduğundan Mahkememizce itibar edilerek hükme esas alınmıştır. Davacı tarafından yaralanması sebebiyle manevi tazminat talebinde bulunulmuştur. Mahkememizce dava konusu olayın oluş şekli, tarafların kusur oranları, davacının yaralanmanın derecesi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları nazara alınarak, davacı lehine 15.000,00 TL manevi tazminat takdirine, takdir edilen manevi tazminatın kaza tarihi olan 17/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Mahkememizin 28/02/2019 tarih, …. esas ve … karar sayılı ilamı ile davacı tarafından davalılar aleyhine açılan maddi tazminat davası hakkında feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiği ve karar taraflar tarafından istinaf edilmeyerek kesinleştiğinden davacının maddi tazminat talebi hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Mahkememizin 28/02/2019 tarih, …. esas ve … karar sayılı ilamı ile davalı … aleyhine açılan manevi tazminat davasının reddine karar verilmiş ise de davacı tarafça davalı … aleyhine manevi tazminat talebinde bulunulmadığı, ancak Mahkemece red kararı verildiği ve karar taraflar tarafından istinaf edilmeyerek kesinleştiğinden bu davalı aleyhine manevi tazminat davası hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin 28/02/2019 tarih, …. esas ve … karar sayılı ilamı ile davacı tarafından davalılar aleyhine açılan maddi tazminat davası hakkında feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiği ve karar taraflar tarafından istinaf edilmeyerek kesinleştiğinden davacının maddi tazminat talebi hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
2-Mahkememizin 28/02/2019 tarih, …. esas ve … karar sayılı ilamı ile davalı … aleyhine açılan manevi tazminat davasının reddine karar verilmiş ise de davacı tarafça davalı … aleyhine manevi tazminat talebinde bulunulmadığı, ancak Mahkemece red kararı verildiği ve karar taraflar tarafından istinaf edilmeyerek kesinleştiğinden bu davalı aleyhine manevi tazminat davası hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı tarafından davalılar … ve … aleyhine açılan manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE;
-Dava konusu 17/07/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanan davacı lehine 15.000,00-TL manevi tazminat takdiri ile takdir edilen manevi tazminatın kaza tarihi olan 17/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 1.024,65 TL nispi karar ve ilam harcından daha önce mahkememiz dosyasına manevi tazminat yönünden yatırılan 68,31 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 956,34 TL karar harcının davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar ve tarifenin 13/1 maddesi dikkate alınarak takdir edilen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı … kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar ve tarifenin 13/2 maddesi dikkate alınarak takdir edieln 5.000,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’a verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 24,30 TL başvurma harcı, 108,45 TL peşin harç olmak üzere toplam 132,75 TL harcın davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan ( haklı çıkmış olduğu orana göre ) 1.036,38 TL yargılama giderinin davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı … tarafından yapılan ( haklı çıkmış olduğu orana göre ) 78,45 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı …’a verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Kullanılmayan yargılama gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesine müteakiben yatırana iadesine,
9-Mahkememiz kararının kesinleşmesine müteakiben dosyamız arasında bulunan Küçükçekmece …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasının mercine İADESİNE,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzlerine karşı, davalı …’in , davalı … vekilinin ve ihbar olunanın yokluklarında, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.07/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır