Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/155 E. 2022/830 K. 26.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/155 Esas
KARAR NO : 2022/830

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/02/2020
KARAR TARİHİ : 26/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket kargo hizmeti vermekte olup davalı taraftan fatura (cari hesap) alacağı bulunmaktadır. Davacı şirket ile davalı arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan cari hesap extresine göre davalının, davacı şirkete toplam borcu 18.625,25-TL ‘ dir ve davalı bu alacağının tahsili amacı ile 09.01.2018 tarihinde Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …E. Sayılı dosyası ile icra takibine girişildiyse de borçlu takibe haksız olarak itiraz ederek takibi durdurmuş, 25.12.2019 tarihli Arabuluculuk başvurusu üzerine toplantı daveti yapılan borçlunun mazeret sunmadan 09.01.2020 tarihli toplantıya katılmamış ve bu nedenle de uzlaşma sağlanamadığını iddia ederek huzurdaki davayı açmıştır. avacı vekili tarafından itirazın iptali ve takibin devamına, Alacak likit olmasına rağmen aleyhine başlatılan takibe haksız ve kötü niyetle itiraz eden davalı aleyhine takip miktarının %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama harç ve giderleri İle vekalet ücretinin davalı taraf üstüne bırakılması talebinde bulunmuştur.
CEVAP;Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı tarafın huzurdaki davaya cevap dilekçesi sunmamasından dolayı başlatılan icra takibine itirazından yola çıkılarak; Davalı hakkında 09.01.2018 tarihinde Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …E. Sayılı dosyasında başlatılan icra takibine ilişkin ödeme emri 16.01.2018 tarihinde davalıya tebliğ edilmiş olup 7 günlük yasal süre içinde; icra takibi davalının yasal ikametgahı olan Aksaray’ da açılmadığından yetki itirazı yapılmış ve davalının böyle bir borcu olmadığından ve davalı aleyhine yapılan icra takibine dayanakimzalanmış bir sözleşme, tebliğ edilmiş bir belge yada fatura olmaması nedeni ile icraya konu borca itiraz edilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;

Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf davalı aleyhine Bakırköy …. İcra Dairesinin …E. Sayılı takip dosyası ile cari hesap alacağından kaynaklı 18.625,25 TL asıl alacak üzerinden takip başlattığı ,davalının yetki itirazında bulunduğu ve de borcu olmadığı savı ile süresinde takibe itirazı üzerine iş bu itirazın iptali davasının 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde ve dava değeri 18.625,25 TL üzerinden açıldığı anlaşılmakla ;
Davacı taraf taşıma hizmetinden kaynaklı davalıdan alacaklı olduğunu ,davalı ise borcu olmadığını savunmuştur.
Davalının yetki yönünden yaptığı itiraz öncelikle incelendiğinde ; Dava ve takip konusu, faturaya dayalı bir miktar para alacağı olup, talep edilen borç TBK 89. maddesi uyarınca götürülecek borçlardandır. İİK 50 ve TBK 89 maddeleri gereğince, para borcunun ifa yeri alacaklının yerleşim yeri olduğundan Mahkememiz ‘in ve Bakırköy İcra Dairelerinin yetkili olduğu anlaşılmıştır.
HMK 266.maddesi uyarınca Çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hususlar olan alacak hesabı konusunda rapor alınmıştır.
Davacı yan ticari defterleri ile davcının ba-bs formları üzerinde yapılan inceleme neticesinde ;

04/12/2020 Tarihli Bilirkişi Raporunda;
Davacının gönderdiği cari hesap extresine göre; 19.01.2010 tarihinden beri Davacı tarafın davalı tarafa kargo taşıma hizmeti verdiği ve bu hizmet karşılığı kargo taşıma faturası düzenlediği, davalı tarafın da bu faturaların bedellerini ödediği ve 08.08.2017 tarihine kadar ödemelerin düzenli olarak yapıldığı ve bu tarihte cari hesap bakiyesinin sıfır olduğu ancak 08.08.2017 tarihinden sonra düzenlenen;
09.08.2017 tarihli …. nolu 1453,37-TL , 09.08.2017 tarihli … nolu 1588,47-TL,11.09.2017 tarihli … nolu 1.780,00-TL – 1.09.2017 tarihli … nolu 1.780,00-TL,11.09.2017 tarihli .. nolu 1,780,00-TL -11.09.2017 tarihli … nolu 1.848,00-TL,11.09.2017 tarihli … nolu 1.510,00-TL – 11.09.2017 tarihli …. nolu 1.900,00-TL,11.09.2017 tarihli … nolu 1.875,00-TL – 28.09.2017 tarihli … nolu 819,82-TL,28.09.2017 tarihli … nolu 737,94-TL – 28.09.2017 tarihli … nolu 641,73-TL,28,09.2017 tarihli … nolu 910,92-TL,toplamda da 13 adet kargo taşıma faturasının bedelinin tahsil edilmediği bu faturalardan dolayı davalı tarafın davacı tarafa 18.625,25 TL anapara borcu ve takip tarihi ile davaya konu ödenmemiş fatura tarihi arasında geçen zamana %9,75 ticari faiz oranı uygulanarak bulunan 623,84-TL faiz hesaplanmış ve toplam borç 19.249,09- TL olarak bulunmuştur.
KDV hariç 5000-TL ve üzeri alış ve satışların bildirildiği BA-BS Formlarının incelenmesi yapılmış Davacının BS formları incelendiğinde davalıya düzenlediği ve KDV hariç 5000-TL yi geçen 2017/01- 2017-03- 2017/06- 2017/09 aylarına ait beyanlarını yasal süresi içinde ve cari hesap extresinde yer alan adet ve tutarlar ile uyumlu olacak şekilde bildirimlerinin yapılmış olduğu görülmüştür Davalı tarafın bildirmesi gereken BA formları için ise vergi mükellefiyeti olmadığı için bildirimde bulunmasının mümkün olmadığı tespit edilmiştir. (Ek: daha önce hiç vergi mükellefiyetin tesis edilmediğini gösterir 30.11.2020 tarihli Aksaray Vergi Dairesi tarafından düzenlenen Mükellefiyet yazısı)
Davacının davalı adına düzenlediği ve ihtilafa konu olan faturalar incelendiğinde; gönderilerin tamamının yurtdışına (ABD) ve 2 farklı unvana gönderim yapıldığı ve ihtilaflı olan faturalardan öncede yapılan gönderimlerde de avnı ülkevye ve unvana gönderi yapıldığı tespit edilerek rapor tanzim edilmiştir.
Davacı taraf her ne kadar kendi ticari defterlerinde alacaklı ise de ;işin yapıldığının bu hali ile ispat edilemediği , sadece alacağın davacı defterlerinde kayıtlı olmasının yahut davalının yaptığı ileri sürülen ödemelerin sadece davacı defterlerinde yer alması davacı alacağını ispata yeterli değildir.Davacı yana yemin delili hatırlatılmış olup davacı yan yemin deliline dayanmayacaklarını bildirmiştir.

Bilindiği üzere, yemin, taraflardan birinin davanın çözümlenmesine etkili olan bir vakıanın doğru olup olmadığı hakkında kanunun belirlediği şekilde mahkeme (hakim) önünde beyanda bulunmasıdır. Medeni Usul Hukukumuzda yemin delili kesin delil niteliğindedir.
6100 sayılı HMK’da, hakimin yemin teklif etme müessesi “takdiri delilerle ispatın mümkün olduğu hallerde, hakimin kanaatini(tamamlayıcı) yemin ile değil, diğer delillerle tamamlaması” gerekçesi ile benimsenmemiş ve Kanuna alınmamıştır( Ejder Yılmaz ( Medeni Yargılama Hukukunda Yemin,2.Baskı, Ankara-2012, sayfa 26 ve 42 , Abdurrahim Karslı, Medeni Muhakeme Hukuku 3.Baskı, sayfa 611). Yemin davanın taraflarınca yerine getirilir, yemin teklif edecek taraf ispat yükü kendisine düşen fakat iddiasını veya savunmasını ispat edememiş olan taraftır. Taraf delillerini yemine hasretmedikçe önce diğer delilleri incelenir ve iddianın ispatlanmaması halinde son çare olarak yemin deliline başvurulur. Eğer iddia diğer delillerle ispatlanmışsa, yemin teklifine gerek yoktur ( Yılmaz Ejder, a.g.e, sayfa 116).( HGK 10.06.2015 t. 2014/13-37 E. 2015/1525 K. syl. Kararı)
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11. maddesi, “Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargı gideri kendi üzerlerinde bırakılır.” hükmü nazara alınarak;
Davacı taraf faturalara konu mal/ürün/hizmetin ifası teslim olgusunu ispat edememiştir , davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM;Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan haçlar tarifesi gereğince alınması gereken 80,70- TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri(timat,posta,müzekkere,bilirkişi) 1.097,20 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı lehine AAÜT uyarınca vekalet ücreti taktirine yer olmadığına
6-HMK’nun 333. maddesi gereği, hükmün kesinleşmesinden sonra, davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısım kalması halinde davacıya iadesine,
7-Arabuluculuk masrafı olan 1.320,00-TL’ nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin e-duruşma ile ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/09/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır