Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/137 E. 2022/408 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/137 Esas
KARAR NO : 2022/408

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/02/2022
KARAR TARİHİ : 12/04/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/05/2022
Davacı vekili tarafından açılan itirazın iptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkilinin, … İşletmeciliği A.Ş. ‘ni devraldığını ve şirketin ünvanını … İşletmeciliği A.Ş. Olarak değiştirdiğini, akabinde … İşletmeciliği A.Ş. de ünvan değiştirerek …. … İşletmeciliği Anonim Şirketi olduğunu, müvekkil şirketin, … İşletmeciliği A.Ş. ‘nin alacaklarını da kül halinde devraldığını, işbu sebeple … İşletmeciliği A.Ş. tarafından verilen hizmetler, yapılan sözleşmeler ve kesilen faturalardan kaynaklanan alacaklar da müvekkil şirketin bünyesine geçmiş bulunduğunu, …. … İşletmeciliği A.Ş. , … markası ile özel bir TV hizmeti veren sektöründe öncü ve güvenilir bir firma olduğunu, müvekkil şirketin devraldığı …. … İşletmeciliği A.Ş. İle borçlu davalı arasında … … hizmetleri kapsamında epg ( … hizmetleri kapsamında kanalların sıralanması ve … uyumlu dijital uydu alıcısı üzerinden kullanıcı tarafından seçilerek izlenmesi imkanını veren sanal sırlama teknolojisi ) üzerinde …. tarafından sıra numarasının belirlenmesi ve davalı- borçlunun da sözleşme hükümleri gereği borçlarını yerine getirmesi için 16/02/2017 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşme gereğince müvekkil şirketin üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiğini ve davalı- borçlunun …Tv adlı kanalını … üzerinde aktif hale getirdiğini, davalı borçluya verilen hizmetlerin karşılığı olarak e- arşiv fatura tanzim edildiğini ve karşı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, müvekkil şirketin ile davalı tüm faturalaşma sürecinde aynı şekilde faturalaştığını, müvekkil şirket tarafından tanzim edilen faturaların içeriğinin, hizmetin ifasına ilişkin olduğunu ve faturanın e-arşiv fatura olup temel fatura senaryosu ile karşı tarafa gönderildiğini, davalı- borçlu fatura tutarlarının bir kısmını ödediğini ancak bakiye miktarları nı ise ödemediğini, davalı tarafından 8 günlük yasal sürede faturaya herhangi bir itirazda bulunulmadığını, borçluya defalarca müvekkil şirketin çalışanları tarafından ulaşılmaya çalışıldığını ancak olumlu bir yanıt alınamadığını, işbu sebeple de icra takibi başlatma gereği hasıl olduğunu, müvekkil şirketin, alacağının tahsili için davalı borçlu aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, başlatılan icra takibine, davalı şirket tarafından haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, takibin bu itiraz nedeniyle durduğunu, yargılama neticesinde davalı-borçlunun itirazının iptalini, takibin devamına, Kötü niyetli davalı-borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûmiyetini, vekâlet ücreti ile yargılama giderlerinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında akdedilen sözleşmede yetki şartı bulunduğunu, huzurdaki davada Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin olmadığını, İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, huzurdaki dava zamanaşımına uğramış olup reddinin gerektiğini, davacı şirket tarafından müvekkil şirkete kesilen faturaları kabul etmediklerini , 8 gün içerisinde itiraz edilmemesi halinde faturaların kabul edildiğini söylemek mümkün olmadığını, müvekkil şirketin, 16.02.2017 tarihli sözleşmeye ilişkin tüm yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini davacı şirkete borcu bulunmadığını, davacının, müvekkil şirketi temerrüde düşürmeksizin sözleşme ile belirlenen %4 oranındaki gecikme faizini talep etmesi türk ticaret kanunu hükümlerine aykırı olduğunu, müvekkil şirketin aleyhinde ikame edilen haksız davanın reddini, müvekkil şirket lehine takibe konu meblağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davacının üzerine düşen edimini ifa etmesine rağmen davalının edimlerini ifa etmediği iddiası sebebiyle alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası aslı celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 88.447,59 ‘nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından 2004 Sayılı İİK’nun 67. Maddesi uyarınca yasal bir yıllık hak düşürücü süre içinde davalının itirazının iptali için dava açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerinde anlaşamamış ve arabuluculuk son tutanağı dosyamıza sunulmuştur.
6100 sayılı HMK’nun uyuşmazlıkla ilgili “Sözleşmeden doğan davalarda yetki “ başlıklı 10. maddesi “Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir” hükmünü ,“yetki sözleşmesi” başlıklı 17. maddesi “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmünü, aynı Kanun’un 448.maddesi gereğince kanun hükümlerinin tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı hükmünü ihtiva etmektedir.
6100 Sayılı HMK’nun 17. maddenin ikinci cümlesine göre, “taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır”. Bu hükme göre, yetki sözleşmesi (veya yetki şartı) yapan taraflar, aksine bir düzenleme yapmamışlarsa, dava sadece yetki sözleşmesinde kararlaştırılmış olan mahkemede açılabilir. Diğer bir deyişle, aksi belirtilmediği sürece HMK, yetki sözleşmesinde gösterilen mahkemenin münhasır yetkili mahkeme olacağını kabul etmiştir. Bu şekilde yapılmış olan yetki sözleşmesinin münhasır yetkili olacağı madde gerekçesinde de açıkça belirtilmiştir. Görüldüğü üzere, taraflar, salt bir münhasır yetki sözleşmesiyle, kanunun öngörmüş olduğu genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisini kaldırmış olmaktadırlar. Taraflar, bu sonucun ortaya çıkmasını istemiyorsa, yani genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisinin devam etmesini istiyorlarsa yetki sözleşmesinde bunu ayrıca belirtmek zorundadırlar. Buna göre, münhasır yetki sözleşmesinden kasıt, tarafların yetki sözleşmesi ile kararlaştırılan mahkemeden başka bir mahkemede dava açılamaması üzerinde anlaşmalarıdır.
Bu açıklamalar ışığında tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; tarafların tacir olduğu ve aralarında yapılan sözleşmede dava konusu sözleşmeden doğacak ihtilaflarda İstanbul (Çağlayan) Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığı ve maddede aksine bir hususun yer almadığı ve bu Mahkeme ve İcra Daireleri’nin artık kesin yetkili hale gediği anlaşılmakla Mahkememizin yetkisizliğine, yetkili Mahkemenin İstanbul (Çağlayan) Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın 6100 Sayılı HMK’nun 114. Ve 115. maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, yetkili Mahkemenin İstanbul (Çağlayan) Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna,
3-6100 Sayılı HMK nun 20. Maddesine göre kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde müracaat halinde dosyanın yetkili ve görevli İstanbul (Çağlayan) Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde aynı madde gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE,
4-6100 Sayılı HMK 331/2 maddesi gereği harç ve yargılama giderinin görevli mahkemece nazara alınmasına,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin yüzüne karşı ,davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.12/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır