Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/125 E. 2023/568 K. 19.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/125 Esas
KARAR NO : 2023/568

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/08/2017
KARAR TARİHİ : 19/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkili şirkette 22/06/2012 – 16/04/2017 tarihleri arasında işveren vekili statüsünde … (…-Pazarlama Kurulu Başkanı) olarak çalıştığını, 16/04/2017 tarihinde kendi isteği ile davacı şirketten ayrılarak Mayıs 2017 tarihinde … Perakende Tic. A.Ş’de … olarak işe başladığını ve bu durumun iş sözleşmesinde yer alan sözleşmenin sona ermesinden sonra 1 yıllık süre içinde Türkiye sınırlarında çalışma yasağı içeren rekabet ve gizlilik yasağı maddesine aykırı olduğunu belirterek davalının sözleşmede yer alan rekabet ve gizlilik yasağına aykırı hareket ettiğinden bahisle 50.000 GBP (İngiliz Sterlini) karşılığı 233.210,00 TL tutarında cezai şartın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP;Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalılar vekili cevap dilekçesinde; İşçi-işveren arasındaki uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin iş mahkemeleri olduğunu, bu nedenle görev itirazında bulunduklarını, davacının iş ilişkisinin sona erdiği 16/04/2017 tarihi itibariyle hukuken geçerli bir rekabet yasağı kaydı bulunmadığını, müvekkilinin görevi ile ilgili olarak kendisiyle çalışan belli bir grup işçiyi yönetmekte ise de İş K. M. 18 anlamında işletmenin veya işyerinin bütününü yöneten işveren vekili sıfatı bulunmadığını, müvekkilinin iş sözleşmesinin davacı tarafından haklı bir sebep olmaksızın fesh edildiğini, bu nedenle herhangi bir talepte bulunulmasının mümkün olmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;

Dava, hukuki niteliği itibariyle, işçinin rekabet yasağını ihlal ettiği iddiasına dayalı cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Davacı, davalının uhdelerinde 22/06/2012 -16/04/2017 tarih aralığından işveren vekili statüsünde … olarak çalıştığını,aralarında akdedilen sözleşme uyarınca rekabet ve gizlilik yasağının ihlali halinde cezai şart düzenlendiğini ,davalının kendi isteği ile firmalarından yarılmakla aynı pozisyonda … firmasında MAyıs 2017 tarihi itibari ile çalışmaya başladığını ,iş bu durumun sözleşmeye aykırılık teşkil ettiği sebebi ile 50.000 GBP cezai şart tazminatının tahsili talepli iş bu davayı açmakla;
Davalı taraf davacı ile akdedilen belirli süreli iş akdinin kendiliğinden belirsiz süreli hale geldiği ,iş bu sebeple belirli süreli sözleşmedeki şarta dayanarak şiş bu davanın açılamayacağını ,iş akdinin davacı tarafça haksız şekilde fesih edildiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Tanık …; …’da satın alma direktörü olarak çalışıyorum, 03/08/2017 tarihinden itibaren çalışıyorum, davalı …’i tanıyorum, Eylül 2017 yılında … şirketinde Genel Müdür Yardımcısı (…) olarak çalışmaya başladı, şirkette Pazarlama, Satın Alma, Koleksiyon, Tedarikçi Yönetimi süreçlerinden üst düzey yönetici olarak sorumludur, davalı ile birlikte …’de 2012 – 2017 yılları arasında çalıştık, … orda da aynı görevde bulunuyordu, işlerin sorumluluğu aynıydı, bu pozisyonda çalışan biri şirketin sırlarına, müşteri çevresi gibi hususlara ve sırlara vakıf olabilir, davalı …’den ayrıldığını bize söyledi, o gün sebep olarak hiçbir şey söylemedi, daha sonra biz …’nın … tarafından çıkarıldığını öğrendik, bütün Satın Alma Yöneticileriyle yapılan toplantıda şirketin son 3 yıllık karnesindeki müşteri perspektifinde ve performans kriterlerindeki düşüşü ve düşen notları nedeniyle …’nın gönderildiğini duyduk, …’nın her iki şirketteki maaş durumunu bilmiyorum, marka olmuş büyük firmalar arasında geçişler sürekli olmuştur, …’dan da …’ye çok sayıda insan geçiş yapmıştır, bu olağan bir durumdur, yönetici konumundaki bir çok kişi başka firmalara geçebilmektedir, ben …’de Satın Alma Müdürü olarak görev yapıyordum, …’den maddi nedenler ve kariyer amaçlı kendim istifa ettim, …’daki bilgilendirmeyi ben daha sonradan duydum, … daha büyük bir firmadır, bu şirketler rakip firmalardır, bende rekabet yasağı ile ilgili sözleşme yoktu, davalıyla çalışma yakınlığımız …’de son iki yıldır doğrudan davalıya bağlıydım, davalının işten çıkartma ve terfi yetkisi yoktur, ben hiyerarşik olarak …’da davalıya bağlı olarak çalışıyorum, şuan davalının pratikte …’da terfi ve işten çıkarma yetkisi ile ilgili bir tecrübem yoktur, Nisan 2017 ile Ağustos 2017 yılı arasında …’den …’ya Satın Alma Departmanından Yönetici olarak ilk geçen benim, 6-7 kişi olarak isim sayabilirim, diğerlerinin bir çoğu yönetici değildir, üst düzey yönetici olarak bendim, …’dan …’ye geçen kişi sayısı daha fazladır, benim … ile görüşmem … kanalıyla olmadı, dedi. Beyanı okundu, imzası alındı.
Tanık …., …’da planlama direktörü olarak çalışıyorum, …’den Temmuz 2017 yılında bu şirkete geçtim, kendi isteğimle işten ayrıldım ve geçtim, davalı ile …’de beraber çalıştık, işten kendisinin çıkıp ya da çıkarıldığı konusunda net bir bilgim yoktur, ancak konuşulanlardan bildiğim kadarıyla devam edilmeme kararı alındığını duydum, her iki firmada aynı sektörde rakip firmadır, … daha büyük firmadır, davalı …’de … olarak Satın alma ve Planlama, Tasarım bölümlerinin başındaydı, davalı … şirketinde şuan aynı pozisyonda görev yapmaktadır, pozisyonu gereği müşteri bilgileri ve şirketin sırlarına sahip olma imkanı kendi bölümü ile ilgili olabilir, şirketin geneliyle ilgili olup olmadığını bilemem, farklı sırlara sahip olabileceğini sanmıyorum, …’de en tepe yöneticimiz … Bey’den sonra …’ydı, … şirketinde de aynıdır, …’de direk ona bağlı değildim, arada bir yönetici vardı, daha sonra …. isimli kişiye bağlandık, …’ya kariyer için geçtim, …’de kariyer olarak ilerleme imkanım yoktu, …’nın … şirketine neden geçmiş olabileceğini bilmiyorum, … ile görüştüğünü sonradan öğrendim, başlangıçta …’nın …’da olduğunu bilmiyorum, …’nın … de çalışırken işten çıkarma ve terfi yetkisi yoktu, bu sektörde şirketlerin birbirine geçişi sürekli oluyor, olağan bir durumdur, benim bölümümdeki örneğin 5 kişi …’a ve diğer şirketlere geçmiştir, Nisan 2017 – Ağustos 2017 yılları arasında Satın Alma bölümünden …’den … şirketine geçen kişi sayısını bilmiyorum, ben tazminatımı daha önceden almıştım, son 4 yıllık tazminatımı almadım, dedi. Beyanı okundu, imzası alındı.
Tanık …, …’da Tekstil Mühendisi olarak Haziran 2017 yılının sonundan itibaren çalışmaya başladım, daha önce …’de çalışıyordum, kendi isteğimle ayrıldım, … den tazminat almadım, ordan alacağım kalmadı, kariyer fırsatı olarak değerlendirdiğim için …’ya geçtim, … de Planlama Müdürü olarak çalıştım, … da ise Planlama Direktörü olarak görev yapıyorum, … ile birlikte … de 5 yıl çalıştım, direk ona bağlı değildim, …’nın işten çıkarma ve terfi yetkisi benim üzerimde yoktu, … … olarak … de görev yapıyordu, Tasarım, Satın Alma Ekibi, Reklam Ekibi de ona bağlı olabilir bu bölümlerden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak geçiyordu, …’da da şuan … olarak geçmektedir, …’deki aynı alanlara denk gelmektedir, …’nın işten çıkarılıp çıkarılmadığı bilmiyorum ama kendisinin işten çıkacağını zannetmiyorum, Nisan 2017 ile Ağustos 2017 yılları arasında benim ekibimden …’ya geçen olmadı, ancak bu firmalar arasında sürekli geçiş olmaktadır, …’dan da …’ye geçiş olmaktadır, benim bölümden geçen yıl 3 kişinin …’ye geçtiğini biliyorum, her iki firma da giyim sektöründedir, her iki firma da sektörde rakip firmadır, … …’dan 4 kat kadar daha büyük firmadır, benim sözleşmem de haksız rekabet ile ilgili yasak olup olmadığını hatırlamıyorum, dedi. Beyanı okundu, imzası alındı.
Tanık …,Ben davacı şirkette insan kaynakları direktörü olarak çalışmaktayım, Kasım 99’dan beri bu şirketteyim, davalı … şirketinde mağazadaki bütün ürünlerin tasarımından, planlama, tedarik ve bütçesinden sorumluydu, yaklaşık 1.000 kişilik bir departmana bakıyordu, kendisi … pozisyonundaydı, 2012 yılında başladı 2017 Nisan ayına kadar aynı görevde çalıştı, daha sonra kendi isteğiyle istifa etti, aynı sektörde bulunan … şirketinde aynı pozisyonda çalışmaya başladı, ayrıldıktan sonra özel kilit pozisyonunda olan satın alma müdürlerine ve planlamacılara …’dan teklifler gelmeye başladı, …’nın kendilerini çağırdığına dair bunu gelip paylaşanda oldu, kafası karışanlar oldu, … teklifleri yükseltince şuana kadar 23 kişi ayrıldı, kilit pozisyonda olan 6-7 yönetici aynı dönemde gitti, giderken ekibini götüren arkadaşlarda oldu, …’yı bilemiyorum ama giden arkadaşlar 2-3 katı ücretle ve bir takım yan haklar teklif edilerek gittiklerini biliyorum, şirketteki pozisyonu şirketin sırlarına, stratejilerine, müşteri portföyüne, fiyatlandırma stratejisi dahil birçok ticari sırra vakıf olabilecek pozisyondur. Şirketten ayrılanlar giderken tazminatlarını almadan istifa ettiler, şirketin geleceği ve stratejileri hakkında da bilgi sahibiydi, davalı şirketten ayrıldıktan sonra davacıya ait ürün ya da tasarımların … şirketinde ortaya çıktığına dair bilgim yoktur, iki firma arasında daha önce personel geçişi olmuştur, biz ilan yoluyla personel arıyoruz, direk nokta atışı olacak şekilde personel alımımız olmamaktadır, son dönemde …’dan … şirketine bu şekilde oldu, şirketten ayrılmayan bazı personel …’nın listesinin bulunduğu, bu listeye göre kendisinin de listenin başında bulunduğu ve kendisine teklif edilmesine rağmen gitmediğini bize söylemiştir, davalının şirkette pozisyonu gereği terfi ve işten çıkarma yetkisi vardır, Davalının doğrudan personel işten çıkarmaya yetkisi yoktur, bu konuda görüş bildirmektedir, performanstan dolayı çalışmak istemediği kişileri bildirmektedir, …’nın kararıyla süreci biz yönetiyoruz, ondan gelen görüşe göre süreci işletiyoruz, ….’nın …’ya seninle çalışmak istemiyoruz şeklindeki mesajından ve kendi aralarındaki görüşmelerden haberim yoktur, benim bildiğim normal istifa şeklinde ayrıldığıdır, dedi. Beyanı okundu, imzası alındı.
Dinlenen tanık beyanaları hizmet dökümü,iş sözleşmesi dosya arasına celp edilmiş dosya ;
HMK 266.maddesi uyarınca Çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hususlar olan alacak hesabı konusunda rapor alınmıştır.
10/10/2018 Tarihli Bilirkişi Raporu’nda özetle;
1- Davacıya ait bilgilerin kullanılmasının davacının önemli bir zararına sebep olabilecek nitelikte olduğu,2- Taraflar arasındaki iş sözleşmesi bir yıllık rekabet etmeme borcunu düzenlediğinden, dava konusu rekabet yasağı süresinin yasal sınırlar içerisinde kaldığı ayrıca davalının hazır giyim ve tekstil sektöründe uzun yıllar uluslararası iş tecrübesinin bulunmasından ve uzun yıllar üst düzey yönetici olarak çalışmasından dolayı Türkiye’de bir yıl çalışmamasının davalıyı ekonomik anlamda hakkaniyete aykırı bir şekilde tehlikeye sokmadığı ve bundan ötürü söz konusu bir yıllık sınırlamanın makul bir sınırlama olduğu,3- Davalının yabancı uyruklu olması, farklı yabancı şirketlerde çalışmış olması, davacı şirkette çalışmak üzere Türkiye’ye gelmiş olması ve Türkiye’de uzun yıllar çalışmamış (yurîdışındaki kariyer süresiyle kıyaslandığında) olmasından Ötürü dava konusu rekabet yasağının yer bakımından (Türkiye) makul bir şekilde düzenlendiği ve davalının ekonomik geleceğini ciddi bir şekilde sarsmayacağı,4- Uyuşmazlık, konusu rekabet yasağının sadece hazır giyim ve tekstil sektörünü kapsadığından ve bu sektörün davalının davacı şirketteki göreviyle doğrudan ilgili olduğundan, rekabet şartındaki konu bakımından sınırlamanın geçerli olduğu,5- Davacının rekabet yasağı şartının sözleşmeye konulmasında haklı bir menfaati bulunduğu ve davalının ekonomik geleceği hakkaniyete aykırı bir şekilde tehlikeye düşürülmediğinden dava konusu rekabet yasağı şartının TBK m. 444 vd. uyarınca geçerli olduğu,6- Davalının davacı şirkette yaklaşık 5 yıl çalıştığı göz önünde bulundurulduğunda sözleşmede belirlenen cezai şart miktarının davalının hem işe başlangıç hem de işten aynima tarihlerinde davalının iki aylık brüt maaşından daha az olduğundan belirlenen cezai şart tutarının makul sayılabileceği,7- Dosya kapsamında yapılan incelemede TBK m. 447’nin aradığı şekilde, iş sözleşmesinin haklı bir sebep olmaksızın İşveren tarafından feshedildiğine dair belgeler tespit edilemediğinden rekabet yasağının geçerli olduğunu,8- Bakırköy İş Mahkemesinin veya Sayın Mahkemenizin iş sözleşmesinin haklı bir sebep olmaksızın davacı tarafından feshedildiği kanaatine ulaşması halinde TBK 447/2 uyarınca dava konusu rekabet yasağı şartının geçersiz hale geleceği,9- TBK m. 430 uyarınca ve davalının sözleşmenin sona ermesinden sonra sessiz kalarak aynı şartlarda çalışmaya devam etmesinden dolayı taraflar arasındaki yazılı iş sözleşmesinin süre bakımından belirsiz süreli bir sözleşme olarak kabul edilerek rekabet yasağının geçerli olduğu kanaati ile rapor düzenlenmiş;
Türk Borçlar Kanunu’nun rekabet yasağına ilişkin 444. maddesinde; fiil ehliyetine sahip olan işçinin işverene karşı sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten , özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunları dışında rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebileceği, aynı maddenin 2. fıkrasında ise rekabet yasağı kaydının ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları yada işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkanı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması işverenin önemli bir zararına zararına sebep olacak nitelikteyse geçerli olacağı düzenlenmiştir. Rekabet yasağına aykırılıktan söz edilebilmesi için davacının zararının mutlak olarak doğması gerekmeyip zarar doğması ihtimalinin bulunması yeterlidir.
Aynı Yasa’nın 445. maddesinde de, rekabet yasağının, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremeyeceği ve süresi, özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamayacağı, aynı maddenin 2. fıkrasında ise, hâkimin, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabileceği belirlenmiştir. Burada hakime aşırı nitelikteki rekabet yasağının kapsamını veya süresini sınırlama yetkisi verilmiştir.
Rekabet yasağı yükümlülüğünün sona ermesi ise TBK’nın 447. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre rekabet yasağı, işverenin bu yasağın sürdürülmesinde gerçek bir yararının olmadığı belirlenmişse sona erer. Sözleşme, haklı bir sebep olmaksızın işveren tarafından veya işverene yüklenebilen bir nedenle işçi tarafından feshedilirse, rekabet yasağı sona erer.
Bakırköy …. İş Mahkemesi … E. …. K. Sayılı ilamı ile ;davalı : …’un davacı …aleyhine açtığı işçilik alacağı davası “davacının davalı işveren tarafından haksız olarak iş akdinin sonlandırıldığı iddiası kabul edilerek” ; kısmen kabul kısmen reddedilmiş ve İstinaf denetime tabi tutularak işçilik alacakları resen hesaplanmak düzeltilerek onanmış ve ilamın 16/03/2023 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Anılan tüm dosya uyarıca, davalının iş akdinin haksız olarak davacı tarafça fesih edildiği , bu sebeple TBK’nın 447. Maddesi doğrultusunda rekabet yasağı sona ermekle ihlalinden bahsedilemeyeceği ve de cezai şartın oluşmayacağı kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM;Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan haçlar tarifesi gereğince alınması gereken 179,90- TL harcın 3.982,65 TL peşin harçtan mahsubu ilen 3.802,75 TL bakiye harcın talep halinde davacıya iadesine ,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 35.830,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından sarf edilen 76,75 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/06/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır