Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1147 E. 2023/130 K. 08.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1147 Esas
KARAR NO : 2023/130

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2022
KARAR TARİHİ : 08/02/2023
YAZIM TARİHİ : 23/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … plaka numaralı, … model … marka hususi otomobili Bakırköy …. Noterliğinin 18/01/2021 tarih, … yevmiye sayılı araç satış sözleşmesi ile davalıdan satın aldığını, aracın müvekkili şirket çalışanlarından … kullanımındayken 25/03/2021 tarihinde aracın Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası kapsamında çalıntı-change olabileceği değerlendirilerek, İstanbul Emniyet Genel Müdürlüğü Oto Hırsızlık Büro Amirliği görevlilerince araca el konulduğunu, İstanbul Bölge Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü tarafından yapılan inceleme neticesinde araç şasi seri numarasının değiştirildiğini, şasi seri numarasının … plakalı araca ait olduğu, bu aracın hacizli ve yakalamalı olduğunun tespit edildiğini, bu durumun davalıya bildirilerek yapılan ödemenin geri verilmesinin istendiğini, ancak davalı tarafın aracı bu şekilde aldığını ve araca herhangi bir işlem yapmadığını bildirerek ödeme yapmaktan kaçındığını, bunun üzerine davalı aleyhine Bakırköy …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, beyanla davalı borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazın iptaline, davalı borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin hali hazırda herhangi bir ticari faaliyetinin söz konusu olmadığını, özel bir şirkette işçi olarak çalışmakta olduğunu, dava konusu aracı 26/11/2020 tarihinde eşinin kullanımı için satın aldığını, söz konusu aracın manuel vites olması nedeniyle eşinin kullanmakta zorluk çekmesi nedeniyle 18/01/2021 tarihinde davacı tarafa sattığını, aracın eşinin kullanımında olduğu yaklaşık 2 aylık süre içerisinde ne müvekkilinin ne de eşinin araçta herhangi bir değişiklik yapmadığını, ayrıca davacı tarafından araç üzerinde değişiklik yapıldığını öğrendikten sonra müvekkiline herhangi bir bilgi verilmediğini, ihtarname çekilmediğini, bu nedenle davacı tarafından haksız olarak başlatılan icra takibine itiraz edildiğini, beyanla öncelikle davanın usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, satıcı, kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı Kanunun 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Ancak bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. 6502 sayılı yasanın 83/2 maddesi uyarınca, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.
Somut olayda; davaya konusunun araç olduğu, dosyaya sunulu araç satış sözleşmesinde söz konusu aracın kullanım amacının hususi olarak belirtildiği, davalının dosya arasına alınan hizmet döküm cetvelleri ve işe giriş bildirgelerine göre sigortalı olarak çalışan olduğu, davalı vekilinin 31/01/2023 tarihli cevap dilekçesi ile dava konusu aracı müvekkilinin eşinin hususi olarak binmesi amacıyla alındığını beyan etmesi karşısında, davalının tacir olmadığı, “tüketici” olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davaya bakmak görevi Tüketici Mahkemesine ait olup davanın görev dava şartı yokluğundan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-HMK’nin 114/1-c ve 115/2 maddeleri hükmü gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın USULDEN REDDİNE,
Görevli mahkemenin BAKIRKÖY TÜKETİCİ MAHKEMESİ OLDUĞUNA,
2-Karar kesinleştikten sonra iki hafta içinde talep halinde dosyanın görevli BAKIRKÖY TÜKETİCİ MAHKEMESİ gönderilmesine,
3-Harç, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve gider avansı hususlarının görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
4-HMK’nın 20/1. maddesi gereğince süresinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmezse davanın açılmamış sayılması yönünde karar verilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yasa yolu açık olmak üzere tarafların yokluklarında, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 08/02/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır