Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1137 E. 2023/259 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1137 Esas
KARAR NO : 2023/259

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/12/2022
KARAR TARİHİ : 14/03/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :04/04/2023
Davacı vekili tarafından açılan istirdat davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 03/04/2018 tarihinde matbaa sözleşmesinin tanzim edildiğini, 1.900.000,00 TL lik iş hacminin ortaya çıktığını, sözleşme uyarınca, davalı tarafından basılacak kitapların iş emrinden sonra basılıp 10 iş günü içerisinde müvekkilinin deposuna teslim etmesi gerekirken zamanında teslim etmediğini, taraflar arasındaki ticari ilişki gereği müvekkili tarafından davalı tarafından teslim edileceği ifade edilen ürünlere karşılık çek keşide edildiğini ve müvekkilinin ikamet ettiği evini ipotek ettirdiğini, ancak davalının ürünleri teslim etmediğini, müvekkili şirket aleyhine aynı alacağa ilişkin icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin, davaya konu çek ve ipotek davalıdan alınacak mallara karşılık avans olarak verildiğini, davalı tarafından malların zamanında teslim edilmemesi nedeniyle bahse konu çek ve ipoteğin bedelsiz kaldığını, davalı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, müvekkilinin davalı yana bu miktarda borçlu olmadığının tespitine, fazla ödenen kısmın istirdatına, karşılıksız çek kaşesi vurdurmadan takibe konu edilen çeke uygulanan faizin fahiş olması sebebiyle faizin yeniden hesaplanmasına, fazla hesaplanan faizin iptaline, yargılama gideri ve ücretinin vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından aynı dava dilekçesi ile farklı icra takiplerine ilişkin menfi tespit ve istirdat talebinde aynı anda bulunulduğunu, bu hususun usul ve yasaya aykırı olduğundan davanın reddinin gerektiğini, davanın dava şartı yokluğundan reddinin gerekmediğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, senede karşı senetle ispat zorunluluğu bulunduğundan davacının tanık dinletme talebine muvafakat etmediklerini, davacının davasının taraflar arasındaki basım sözleşmesinden kaynaklanan borçlu olmadığının tespiti ve fazla ödenen bedelin istirdadı talebi olarak beklendiği göz önüne alındığında davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu için yetki yönünden reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki matbaa sözleşmesi kapsamında davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile fazla ödenen bedelin istirdadına ilişkindir.
Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün ….esas sayılı takip dosyası aslı celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 419.178,37 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası aslı celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 169.359,61 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.

Mahkememizce tapu kayıtları, ipotek akit tablosu, işyeri tescil ve detay bilgileri, dönem bodroları, adres bilgileri, çalışan kişi sayısını gösteren listeler, ba-bs formları celp edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun uyuşmazlıkla ilgili “Sözleşmeden doğan davalarda yetki “ başlıklı 10. maddesi “Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir” hükmünü ,“yetki sözleşmesi” başlıklı 17. maddesi “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmünü ihtiva etmektedir.
6100 Sayılı HMK’nun 17. maddenin ikinci cümlesine göre, “taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır”. Bu hükme göre, yetki sözleşmesi (veya yetki şartı) yapan taraflar, aksine bir düzenleme yapmamışlarsa, dava sadece yetki sözleşmesinde kararlaştırılmış olan mahkemede açılabilir. Diğer bir deyişle, aksi belirtilmediği sürece HMK, yetki sözleşmesinde gösterilen mahkemenin münhasır yetkili mahkeme olacağını kabul etmiştir. Bu şekilde yapılmış olan yetki sözleşmesinin münhasır yetkili olacağı madde gerekçesinde de açıkça belirtilmiştir. Görüldüğü üzere, taraflar, salt bir münhasır yetki sözleşmesiyle, kanunun öngörmüş olduğu genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisini kaldırmış olmaktadırlar. Taraflar, bu sonucun ortaya çıkmasını istemiyorsa, yani genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisinin devam etmesini istiyorlarsa yetki sözleşmesinde bunu ayrıca belirtmek zorundadırlar. Buna göre, münhasır yetki sözleşmesinden kasıt, tarafların yetki sözleşmesi ile kararlaştırılan mahkemeden başka bir mahkemede dava açılamaması üzerinde anlaşmalarıdır.
Bu açıklamalar ışığında tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; tarafların tacir olduğu ve aralarında yapılan sözleşmesinin “yetkili Mahkeme” başlıklı 11. maddesinde dava konusu sözleşmeden doğacak dava ve ihtilaflarda yetkili Mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunun kararlaştırıldığı ve maddede aksine bir hususun yer almadığı ve bu Mahkemenin artık kesin yetkili hale gediği anlaşılmakla Mahkememizin yetkisizliğine, yetkili Mahkemenin İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının yetki ilk itirazının KABULÜ ile; 6100 Sayılı HMK’nun 17/1 maddesi uyarınca mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, yetkili ve görevli Mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna,
2-6100 Sayılı HMK nun 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde taraflardan birinin müracaatı halinde dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde 6100 Sayılı HMK’nun 20 maddesi uyarınca resen DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLECEĞİNİN İHTARINA,
3-6100 Sayılı HMK 331/2 maddesi gereği harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti hususlarında yetkili ve görevli Mahkemece karar verilmesine, dosyanın yetkili ve görevli Mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde talep üzerine bu hususlarda Mahkememizce karar verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yokluğunda, davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize verilecek veya başka bir Mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/03/2023

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır