Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1121 E. 2023/198 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/1121 Esas
KARAR NO : 2023/198

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 19/12/2022
KARAR TARİHİ : 28/02/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :17/03/2023
Davacı vekili tarafından açılan menfi tespit davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü … esas sayılı icra takibinde yer alan alacaklar hakkında haricen anlaşmaya varıldığından ve yapılan sulh ve ibra protokolü doğrultusunda ödemeler yapıldığından dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile tedbir kararı verilerek icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Ticari uyuşmazlılarda dava şartı zorunlu arabuluculukun yerine getirilmediğini, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğini, takibe konulmanın ardından 2 yıl boyunca hiçbir itirazda bulunulmadığını, 03/06/2022 tarihinde dosyadan almış oldukları 21.849,29 TL nin Ahmet Küçükerbir adına gelen ödeme tahsil harcının borçluya ait olmak üzere haricen tahsil edilmiştir talebini 04/06/2022 tarihinde bildirdiklerini, bu davanın temelinin yapılan sulh sözleşmesi taksitlerin ödenme zamanını belirleyip şarta bağlı hüküm ifade ettiğinden İİK m. 71 anlamında borcun ve ferilerinin itfa edildiğini ispat eden belge niteliğinde olmadığını, davacının çekteki imzaları kabul etmediğini, davada çekin geçersiz olduğunu ispat yükünün davacıda olduğunu, hukuken geçerli bir kambiyo senedinin bulunduğunu, davacı tarafın kötüniyet tazminatına ve %40 dan aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı üzerinden bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı aleyhine başlatılan dava konusu icra takibine konu borcun taraflar arasındaki sulh ve ibra protokolüne göre tasfiye edilmesine ve ödenmesine rağmen icra takibine devam edilmesi sebebiyle icra takibine konu borçtan davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesine ilişkin menfi tespit davasıdır.
Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası aslı celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 44.180,27 TL’nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı ve takibin derdest olduğu görülmüştür.
Davalı vekili tarafından her ne kadar arabuluculuk dava şartı eksikliği sebebiyle davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de; 6102 Sayılı TTK’nun 5/A maddesi uyarınca Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak düzenlendiği, somut davada davacı vekili tarafından menfi tespit davası açıldığı, bu hüküm uyarınca ve yerleşmiş istinaf ve Yargıtay içtihatları ile menfi tespit davasının arabuluculuk dava şartına tabi olmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin arabuluculuk dava şartı eksikliği sebebiyle davanın reddine karar verilmesi talebinin reddine karar verilerek yargılama devam edilmiştir.
Somut davada; davacı vekili taraflar arasında akdedilen 19/04/2022 sulh ve ibra protokolüne göre davacıların borçlu, davalının alacaklı olduğu Büyükçekmece … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası, Ankara …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası, İstanbul .. . İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası, İstanbul …. İcra Dairesi’nin …. esas sayılı dosyası, Ankara …. İcra Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası, Ankara …. İcra Ceza Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyasındaki davalı alacağı için davacıların toplam 125.000,00 TL sinin iki taksit halinde ödenmesi hususunda anlaşıldığı, davacının ilk taksiti vadesinde, ikinci taksiti ise vadesinden sonra ödediği, ikinci taksitin vadesinden sonra ödenmesi sebebiyle davalının Büyükçekmece …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasındaki icra takibine haksız olarak devam ettiği, borcun ödenmesi sebebiyle söz konusu icra takibine konu alacaktan borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili davacının borcunu vadesinde ödemediğini, bu sebeple sulh ve ibra protokolünün hükümsüz kaldığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki 19/04/2022 tarihli sulh ve ibra protokolü incelendiğinde; davacıların borçlu, davalının alacaklı olduğu Büyükçekmece …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası, Ankara … İcra Dairesi’nin .. esas sayılı dosyası, İstanbul … . İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası, İstanbul …. İcra Dairesi’nin ….esas sayılı dosyası, Ankara … İcra Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası, Ankara …. İcra Ceza Mahkemesi’nin …esas sayılı dosyasındaki davalı alacağı için davacıların toplam 125.000,00 TL ödemesi, bedelin 80.000,00 TL sinin 19/04/2022 tarihinde, 45.000,00 TL sinin 19/05/2022 tarihinde ödenmesi hususunda anlaşıldığı, ödemeler yapıldıktan sonra taraflar arasında protokolde belirtilen dosyalar için hiç bir borç-alacak ilişkisinin kalmayacağının, davalının icra ceza mahkemesindeki şikayetinden vazgeçeceği, icra dosyalarına haricen tahsil bildiriminde bulunacağını hüküm altına alınmıştır. Davacı vekili tarafından sunulan banka dekontlarında sulh ve ibra protokolü kapsamında davacılar tarafından 80.000,00 TL nin 19/04/2022 tarihinde, 45.000,00 TL nin 03/06/2022 tarihinde ödendiği ve protokol kapsamında anlaşılan bedelin davalıya ödendiği görülmüştür. Taraflar arasında yapılan sulh ve ibra protokolü ile protokol kapsamında belirtilen dosyadaki borçlar tasfiye edilmiş ve protokol ile tüm dosyalardan davacıların 125.000,00 TL borçlu olduğu hususunda anlaşılmıştır. Söz konusu protokol ile belirlenen borç, protokol kapsamındaki dosyalardaki borçları tasfiye eden ve önceki borcu sona erdiren yeni bir borçtur. Davacılar tarafından da protokol kapsamındaki belirlenen borç ödenmiştir. Borcun vadesinden sonra ödenmesi, bir başka deyişle borçlunun temerrüte düşmesi protokolü geçersiz kılacak bir sonuç doğurmaz. Bu durumda alacaklı protokol kapsamındaki yeni borç yönünden 6098 Sayılı TBK’ndaki borçlunun temerrütü halinde alacaklıya tanınan haklardan yararlanabilir. Yoksa tasfiye edilen eski alacakların talep edilmesi mümkün değildir. Bu kapsamda davalının protokol kapsamında tasfiye edilen ve sona eren Büyükçekmece …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasındaki alacağı için takibe devam etmesi taraflar arasındaki sulh ve ibra protokolüne ve usul ve yasaya aykırıdır. Bu sebeplerle açılan davanın kabulü ile davacının protokol kapsamında tasfiye edilen ve sona eren Büyükçekmece …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasındaki borçtan borçlu olmadığının tespitine, davalının kötü niyetli olduğu ispat edilmediğinden ve kötü niyet tazminatı şartları oluşmadığından davacı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine, davacının davada haklı olduğu, ihtiyati tedbir kararı verildiği tarihte iddiasını yaklaşık olarak sulh ve ibra protokolü, banka dekontları ile ispat ettiği ve ayrıca yapılan yargılama sonucunda dava açmakta ve ihtiyati tedbir kararı talebinde haklı olduğu ve Mahkememizce ihtiyati tedbir kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı vekilinin Mahkememizin 21/12/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararına itirazının reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KABULÜ İLE;
-Davacının Büyükçekmece …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takip dosyasındaki icra takibine konu borçtan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine,
-Davalının kötü niyetli olduğu ispat edilmediğinden ve kötü niyet tazminatı şartları oluşmadığından davacı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Davalı vekilinin Mahkememizin 21/12/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararına itirazının reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 4.653,94 TL nispi karar harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 1.163,49 TL peşin harcın mahsubu ile 3.490,45‬ TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 10.900,77 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından mahkememiz dosyasına yatırılan 1.163,49 TL peşin harç, 80,70TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.244,19‬ TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 171,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
8-Davacı tarafından yatırılan teminatın 6100 sayılı HMK’nın 392/2’nci maddesi uyarınca asıl davaya ilişkin hükmün kesinleşmesinden veya ihtiyati tedbir kararının kalkmasından itibaren bir ay içinde tazminat davasının açılmaması hâlinde yatırana İADESİNE,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.28/02/2023
Katip …
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır