Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/1049 Esas
KARAR NO : 2023/574
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma İşi Nedeniyle Alacak)
DAVA TARİHİ : 29/09/2021
KARAR TARİHİ : 22/06/2023
YAZIM TARİHİ : 17/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesini özetle; davalı şirkette 22/10/2020 tarihinde itibaren aracı ile servis taşımacılığı yaptığını, bu tarihten itibaren her ay sonu kestiği faturaların ödemelerinin parça parça eksik olarak yatırıldığını, alacaklarının tamamı tahsil edebilmek için irca takibi başlattığını, başlatılan icra takibine davalı tarafından ödeme süresini uzatmak maksadıyla itiraz ettiğini beyan ederek, alacaklarının tahsili ile Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından açılan işbu davanın görevsiz ve yetkisiz mahkemede açıldığını, bu nedenle davanın usulden reddinin gerektiğini, ayrıca davacı tarafın icra takibine konu ettiği faturaların tek başına alacağın varlığını ispat edemeyeceğini, faturada belirtilen malın teslim edilmesi veya hizmetin görülmesi ile ancak hak ve alacak iddiasında bulunabileceğini, bu yönüyle davacının hizmet verdiğini ispatlaması gerektiğini ancak dosya kapsamında buna ilişkin hiçbir bilgi ve belgenin sunulmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Büyükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesinin …. E-K sayılı kararında; taşıma işleri hakkında maddi hukuk normları ile ilgili düzenlemelerde TTK.’nın 4. kitabında yer aldığından, taşıma sözleşmelerinden kaynaklı tüm uyuşmazlıklar, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari iş ve ticari dava sayılır. Bu durum karşısında, içinde taşıma işinin de yer aldığı karma nitelikteki dava konusu sözleşmeden kaynaklanan somut uyuşmazlığı görüp inceleme de Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğu gerekçesiyle dosya Mahkememize gönderilmiştir.
Yapılan açık yargılamada taraf teşkili sağlanmış, Büyükçekmece …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası UYAP aracılığıyla dosya arasına alınmış, tarafların bağlı bulundukları Vergi Dairelerinden B formları, … Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğünden ve ….bank A.Ş. Genel Müdürlüğünden davacı tarafın davalı tarafa yapmış olduğu ödemelere ilişkin ödeme belgeleri getirtilmiş bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama süreci ve değerlendirmede; dava, taşıma işinden dolayı bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali ile davacının icra inkar tazminatı, davalının kötü niyet tazminatı istemlerine ilişkindir.
Büyükçekmece …. İcra Dairesinin …. Esas sayılı icra takip dosyasının yapılan incelemesinde; alacaklısının dosyamız davacısı olduğu, borçlusunun dosyamız davalısı olduğu, 75.879,62-TL alacak için ilamsız takip yapıldığı, icra takibinin 31/10/2020 tarihinden başlayan fatura alacaklarına dayandığı, davalının icra takibine 28/09/2021 tarihinde itiraz ettiği, davacının davalı tarafından icra takip dosyasına yapılan itirazın iptali için süresinde dava açtığı anlaşılmıştır.
Davalının bağlı bulunduğu Vergi Dairesinden getirtilen BA formlarına göre, davacı şirket tarafından düzenlenen 2020 yılına ilişkin 5 adet faturanın ve 2021 yılına ilişkin 9 adet faturanın bildiriminin yapıldığı görülmekle, taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu, davalının bu faturalardan bilgi sahibi olduğu ve Vergi Dairesine bildirdiği anlaşılmış, bu durumda taraflar arasında ticari ilişki olduğu sonucuna varılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi için, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırılması gerekmiş, davacı taraf ticari defter ve kayıtlarını sunmuş, davalı taraf ticari defter ve kayıtlarını sunmamıştır.
HMK’nin 222/3 maddesi hükmündeki düzenlemeye göre, ikinci fıkrada belirtilen koşullara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine kanıt olarak kabul edilebilmesinin koşullarından birinin diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi olduğu belirtilmiştir. HMK’nin 222/2 maddesi hükmüne göre ise, ticari defterlerin, ticari davalarda kanıt olarak kabul edilebilmesi için, yasaya göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması koşuldur.
Bilirkişi tarafından hazırlanan raporda, davacının ticari defterlerinin eksiksiz, usulüne uygun olarak açılışı ve kapanış onaylarının yaptırıldığı saptanmış, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı belirlenmiş olmakla, davacının ticari defter kayıtlarının kanıt niteliğinin olduğu sonucuna varılmış, davalı tarafından verilen süreye rağmen ticari defter ve kayıtları sunulmadığından davacının ticari defter ve kayıtlarının lehine kanıt niteliğinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında mevcut ticari ilişki kapsamında davacı tarafın bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davalıdan takip tarihi itibariyle 93.889,62-TL alacağı bulunduğu, ancak davacının icra takibine konu ettiği alacak tutarının 75.879,62-TL olduğu, işbu alacağın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bilirkişi raporundaki saptamaya göre davacının ticari defterlerinin yöntemine uygun olarak tutulduğu, açılış ve kapanış onaylarının yaptırıldığı, tarafların B formlarının birbirleriyle uyumlu oldukları, bu durumda davalının davacının faturalarından bilgi sahibi olduğunun ve bağlı olduğu vergi dairesine bildirdiğinin kabulü gerektiği, davalı tarafın ticari defterlerini incelemeye sunmadığı, davacının ticari defter kayıtlarıyla ortaya konulan alacağının aksini ispat yönünden dosyaya yansıyan bir kanıt da bulunmadığı, bu bağlamda davacının ticari defterleri lehine kanıt niteliğinde olmakla, davalı tarafından davacının ticari defter kayıtlarının aksi yöntemine uygun kesin kanıtlarla ispatlanamadığından HMK’nin 222/3 maddesi gereğince davacı tarafın alacağının varlığını kanıtladığı değerlendirilerek, davacının icra takibindeki istemiyle bağlı kalınarak davasının kabulüyle, davacının alacağı yönünden takip tarihinden itibaren davalı temerrüde düştüğünden davacının faiz isteminin yerinde olduğu, davalı açısından bilinebilir ve belirlenebilir nitelikte olan alacağa davalı tarafından yapılan haksız itiraz nedeniyle davacı lehine alacak tutarının %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmetmek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KABULÜ ile; davalının Büyükçekmece …. İcra Dairesinin … Esas sayılı icra takip dosyasına itirazının iptali ile takibin kaldığı yerden aynı koşullarla devamına,
İİK’nin 67/2 maddesi uyarınca 15.175,92-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 5.183,34-TL harçtan peşin alınan 1.295,84-TL harcın indirilmesiyle geriye kalan 3.887,50-TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.295,84-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvurma harcı, 496,00-TL posta ve davetiye gideri, 2,00-TL dosya sarf gideri, 2.200,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.757,30-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davacı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 12.140,74-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan avansın karar kesinleştikten sonra davacıya geri verilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yasa yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/06/2023
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır