Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/965 E. 2022/213 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/965 Esas
KARAR NO : 2022/213

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/11/2021
KARAR TARİHİ : 01/03/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :04/04/2022
Davacı vekili tarafından açılan istirdat davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bursa’da bulunan, çek keşidecisi …. Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Limited Şirketi, Müvekkili …. Fırça ve Plastik Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ne olan borcuna karşılık olarak Keşide ettiği …. çek seri numaralı 60.000,00 – TL bedelli, 25.08.2020 basım tarihli, 10.11.2021 keşide tarihli çeki, Elemanı …. vasıtasıyla, 08.07.2021 tarihinde ….. Kargo takip no su ile …. kargonun …. şubesine teslim ettiğini, söz konusu çekin bulunduğu zarf ile birlikte 38 adet kargo evrakı, 07.07.2021 tarihinde ….. kargonun elamanları tarafından taşıma yapılırken çaldırıldığını, çekin çalınmasının öğrenilmesi üzerine, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. Esas sayılı dosyasında 09.07.2021 tarihinde çekin iptal edilmesi için dava açıldığını ve Mahkemece, 13.07.2021 tarihinde söz konusu çek hakkında ödemeden men kararı verildiğini ve bu kararın muhatap banka olan … Bankası A.Ş. … Şubesine bildirildiğini, dava konusu çekin ibraz edilmesi üzerine iş bu davayı açtıklarını, davalı tarafından, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. Esas sayılı dosyasına ibraz edilen çekin taraflarınca incelenmesinde, çekin arkasında bulunan, kaşe ve imzanın sahte olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin, çeki ciro ettikleri gözüken …. Mühendislik İnşaat Tesisat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ve diğer cirantalar ile herhangi bir ticari ilişkisi olmadığını, ticari defterlerinin incelenmesi ile bu durumun ortaya çıkacağını, cirantacı şirketler taraflarınca araştırılmış olup, bu şirketlerinin hepsinin ticari faaliyeti olmayan şirketler olduğu da tespit edildiğini, Davalının, çeki iktisap etmekte kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğunu, çekin ellerinden rızaları dışında çıktığı için çekin iptali ile ilgili ilanların yapıldığını, bu ilanlar Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlandığını, bir tacir olan davalının çeki iktisap ederken bu ilanları göz önünde bulundurması gerekirken basiretli bir tacir gibi davranmayarak çeki kabul etmesinde ağır kusuru olduğunu, ayrıca davalı çeki kabul ederken, çekin tacir çeki olduğunun farkında olduğunu, uygulamada tacir çekleri kabul edilirken söz konusu çek ile ilgili bir sorun olup olmadığı muhatap bankaya sorulmakta ona göre kabul edildiğini, davalının bunu yapmadan çeki kabul etmesi hayatın olağan akışına aykırı olup davalının ağır kusurlu olduğunun açık kanıtı olduğunu, çekin arkasında görülen …. şirketlerinde ticari faaliyette olmamaları da davalının Kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, Müvekkili Şirketin kaşesi ve imzası taklit edilerek ciro edilmiş ve ciro silsilesi bozuk çeki, ağır kusurlu ve kötü niyetli olarak elinde bulunduran …. İnşaat Bilişim Lojistik Limited Şirketinden dava konusu çekin taraflarına iade edilmesine karar verilmesini, davanın kabulü ile dava konusu çekin tarafımıza iadesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, dava açmadan önce dava şartı olan arabuluculuk yoluna başvurmadan işbu davayı açtığından, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, müvekkilinin, dava konusu … Bankası, …. Şubesi, 10.11.2021 keşide tarihli, …. seri numaralı 60.000.00-TL’lik, hesap sahibi … Gıda ve İht. Mad. LTD.ŞTİ. olan çeki, kötüniyetle veya ağır kusur ile iktisap ettiği ispat edilmediğinden, çekin kayıp olduğu iddiası ile ilgili hiçbir bilgisi ve sorumluluğu olmadığından, çekin illetten mücerret olma özelliği olduğundan, müvekkilinin, çeki, faturalı alacağına karşılık olarak, ticari defterlerine işleyerek aldığından, tanık dinlenmesine muvafakatimiz olmadığından, araştırılacak başkaca bir husus kalmadığından ve davacının iddiaları gerçeği yansıtmadığından davanın esastan reddine, mahkemece dava konusu çek ile ilgili konulmuşsa ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, davacının, davaya konu çekin bedelinin %20 si oranında kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, dava konusu çekin rızası dışında elinden çıkan, davacıya atfen cirolanan çekin ciro üzerindeki imza ve kaşenin kendilerine ait olmayan, davalının kötü niyetli hamil olduğu çekin istirdatına ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; dava konusu çekin davacının rızası dışında elinden çıkıp çıkmadığı, davacıya atfen cirolanan çekin ciro üzerindeki imza ve kaşenin davacıya ait olup olmadığı, davalının kötü niyetli hamil olup olmadığı hususlarındadır.
Şişli Vergi Dairesi’ne, Marmara Kurumlar Vergi Dairesi’ne, İkitelli Vergi Dairesi’ne, Çankaya Vergi Dairesi’ne, Yapıkredi Bankasına, Küçükyalı Vergi Dairesi’ne, Şişli Vergi Dairesi’ne, Maltepe Vergi Dairesi’ne, …. Polis Merkezi Amirliği’ne, …. Polis Merkezi Amirliği’ne, …. İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne, …. İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne yazılan müzekkere cevapları incelenmiştir.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafça dava konusu çekinde içerisinde bulunduğunu iddia ettiği kargo evraklarının çalınması iddiası ile hırsızlık suçundan soruşturma başlatıldığı ve söz konusu soruşturmanın şüphelisinin tespit edilememesi sebebiyle daimi arama kararı verildiği ve soruşturmada iş bu davamızın davalısı şirket yetkilisi hakkında şüpheli sıfatı ile soruşturma olmadığı anlaşılmıştır.
Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. esas sayılı dosya aslının gelmiş olduğu, yapılan incelemede; davacısı …. Fırça ve Plastik San ve Tic A.Ş olan kıymetli evrak iptali davasında davanın konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği görülmüştür.
Dava konusu çekin incelenmesinde; çekin keşidecisinin dava dışı …..Ltd. Şti., çekin lehtarının davacı … San ve Tic A.Ş. olduğu, çek bedelinin 60.000,00-TL, keşide tarihinin 10/11/2021 tarihi olduğu, çekin arka yüzünde ilk cirantanın davacı …. San ve Tic A.Ş. Olduğu, sonraki cirantaların sırasıyla …. Mühendislik İnşaat Tesisat Taahhüt San. Tic. Ltd. Şti., …. İnşaat Sanayi İthalat İhracat ve Tic. Ltd. Şti., …. Elektrik İnşaat Hırdavat Sanayi İthalat İhracat ve Tic. Ltd. Şti., … Lojistik Ltd. Şti. olduğu, çekin ibrazında ödeme yasağı olması sebebiyle ödeme yapılmadığı anlaşılmıştır.
6102 Sayılı TTK’nda düzenlenen kambiyo senetleri ve bunlar arasında bulunan çek sebepten mücerrettir. Kambiyo senetlerindeki taahhüdün mutlaka bir sebebi vardır, ancak bu sebep senet üzerinde açıklanmamıştır ve kambiyo senetlerini temel ilişkiden soyut hale getirmektedir. Aksine davranış yani kambiyo senetlerinin temel ilişki ile ilişkilendirilmesi kambiyo senetlerini hükümsüz hale getirir. Çek bir ödeme aracıdır ve çekin temelinde nitelikli bir havale ilişkisi yatar. Çek bir ödeme aracı olduğundan mevcut bir borcun ifası anlamına gelmektedir ve bunun aksi ve bedelsizlik iddiası ancak kesin deliller ile ispat edilebilir.
6102 sayılı TTK’nun 687. Maddesi uyarınca “…keşideci, lehtarla arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun” hükmü düzenlenmiştir.
6102 Sayılı TTK’nun 790. Maddesi uyarınca Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse, bu son ciroyu imzalayan kişi çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır hükmünün düzenlendiği, bu hüküm gereğince somut olayda dava konusu çekteki ciro silsilesinde bir kopukluk bulunmadığı anlaşılmıştır.
6102 Sayılı TTK’nun 792. Maddesi uyarınca Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlü olduğu hükmünün düzenlendiği, davamız konusu çekte ciro silsilesinin düzgün olduğu, Savcılık soruşturma dosyasında şüphelilerin tespit edilemediği ve bu nedenle Mahkememizce bekletici mesele yapılmadığı ve yetkili hamilin çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğunun ispatlanamadığından davacının çekin iadesini talep etme hakkı olmadığı tespit edilmiştir.
6102 Sayılı TTK’nın 825/1. maddesi uyarınca borçlu, emre yazılı bir senetten doğan alacağa karşı ancak senedin geçersizliğine ilişkin veya senet metninden anlaşılan def’ilerle alacaklı kim ise ona karşı, şahsen haiz bulunduğu def’ileri ileri sürebilir. Bu haliyle davacının senet metninden anlaşılan imzanın ve kaşenin kendisine ait olmadığı iddiasını davalıya karşı ileri sürmesi mümkündür. Ancak 6102 Sayılı TTK’nın 792. maddesine göre, “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790’ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmü içermektedir. Davacı tarafça menfi tespit talebinde bulunulmamış ve çek istirdatı talebinde bulunulmuştur. Çek istirdatı talebinde bulunabilmek için de davalının çeki kötü niyetle iktisap ettiğinin veya iktisabında ağır kusuru olduğunun ispat edilmesi gerekmektedir. Çekteki ciro silsilesinin şeklen düzgün olması yetkili hamil olmak için yeterlidir. Çeki iktisap edenin çekteki imzaların sıhhatini araştırma yükümlülüğü ve imkanı yoktur. Bu nedenle çekteki cirantanın imzasının sahte olması ciro silsilesini bozmaz ve çekin istirdatı için bunu bilmeyen en son hamilinin kötü niyetli olduğunu ispatlamaz. Bu nedenle dosyanın esasa etkili olmayacağından Mahkememizce çekteki ciro üzerindeki imzanın ve kaşenin sahte olup olmadığına ilişkin imza ve kaşe incelemesi yaptırılmamıştır. Ayrıca çek sebepten soyut bir ödeme aracı olduğu için taraflarca defter ve kayıtlarına kaydedilmesi zorunlu değildir. Davacı taraf ve davalı taraf arasında ticari ilişki olmadığı hususunda da ihtilaf bulunmamaktadır. Çekin ticari defter ve kayıtları kaydedilmesi zorunlu olmadığından çek üzerinde cirosu bulunan diğer şirketlerin de defter ve kayıtlarının incelenmesinin esasa bir etkisi olmayacaktır. Bu nedenle Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır. Ayrıca davalı tarafa çekin iyi niyetle mi kötü niyetle mi iktisabı hususunda yemin teklif edilmesi konusu suç olması sebebiyle yasal olarak mümkün olmadığından davacı tarafa yemin delili de hatırlatılmamıştır. Davacı tarafça davalının çeki kötü niyetle iktisap ettiğine veya iktisabında ağır kusuru olduğunda dair iddialarını ispatlar delil dosyaya sunulmadığından açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın REDDİNE,
-Davacının kötü niyeti ispatlanmadığından ve kötü niyet tazminat şartları oluşmadığından davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Karar tarihinde yürülükte bulunan haçlar tarifesi gereğince alınması gereken 80,70- TL maktu harcın 1.024,65 TL peşin harçtan mahsubu ile 943,95 TL bakiye harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar üzerinden hesaplanan 8.600,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Kullanılmayan gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra yatırana iadesine,
6-Mahkememiz kararının kesinleşmesine müteakiben dosyamız arasında bulunan Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. esas sayılı dosyasının mercine İADESİNE,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin yüzüne karşı , davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.01/03/2022

Katip ….
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.